Dünya okyanuslarından sonra ikinci sırada yer alan ormanlar, atmosferde bulunandan daha fazla karbon içerir.
Karbon, orman ekosistemlerine girer ve bu ekosistemler aracılığıyla hareket ederek ekolojik süreçlerde ve karbon emisyonlarının ve giderimlerinin yönetiminde önemli roller oynar.
Bir hektarlık ormanlık alan atmosferden yılda ortalama 25 ila 30 tona kadar karbon dioksit (CO2) emebilir.
Ilıman iklim ormanları ise türe ve yaşa bağlı olarak hektar başına atmosferden yılda ortalama 2 ila 5 ton CO2 emer.
Tarımsal ormancılık sistemleri: atmosferden hektar başına yılda ortalama 5 ila 15 ton CO2 emer.
Genellikle yaşlı ve olgun ağaçlar daha fazla oksijen üretir.
Örneğin, olgun bir meşe ağacı yılda yaklaşık 100 bin litre oksijen (O2) üretebilir.
Bu, günde yaklaşık 274 litre oksijene (O2) denk gelir ve bir kişinin günlük ihtiyacının önemli bir kısmını temsil eder.
Bazı ağaç türleri, özellikle çam, kayın, ladin ve akçaağaç, diğerlerinden daha fazla oksijen üretme eğilimindedir.
Küresel olarak, ormanlar yılda yaklaşık 16 milyar metrik ton karbondioksit emiyor (yutuyor) ve şu anda dallarında, yapraklarında, köklerinde ve topraklarında 861 milyar ton karbon barındırıyor.
Bu, onları değerli bir küresel karbon yutağı haline getiriyor ve sağlıklı ormanları korumak ve sürdürmek, iklim değişikliğiyle mücadelede hayati bir strateji haline geliyor.
Ormanlar, tarihsel olarak gezegenimiz için güvenilir bir termostat görevi görmüştür.
Atmosferden karbondioksiti (CO2) uzaklaştırıp ağaçlara, köklere ve toprağa hapsederek Dünya'nın sıcaklığını düzenlerler; bu karbon, ağaçlar kesildiğinde açığa çıkar.
Tipik bir yılda, ormanlar ve diğer bitki örtüsü, insanların fosil yakıtların yakılmasıyla yaydığı karbonun yaklaşık yüzde 30'unu emer; bu, tropikal yağmur ormanlarından ılıman ve kuzey ormanlarına kadar dünyanın dört bir yanındaki ağaçlar tarafından neredeyse hiçbir maliyet gerektirmeden sağlanan hayati bir iklim hizmetidir.
Son 40 yılda ormanlar, fosil yakıtların yakılması ve ormanların başka arazi kullanımlarına dönüştürülmesi gibi insan faaliyetleri sonucu salınan karbonun yaklaşık 3'te 1'ini emerek iklim değişikliğini yumuşatmıştır.
Ormanların karbon emilimi, atmosferdeki karbon birikme hızını ve dolayısıyla iklim değişikliğinin meydana gelme hızını azaltır.
AB'nin bağımsız bilimsel araştırma servisi olan Ortak Araştırma Merkezi'nden bilim insanlarının öncülüğünde hazırlanan bir makaleye göre, Avrupa ormanlarının 2020-2022 yılları arasında atmosferden uzaklaştırdığı yıllık ortalama CO2 miktarı, 2010-2014 dönemine göre neredeyse 3'te 1 oranında daha düşüktür.
Nature dergisinde yayımlanan makalede, ormanların daha sonraki dönemde yılda yaklaşık 332 milyon net ton CO2 eşdeğeri emdiği/yuttuğu belirtildi.
AB ülkelerinden gelen son veriler ise daha da büyük bir düşüşe işaret ediyor.
Dünya ormanlarının karbon yutağının kaybı, insanlar ve gezegen için yıkıcı sonuçlar doğuracaktır.
Acil müdahale edilmezse, ormanların karbon emme kapasitesindeki sürekli azalma, iklim değişikliğini hızlandırabilir, ölümcül aşırı hava olaylarının sıklığını artırabilir ve su ve gıda güvenliğinin temelini oluşturan yağış düzenlerini bozabilir.
Orman Genel Müdürlüğünün verilerine göre 2022 yılı itibariyle Türkiye'nin toplam orman alanı 23 milyon 245 bin hektardır.
Ormanlar yandığında, ağaçların gövdelerinde, dallarında ve yapraklarında depolanan karbonun yanı sıra, toprakta depolanan karbon da salınır.
Küresel sıcaklıkların artmasıyla birlikte dünya genelinde aşırı orman yangınları veya "mega yangınlar" yaşanma olasılığının artması bekleniyor.
İklim değişikliği kötü durumu daha da kötüleştirecek.
Tropik bölgeler (Brezilya (2,82 Mha) ve Bolivya (1,48 Mha)), 2024 yılında rekor kıran 6,7 milyon hektarlık birincil yağmur ormanı kaybına uğradı; bu alan neredeyse Panama büyüklüğündedir.
2024 yılında tropikal birincil ormanlar dakikada 18 futbol sahası büyüklüğünde bir hızla yok oldu; bu, 2023'tekinin neredeyse 2 katı.
Dünya'da 2024, en az 13,5 milyon hektar ormanlık alanın yanmasıyla, kayıtlara geçen en şiddetli orman yangını yılı oldu; bu da yaklaşık Yunanistan büyüklüğünde bir alan anlamına geliyor.
Bu, 2023'te belirlenen 11,9 milyon hektarlık önceki rekoru yaklaşık yüzde 13 oranında aştı.
Yangınlar 2024'te 2023'e kıyasla 5 kat daha fazla tropikal birincil ormanı yaktı.
Orman yangınlarından kaynaklanan emisyonlar 2001 ve 2023 yılları arasında yüzde 60 arttı.
Orman yangınları, hem 2023 hem de 2024'te 4 milyar tondan fazla sera gazı salınımına neden oldu (emisyon faktörü 300 ton/ha).
Bu, ortalama bir yılda saldıkları miktarın 2,5 katı ve dünyanın üçüncü büyük iklim kirleticisi olan Hindistan'ın fosil yakıt kullanımından kaynaklanan CO2 emisyonundan daha fazla.
2012 yılından 2024 yılı sonuna kadar orman yangınlarından ortalama 1,65 milyar ton sera gazı karbon dioksit salınmıştır.
Bunun anlamı; orman yangınları dünya sıralamasında ilk 5 arasındadır.
Kanada, Rusya ve Güney Amerika'daki (Brezilya (2,82 Mha), Bolivya (1,48 Mha)) şiddetli orman yangınlarından dolayı yangın kaynaklı karbon dioksit emisyonu, Çin ve ABD hariç o yıl fosil yakıt yakarak atmosfere salınan tüm ülkelerden daha fazladır.
AB ülkelerinde;
- 2025 yılın başından beri (5 Ağustos kadar) 353.862 hektar ormanlık alan yanmış iken geçen yıl aynı döneminde yanan ormanlık alan 164 bin 967 ha olmuştu.
- 2025 yılın başından beri (5 Ağustos kadar) 1.478 adet orman yangın çıkmış, geçen yıl aynı döneminde çıkan yangın sayısı 1.030'du.
- 2025 yılın başından beri (5 Ağustos kadar) 11,45 Mt (milyon ton) sera gazı CO2 salınmış (karbon dioksit emisyon faktör 32 ton/ha) geçen yılın aynı döneminde CO2 emisyonu 8,28 Mt (karbon dioksit emisyon faktörü 50 ton/ha) olmuştu.
Yangın kaynaklı emisyonlardaki artış ve orman karbon kaybı, sıcaklıkların yükselmesine katkıda bulunarak iklim-yangın geri bildirim döngüsünü yeniden başlatıyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ülkemizde en büyük orman yangınları 28 Temmuz-12 Ağustos 2021 tarihleri arasında gerçekleşti.
Orman yangını ile Ege ve Akdeniz bölgelerinde yaklaşık 139 bin 503 ha orman alanı tahrip oldu ve bu cumhuriyet tarihinde ilk sırada.
2025 yılında Türkiye'de 28 Haziran 2025'den bugüne, yani 40 günde, 90 bin hektar üzerinde ormanlık alan yandı.
Türkiye orman yangını riski yüksek ülkeler arasında.
90 bin 591 hektarın üzerinde ormanlık alan, Türkiye'nin en kalabalık ilçesi olan İstanbul Esenyurt ilçesinin 21 katı büyüklüğünde.
28 Haziran 2025'den bugüne en büyük yangınlar aşağıdaki bölgelerde oldu.
Bunlar sırasıyla:
- İzmir, 15 bin ha
- Bilecik 13 bin ha
- Karabük 6 bin 900 ha
- Bursa 6 bin 500 ha
- Tekirdağ 5 bin 500 ha
- Sakarya 6 bin 400 ha
- Kahramanmaraş 2 bin 15 ha.
Türkiye'yi sırasıyla 73 bin hektarla İtalya, 71 bin hektarla Libya, 30 bin hektarla Arnavutluk ve 28 bin hektarla Mısır takip etti.
Yangın riski yüksek olan İspanya'da 20 bin hektar, Fransa'da 18 bin hektar ormanlık alan yangında zarar gördü.
Türkiye'nin Ulusal Sera Gazı Emisyon Envanteri rakamlarına göre 2021'deki büyük yangın sonucu atmosfere 9,3 milyon ton karbondioksit emisyonu gerçekleştiği belirtildi.
Buna göre karbon dioksit emisyon faktörünün 66,5 ton/ha alındığı tespit edildi.
Bunun tüm yönleri ile sorgulanması gerekir.
Örtü orman yangınlarında yani toprak üstünde birikmiş olan ağaçlardan dökülen kuru yaprakların yanması sonucunda 1 hektarda kabaca atmosfere 5-90 ton aralığında karbondioksit emisyonu oluşur.
Seyrek ormanlık alanda 1 hektarda 3-5 ton civarında karbondioksit emisyonu olabilir.
Sık ormanlık alanda ağaçların tamamı yanarsa 300 ton karbondioksit salımlanır.
Ortalama olarak bütün ağaç gövdesinin yanmadığını yaklaşık yarısının yandığını kabul edersek 1 hektar sık bir ormanın yanması sonucunda yaklaşık 150 ton karbondioksit emisyonu oluşabilir.
Bu çalışmada bir hektarlık ormanlık alan (ağaçlar, yaban otları, yapraklar ve kozalaklar) yandığında sera gazı karbon dioksit emisyon faktörü hektar başına 150 ton alınmıştır.
Türkiye'de 2025'deki 40 günlük ve 2021 yılındaki orman yangınlarında sırasıyla 13,5 milyon ton ve 2021 yılında 20,93 milyon ton sera gazı karbon dioksit salındığı tespit edildi.
Türkiye'de 2021 yılında toplam 572 milyon ton sera gazı CO2 emisyonun tespit edildi.
20,93 milyon ton orman yangını kaynaklı sera gazı CO2 emisyonu Ulusal Sera Gazı Emisyon Envanteri hesaplamalarına dahil edilmesi gerekir.
Hesaplamalar buna göre düzenlenmeli.
Ulusal Sera Gazı Emisyon Envanteri hesaplamalarında orman yangınları dikkate alınmalı.
1988-2025 arası orman yangını ortalaması 17 bin hektar/yıl ve sera gazı CO2 emisyonu yıllık 2,6 milyon tondur.
Türkiye gibi ülkelerde en önemli sera gazı karbon dioksit emisyon kaynağı ormanlar olmaması için yangınlarla ilgili gerekli önlemler alınmalı.
Ormanlar yanarsa sera gazı karbon yutak alanlarından salım alanlarına dönüşür ve ulusal sera gazı emisyonu artar.
Kısaca, sera gazı emisyon hesaplamalarında yanan ormanlık alanlar hesaba katılmalı.
Yanan ormanlık alanlar yutak alanı olmaktan çıkmış salım alanına dönüştü.
Net Karbon Emisyonu hesaplamasında buna dikkat edilmesi gerekir.
Sıcakların artması, yağışların azalması, ağaçların büyümesini yavaşlatıyor.
Kaynaklar:
https://atmosphere.copernicus.eu/copernicus-canada-produced-23-global-wildfire-carbon-emissions-2023
https://www.theweathernetwork.com/en/news/weather/severe/canadas-hot-summer-prolific-fires-are-generating-historic-smoke-emissions
https://forest-fire.emergency.copernicus.eu/apps/effis_current_situation/
https://x.com/toplumenstitusu/status/1950268031428399178
https://www.earthdata.nasa.gov/news/worldview-image-archive/wildfires-izmir-province-turkey
https://www.wri.org/insights/climate-fire-feedback-loop-explained
https://www.wri.org/insights/forest-carbon-sink-shrinking-fires-deforestation
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish