Kusura bakma Donald Trump ama ben buna barış anlaşması demem

Başka hiçbir dünya lideri Gazze'deki savaşı sona erdirecek bu olaylar dizisini gerçekleştiremezdi - peki ABD Başkanı'nın övünç dolu konuşmaları sona erdiğinde ne olacak?

Donald Trump Mısır'ın Şarm El-Şeyh kentinde imzalanan anlaşmayla (Reuters)

İsrail Knesset'inde olağanüstü ve dokunaklı bir törenle kutlanan anlaşma, bir barış anlaşması değil.

Gazze savaşının sona erdirilmesi, (canlı ve ölü) rehinelerin iadesi, Filistinli tutukluların serbest bırakılması ve İsrail'in Gazze Şeridi'nden aşamalı olarak çekilmesini öngören bir anlaşma. Filistinli, Mısırlı ve Ürdünlü, belki de Birleşik Arap Emirlikleri'nden ve Suudi askerden oluşan, Gazze Şeridi üzerinde askeri kontrol sağlayacak ve Hamas'ın askeri kabiliyetlerini yeniden tesis etme girişimlerini engelleyecek ortak bir güvenlik gücü kurulmasını içeriyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ayrıca Hamas yerine Gazze'deki hükümeti yönetmek üzere Türkiye, Katar, Mısır, Birleşik Krallık'ın eski başbakanı Tony Blair ve bizzat ABD Başkanı'nın da dahil olduğu uluslararası gözetim altında bir teknokrat komitesi kuruluyor.

Bu, birkaç hafta öncesine kadar beklenmedik görünen etkileyici bir düzenleme.

İsrail hükümeti, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun temsil ettiği katı tutumundan vazgeçmeyi kabul etti. Hamas tamamen ortadan kaldırılmadı ama çok ağır bir darbe aldı. Gazze Şeridi neredeyse tamamen yerle bir oldu; bu küçük toprak parçasındaki binaların çoğu artık yok ve birçok Gazzelinin hâlâ binaların enkazı altında gömülü olması mümkün.

Üstelik 67 binden fazla ölü olduğu biliniyor; bunların önemli bir kısmı terörle hiçbir ilgisi olmayan ancak Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e yönelik acımasız saldırısının ardından başlayan İsrail askeri harekatının neredeyse kaçınılmaz bir zayiatı olan kişiler.

İsrail, sivil ve asker olmak üzere 2 binden fazla ölüyü toprağa verdi. Bunların yarısından fazlası sadece 7 Ekim'de, birçoğu da yaklaşık iki yıl süren askeri harekat sırasında hayatını kaybetti. Hayatta olan İsrailli rehinelerin hepsi iade edildi. Ölüler de gelecek günlerde mutlaka iade edilecektir.

Son olayların özeti bu. Donald Trump, Netanyahu'yu Katar Başbakanı'ndan özür dilemeye zorlamasaydı, ona aşağılayıcı bir metin yazdırmasaydı ve Netanyahu'nun söylediği her kelimeyi kontrol eden Katarlı bir temsilciyi yanına yerleştirmeseydi, hâlâ bir savaşın ortasında olabilirdik.

Trump dışında başka hiçbir lider bu olaylar dizisini gerçekleştiremezdi. Emmanuel Macron, Keir Starmer, Kanada Başbakanı Mark Carney ve uluslararası toplumdaki diğer pek çok kişinin gösterdiği çabalar savaşın sona ermesine yardımcı oldu. Teşekkür ve takdiri hak ediyorlar. Ancak sadece bir lider çarpıcı bir fark yarattı.

Trump, özellikle de başbakanını bir yılı aşkın süredir yapmayı reddettiği şeyi yapmaya zorladığı için İsrail'in takdir ve minnettarlığını hak ediyor. Bu anlaşma bir yıl önce de mümkündü fakat ancak Trump karar verdiğinde gerçeğe dönüştü.

Bu bir barış anlaşması değil. Trump'ın Şarm El-Şeyh'te düzenlenen konferans için önerdiği "Barış 2025" başlığının şu ana kadar yaşananlarla hiç ilgisi yok.

En önemli soru, savaşın geçici olarak durması, İsrail'in Gazze'den kısmen çekilmesi ve Hamas'ın küçük çaplı faaliyetlerine devam etmesinin, tüm Ortadoğu'yu değiştirecek ve iki devlete dayalı bir İsrail-Filistin barışını getirecek cesur bir siyasi hamle için başlangıç noktası olup olmayacağı.

İsrail devletinin yanında, 1967 sınırlarına dayalı, Kudüs'ün Arap kesiminin başkent olduğu ve Kudüs'ün eski şehrinin İsrail ya da Filistin egemenliği altında olmayıp 5 ülkeden (Suudi Arabistan, Ürdün, Filistin, İsrail ve Birleşik Devletler) oluşan bir vakıf tarafından yönetildiği bir Filistin devleti. İsrail devletine komşu, kendi ordusu olmayan, askerden arındırılmış bir Filistin devleti.

Yoksa, Tanrı korusun, 7 Ekim olaylarına yol açan statüko gelecekte de devam edecek mi?

Amerikan Başkanı, uluslararası destek dalgalarını arkasına alarak onlarca lideri Mısır'a çağırdı. Sırtını sıvazlama, Trump'ın katıldığı konferanslarda kalıp haline gelen tarzda övgü dolu sözler söyleme hakkından vazgeçmeyecekler. Ancak bu kutlamalar (eğlenceli karnaval atmosferi, kucaklaşmalar, teşekkür sözleri) ve Trump'ın İsrail Knesset'inde yaptığı gibi tuhaf konuşmaları, selefleri Obama ve Biden'la alay etme ihtiyacı, henüz siyasi bir plan değil.

İsrail'de hâlâ Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nin tamamen İsrail devletine ilhak edilmesini ve buralarda yaşayanların yakındaki Arap ülkelerine ya da kendilerini kabul edecek uzak ülkelere sürülmesini hayal edenlerin sayısı hiç de az değil. Hamas'ın, İslami Cihad'ın ve diğer terör örgütlerinin askeri kabiliyetlerini eski haline getirmeyi ve yakın gelecekte bir noktada askeri çatışmayı yeniden başlatabilmeyi uman Filistinlilerin sayısı hiç de az değil.

Filistinliler ve İsrailliler hâlâ yıkım ve tahribattan beslenen rüyaların esiri olmuş durumda. Bunlar barış getirmeyecek.

Bugünlerde her iki taraf da hâlâ son iki yılın kana bulanmış travmasının ve onlarca yıllık kanlı çatışmanın acı hatıralarının esiri. Ancak her iki tarafın da karşılıklı haklarını tanıyacak iki devlete dayalı bir barış anlaşmasından başka bir alternatif yok.

İlerleme ivmesinin yokluğunda, şimdiye kadar hüküm süren statüko devam ederse, savaşa geri döneceğiz.

Bu dönüm noktasını sadece Trump gerçekleştirebilir. Eğer öze odaklanır, sonsuz bir kendine hayranlıkla bezeli ve bazen çocukça olabilen böbürlenici ifadelerden kaçınır ve bütün dünyanın vazgeçilmez olduğunu bildiği bir hamle başlatırsa: İki halk için iki devlet.

Aksi takdirde, İsrail Knesset'inin bugünkü karnaval benzeri oturumu, böylesine dokunaklı bir törende, bir maskaralık olarak hatırlanacaktır, fazlası değil.

Ehud Olmert İsrail'in eski başbakanıdır (2006-2009)



independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Çağatay Koparal

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU