Facebook, Avustralya'da haber içeriğini yasakladı ve bunu yapmaya gayet de hakkı var

Kitlesel medya karartmasının yaptığı şey, teknolojinin doğasındaki zorlukları ortaya koymak: Başarısız olamayacak ve diz çöktürülemeyecek kadar büyük platformların yükselişi

Facebook, göründüğü kadarıyla Avustralya hükümetinden daha büyük ve daha güçlü olduğunu düşünüyor (AP)

Bu sabah (19 Şubat -ed.n.) Avustralya'da tuhaf bir şey oldu: Milyonlarca insanın hayati bilgi kaynaklarıyla bağlantısı kesildi.

Facebook'a göre, Avustralyalılar tarafından sitenin haber akışında görüntülenen tüm içeriğin yalnızca yaklaşık yüzde 4'ü gazetecilik. Ancak dükkanlara gitmeyen veya basılı gazetelerden uzak duran birçok kişi için Facebook'ta sabahları içeriği kaydırmak, haberlerdeki gelişmeleri takip etmenin temel yoluydu. Küresel olarak, haber sitelerinin yaklaşık olarak 4 ziyaretçisinden biri Facebook gibi sosyal medya platformları üzerinden geliyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Facebook, haber içeriği üzerindeki yasağı, gazeteciliğe verilen bağlantılar için zorunlu ödeme planı nedeniyle Avustralya'daki politikacılarla aylarca süren öfkeli çekişmenin ardından yürürlüğe soktu. Hayati bir maddi kaynağı gazetelerin elinden alan çevrimiçi reklamcılığın yükselişinin özgür basını tarumar ettiğini gören politikacılar, bunun en büyük iki faili olan Facebook ve Google'ın, bir şeyleri geri ödeme zamanının geldiğine karar verdi.

Önerildiği üzere yasa, Facebook ve Google gibi sitelerin, arama sonuçlarında ve haber akışlarını beslemekte kullandıkları içeriklerinin bedelini ödemek konusunda haber yayımcılarıyla müzakereye girmesini gerektiriyor. Politikacılar, yayımcıların teorik olarak isteyebilecekleri miktarı sınırlamadı. Google boyun eğdi ancak Facebook, Avustralya'daki haber içeriğinin fişini çekme tehdidini hayata geçirdi.

Avustralyalıların platformda konuşmak istedikleri haberlere bağlantı vermek yerine onların ekran görüntülerini paylaşmalarıyla alt üst olan kitlesel medya karartmasının yaptığı şey, teknolojinin doğasında var olan zorlukları ortaya koymak oldu: Başarısız olamayacak ve diz çöktürülemeyecek kadar büyük platformların yükselişi.

Facebook'un dünyadaki en kötü şey olduğunu ve Mark Zuckerberg'in platformunda paylaştığımız aile fotoğraflarını tarayıp zevklerimizi ayırt ederek olabildiğince fazla reklam geliri elde etmeye çalışan para emici bir şeytan olduğunu düşünseniz bile, Avustralya'nın teknoloji yasası nesnel olarak kötü. Bu yasa, Queensland eyaletinin sağlık bakanlığınınki dahil çok önemli sayfaların yasaklanması için Facebook'a yarı mantıklı bir gerekçe verecek kadar kötü hazırlanmış.

Bir Facebook sözcüsü, yaptığı açıklamada "Yasa, haber içeriğinin tanımı konusunda net bir yönlendirme sağlamadığından, yasaya tasarlandığı şekliyle saygı göstermek için geniş kapsamlı bir tanım kabul ettik. Ancak, kazara etkilenen tüm sayfaları geri getireceğiz" dedi.
 


Bu, başka bir yerde olabilecek şeylerin alameti. Avustralya, bunun işe yarar olmasından yıllar sonra, sosyal medya devlerinin gücünü bastırmak için tasarlanmış mevzuatını hazırlamada ve uygulamada en ileri giden ülke. Birleşik Krallık'ın (BK), bunların nasıl çalıştığını pek de anlamayan insanlar tarafından hazırlanan karmakarışık bir aşırı düzenleme atmosferine dönüşmüş kendi çevrimiçi zararlar yasası var. Birleşik Devletler'in son antitröst duruşmaları Facebook'u ve diğerlerini sertçe eleştirmek üzere tasarlanmışken, Avrupa Birliği yasal düzenleme sopasını sallamaya devam ediyor.

Dünya çapındaki ağın son 20 yılı (nefret söyleminin yükselişi, Donald Trump'ın seçilmesi, her gün kullandığımız platformların körüklediği siyasi kutuplaşmanın artması) bize platformların kendi kendilerini denetleyemeyeceğini gösterdi. Ancak şu anda politikacılar da onları etkili bir şekilde denetleyemiyor.

Daha endişe verici olansa Facebook, Twitter ve benzerlerinin kendilerini tuhaf, istenmeyen bir konumda bulmuş olmaları: Sitelerin algoritmalarını memnun etmek için çeşitli uzmanlıklardan gazetecileri kovup yeniden işe alarak iş modellerini defalarca elden geçiren medya kuruluşları da dahil olmak üzere bu platformları kullanan insanların ezici çoğunluğu, bunların kamusal alanlar olduğuna inanıyor. Ama değiller. Özel şirketlere aitler.

Bu, geniş yer aslında kamusal alan değil, çöpler hakkındaki şikayetlerinizin tonunu beğenmeyen, artık söylediklerinizden hoşlanmayan ve sizi daha fazla ağırlamak istemeyen dev bir geliştirme şirketine ait olduğu için Konuşmacı Köşesi'nin Hyde Park'tan kaldırılmış olduğunu öğrenmeye benziyor.

Facebook gibi platformların sunucularıyla işbirliğini reddeden yayımcıları sepetlemeye teknik olarak gayet de hakkı var. Ancak bu platformlar böyle yaparak, hayatlarımızda yarı resmi bir rol üstenmek üzere büyüyen devasa monolitler olmaktan ziyade hâlâ küçük, bağımsız işletmeler oldukları yalanını sürdürüyor. Fakat bu, sosyal medya platformlarının toplumumuzda oynadığı role dair yıllardır süregelen karmaşık ağız dalaşındaki korku politikasının çirkin bir örneği.

Gelecek haftalarda ve aylarda gerçekleşecek gelişmelerde, güç dengesinin gerçekte nerede olduğunu görmek özellikle ilginç olacak.

Benim gibi felaket tellalı gazeteciler, Facebook gibi platformlara aşırı erişim ve aşırı güven konusunda endişeli ve bu platformların hükümetlerden daha güçlü hale geldikleri konusunda uzun zamandır uyarıda bulunuyor. Bu platformlar ipleri elinde tutuyor ve politikacılar işlerini güvence altına almak için kukla gibi dans ediyor. Politikacılar uzun zamandır kendilerinin yetkili olduğunu ve platformları dize getirebileceklerini iddia ediyor. Facebook öyle düşünmüyor gibi görünüyor.

Bu hamleyle Facebook, göründüğü kadarıyla Avustralya hükümetinden daha büyük ve daha güçlü olduğunu düşünüyor. Amerikan başkanının blöfüne ya da 450 milyon kişilik Avrupa topluluğuna meydan okumanın saygısızca olup olmadığı çok geçmeden gerçek olabilecek varsayım niteliğinde bir soru.

Şu anda çizilen taslak haliyle düzenleme işe yaramıyor ve büyük teknoloji önleyici bir adımla onu ağır yenilgiye uğratmaya çalışıyor. Ama ona çok ihtiyaç var. Buradaki zorluk (ve endişe), nihayet büyük teknolojiyi terbiye edecek mevcut politikacıların belki de sahip olduğumuz en az dijital okuryazar kişiler arasında yer alması.



independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Onur Bayrakçeken

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU