Yapay zeka, beynimizi farkında bile olmadığımız şekillerde değiştiriyor olabilir

Öğrenciler yapay zekaya giderek daha fazla bel bağlarken bu durum en seçkin üniversitelerimize doğru yayılıyor. Kendi düşünme yeteneğimizi baltalıyor olabilir miyiz?

Oxford Üniversitesi sıralamada birinci oldu (AFP)

Herkes hile yapıyor. Önceki aylarda yapılan araştırmalar, hemen hemen her öğrencinin çalışmalarında ChatGPT gibi yapay zeka araçlarına bel bağladığını gösterdi: Ankete katılan öğrencilerin yüzde 88'i ödevler için kullanmıştı ve bu oran geçen yıl yüzde 53'tü. (Rakamlar ABD'de büyük ölçüde benzer.) Kişisel gözlemlere bakıldığında halihazırda işlerinde yapay zekayı kullanan insan sayısının çok olması kendi meşruiyetini beraberinde getiriyor: Eğer herkes hile yapıyorsa siz neden eksik kalasınız?

Sebebi şu: Hâlâ sınırlı olsa da bir araştırma bunun daha az ve daha kötü düşünmenizi sağladığını gösteriyor. Önceki aylarda araştırmacılar katılımcıları üç gruba ayırıp onlardan bir makale yazmalarını istedi. Bazıları ChatGPT gibi bir büyük dil modelinin (LLM) desteğine sahipti, bazılarının Google'a erişmesine izin verildi, bazılarınaysa hiçbir yardım sağlanmadı. Daha sonra bu üç grubu çeşitli şekillerde incelediler.

Yazarlarken beyinlerinin çalışma şekilleri farklılık gösterdi. İnsanlar ne kadar çok yardım alırsa, beyinlerinin aktif alanları da o kadar azalıyordu. Yapay zekadan yardım alanlar, kendi makalelerini alıntılamada daha az başarı gösterdi. Araştırmacılar, çalışmanın ilk safhalarında ve nispeten sınırlı olduğunu belirterek ihtiyat çağrısında bulundu ve insanların daha aptal hale getirildiğini öne sürmek için kullanılmasına karşı açıkça uyardı. Ancak bu araştırma en azından eğitimde büyük dil modellerini kullanmanın "öğrenme becerilerinde olası bir düşüşe yol açıp açmadığının acilen araştırılması gerektiğini" gösterdi.

Binlerce yıldır düşünürler, teknolojinin hafıza ve kavrayışı baltalamasından endişe ediyor. Bu teknolojilerden ilki bizzat yazıydı. Phaedrus'ta Sokrates, yazının hafızayı zayıflatabileceği ve insanları gerçekte bilmeden bilgi sahibiymiş gibi gösterebileceği uyarılarında bulunur.

Bilgisayarlar bu endişeleri daha da büyüttü. 2011'deki bir bilimsel makalede araştırmacılar, "Google etkisini" tanımladı. Buna göre bilgilere parmaklarımızın ucuyla kolayca erişilebilmesi, kafamızın içinde daha az bilgi kalmasına neden oluyor. 15 yıl önce bile araştırmacılar, bir şeyleri hatırlamalarını istedikleri insanların bilgisayarları düşünmeye koşullandıklarını ve bu bilgilere kolayca erişme beklentisine sahip olmalarının, onları gerçekten hatırlama olasılıklarını daha düşük kıldığı anlamına geldiğini buluyordu. Bilim insanları, "İnternet, bilginin topluca bizim dışımızda depolandığı harici veya geçişken hafızanın birincil biçimi haline geldi" diye yazdı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yapay zekanın eğitim üzerindeki etkisine dair büyük bir korku da, yapay zekanın bizi aptallaştırıyormuş gibi hissettirmemesi; onu kullanmak öğrenme hissine yol açıyor. Yazın yayımlanan bir makalede bilgi sistemleri araştırmacısı Aaron French, yapay zekayla konuşmanın "kişiye olduğundan daha zekiymiş hissi verebileceğini ve aslında bilişsel çabayı azaltabileceğini" belirtti. Dunning-Kruger etkisine işaret etti: Buna göre az bilgi tehlikeli bir şeydir çünkü bilgiyle güçlenmiş hissederken bilmediğiniz şeylerin farkında olacak kadar bilgiye de henüz sahip değilsiniz. French, yapay zekayı yanlış kullanmanın insanları, araştırmacıların "Aptallık Dağı'nın zirvesi" diye adlandırdığı, o tehlikeli güven sıçramasının içinde bırakabileceği konusunda uyardı.

Kaliforniya Üniversitesi Irvine Kampüsü'nde felsefe dersleri veren Anastasia Berg, yapay zekanın bir makalenin tamamını yazmasıyla bu makalenin iskeletinde yardım sağlaması gibi "masum yardımcı işlevler" ayrımı gibi, birçok kişinin "yapay zekanın gayri meşru kullanımları" arasında fark gördüğünü geçen ayın sonlarında belirtti. Ancak ne hakkında yazacağına karar vermenin vazgeçilmez bir beceri olduğu notunu da düştü. "Bilişsel kavrayışın hiçbir yönü göstermelik değildir" diye yazdı.

Yine de, onları yönetenler istese de istemese de üniversitelere yapay zeka yayılıyor. Önceki aylarda Oxford, "başarılı" geçtiğini açıkladığı "bir yıllık pilot proje" sonrasında ChatGPT'nin yaratıcıları OpenAI'la resmi anlaşmaya varan birkaç üniversiteden biri oldu. Öğrenciler, ChatGPT'nin verileri korumak gibi önlemler içeren özel bir sürümüne erişirken OpenAI da yapay zekanın öğrenmede daha merkezi hale geldiğini öne sürebiliyor.

Oxford'un yapay zekayı benimsemesiyle ilgili tartışmalar büyük oranda öğrencilerinin bunu zaten açıkça yaptığı bağlamı içindeydi: Seçim, ödevlerin ChatGPT'yle ya da ChatGPT'siz yazılması arasında değil, üniversitenin bunu resmen tanıyıp tanımamasıyla ilgili. Proje duyurulduğunda Oxford Üniversitesi Dijitalden Sorumlu Rektör Yardımcısı Anne Trefethen, "Önemli sayıda personel ve öğrencinin üretken yapay zeka araçlarını halihazırda kullandığını biliyoruz" dedi. Yapay zekanın kullanımı kendiliğinden büyüyor ve birçok akademisyen, onu kullanmadan eğitim vermektense, öğrencilere onu iyi kullanmayı öğretmenin daha iyi olduğunu öne sürüyor.

Oxford Üniversitesi Öğretimden Sorumlu Rektör Yardımcısı Freya Johnston, "ChatGPT Edu'ya üniversite çapında erişim, sağlam akademik becerilerin ve dijital okuryazarlığın gelişimini destekleyecek, böylece mezunlarımızı yapay zeka destekli bir dünyada gelişip örnek olmaya hazırlayacağız" ifadesini kullanıp ekledi:

Üretken yapay zeka, ünlü yüz yüze ve küçük gruplar içinde öğretme modelimizle birlikte, öğrencilerle etkileşim kurmanın eleştirel düşünme ve bağlam analizini vurgulayan yeni yollarını keşfetmemize de yardımcı oluyor.

Oxford'un kendi kuralları, araştırmada üretken yapay zekayı dışlamasa da "araştırmada kullanılan üretken yapay zeka içeriğinin sorumluluğunun nihayetinde" kullanıcılarda olmasını gerektiriyor. Onlara, "araçların sınırlamalarının (sosyal kategorilerin, koruma altındaki grupların veya tarihi hataların yanlış temsil edilmesini sürdürebilecek, eğitim veri setlerine gömülü olabilecek toplumsal önyargılar ve halüsinasyonlar gibi) farkında olmalarını" söylüyor, diğer tehlikelerin ayırdına varmalarını onlardan istiyor ve araçların kullanımı konusunda şeffaflık göstermelerini talep ediyor.

Birçok üniversitenin benzer kuralları var. Önceki aylarda New York Magazine'de yayımlanan, "Herkes üniversitede hile yapıyor" başlıklı, bu teknolojinin "tüm akademik projeyi çözdüğünü" iddia eden haberde, Columbia Üniversitesi'nin yapay zekayı izinsiz kullanmamaya dair kurallarını mutlulukla çiğneyen bir öğrenci işlendi. Columbia'nın da OpenAI'la bağlantılı olduğu bildirildi.

O dünyada, öğrencilerin farklı bir şekilde öğrenmeleri gerekebilir ve bu da yapay zekayla nasıl ilişki kurulacağını öğrenmeyi içerebilir. University College London'da dijital beşeri bilimler alanında doçent olan Kaitlyn Regehr, yapay zekanın büyümesinin "düşünmemizin, veya daha spesifik olarak düşünmemizin gelişiminin, dış kaynaktan temininin hangi raddeye kadar kabul edilebilir olduğuna" dair belirli bir tür eğitimi de beraberinde getirmesi gerektiği uyarısında bulundu. Önceki aylardaki bir etkinlikte "Gençleri desteklemek için eğitim sistemimizde, ve ebeveynlik boyunca, yapmamız gereken değişiklik ve takviyeye dair sorumluluğumuz nedir?" diye sordu.

Bu, okullardaki beden eğitimi derslerine benzer bir proje anlamına gelebilir. "Otomobilin ve daha hareketsiz mesleklerin ortaya çıkmasıyla, fiziksel sağlıkla ilgili araştırmalarda bir patlama yaşandı" deyip ekledi:

Ve teknoloji bunu bizim yerimize yaparken hareket etmediğimiz için, yapay olarak hareket etmeye başlamamız gerekiyordu.

Beden eğitimi dersi ve spor salonu kültürünün ortaya çıkışını gördük. Çünkü insanlar hareket etmiyordu, çünkü teknoloji bizim için hareket ediyordu. Ebeveynler için gerçekten yararlı olacağını umduğum bir benzetmeyle [...] yapay zeka çağına uygun bir spor salonu diyorum. Sosyal, duygusal bir spor salonu. Sosyal, duygusal bir beden eğitimi sınıfı. Yapay zeka bizim için giderek daha fazla şey yapıyorsa ve çocuklar zihinlerini hareket ettirmek zorunda kalmıyorsa artık nasıl bir takviye gerekiyor?


independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Eren Umurbilir

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU