Z Kuşağı gerçekten apolitik mi?

Prof. Dr. Mustafa Çevik Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Unsplash

Siyasetçilerin gözden kaçırdığı kesim: Sokakta "abi ben siyasetle ilgilenmiyorum" diyen genç, sandıkta sizi unutmaz. Hele ki Z kuşağıysa…

Bu yazıda, o sessiz oy deposunun yörüngesini analiz etmeye çalışacağım.

"Bizim zamanımızda..." diye başlayan her cümle, Z kuşağının ilgisini kaybeder.

Onlara itici gelir. Çünkü onlar, "bizim zamanımız" söylemini çoktan arşive kaldırdı.

Z kuşağı, 1997-2012 yılları arasında doğmuş, dijitalle doğmuş, sosyal medya ile büyümüş, dünya gündemine TikTok’la uyanmış bir nesil.

Onlara "siyasetle ilgilenmiyorlar" demek, denize bakan ama akıntıyı görmeyen bir kaptan olmak gibidir:

Fırtına yaklaşıyor, ama sizin gözünüz hâlâ pusulada.


Apolitik görünüm, derin politik durum

Evet, Z kuşağı kendini herhangi bir siyasi partiyle tanımlamıyor.

Türkiye’de yapılan araştırmalara göre bu kuşağın yüzde 68’i "muhafazakâr, Atatürkçü, sosyalist, milliyetçi" gibi etiketleri benimsemiyor.

Bu veriyi okuyan birçok siyasetçi hemen elini silkeliyor: "Apolitik işte bunlar."

Z kuşağı apolitik değil, partisiz.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yani, siyasetle ilgilenmeyen değil, sizin siyasetinize güvenmeyen bir kuşaktan söz ediyoruz.

O yüzden bu kuşağın siyasetten uzaklaşması, sizin politik tarzınıza bir eleştiridir.

Bu kuşak adalet ister ama adaleti sloganlarla değil, uygulamayla görmeyi bekler.

Liyakat der, kod yazarak başarıya ulaşanı alkışlar.


Dijital vatandaşlık: Oy pusulası mı, yoksa "like" butonu mu?

Z kuşağı için politik mesajlar artık TV ekranlarında değil, Reels’larda şekilleniyor.

O meşhur siyasi afişlerinizi görmüyorlar; ama influencer’ların siyasetle ilgili yaptığı tek bir story, milyonlarca genç zihinde yer ediniyor.

Bugünün genç seçmeni, klasik mitinglere değil, Twitch yayınlarına katılıyor.

Anlattığınız vaatleri değil, davranışlarınızı takip ediyor.

Liyakatsiz bir atama yaparsanız, onun bir ekran görüntüsüyle milyonlara ulaşacağından emin olun.

Bir tweet’inizle bu kuşağı kaybedebilirsiniz.

Ama bir dijital etkileşimle gönüllerine girebilirsiniz.

Sorun şu ki çoğu siyasetçi hâlâ "gençler bizi anlamıyor" diyerek dijital uçurumu derinleştirip büyütüyor.

Oysa gerçek şu: Siz onları okumayı bilmiyorsunuz.


Seçim sonuçları mı dediniz?

2023 seçimlerinde yaklaşık 7 milyon Z kuşağı seçmeni vardı.

Bu, sonucu belirleyecek bir kütleydi.

Ve bu kütlenin büyük kısmı "kararsız", "protesto oyu" veya "sandığa gitmemeyi" seçti.

Bir başka deyişle, bu gençler sadece "oy vermedi" değil, siyasileri cezalandırdı aslında

Ve hayır, cezaları öfkeyle değil, sessizlikle verdi.

Çünkü Z kuşağı artık bağırarak değil, görmezden gelerek (ignoring) cezalandırıyor.

Sizin en çok korkmanız gereken şey bu: Tepki değil, kayıtsızlık.


Değerler üzerinden siyaset: Anahtarı veriyorum

Bu kuşak ideolojilere değil, değerlere bağlı.

  • "Özgürlük" onlar için sadece bir kavram değil, nefes alma biçimi.
  • "Adalet" retorik değil, somut karşılığı olan bir beklenti.
  • "Eşitlik" sosyal medyada gördükleri küresel değerlerle birebir örtüşmeli.

Bu farkı göremeyen her siyasetçi, Z kuşağının gözünde yalnızca geçmişin temsilcisi olur.


Siyasetçinin el kitabı: Z Kuşağına ulaşmanın 5 yolu

Bir siyasetçiyseniz ve buraya kadar okuduysanız, belki "Peki ben ne yapmalıyım?" diyorsunuz kendi kendinize:

İşte ücretsiz birkaç fikir:

  1. Dijitale yatırım yapın, ama sadece görünürlük için değil
    Etkileşim yaratın. Hikâyenizi gençlerin anlayacağı dile çevirin.
     
  2. Vaat değil, değer sunun
    Liyakat, adalet, özgürlük gibi kavramları örneklerle yaşatın.
     
  3. Diyalog kurun, vaaz vermeyin
    Gençlere yukarıdan bakmayın. Onların fikirlerini dinleyin.
     
  4. Partinizin değil, ülkenin geleceğini konuşun
    Onlar takım tutar gibi siyaset yapmaz. Kimin ne yaptığına, nasıl yaptığına bakar.
     
  5. Korkmayın: Mizah, alay ve eleştiri bu kuşağın dili
    Eleştirildikçe geri çekilmek yerine, öğrenmeye açık olun. Mizaha mizahla cevap verin.


Apolitiklik etiketi, siyasetin kendi hatalarını gizleme aracıdır

Z kuşağı apolitik değil; sadece eski dünyanın politikasıyla ilgilenmiyor.

Ve bu gayet mantıklı.

Neden ilgilensinler ki?

Şeffaflık yok, adalet yok, liyakat yok.

Bir de kalkıp onları suçlamak mı?

Gerçek şu ki: Bu kuşak yeni bir siyaset biçimi doğuruyor.

Bu siyaset; örgütten değil, topluluktan besleniyor.

Liderlikten değil, dayanışmadan doğuyor.

Retorikten değil, hakikatten etkileniyor.

Z kuşağı sizin oyun kurallarınızı oynamıyor.

Çünkü o artık kendi oyununu yazıyor.

Ve akıllı olan siyasetçi, bu oyunu dışarıdan izlemek yerine, danışmanlarını bu kuşaktan seçer.

İşte fırsat burada:

Z kuşağını anlayan değil, onları yanına alan kazanacak.

Geleceği yönetecek misiniz, yoksa onlara nasihat edip sadece seyirci mi kalacaksınız?

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU