Gazze planının daha birinci aşaması tam anlamıyla geçilmemişken, Batı Şeria'nın İsrail tarafından ilhak edilmesi yönünde atılan adımlar, Amerikan yönetimini yeni bir sorunla karşı karşıya bıraktı.
İsrail Meclisi Knesset'e sunulan Batı Şeria'nın ilhakına ilişkin yasa tasarısı, aşırı sağcı milletvekillerinin öncülüğündeki bir grup vekil tarafından onaylandı.
Başbakan Netanyahu'nun partisinden sadece 1 vekilin destek verdiği tasarının uygulamaya konulabilmesi için 2 onaydan daha geçmesi gerekiyor.
Tasarının sonraki 2 aşamayı geçmesi ise çok zor görünüyor.
Ama tasarının 24 "hayır" oyuna karşı 25 "evet" oyuyla kabulü ve sonraki aşamalara kalması bile Amerika Birleşik Devletleri'ni harekete geçirmeye yetti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Batı Şeria'nın ilhakının, Trump'ın "Gazze Barış Planı"na vereceği zarar görüldüğü için Başkan Yardımcısı Vance, İsrail'e gitti.
Vance, Tel Aviv'de, Netanyahu üzerinden İsrailli siyasilere mesajlar verdi.
"Netanyahu, Trump'ın planını mahvederse, Trump da onu mahveder" diyerek en sert şekilde Batı Şeria'nın ilhakı girişiminden vazgeçilmesi uyarısında bulundu.
Netanyahu, beklemediği bu uyarı üzerine, ilhak tasarısına destek veren tek Likud Partili milletvekilini, görev yaptığı komisyondan alarak ilk adımı attı.
Amerikan Başkanı Trump da Batı Şeria'nın ilhakına ilişkin bir soruya verdiği yanıtta, "Bu olmayacak, bu olmayacak. Arap ülkelerine söz verdiğim için bu olmayacak. Bunu şimdi yapamazsınız. Böyle bir şey olursa İsrail, ABD'nin tüm desteğini kaybeder" yanıtını vermişti.
Ancak Netanyahu'nun sorunları bununla da bitmiyor.
Filistin Yönetimi'nin Gazze'de hiçbir şekilde yetkisinin bulunmamasını, Hamas silahsızlanmadan İsrail ordusunun çekilmemesini, Türk askerinin de kesinlikle bölgeye adım atmamasını isteyen Netanyahu beklemediği bir yanıt aldı.
Amerikan Başkan Yardımcı Vance, Trump planının başarısı için Türk askerinin Gazze'de görev almasının ve Filistin Yönetiminin Hamas sonrası için bölgede söz sahibi olmasının önemini kesin bir dille hatırlattı.
Bu arada, Dünya Yahudi Kongresi Başkanı Roland Lauder'in, İsrail hapishanelerinde bulunan ve Filistinlilerin yeni lideri olarak görülen Mervan Berguti'nin serbest bırakılması için yaptığı lobi çalışmaları sonuç vermeye başladı.
El Fetih kökenli Berguti'nin serbest kalmasının, Hamas'tan tamamen kurtulmak isteyen Trump yönetiminin de gündemine girdiği, konunun Netanyahu ile görüşüldüğü belirtildi.
Rehine değişimleri sırasında Hamas'ın serbest kalmasını istediği Filistinli mahkumları arasında ilk sırada yer alan Berguti'nin ismini İsrail her defasında silmişti.
Birleştirici lider figürü istemeyen İsrail, Filistinliler arasında ayrılıklar olmasından yana bir politika izliyor.
Diğer yandan, Ortodoks Yahudiler olarak bilinen Haredilerin askerlikten muaf tutulmasına ilişkin yasanın çıkarılmaması, giderek büyüyen bir krize dönüşüyor.
Netanyahu'nun sağladığı özel korumayla yıllardır askerlik yapmayan Haridi gençleri, Gazze savaşı sırasında, orduda ortaya çıkan açık nedeniyle askere alınmaya başlanmış, buna direnenler polisle çatışmıştı.
İsrail ordusunda halen 12 bin asker açığı bulunuyor.
Askerlik yaşında yaklaşık 80 bin Haredi gencinin olduğu İsrail'de, Şaş Partisi başta olmak üzere aşırı sağcı partiler konuyu gündemde tutmaya ve Netanyahu'ya baskı yapmaya devam ediyor.
Son olarak, tek milletvekiline sahip Şaş Partisi, durumu protesto için koalisyon hükümetindeki görevlerinden ayrıldığını duyurdu.
Tevrat öğrencileri olarak adlandıran Haredi gençleri, kendilerini dini ve Tevrat'ı öğrenmeye adadıklarını belirterek, askerlik yapamayacaklarını savunuyorlar.
Haredilere göre, herkesin bir görevi vardır, kimileri Tevrat öğrencisi olur diğerleri de askerlik yapar.
Bu arada, asker kaçaklarının gözaltına alınmasının ve orduya katılım konusunda yapılan kamu spotlarının da işe yaramadığı ortaya çıktı.
Savunma bakanlığı ise yedek askerlere ilişkin yeni bir uygulama başlattı.
Buna göre yedek askerler 1 hafta birliklerine katılacak, 1 hafta da işlerine devam edecek.
Muhalefet partileri, Gazze savaşının maliyetine ilişkin geçici bir veriyi paylaştı.
Açıklamaya göre, 2 yıl süren Gazze savaşının İsrail'e maliyeti 67 milyar dolar oldu.
Ancak bu miktarın en iyimser rakam olduğu ve maliyetin yeni hesaplamalarla çok daha yükseleceği kaydedildi.
Gündeme getirilen bir diğer veri ise yurt dışına göç eden İsraillilere ilişkin.
Geçtiğimiz 2022-2024 döneminde yaklaşık 125 bin İsrail vatandaşı ülke dışına göç etti.
İçinde bulunduğumuz 2025 yılına ait veriler henüz sisteme geçmese de İsrailli yetkililer, söz konusu sayının bu kadar kısa bir zaman diliminde kaydedilen en yüksek göç verisi olduğuna dikkati çekti.
İlk tahminlere göre 2025 yılında da yurt dışına yaklaşık 30 İsraillinin göç ettiği belirtiliyor.
İsrail siyasetinde ve medyasında, Gazze Anlaşması ve Hamas'ın durumuna ilişkin olarak Netanyahu Hükümetine uyarılar da sürüyor.
Hamas'ın, Gazze Savaşında aldığı büyük darbelere rağmen hala ayakta olduğuna işaret eden muhalefet partileri, örgütün silahsızlanmasının yakından izlenmesi istiyor.
Hamas'ın yenilmiş ve bunu kabullenmiş bir örgüt gibi görünmediğini söyleyen muhalefet sözcüleri geçmiş yıllara da atıf yaptı.
Örgüte yönelik 2008 yılındaki "Dökme Kurşun Operasyonu"na, 2014 yılındaki "Koruyucu Hat Operasyonu"na, 2015 yılından sonraki irili ufaklı operasyonlara ve son Gazze savaşına rağmen, Hamas'ın ayakta kalmayı başardığı hatırlatıldı.
Hamas'ın, "Silahsızlanmaya hazır değiliz, ama 3-5 yıllık ateşkese hazırız" şeklindeki açıklamasının, örgütün silah bırakmaya yanaşmadığının kanıtı olarak gösteriliyor.
Ayrıca Hamas'ın, Filistinli mahkumları serbest bıraktırması ve Gazze halkının göçe zorlanmaktan vazgeçilmesi de örgütün başarıları olarak değerlendiriliyor.
Amerika Birleşik Devletleri'nde, Filistin Yönetimi'nin tanınmasına ilişkin olarak yapılan anketten ise İsrail'i memnun etmeyecek bir sonuç çıktı.
İpsos kamuoyu araştırma şirketinin anketine göre, Amerikan halkının yüzde 59'u, Filistin Yönetimi'nin tanınmasını destekliyor, karşı çıkanların oranı ise yüzde 39'da kaldı.
Anket, demokratların yüzde 80'ninin, Cumhuriyetçilerin yüzde 41'inin Filistin Yönetimi'nin tanınmasından yana olduğunu ortaya koydu.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish
 
             
                 
               
                       
                       
                       
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                     
	             
	             
	             
	             
	             
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                     
                    