Ucuz ve bol suyun altın çağı sona eriyor.
Tüm su krizleri yerel veya bölgeseldir.
Yüzeysel su kaynaklarının buharlaşma kaybı yüzde 30 ila 40 arasında değişmektedir.
Yeraltı suyu, yeryüzündeki birincil tatlı su kaynağıdır.
Yeraltı suyu, dünyadaki tatlı suyun yaklaşık yüzde 30'unu oluşturuyor.
Yeraltı suyu sadece bir rezervuar değil, gizli sigorta poliçedir.
Dünyanın erişilebilir tatlı su kaynaklarının çoğunu oluşturan yeraltı suyu, küresel su güvenliği için hayati önem taşır, hidrolojik döngünün ayrılmaz bir parçasıdır ve çeşitli insan faaliyetlerini destekler.
Sürdürülebilir yönetimi giderek daha da önemli hale geliyor.
Kentsel ortamlarda, bitki örtüsünün azalması, toprağın geçirimsizliği ve drenaj sistemleri gibi faktörler genellikle yeraltı suyu dolum ve sızma kapasitesini sınırlar.
Ve düzensiz, ani ve şiddetli yağışlar yağmur suyunun yeraltı suyu beslenmesini engelliyor.
Gözle görülmese de yeraltı suyu ekosistemleri ayakta tutar, çökmeyi önler, akarsuları, nehirleri, gölleri, sulak alanları, taşkın yataklarını, kaynakları, haliçleri, lagünleri ve denizi besler.
Yeraltı suyu, dünya genelindeki evler, çiftlikler, sanayiler ve şehirler için birincil su kaynağıdır.
Sürdürülemez yeraltı suyu çekimleri ve iklim değişiklikleri, yeraltı suyu seviyelerinin düşmesine neden olarak yeraltı suyu kaynaklarının daha az erişilebilir olmasına yol açabilir.
Yeraltı suyu düştükçe/azaldıkça, göl, barajlar ve göletlerde çekilmeye başlar.
Yeraltı suyunun dengesi bozulursa suya erişim gittikçe güçleşir.
- Yoğun aşırı kullanım: Sürdürülemez tarımsal ve kentsel kullanım ve su yoğun sanayileşme yeraltı suyu seviyesindeki hızlı düşüşlerin başlıca nedenidir.
- İklim değişikliği: Azalan yağış miktarı, ani ve şiddetli yağışlarda artış, daha sık görülen sıcak hava dalgaları, yeraltında akiferlerin doğal beslenmesini ciddi şekilde olumsuz etkiliyor.
- Nüfus artışı: Hem kentsel hem de kırsal alanlarda artan su talebi, yeraltı sistemleri üzerinde benzeri görülmemiş bir baskı oluşturdu.
- Kentsel genişleme: Yeni konut projeleri ve ticari gelişmeler, mevcut su altyapısına ek yük getiriyor.
- Tuzlu su girişimi: Kıyı bölgelerinde, azalan tatlı su basıncı, deniz suyunun yeraltı rezervlerini nüfus ederek kirletmesine neden olmakta ve bunları insan tüketimi ve sulama için kullanılamaz hale getiriyor.
- Tarım: Yeraltı suyunun birincil tüketicisi olan yoğun tarım, azalan su bulunabilirliği nedeniyle gıda güvenliğini tehdit eden ciddi zorluklarla karşı karşıya.
- Toprak çökmesi: Aşırı yeraltı suyu çekimi, birçok bölgede yeraltı çökmesine neden olarak kentsel ve tarımsal altyapıya zarar veriyor ve akiferlerin su depolama kapasitesini azaltıyor.
- Sulak alanlar: sulak alanların kurumasına neden oluyor.
- Ekosistem kaybı: Sulak alanlar, lagünler ve yeraltı suyuna bağımlı diğer alanlar kuruyor ve bu da biyolojik çeşitliliğin kaybına ve iklim düzenlemesi ve su arıtımı gibi temel ekosistem hizmetlerinin azalmasına yol açıyor.
- Yeraltı suyunun aşırı çıkarılması: Sondaj kuyularının aşırı kullanımı, su tabakasını düşürerek suya erişimi zorlaştırıyor.
- Verimsiz su yönetimi: Sızıntılar, eski boru hatları ve yetersiz bakım, önemli su kayıplarına neden oluyor.
- İklim değişikliği ve azalan yağışlar: Değişen hava koşulları, rezervuarları ve yeraltı sularını yenilemek için daha az yağmur anlamına geliyor.
- Sınırlı su depolama ve yenileme sistemleri: Yeterli yeraltı suyu yenileme altyapısının olmaması, su kaynaklarını depolama ve yenileme kapasitesini sınırlıyor.
- Yağmur suyu toplamanın yetersiz kullanımı: Yağmur suyu toplama sistemlerinin yetersiz kullanımı, doğal yağışları yakalama ve yeniden kullanma konusunda hayati bir fırsatın kaçırılmasına neden oluyor.
Akifer tükenmesi sadece su rezervlerini değil, aynı zamanda onlara bağımlı toplulukları ve ekosistemleri de etkiliyor.
21'inci yüzyılda, özellikle geniş tarım alanlarına sahip kurak bölgelerde, hızlı yeraltı suyu seviyesi düşüşlerinin yılda 0,5 metreden fazla (>0,5 m/yıl) olduğu görülüyor.
Yeraltı suyu seviyesi ölçümlerine ilişkin analizler şunları göstermektedir:
- Yeraltı suyu seviyeleri birçok bölgede yıldan 0,5 metreden daha (>0,5 m/yıl) hızla düşüyor.
- Yeraltı suyu düşüşleri dünya genelindeki birçok akifer sisteminde hızlanıyor.
- Hem hızlı hem de hızlanan yeraltı suyu düşüşleri özellikle ekili kurak alanların altında yatan akiferlerde belirgin.
Akifer, yeraltı suyuyla doymuş gözenekli kaya veya tortu, kum ve çakıldan oluşan bir kütledir.
Yağış (veya nehir suyu) toprağa veya çakıl yatağına sızdığında su, akifere girer.
Su daha sonra akiferden geçerek kaynaklar ve kuyular aracılığıyla tekrar yüzeye çıkabilir.
Teknik olarak, "akifer" teriminin Almancada biraz farklı bir anlamı vardır, ancak günümüzde bu kelime genellikle İngilizcedekiyle aynı şekilde kullanılıyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Yeraltı suyu azalması ve tükenmesi ekosistemleri ve ekonomileri tehdit edebilir.
Aşırı yeraltı suyu çekilmesi yeraltı suyu seviyelerinin düşmesine neden olabilir, bunun sonucunda deniz suyu girişi, toprak çökmesi, akış azalması ve kuyuların kuruması meydana gelir.
Yeraltı suyu tükenmesi arazi çökmesi yoluyla altyapıya zarar verebilir, akarsu akışının tükenmesi yoluyla nehir ekosistemlerini bozabilir, tarımsal verimliliği tehlikeye atabilir ve kuyular kuruduğunda su kaynaklarını tehlikeye atabilir.
Sorunun bugüne kadarki en detaylı incelemesine göre, dünyanın birçok yerinde yeraltı suyu seviyeleri endişe verici oranlarda azalıyor.
Bu durum, insanlar, tarım ve ekosistemler için hayati önem taşıyan su kaynağını tehdit ediyor.
Uydular, yıllardır Kaliforniya'nın Orta Vadisi'nden Kuzey Hindistan'a kadar yeraltı sularında hızlı düşüşler kaydediyor.
Ancak bu tür yer çekimine dayalı ölçümler, daha yerel ölçekteki değişiklikleri yakalayamıyor.
Sorunun daha net bir resmini çekmek için, Kaliforniya Üniversitesi, Santa Barbara'dan Scott Jasechko ve meslektaşları 40 ülkede 1.693 akifer sistemindeki 170 binden fazla kuyudaki yeraltı suyu seviyelerini incelediler.
Bu sistemlerin yaklaşık 3'te 1'inin hızla su kaybettiğini ortaya koydular.
Hindistan, İspanya ve Kaliforniya gibi kurak ve yoğun nüfuslu bölgeler en çok etkilenen bölgeler arasında olduğu tespit edildi.
Araştırmaya dahil edilen 1.693 akifer sisteminin yüzde 71'inde yeraltı suyu seviyelerinin 2000-2022 yılları arasında azaldığını, bunların yüzde 36'sında veya 617'sinde yeraltı suyu seviyelerinin yılda 0,1 metreden fazla azaldığını ve yüzde 10'undan biraz fazlasında ise yılda 0,5 metreden fazla hızlı ve birkaç uç örnekte ise yılda 1 metreden fazla aşırı düşüşler olduğunu tespit ettiler.
Genel olarak, Almanya güney eyaletlerindeki durum kuzeydekiyle benzerdir. Bu bulgular, kuraklık yıllarının etkilerinin olağanüstü düşük yeraltı suyu seviyeleri veya kaynak akışlarında nasıl yansıdığını gösteriyor.
Milenyumun başlangıcına kadar zaman serisi, az çok döngüsel olarak tekrarlanan yağışlı dönemlerle karakterize edilirken, 2004'ten bu yana bu tür dönemler neredeyse tamamen ortadan kalkmış veya en azından belirgin şekilde azaldı.
İspanya'daki Ascoy-Soplamo, yeraltı suyunun en hızlı düşüş oranına sahip olduğunu, yılda ortalama 2,95 metre düşüş olduğunu ifade etti.
İran'daki bazı akifer sistemlerinin yeraltı sularının en hızlı azaldığı yerler arasında olduğunu da sözlerine ekledi.
Türkiye'nin toplam yıllık yağış miktarı 450 milyar metreküp, yıllık ortalama yağış miktarı ise 574 mm'dir.
Türkiye'nin 2022 yılı sonu itibarıyla yıllık ortalama yüzey suyu potansiyeli (doğal akış) 178,7 milyar metreküp, güvenli yeraltı suyu rezervi 28,6 milyar metreküp ve yeraltı suyu tahsisi yaklaşık 18,6 milyar metreküptür.
Yüzeysel su potansiyeli 91,9 milyar metreküp, yeraltı suyu potansiyelinin 18,6 milyar metreküp, ortalama yıllık teknik ve ekonomik olarak kullanılabilir su potansiyelinin ise 110,5 milyar metreküptür.
Yönetilir Akifer (Yeraltı Suyu) Beslemesi/Şarj (MAR), yeraltı suyu rezervlerini artırmak ve kalitesini iyileştirmek, sürdürülebilir su yönetimi sağlamak, tuzlu su girişini engellemek, taşkınları kontrol altına almak ve çökmeyi önlemek veya su kaynağını daha sonra geri kazanmak üzere (örneğin sulama amaçlı) depolamak gibi çevresel faydalar elde etmek için fazla yüzey suyunun amaçlı ve planlı bir şekilde yeraltına enjekte edilmesinden oluşur.
MAR, mevcut yeraltı suyu miktarını artırarak kuraklık mevsimlerinin genel su mevcudiyeti üzerindeki etkisini azalttığı için iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek için bir önlem olarak kabul edilir.
Bu yöntem, yeraltı suyu seviyelerini koruma, taşkın kontrolü, tuzlanma riskini azaltma, iklim değişikliğine karşı direnç oluşturma ve akiferlerdeki su kalitesini iyileştirme gibi birçok fayda sunar.
Yönetilir akifer (yeraltı suyu) beslenmesi/şarj (MAR), özellikle yeraltı suyu kaynaklarının önemli ölçüde azaldığı Türkiye'nin kurak ve yarı kurak bölgelerinde, 1960'lardan bu yana su kıtlığıyla mücadele etmek için giderek daha fazla kullanılıyor.
Türkiye genelinde toplam kaç kuyu bulunduğu ve kaçak kuyuların sayısı, son 10 yıldaki yeraltı suyu seviyelerindeki değişimi, yeraltı suyunun sanayi, tarım ve içme-kullanma amaçlı tüketim oranları:
- Ülke genelinde 500 bin belgeli yeraltı suyu kuyusu var ve kaçak kuyu ile bilgi yok. Bu sayıdan daha fazla kaçak kuyu olduğu tahmin ediliyor.
- Konya Ovası'nda 92 bin kuyu olduğu bunların 62 bini ruhsatsız (kaçak) kuyular olduğu tahmin ediliyor.
- Yeraltı suyu kaynakların yüzde 66’sı sulamada, yüzde 25’i içme ve kullanmada, yüzde 9’u ise sanayide tüketiliyor.
Yer altı suyunun dengesi bozulursa suya erişim gittikçe güçleşir.
Yeni Yönetilir akifer beslemesi/şarj (MAR) tekniklerinin geliştirilmesi ve MAR'ın uygulanması, 2000'li yılların başından bu yana özellikle Avustralya, ABD ve Avrupa olmak üzere gelişmiş ülkelerde hızla arttı.
MAR, doğal sızma oranlarını artırma veya akifere yenileme sağlama ilkesine dayanır.
Temel hedefler şunlardır:
- Gelecekte kullanılmak üzere yeraltında su depolamak (kuraklık, en yüksek talep).
- Doğal zayıflama süreçleri (filtrasyon, seyreltme, biyolojik bozunma) yoluyla yeraltı suyu kalitesini iyileştirmek.
- Aşırı yeraltı suyu çekilmesinden kaynaklanan arazi çökmesini kontrol etmek veya önlemek.
- Kıyı akiferlerine tuzlu su girişini veya kirletici bulutların göçünü önlemek için hidrolik bariyerler oluşturmak.
- Su tabakalarını ve yeraltı suyuna bağımlı ekosistemleri restore etmek.
Yönetilir Akifer Beslemesi/Şarj (MAR) teknolojisi esnektir ve farklı ölçek ve amaçlara uyarlanabilir.
Akiferlerin sürdürülebilirliğini sağlamak için aşağıdaki alanlara odaklanmak önemli.
MAR tipleri arasında kuyular, kuru enjeksiyon kuyuları, sızma galerileri veya tarla hendekleri (toprak bozulmasını ve erozyonu önler), bank filtrasyonu, sızma havuzları ve çukurları, kumul filtrasyonu, nehir filtrasyonu, SAT (Toprak Akifer Arıtma) ve yüzey veya yeraltı barajları kullanan diğer sistemler aracılığıyla ASR (Akifer Depolama ve Geri Kazanım) ve ASTR (Akifer Depolama, Taşıma ve Geri Kazanım) yer alır (Şekil 1).
Yağmur suyunu doğal olarak depolamak için tarlalar çevresine akış yönüne uygun hendekler/çukurlar açılır.
Yapay Yenileme: Geri dönüştürülmüş veya yüzey suyu kullanarak, su fazlalığı olduğu dönemlerde akiferleri yenilemek için programlar uygulanmalı.
Yeraltı su katmanları yapay olarak 2 temel yolla doldurulabilir:
- Hızlı sızma çukurları: Bir yol, suyu çukurlar, karıklar veya hendekler yoluyla araziye yaymak veya yüzey akışını tutmak ve saptırmak için akarsu kanallarına küçük barajlar inşa etmek ve böylece suyun yeraltı su katmanına sızmasını sağlıyor.
- Kanal içi modifikasyon: MAR projelerinde Türkiye’de tamamlanan projelerin çoğunda kanal içi modifikasyonlar (yüzde 77) kullanılmıştır. Akarsular, göl ve göletlerdeki akışı yakalamak ve alttaki akifere beslemeyi artırmak için genellikle kanal içi modifikasyonlar kullanılıyor.
Nehir akışı, L şeklinde setler (yukarıdaki resimler) kurularak da değiştirilebilir.
Besleme, potansiyel sızma alanının artırılması ve akış hızının yavaşlatılmasıyla artırılır.
Geçirgen nehir yatağı, kum, çakıllı zeminler için idealdir.
Tıkanıklığı azaltmak için silt tutucular kullanılabilir.
MAR projesi uygulamasında;
- Su kaynağı,
- Hidrojeolojik ve çevresel koşullar,
- MAR teknolojisi,
- Veri toplama için MAR sensörleri,
- İzleme yönergeleri,
- Amaçlı olarak yeniden doldurulan suyun nihai kullanımı,
- Analitik yönler
- Risk veya etki değerlendirmesi
Ana yönler düzenleyici ve yönlendirici temel unsurları gruplamak için sağlam bir mantıksal çerçeve sağlamadığından, MIR kavramsal modelinin bloklarını MAR belgelerinde belirlenen ana yönlere paralel olarak oluşturmak mümkün değildir.
Burada;
- IB: geçirimsiz temel kaya,
- UZ: doymamış bölge
- SZ: doymuş bölge
- SR: stratejik rezervuar (uzun vadeli yeraltı suyu depolaması için jeolojik oluşum)
- İleri kademe AAT: atıksu arıtma tesisi
- SUDS: sürdürülebilir kentsel drenaj sistemleri
- RBF: nehir kıyısı filtrasyonu
- A ve B, MAR saha alanlarındaki farklı iklim koşullarını ifade eder.
Sayı (1), bir piezometreden UZ ve SZ izlemesini ifade eder. Diğer sayılar, çıkarma sondaj deliğinden, iletim seçeneğinden (2) veya boru hattının içinde toplanan (3) olağan örnekleme noktalarına; farklı derinliklerde herhangi bir arıtmanın gerçekleştiği herhangi bir depolama hücresinden örnekleme noktasına (4); ve kentsel su temini için sulama veya musluktan gelen hidrant'a (5) karşılık gelir.
2 ila 5 arasındaki örnekleme noktaları, MIR blokları 6 ve 7 ile ilgilidir.
Özellikle su kıtlığı ve aşırı su kullanımı gibi sorunlarla mücadelede kritik bir araç olan MAR, doğal kaynakların korunması ve toplumsal faydaların artırılması açısından büyük bir potansiyele sahiptir.
- Sıkı izleme: Her akiferin yenileme kapasitesine dayalı açık politikalar ve sınırlamalarla su çekimini düzenlenmeli. Yer altı suyu tahsislerinin kullanım miktarları sürekli takip edilmeli. Tahsis konusunda düşük veya aşırı çekim tespit edilerek rezerv kullanımı dinamik olarak planlanmalı. Bir havzada anlık ölçümlerle yer altı suyu seviyesindeki düşüşün sürekli olduğu ve kritik seviyenin altına indiği tespit edildiğinde su tahsisine son verilmeli, kontroller arttırılmalı, kaçak kuyular kapatılmalı, yasal tedbirler eksiksiz olarak uygulanmalıdır. İleri kademe arıtılmış atıksuların arıtma tesislerinden akiferlere taşınması için derin sondaj kuyuları ve büyük çaplı keson kuyular kullanılabilir. Gerektiğinde sızma havuzları da oluşturulabilir.
- Toplum bilinci: Akiferlerin önemi ve küresel su sistemlerindeki kritik rolü hakkında farkındalık oluşturulmalı.
- Tarımsal dönüşüm: Su tüketimi yoğun olmayan mahsullerin ve verimli sulama tekniklerinin yüksek stresli bölgelerde kullanımını teşvik edilmeli.
- Su kalitesi: Su kalitesini iyileştirir.
- Endüstriyel dönüşüm: Su yoğun sanayiye son verilmeli, evsel ve endüstriyel atıksular ileri kademe arıtılarak kullanma ve sulama suyu olarak kullanılması ve yağmur suyu hasat edilmeli.
- Uluslararası İşbirliği: Sınır ötesi akiferleri korumak ve su yönetimi teknolojilerini paylaşmak için küresel anlaşmalar yapılmalı.
- İspanya'da su geri dönüşümü: Katalonya ve Valensiya'da ileri kademe arıtılmış atık su, denize deşarj edilmek yerine nehirleri ve akiferleri beslemek için yönlendirilmektedir; bu model diğer bölgelerde de giderek daha fazla tekrarlanıyor.
- Bangkok'taki düzenlemeler: Şehir, 1980'lerden bu yana yeraltı suyu çekimini kısıtlayarak akifer seviyelerini başarıyla dengeliyor.
- Arizona'da su transferleri: ABD'de, Colorado Nehri suyu kullanılarak yapılan yapay besleme, Avra Vadisi akiferinin dengelenmesine yardımcı oldu.
Su kullanımını daha iyi düzenlemek veya suyu tükenen yeraltı sularını yenilemek için yapılan müdahalelerin ardından yeraltı sularının iyileşmeye başladığı Bangkok, Arizona ve New Mexico'daki bazı başarı çalışmaları dikkat edilmeli.
Almanya'da içme suyunun neredeyse dörtte üçü yeraltı sularından elde ediliyor.
Bu nedenle, yeraltı sularının yeterli şekilde yenilenmesi hem sürdürülebilir içme suyu temini hem de ekosistemlere yeterli su temini için temel bir ön koşuldur.
Yapılan incelemelere göre, MAR uygulaması son birkaç on yılda yüzde 5 oranında arttı.
IGRAC'a göre, dünya çapında 1200'den fazla MAR sahası bildirildi.
MAR ayrıca, yoğun yağışlar veya su baskınları sırasında oluşan aşırı yüzey suyunun yönetimi için doğal bir çözüm olarak da hizmet verebilir.
MAR, değişen su taleplerini karşılamak üzere zaman içinde genişletilebildiği veya değiştirilebildiği için esnek ve ölçeklenebilir su depolama çözümlerine imkan tanır.
Türkiye şehir içi yolların şevlerinde, orta refüjlerde, açık otoparklarda ve park-bahçelerde yağmur suyu hasat edilmeli.
Türkiye’de her bölge için yeraltında su depolamak için uygun MAR alanları belirlenmeli.
Su kıtlığına ve kuraklığa dur demek için Türkiye’de yağmur suyu hasadı zorunlu olmalı.
Kaynaklar
1. https://www.nature.com/articles/s41586-023-06879-8
2. https://link.springer.com/article/10.1007/s10040-025-02944-w
3. https://un-igrac.org/latest/stories/protecting-groundwater-with-managed-aquifer-recharge-mar/
4. https://www.linkedin.com/pulse/silent-draining-threat-aquifers-era-climate-crisis-fernando-saroglia-02pxf/?trackingId=M1ew%2FvKoQUaxZGE5ZLuKXA%3D%3D
5. https://www.mdpi.com/2073-4441/16/22/3216?utm_source=twitter&utm_campaign=water&utm_medium=social_journ
6. https://www.umweltbundesamt.de/en/monitoring-on-das/cluster/water-supply/ww-i-2/indicator#decreasing-groundwater-levels
7. https://worldcivilsociety.com/aquifer-recharge-systems-a-comprehensive/
8. https://www.linkedin.com/pulse/monitoring-management-managed-aquifer-dx3ye/?trackingId=MnHstngHTjyecqbk3mHKBQ%3D%3D
9. https://www.mdpi.com/2073-4441/17/3/439
10. https://www.mdpi.com/2073-4441/12/11/3099
11. https://www.mdpi.com/2073-4441/14/21/3405
12. https://www.ngwa.org/what-is-groundwater/groundwater-issues/managed-aquifer-recharge/mar-terminology
13. https://depremzemin.ibb.istanbul/uploads/prefix-ibb-mar-raporu-686524b1ac570.pdf
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish