Hafıza Atlası, bu hafta toplumun kıyısında yaşamış ama kültürel hafızada derin izler bırakmış bir topluluğu gündeme taşıdı: Çingeneler ya da kendi deyimleriyle Romanlar.
Çingeneler kendilerine neden "Roman" demeyi seçti?
Osmanlı'nın, Çingenelerle münasebeti nasıldı?
Karagöz’ün Çingenelerle ne ilgisi var?
Çingeneler, yüzyıllardır farklı coğrafyalarda yaşamış ama çoğu zaman dışlanmış bir topluluktur.
Kendi içlerinde “Roman” adını kullanmaları, onlara dışarıdan yöneltilen aşağılayıcı tanımlamalara bir tepkidir.
Kökenlerinin Hindistan’a dayandığı, oradan dünyaya yayıldıkları düşünülür.
Osmanlı’dan Amerika’ya kadar uzanan göç yolları boyunca müzikleri, dansları ve neşeli yaşam tarzlarıyla tanınmışlardır.
Osmanlı’da düğün ve bayramların eğlencesini üstlenseler de, devlet kademelerinde yer bulamamışlardır.
Onlara yönelik önyargılar tarih boyunca süregelmiş, Nazi soykırımında bile yaşadıkları acılar çoğu zaman görmezden gelinmiştir.
Toplumun yapmak istemediği cellatlık gibi meslekler onlara yüklenmiş; ancak arşivlerde ağır suçlara pek rastlanmaz.
Karagöz figüründe kendilerini bulmaları da bu dışlanmışlıkla şekillenen kimliklerinin bir yansımasıdır.
"Hafıza Atlası"nın tüm bölümleri Independent Turkish YouTube kanalında yayında.
© The Independentturkish