Tam 44 ülkeden, 60'dan fazla gemi ve binlerce aktivistin katılımıyla, Gazze'ye ses olabilmek, 2007'den bu yana süren ambargoyu kırmak ve açlığa mahkum edilmiş masum bir halkın yardımına koşmak amacıyla Küresel Sumud Filosu (Global Sumud Filotilla) organize edildi.
Sabırları tükenmiş, 42 kilometrelik Gazze Şeridi'ne sıkıştırılmış ve abluka altında adeta ölüme terk edilmiş bir halkın, son 2 yıldır uğradığı soykırım, artık açlıkla terbiye edilme noktasına geldi.
Dolayısıyla Küresel Sumud Filosu, dünyanın gözü önünde yaşanan bu açlığın kaynağı olan ambargoyu kırmak için tarihi bir misyon üstlendi.
"Sumud", direnç, sebat ve kararlılık anlamına gelir ve Filistin kültüründe önemli bir yere sahiptir.
Köklerine bağlı bir milletin, tüm baskı ve yıldırmalara karşı direncini ve kararlılığını ifade eden Sumud, özellikle Altı Gün Savaşı'ndan sonra artan baskılara karşı Filistin direnişinin canlı tutulmasında kritik bir rol oynar.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Küresel Sumud Filosu'nun ilhamı, şahsen benim ruhuma da derinden dokunan bir kolektif direniş öyküsüdür.
Nitekim kalem ve kelam ile verdiğimiz mücadele, vicdan muhasebemizde artık sadece "bir gayret" olmaktan çıkmış, somut adımlar ve büyük hareketler, dalga dalga etkileşimler gerektiren bir noktaya gelmişti.
Ve biz de, bu tarihi misyonun bir parçası olmak adına, Sumud'da bir Samid olmak istedik; tüm Sâmidunlar gibi…
Filo için aldığım davete çok geç kalmış olmama rağmen, canhıraş bir çabayla tüm evraklarımı tamamladım ve şükür ki akredite edilmiş bir katılımcı olarak, filonun duraklarından biri olan Tunus'a vardım.
Pasaportum gri veya yeşil olmadığından, bu kutlu yola çıkabileceğim tek liman Tunus'tu.
Tunus delegasyonunda Türk katılımcıların yoğunluğu dikkat çekiciydi.
Öyle ki, Malezya, Endonezya ve Avrupa'nın farklı ülkelerinden gelen katılımcılarla eğitimlere başladığımız ilk gün, Türklerin sayısı öylesine fazlaydı ki, "Türkler yeterince sayıdalar, diğerlerimiz eve dönebilir" şeklinde latife edilmişti.
Ayşe Müzeyyen Taşçı, Tunus'tan aktarıyor
— Independent Turkish (@TurkishIndy) September 9, 2025
5. kez Gazze yolculuğuna çıkan Amerikalı çift:
"2008'de 44 yolcu ile Gazze'ye ulaştık, şimdi 47 ülke ve 60 teknemiz var!"
"Bu hareket artık İsrail'i geri adım atmaya zorlayacak kadar güçlü"https://t.co/2gOhbmGm3m
Deniz yolculuğundan uluslararası hukuk kurallarına kadar pek çok konuda eğitime tabi tutulduk.
Sürecin en yoğun odak noktası ise "şiddetsizlik"ti.
Türk delegasyonunun ilk etapta disipline girmesi biraz zor olsa da, "eğitime katılmayanlar gemiye bindirilmeyecek" endişesiyle kendimizi hummalı bir koşturmacanın içinde bulduk, diyebilirim.
Ayşe Müzeyyen Taşçı Tunus'tan aktarıyor
— Independent Turkish (@TurkishIndy) September 7, 2025
Ayçin Kantoğlu:
"'İnsanlık ölmemiş' dedirtecek kimseler var burada"
"Dualarınızı ve desteklerinizi eksik etmeyin"
"Bizi takip edin, kamuoyu oluşturmak adına yanımızda kalın"https://t.co/5Ep2fECY2Q
Elbette çok heyecanlıydık.
Sürecin yoğunluğuna rağmen, yeni arkadaşlarla tanışıyor ve gelecekteki yolculuğumuza dair sohbetler ediyorduk.
Her seferinde, "Bu kez ambargoyu deleceğiz ve Gazze'ye ulaşacağız" diyorduk.
Ayşe Müzeyyen Taşçı Tunus'tan aktarıyor
— Independent Turkish (@TurkishIndy) September 7, 2025
İkbal Gürpınar:
"Biz Allah'ın ipini sıkı sıkı tutuyoruz"
"Gazzeliler... Geliyoruz, sizi çok seviyoruz"
"Bizi yalnız bırakmayın, sürekli paylaşın. Başımıza bir şey gelecek olursa devleti harekete geçirin"
Birkaç gün sonra, İspanya delegasyonuna ait tekneler yola çıktı; ancak mevcut fırtına ve birkaç teknedeki arızalar nedeniyle geri dönmek zorunda kaldılar.
Kısa süre sonra tekrar Tunus'a doğru yelken açtılar.
Sidi Bou Said Limanı'nda Tunus halkı ve Küresel Sumud Filosu yolcuları, tekneleri büyük bir coşkuyla karşıladı.
Yer gök "Filistin" olmuş, dağ taş "Free Palestine" (Özgür Filistin) sloganlarıyla inliyordu.
4 Eylül'de öngörülen yolculukta, İspanya'dan gelenlerin biraz dinlenebilmesi ve Tunus teknelerindeki hazırlıkların tamamlanması için yolculuk birkaç gün ertelendi.
La Marsa, Sidi Bou Said ve Kartaca limanlarında bekleyen teknelere binmek ve bir an önce hep birlikte Gazze'ye doğru yola çıkmak için büyük bir heyecan ve sabırsızlık içindeydik.
Ertesi akşam, Tunus ve İspanya delegasyonları toplantıya çağrıldı.
Farklı etnik kökenlerden, farklı dinlerden ve farklı sosyal çevrelerden aktivistlerin hazır bulunduğu salonda, gemilere bineceklerin isimleri ve tekne numaraları okundu.
Heyecanla isimlerimizin açıklanmasını beklerken büyük bir şok yaşadık: Bizim delegasyondan sadece 14 kişi, her biri farklı teknelere yerleştirildi.
"Tekneler hazır oldukça yerleştirmeler devam edecek" denildi.
Diyebilirim ki, bu durum bizi daha denize açılmadan, üzerimizden bir fırtına geçmişçesine sarstı.
Hayal kırıklığı ve üzüntü içinde otellerimize döndüğümüzde, bu kez Sidi Bou Said Limanı'nda demirli olan İspanya'dan gelen "amiral" gemisine sabotaj amaçlı drone saldırısında bulunulduğu haberiyle sarsıldık.
Bir şeyler değişmeye başlamıştı.
Art arda sabote edilen tekneler, teknik yetersizlikler ve aşılması güç krizler, tam 2 hafta boyunca Tunus limanlarındaki bekleyişimizi gölgeledi.
Bu süreçte diğer tüm delegasyonlar, bizim çıkışımızı bekliyordu.
İtalya, İspanya, Yunanistan ve Tunus'tan gelecek gemilerle buluşarak birlikte Gazze'ye yol alacaktık.
Önemle belirtmek isterim ki, tüm bu süreç boyunca Tunus hükümeti ve halkı, hem limanlardaki gemileri hem de biz katılımcıları sahiplenmiş, bağırlarına basmıştı.
Tüm baskılara, tehditlere ve sabotaj girişimlerine rağmen limanlardan ayrılmayan Tunus halkı ve bizi himaye eden Tunus hükümetinin desteğini asla unutamayız.
Ayşe Müzeyyen Taşçı, Tunus'tan aktarıyor
— Independent Turkish (@TurkishIndy) September 11, 2025
Küresel Sumud Filosu yolcuları gemiye binmek üzere limanda toplandı
Tunus halkı, Sumut Filosu yolcularını uğurlamak için limana akın etti pic.twitter.com/JUdCxbDNLU
Neticede, pek çok kez teknelere binmek üzere limanlara gittik, ancak tekrar otellere dönmek zorunda kaldık.
Bu süreçte yaşadığımız duygu değişimleri, adeta hepimizi serseme çevirmişti.
Sonunda krizler kısmen aşıldı ve İspanya delegasyonu, Tunus'tan çıkabilenlerle İtalya'ya doğru demir aldı.
Evlerimizden ayrılırken ailelerimizle, "Ya şehit olarak döneceğiz ya da Gazze'ye ulaşıp gazi olarak döneceğiz" diyerek helalleşmiştik.
Ne yazık ki nihai noktada, çoğumuz teknelere binemedik; gidenleri dualarla uğurladık ve tarif edilemez bir üzüntüyle ülkemize döndük.
Her ne kadar bu süreç bizim için stresli ve zorlu geçmiş olsa da asıl önemli olan Gazze'ydi.
Önemli olan, Küresel Sumud Filosu teknelerinin bir an önce Akdeniz'e açılarak Gazze'ye ulaşmasıydı.
Sumud aktivisti Mandela'dan Filistin çağrısı:
— Independent Turkish (@TurkishIndy) September 12, 2025
"Apartheid'i bile geride bırakan bir zulüm"
"Nasıl ki dünya Güney Afrika halkının yanında durduysa, bugün de Filistin halkıyla dayanışma zamanı"
"Filistin halkıyla dayanışma bir insanlık görevi"https://t.co/eUvZifguDU pic.twitter.com/jLUuQmIT1l
Özetle, Küresel Sumud Filosu yalnızca Gazze'ye yardım taşıyan bir insani yardım filosu değil, aynı zamanda "dünyanın vicdanını" omuzlamış sivil bir direnişi, yani Sumud'u temsil ediyordu.
Dolayısıyla, Gazze'deki ambargoyu kırmak ve açlıktan ölüme terkedilen bir millete sahip çıkmak için çaba gösteren, Siyonist mezalimine karşı mücadele eden her vicdan sahibi insan, ister denizde ister karada, SÂMİDUN'dur.
Biz teknelere binemesek de, hâlâ bu misyonun bir parçası olmaya devam eden Samidunlarız.
Tüm vicdan sahiplerine çağrımızdır:
Bu tarihi misyon kendini gerçekleştirmeli ve filo, ambargoyu delerek mutlaka Gazze'ye ulaşmalıdır.
Gözümüz, kulağımız ve tüm dikkatimiz Küresel Sumud Filosu'nda ve elbette Gazze'de olmalıdır.
Dünyada bundan daha önemli bir gündem, bundan daha insani bir mesele yoktur.
Akdeniz'in fırtınalarına karşı yol alan Samidunlar asla yalnız değildir!
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish