Tarihi Azerbaycan-Ermenistan anlaşması

Gürsel Tokmakoğlu Independent Türkçe için yazdı

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Paşinyan, ABD Başkanı Trump'ın ev sahipliğinde gerçekleşen 3'lü zirvenin ardından imzalanan ortak deklarasyonda, iki ülke dışişleri bakanlarının barış anlaşmasını parafladıkları belirtildi / Fotoğraf: AFP

İki perspektif sunan bir anlaşma oldu; hem Batı dünyasının Güney Kafkasya sorunundaki adımı hem de Azerbaycan-Ermenistan barışı yönleriyle.

Bu tarihi nitelikli düğümün çözülmesi konusunu hafife alanlar var. 

Bir nebze olsun açıklamak isterim, bu anlaşma Rusya ile Batı dünyası arasındaki süreçler için çok dikkat çekici, diğer taraftan Ermenistan ile Azerbaycan gibi kritik noktadaki iki ülkenin egemenlik haklarının geliştirilmesi açısından değerli.

Bölgeye gelecek refahı buna eklemek mümkün.


Jeopolitik

Tarihi akıştan yaklaşarak bu bütün olup biteni coğrafyaya oturttuğumuzda, Güney Kafkasya'daki güç mücadelesinin de doğasını anlamış oluyoruz.

Rus Çarlığı döneminde Rusların "sıcak denizlere" inme politikalarının hedefindeki coğrafyalar; Balkanlar, Karadeniz ve Kafkasya idi.

Rus ve Osmanlı savaşları hep bu coğrafyalarda meydana geldi.

SSCB zamanında da Türkiye'den toprak istemiş ve Türkiye bunu önleyebilmek için NATO'ya girmişti.

Asya ile Avrupa'nın yatay eksendeki bağlantıları Hazar Denizi'nin kuzeyinden, orta hattından veya güneyinden geçmektedir.

Görsel 1'de de görüldüğü üzere Çin-Avrupa eksenli hat üzerinde "Orta Koridor" olarak ifade edilen coğrafya Hazar'dan Anadolu'ya, Güney Kafkasya'dan geçmektedir.
 

Görsel 1. Güney Kafkasya
Görsel 1. Güney Kafkasya

 

Hazar'da kıyısı olan Azerbaycan petrol, gaz ve boru hatları yönüyle bir enerji merkezidir.

Tarihte Ruslar kadar İngilizler de bu bölgeyle ilgilenmişlerdir.

Hidrokarbon yatakları hem karada hem de denizdedir.

Boru hatları SSCB zamanında sadece Rusya üzerinden bağlıyken, daha sonra, Hazar bölgesine komşu ülkelerdeki havzalar, Azerbaycan'dakiler ve Batı-Doğu bağlantısındaki hatlar bir düğüm noktası (hub) halinde Güney Kafkasya'da birleşir.

Bir de İpek Yolu (Çin'in Bir Kuşak Bir Yol Projesi) ile günümüzde tekrar canlanan kara ve demiryolu hattı konusu var. 

Bunları özetle işaret etmemin nedeni nedir?

Aslında Ermenistan-Azerbaycan barışı olarak karşımıza çıkan konu; uluslararası anlamda çok kritik bağlantıları ve tarihi çatışma yönleri, hegemonik bakış açılarıyla Avrupa, ABD, Çin ve Rusya bağlamında da bir düğüm noktası olan büyük bir denklemi içerir, ben de bunu ifade etmek istemekteyim. 

Elbette bu konu;

  • Bölgede asıl ateşi hisseden Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan'ı;
  • İkinci olarak Rusya, Türkiye, İran ve Hazar'ın diğer yakasındaki ülkeleri;
  • Kardeşlik bağı açısından yakinen Türkiye'yi ilgilendirmektir.

Azerbaycan zengin, Gürcistan Karadeniz'de ve toprakları verimli, ancak Ermenistan denize çıkışı yok ve nispeten fakir bir ülkedir.

Ruslar her dönemde Ermenistan'da güçlü askeri varlık bulundurarak Güney Kafkasya politikalarını buradan idare etmeyi seçmiştir.

Ermeni diasporası yönüyle bakılırsa, neredeyse ABD ve Fransa'daki Ermeniler kadar belki de daha fazla nüfus Rusya işindedir.

Moskova Ermenileri, Ermenistan siyasetinde etkilidir. Rusya bu avantajı kullanmaktadır.

Bu bakışla, Ermenistan meselesinin masaya yatırılması halinde karşınızda olan denklemde fazlasıyla hesap yapmak gerekir.

İşte bu şartlarda Ermeniler Karabağ'ı işgal ettiler.

Uzunca yıllar içinde, Ermenileri destekleyen unsurların ve Güney Kafkasya politikasında varlık göstermek isteyen güçlerin rekabetine tanık olundu.

Ancak, Güney Kafkasya'yı Rus egemenliğinden kurtarmak adına 1990'dan bu yana özellikle ABD, Türkiye ve NATO çaba gösterdi.

1990-2025 tarihleri arasında aşılması gereken birçok güçlük noktası vardı. 

Örneğin: Gürcistan devrim ve savaş yaşadı.

Batı tarafını seçen ilk Kafkas ülkesiydi. Azerbaycan ile Ermenistan arasında Karabağ sorunu vardı.

Ermenistan'da Rus askeri varlığı ve ekonomik-politik sorunlar ciddi engeldi.

Azerbaycan enerji kaynaklarının sorunsuz çıkarılıp Batı'ya bağlanması gerekliydi.

İran bölgeyi güneyden sıkıştırıyordu.

Zaman içinde uluslararası dengelerin gereği adımlar yavaş yavaş atıldı.

Ancak asıl fırsatı Rusya kendisi yarattı.

Rusya'nın Ukrayna savaşında olması zaman yönüyle farklı noktalarda rakiplerinin adım atmasına imkân verdi (Suriye, Güney Kafkasya, NATO genişlemesi…)

Azeri havayolu uçağı Grozni'de vuruldu, Ruslar bu saldırıda rol aldı.

Azerbaycan bunu artık affedemezdi.

Türkiye son noktada Karabağ'ın geri alınmasında çok etkili oldu.

Başından beri (bu periyotta 1991'den beri) Türk askeri-savunma desteği eksiksiz sürdü, savaşta son hamle için bu çabalar sonuç verdi.

Son savaşta geri planda İsrail destek verdi.

ABD ve İngiltere hep Azerbaycan tarafındaydı. Ermenistan'da politika çok zorluydu ve Paşinyan'ın (maddi dahil) çok yönlü desteklenmesi gerekiyordu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ayrıca İran, ABD-İsrail baskısına maruz kaldı ve burada etkisi ortadan kalktı.

Ben bu jeopolitik konuları 5 Temmuz 2025'te geniş biçimde inceledim (Bkz: Güney Kafkasya'da değişim rüzgarları ve Avrupa-Hazar hattında Türkiye) ve yazıyı şöyle bağladım:

Güney Kafkasya'da Azerbaycan ve Ermenistan barışı önemlidir.

[…]

Bölgede ve sınırlarımızın dibinde barış ve istikrar her şeyden çok bizim arzumuzdur. BTC'nin ucu Hazar'dan başlasın, petrol ve gaz Akdeniz'e taşınsın. Zengezur'a zeval gelmesin! Bugüne ait somut mesele budur.

Eğer, Güney Kafkasya'da barış, sınırlarımızın güvenliği, refahın gelmesi ve bölgenin istikrarı dendiğinde, başkaları olayları provoke etmeye kalkışıyorlar ise bunlar kendilerini çok kolay açık ediyorlar demektir. Eğer, Türk dünyası dendiği anda, başkaları Rusya veya Amerika diyorsa, çok düşündürücüdür. Önce vatan!


Anlaşma

Önce Türkiye'nin Ermenistan-Azerbaycan arasında barışa gidilebilmesini hızlandıran Türkiye'nin çabalarını gördük.

Bu bakımdan Ermenistan Cumhurbaşkanı Paşinyan'ın Türkiye ziyareti dahil istekli çabaları oldu.

Amacı Ermenistan'ı refah ülkesi yapmaktı.

İlelebet bu ülke bir "kasaba" görüntüsü vermek zorunda değildi.

Eğer kaynak yoksa işleyecek bir "yol" refaha bir zemin hazırlayabilirdi.

Başka da çare yok gibiydi. Rusların Ermenistan'a verebilecekleri pek bir şey kalmamıştı.

Dolayısıyla Türkiye, sınır komşusu Ermenistan'a "ne istiyorsanız biz hazırız" mesajını verdi.

Anadolu, Nahçıvan, Zengezur ve Azerbaycan hattı Ermenistan'ın vazgeçilmez "çıkış yolu" durumundaydı.

Haliyle bir barış olacaksa da Putin ipleri Batı dünyasına özellikle ABD'ye kaptırmak istememekteydi, taraflara da "bu konuyu Moskova ekseninde görün" demekteydi.

Ne de olsa Ermenistan ve Azerbaycan eski SSCB ülkesiydi.
 

Görsel 2. Putin, Aliyev ve Paşinyan Moskova’da
Görsel 2. Putin, Aliyev ve Paşinyan Moskova'da

 

Ancak ABD, İngiltere, Fransa, Türkiye dahil Batılı ülkeler, Moskova'nın işi çözmek yerine yokuşa sürmek istediğini bilerek, arka planda anlaşma masasındaki bu iki ülkeye bir alternatif daha sunmak istemekteydiler.

Bu alternatifin anahtarı ise Zengezur idi. Fakat Rusya'ya karşı bu işi sağlıklı bir biçimde yürütmek için, önce zamanlama doğru olmalıydı, sonra ABD gibi Rusya'nın karşılık veremeyeceği büyüklükte bir başat gücün etkisine ihtiyaç vardı.

Üstelik ABD, Çin'in İpek Yolu'nun üzerine de oturmak istemekteydi.

Bir de İsrail-İran denkleminin çözülmesi ve Zengezur'a olan İran etkisinin ortadan kaldırılması husus vardı, bu da çözülmeyi beklemişti.

Tabi bu arada daha önce bahsettiğim Rusların Azerilere karşı çeşitli baskıları oldu, uçak düşürmek dahil, bunlar da tarafların pozisyonlarını netleştirme yönünden bakılan olaylardandı.

Devrede ABD'nin özel temsilcisi Steve Witkoff vardı.

Bu isim, Rusya, İngiltere, ABD ve İsrail (Yahudiler adına desek de olur) arasındaki bütün sorunlarda Trump'ın en güvendiği "özel temsilci" idi.

Witkoff, Ukrayna, İsrail ve diğer sorunlar için Trump tarafından görevlendirilen temsilciydi.

Bu kez Azerbaycan-Ermenistan sorununun çözülmesinde asıl faaliyet içindeydi.

Sonucu da belirleyen isimlerden oldu.

Sonuçta barış masası Beyaz Saray'da kuruldu.
 

Görse 3. Trump, Aliyev ve Paşinyan Beyaz Saray’da
Görse 3. Trump, Aliyev ve Paşinyan Beyaz Saray'da

 

Washington'da ABD veya Doland Trump 2 başlıkla karşımıza çıktı. 

  • Birincisi, iki ülke başkanlarının anlaşmasını sağlamak; 
  • İkincisi ise, ABD ile bu iki devletin karşılıklı stratejik anlaşmalarını yapmak.

Başka deyişle Trump bir taşta iki kuş vurmuş oldu.

Başkan Donald Trump, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Başbakan Nikol Paşinyan'ın Beyaz Saray'da imzaladıkları anlaşma şöyleydi:

  1. Paraflanmış Barış Anlaşması: Her iki taraf da onlarca yıldır süren düşmanlığa son verme yolunda atılan ilk somut adımı işaret eden Barış ve Devletler-arası İlişkilerin Kurulmasına Dair Anlaşma'yı resmen parafladı. Anlaşma, önümüzdeki aylarda tam imza ve onay sürecinin başlaması için zemin hazırlıyor. (İki ülkenin Meclislerinin onayına sunulacağından…)
     
  2. Minsk sürecinin sonu: Taraflar, AGİT'e bağlı Minsk Grubu ve ilgili organların kapatılmasını, 1990'larda başlayan ancak anlaşmazlığı çözmede başarısız olan bu eski arabuluculuk sürecinin resmen sonlandırılması talebinde bulundular.
     
  3. Açık ulaşım bağlantıları: Azerbaycan, Ermenistan üzerinden anakara toprakları ile Nahçıvan özerk bölgesi arasında garantili ve kesintisiz geçiş hakkına sahip olur. Buna karşılık Ermenistan, Azerbaycan topraklarından geçen uluslararası ve iç ulaşım güzergahları için karşılıklı haklar elde eder; bu da her iki taraf için de ticaret ve bölgesel hareketliliği artırır.
     
  4. "Trump Rotası" Projesi (TRIPP): Ermenistan, ABD ve diğer ortaklar, güney Ermenistan'da önemli bir ticaret ve ulaşım koridoru geliştirmek için birlikte çalışacak. Uluslararası Barış ve Refah için Trump Rotası olarak adlandırılan bu projenin, amiral gemisi niteliğinde bir bölgesel bağlantı projesi olması amaçlanıyor. (Ermenistan sınırından geçen Zengezur hattı yaklaşık 40 km olup buna Trump Rotası dediler.)
     
  5. Egemenliğe saygı: Her iki lider de birbirlerinin uluslararası alanda tanınan sınırlarına saygı göstermeyi, güç kullanımını reddetmeyi, intikamdan kaçınmayı ve bunun yerine iş birliğine ve barışçıl anlaşmazlık çözümüne odaklanmayı taahhüt etti.
     
  6. Zirve güveni: Bu zirvenin Güney Kafkasya'da karşılıklı saygı, istikrar ve kalıcı barış için güçlü bir temel oluşturduğu ve güvensizlik dönemine son verdiği konusunda mutabık kaldılar.
     
  7. Trump'a teşekkürler: Hem Aliyev hem de Paşinyan, görüşmelere ev sahipliği yaptığı ve barış sürecinin ilerlemesinde belirleyici bir rol oynadığı için Başkan Trump'a derin şükranlarını sundular.

Bunun dışında Trump ve Aliyev bir stratejik iş birliğine gittiler. 
 

Görsel 4. ABD-Azerbaycan Stratejik Anlaşması
Görsel 4. ABD-Azerbaycan Stratejik Anlaşması

 

Washington'da, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile ABD Başkanı Donald Trump, Azerbaycan Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri arasında Stratejik Ortaklık Şartı'nı hazırlamak üzere "Stratejik Çalışma Grubu" kurulmasına ilişkin Mutabakat Zaptı'nı imzaladılar.

Bilindiği gibi, ABD'nin Azerbaycan'a uyguladığı yaptırımlar vardı, önce bunların kaldırılması gerekiyordu. 

Azeri yetkililer şöyle açıkladılar:

Yaptırımların kaldırılması, ABD'nin askeri yardımının, son teknoloji silahlarının, ortak eğitim programlarının ve gerçek zamanlı istihbarat paylaşımının önünü açarak, Azerbaycan'ın İran ve Rusya'dan gelen tehditlere karşı koyma kabiliyetini artıracaktır. Avrupa ve Asya'nın kesiştiği noktadaki stratejik konumu ve istikrarsız bölgelere komşu olması nedeniyle Azerbaycan, enerji koridorlarının korunması, saldırganlığın caydırılması ve bölgesel istikrarın sağlanması konusunda NATO'nun ön saflardaki ortağı haline gelecektir.


Demek ki hedef NATO!

Eğer Gürcistan ve Azerbaycan NATO üyeliği için irade sağladılar ise başka bir tartışma konusu gündeme geliyor:

Acaba Rusların Ermenistan'daki askeri varlığı ne zaman geri çekilecek?

Trump-Paşinyan anlaşmasında ne var?
 

Görsel 5. Trump-Paşinyan görüşmesi
Görsel 5. Trump-Paşinyan görüşmesi

 

Paşinyan, şöyle açıklama yaptı:

Daha barışçıl ve müreffeh bir gelecek için stratejik ortaklar olarak çabalarımızı birleştirirken, Başkan Donald Trump, Ermenistan ile ABD arasında tarihi bir etkileşim içindeyiz. Büyük uluslarımızın çıkarlarına hizmet edecek daha güçlü bölgesel bağlantı ve iş birliğini ilerletmek için bu harika fırsatı takdir ediyorum.


Sonuç

Bu tarihi bir nitelik taşıyan değişim ve anlaşma sürecidir.

Bu değişim ve anlaşmaların yaratacağı etkiler yakın gelecekten itibaren kendini gösterecektir.

Ancak şurası iyi anlaşılmalı diye düşünüyorum, bu süreçte başat güçlerin güç mücadelelerinin tarihsel manada ne şekilde birbirlerine etki ettiklerine de şahit oluyoruz.

Her türden, küresel, bölgesel ve yerel güç unsuru işin içinde, ama büyük güç dengelerinin kendi hiyerarşisi içindeki bağı yakalamak şart. 

Türkiye amacına ulaştı mı?

Evet. Değişen bir şey yok.

Zengezur koridoru ABD'nin garantisi altına alındı gibi bir sonuç çıkıyor olsa da aslında bu bir bakıma Türkiye'nin de çıkarına sonuçlar doğurur; Rusya ve İran bundan sonra hem bu koridora hem de Ermenistan'a menfi şekilde etki ederek coğrafyanın daha fazla istikrarsızlığına sebep olamayabilir.

Diğer taraftan Azerbaycan daha da bağımsız ve güçlü olma yoluna girdi.

Karabağ konusu çözüldü.

Buradan yola çıkılırsa, Orta Asya ile Türkiye arasındaki bağlantı da güçlenmiş oldu.

Nahçıvan hattı önemliydi. Doğu illerimiz kalkınma potansiyeli yakalayacaktır, burası önemlidir.

Terörün de ortadan kalkması sürecini buna bağlayacak olursak, Güney Kafkasya ve Hazar eksenli refah havzasının canlanması gayet yerindedir.

Tabii en önemlisi Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) konusudur. Stratejik yönden BTC ile daha fazla gelişim imkânı yakalanacaktır.

Bu türden stratejik projeler tek başlarına ülkelerin gücüyle işletilemez.

Stratejik bağlamı yakalamadan düşünce üretmek ve fikir beyan etmek de eksik kalır.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU