Tartışmalar arasında yaptırımların Rusya üzerindeki etkisi

"Yaptırımların Putin'in savaşını durdurmadığı, fakat bedelini tahmin ettiğinden çok daha yüksek hale getirdiği anlaşılıyor"

Fotoğraf: Reuters

Amerika Birleşik Devletleri, ABD ve Rusya liderleri arasında bir toplantı yapılıncaya kadar Rusya'ya yönelik yeni yaptırımları askıya aldı.

Dahası askıya alma kararı, toplantı konusunda anlaşmaya varılmamış olmasına rağmen alındı.

Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik savaşının üzerinden geçen 3 yıldan fazla bir sürenin ardından, Batı yaptırımlarının Moskova'yı frenleme veya geri çekilmeye zorlama kapasitesi hakkında ciddi sorular gündeme geliyor.

Ekonomik göstergeler Rusya'nın durumunda ciddi bir kötüleşme olduğunu gösterse de Rus ekonomisinin olağanüstü dayanıklılığına ve savaşı finanse etme kabiliyetine dair kanıtları da öne çıkarıyor.

Bu paradoks, uzmanları, yaptırımları yavaş etkili bir araç olarak görenler ile yaptırımların Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in hesaplarını değiştiremeyeceğini söyleyenler şeklinde ikiye böldü.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Son ekonomik veriler, yaptırımların gerçekten can yakmaya başladığını gösteriyor.

Rusya'nın petrol gelirleri önemli ölçüde azaldı ve ekonomik büyüme yüzde birin biraz üzerinde olacak şekilde düştü.

Açıklanan yeni bütçe, 2022'den bu yana ilk kez savunma harcamalarını azaltırken, hükümet katma değer vergisini yüzde 22'ye çıkarmayı ve şirket ile işletmelerden alınan vergileri artırmayı planlıyor.

Kremlin'in acil durum mali tamponu olarak kabul edilen Ulusal Refah Fonu'nun rezervleri de tükendi. Gözlemciler, ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusya'yı "büyük bir mali sıkıntı içinde" olarak nitelendirmesinin, savaşın maliyetinin Rus ekonomisine derinlemesine sızmaya başlaması nedeniyle gerçeklikten uzak olmadığını söylüyor.

Ancak, Moskova yaptırımları delmek için bolca boşluk bulmaya devam ettiğinden tablo o kadar da basit görünmüyor.

Hindistan ve Çin, Rus petrolünü ayrıcalıklı fiyatlarla satın almaya devam ediyor, dahası Pekin, enerji sektöründe "iş birliği seviyesini yükseltme" sözü de verdi.

Diğer ülkelerin bayraklarını taşıyan yaklaşık 1000 gemiden oluşan ve "gölge filo" olarak adlandırılan petrol tankerleri, Rus ham petrolünün Batı gözetiminden uzakta ihraç edilmesi için önemli bir kanal haline geldi.

Bu gemiler, gelirlerin Kremlin'in kasasına akmasını sağlamak için gerçek konumlarını gizliyor ve yüklerini denizde boşaltıyor.

Tüm önlemlere rağmen, bu ağlar yaptırımların asıl amacına ulaşmasını engelledi.

Uluslararası ilişkiler uzmanlarının da belirttiği gibi, yaptırımlar Rusya'yı Ukrayna'dan çekilmeye zorlamayı amaçladıysa bile, bu etkiyi yaratamadı.

Ancak yaptırımlar, savaşın maliyetini yükseltmeyi ve devlet kurumları üzerindeki baskısını artırmayı başardı.

Bir araştırmacı, yaptırımları Rusya'nın güç ve kapasitesini tamamen yok etmeden kademeli olarak zayıflatan "yavaş yanan bir araç" olarak nitelendiriyor.

2022'den bu yana Batı, bireyleri, şirketleri ve bankacılık ve enerji gibi hayati sektörleri hedef alan 6 binden fazla yaptırım uyguladı.

Bin 300'den fazla yabancı şirket Rusya pazarından çekildi, Batı sermayesi buharlaştı ve bazı Rus bankalarının SWIFT küresel finansal transfer sistemini kullanması yasaklandı.

Bu önlemler yatırım ortamını zayıflatmış olsa da Kremlin'in ekonomisini doğuya, kendisine mühimmat ve insansız hava aracı temin eden Çin, İran ve Kuzey Kore'ye yönlendirmesini engellemedi.

Rus ekonomisi de önceden yapılan hazırlıklar sayesinde direnç gösterdi.

Bir İngiliz ekonomi referansına göre işgalden önce Putin, 600 milyar dolardan fazla döviz rezervi biriktirmişti ve bunun yarısı halen Batı erişiminin dışında.

Ayrıca, 2023-2024 yılları arasında askeri harcamalardaki artış, savunma sanayinin büyüme oranlarını ve işçilerin ücretlerini artıran yapay bir toparlanmaya da yol açtı.

Böylece Moskova, enflasyona ve yükselen fiyatlara rağmen savaş konusunda halkın desteğini nispeten koruyabildi.

Öte yandan, Batılı yetkililer yaptırımların yeterince katı uygulanmadığını itiraf ediyorlar.

Örneğin, küresel ticaret zincirlerinde yaşanacak aksamalardan korkulduğu için Çin'deki bankalar, herhangi bir yaptırım ile karşılaşmadan Rus işlemlerini kolaylaştırmaya devam ettiler.

Buna ilaveten Avrupa, ambargoya rağmen hâlâ gaz ihtiyacının yaklaşık beşte birini Rusya’dan ithal ediyor ve 2027'den önce de bu bağımlılığından tamamen kurtulamayacak.

Yeni bir yaptırım dalgası tehdidinde bulunan ABD’ye gelince, bunları uygulamak için henüz gerçek adımlar atmadı.

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Rus ekonomisi için "yakın bir çöküşten" bahsetti, ancak analistler böyle bir çöküşün gerçekçi olmadığına ve Amerikan çıkarlarına hizmet etmeyeceğine inanıyor, çünkü binlerce nükleer savaş başlığına sahip ülke içinde yaşanacak bir kaos, onu uluslararası güvenlik için tehdide dönüştürecektir.

Bu kişilere göre yapılması gereken, Moskova'nın küresel dengeyi bozacak tam bir çöküşe yol açmadan savaşı sürdürme kabiliyetini zayıflatmaktır.
 


Batı'nın çabalarına rağmen Putin uluslararası arenada dışlanmadı. Trump hâlâ Macaristan'da onunla görüşmeye gayret ediyor.

Vladivostok (Doğu) Ekonomik Forumu'na katılımı ve Pekin'de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile kutlamalara katılması, Asya'da kendisine yönelik desteğin devam ettiğini gösteriyor.

ABD istihbarat raporları da Rusya'nın finansal yaptırımları delme ağları ve Batı'dan ithal edilen ürünlerin yerine yeni ortaklarından gelen ürünleri ikame etmesi sayesinde bir miktar da olsa istikrarına geri kavuştuğunu gösteriyor.

Bu nedenle bazı uzmanlar, Rus petrolü alıcılarını hedef alan ve Rusya ile iş yapan ülkeleri Moskova ile uluslararası toplum arasında seçim yapmaya zorlayan "ikincil yaptırımların" sıkılaştırılması çağrısında bulunuyor.

Ayrıca, piyasaya giren her Rus petrolü variline ilave ücret uygulanması ve elde edilen gelirin Ukrayna'yı desteklemek için kullanılması önerisi de gündeme getiriliyor.

En tartışmalı icraat ise Batı'daki yaklaşık 300 milyar dolarlık dondurulmuş Rus varlığına el konulması. Bu karar, küresel finans sisteminin kurallarını ihlal etme endişesi nedeniyle henüz alınmadı.

Ancak çoğu uzman, yaptırımların, ne kadar kapsamlı olursa olsun, savaştaki güç dengesini değiştirmede silahların yerini tutmayacağı konusunda hemfikir.

Diplomatlar, Kremlin'in kararlarını ekonomik göstergelerin değil, savaş alanının belirleyeceğini söylüyor.

Putin'in Tomahawk füzeleri konusundaki endişesi de bundan kaynaklanıyor.

Yine de yaptırımların devam etmesi, Rusya'nın genişleme kabiliyetini kısıtlayan ve askeri emellerini erteleyen bir kan kaybı halini sürdürüyor.

Sembolik bir ironi olarak, bir Rus üniversitesi yakın zamanda "yaptırımlardan kaçma sanatı"nı öğreten yüksek lisans programı açtı.

Bu, Moskova'nın yaptırımların yakın zamanda kaldırılmasını beklemediğini, aksine yaptırımların varlığına uyum sağladığını gösteriyor.

Sahadaki savaş gibi ekonomik savaş da uzadı; Moskova zorlukla ilerliyor ama geri çekilmiyor.

Dolayısıyla yaptırımların Putin'in savaşını durdurmadığı, fakat bedelini tahmin ettiğinden çok daha yüksek hale getirdiği anlaşılıyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU