Pekin'de düzenlenen II. Dünya Savaşı 80. Yıldönümü, Zafer Günü geçit töreninde, Çin dünyaya ne mesaj verdi?
Ben bunu doğrudan Çin'in ABD'ye rest çekmesi şeklinde algıladım.
Açıklayayım.
Jeopolitik gerilim mi?
Şi Cinping, Şangay İşbirliği Teşkilatı'nın açış konuşmasında özellikle "küresel zorbalık davranışlarını" kınadığını ve "Soğuk Savaş zihniyetini" reddettiğini ifade etti.
Bu, elbette ABD'yi hedef alan sözler olarak değerlendirildi.
Şi, dünyanın giderek daha "kaotik ve iç içe geçmiş" hale geldiği uyarısında bulunarak, "Şanghay Ruhu"nu korumayı ve küresel türbülans ortamında bu ruhun rolünü güçlendirmeyi işaret etti.
Şi, Şangay Ruhu dediği oluşumda ısrarcı. Bu bile politik ve askerî açıdan gelişmelerin olabileceğini gösterir niteliktedir.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Öte yandan ABD ile ticaret ve teknoloji savaşına devam etmeleri bu gerilimin kolay kapanmayacağına işarettir.
Üstüne bir de Tayvan meselesi var.
Tayvan Boğazı belki kozların paylaşılacağı bir yer.
Ama aslında Hint-Pasifik'teki bölgesel denkleme bakmak gerekir.
Japonya'dan, Kuzey ve Güney Kore'den tutunuz Filipinler'e ve hatta Avustralya'ya kadar.
Kuzey Buz Denizi'nin küresel ticaret denizyolu olarak açılacak olması da diğer bir paylaşım veya rekabet noktasıdır.
Meydan okuma mı?
Her ne kadar Şi Cinping, Şangay İşbirliği Teşkilatı'nın bu açılışında, "yeni bir Soğuk Savaş istemedikleri" şeklinde bir vurguda bulunduysa da hemen peşinden yapılan Zafer Günü resmigeçidinde hiç de öyle barışçı denebilecek türden görüntü vermedi.
Aksine, Çin Halk Kurtuluş Ordusu (başka deyişle Çin Silahlı Kuvvetleri) ile Şi Cinping, dünyaya, ama daha çok ABD'ye sert bir mesaj verdi.
Bu bir "meydan okuma" gibi açıklanabilir. Bu bir tür "hazırız" mesajıydı.
Neye hazır olabilirler?
Askeri resmigeçit olduğuna göre, burada ancak savaşa hazırlıktan söz edilebilir.
Ancak savunma politikaları bağlamında bu tür konular daha çok "caydırıcılık" şeklinde ifade edilir.
Eğer Çin rakiplerini caydırmak için bu gösteriyi yaptı dersek de konu aynı kapıya çıkar.
Örneğin Çin, ABD'ye, "Tayvan ile ilgilenme, ikide bir bana ticaret ve teknoloji savaşından söz etme…" diyor ise bunun karşılığında neler yapar?
En basitiyle rakibine silah gösterir, tatbikat yapar…
Velhasıl hazırlığını gösterir ve bu bir caydırıcılıktır.
ma esasen kendi amaçlarına ulaşmak için "sert güç" (hard power) kullanmaktan çekinmeyeceğini ima eder.
Yeni bir blok mu?
Resmigeçit sadece silahların ve askerlerin gösterisi olmadı, aynı zamanda Çin, Rusya, Beyaz Rusya ve Kuzey Kore başta olmak üzere, bazı ülkelerin bir askeri blok gibi görüntü vermeleri dikkat çekti.
Fotoğraf karesinde öne çıkan isimler: Şi Cinping ve Vladimir Putin'in yanında Kim Jong Un.
Burada sözü edilen ülkelere İran'ı ve Beyaz Rusya'yı eklemek gerekebilir.
En azından bu dört-beş ülke ismi, yeni dünya düzeninin diğer bir parçası olduklarını ve Batı'ya meydan okumaktan korkmadıklarını göstermektedir.
Fikir, ideoloji, ekonomi, gibi hususlardaki farkları belki kabul edebiliriz, bu gibi hususlar tartışılabilir.
Ancak "sert güç" göstermek farklıdır ve düşündürücüdür.
Neden yeni silahlar?
Sert güç demek, silah demektir.
Sert gücün içinde;
- Savunma-güvenlik,
- Caydırmak,
- Savaşa hazırlık ve
- Savunma sanayii vardır
- Gerekirse savaş ilanı veya çatışma bu konun özüdür.
Çin de bunların hepsi var.
Asıl amaçları "Büyük Gençleşme" dedikleri projeyi planladıkları şekilde tamamlamak.
Bunun için 2027, 2035 ve 2049 yıllarına karşılık gelen ara hedefleri var.
Bu resmigeçitte şu görüldü: Çin hedeflerine daha önceden ulaşacak.
Çin askeri yapısı ileri düzeyde ve büyük bir tempoyla modernize oluyor.
Şunlarla:
- Silahlarıyla,
- Kapasitesiyle,
- Teknolojisiyle,
- Stratejik gücüyle,
- İnsan gücüyle.
Bunların hepsini gösterdiler.
Ben sizlere resmigeçitte gözlenen bazı silahlardan örnekler sunacağım.
Çin, nükleer kapasiteli yeni DF-61 kıtalararası balistik füzesini tanıttı.
Çin'in DF-5C stratejik kıtalararası nükleer füzesi, tüm gezegeni kapsayacak kadar güçlü bir menzile sahip.
Çin'in CJ-1000 hipersonik seyir füzesi, DF-26D, DF-31BJ ve DF-61 resmigeçitte dikkat çekti.
Çin, geçit töreninde HQ-19, HQ-12 ve HQ-29 gibi yeni hava savunma sistemlerini tanıttı.
HQ-19, ABD cephaneliğindeki en güçlü hava savunma sistemi olarak kabul edilen Amerikan THAAD eşdeğeri kabul ediliyor.
JL-3 SLBM tanıtıldı. Dünyanın en modern ve güçlü roket sistemlerinden biri olan son nesil modüler MLRS'lerden biri olan PCH-191 de sergilendi.
Taktik keşiften stratejik saldırı kabiliyetlerine kadar Çin, İHA (drone) teknolojisi yönüyle üstün olduğu mesajını verdi.
Çin, devasa bir Sahil Savaş Uçağını (Coastal Combat Aircraft - CCA) tanıttı.
Deniz operasyonları için tasarlanmış gelişmiş uçaklar, askerî geçit töreninin merkezinde yer aldı.
Yönlendirilmiş Enerjili Yoğun Lazer (DEW) LY-1sistemini tanıttı.
Deniz kuvvetleri için üretilen insansız helikopter tanıtıldı.
Resmigeçitte çok sayıda robot araç (örneğin robot köpek) ve yapay zekâ ile çalışan FPV drone çeşitleri görüldü.
Kamikaze ve sürü drone olarak Çin dünyada liderliği ele geçirdi diyebiliriz.
Bu resmigeçittekiler Çin'in askeri kapasitenin bazı örnekleridir.
Çin'in deniz, hava ve siber-uzay gücü hakkında tören alanına getiremedikleri ayrıca düşünmeliyiz.
Sonuç
Çin, özellikle ABD'ye, Hint-Pasifik'te rakibinin tek başına olmadığı mesajını vermeye başladı.
Bu, dünyada orta vadede büyük bir gerileme sebep olabilecek güçteki gelişmedir.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish