"Esad rejiminin devrilmesinin ardından Suriye kendisini bir dönüm noktasında buldu"

Rus basını, Batı'daki Rusça yayın yapan medya ve İsrail'deki Rusça basın, Suriye'deki son durumu nasıl görüyor?

Babası Hafız Esad'ın önce SSCB, ardından ise Rusya Federasyonu'na (RF) sadakatini oğlu Beşşar'ın sürdürmesinin mükâfatı Moskova'ya sığınmak olurken, 53 yıllık aile iktidarının Suriye'yi sürüklediği manzarada enva-i çeşit tehdit söz konusu.

Defalarca yazmış ve söylemiştik: 1960'ların sonlarından itibaren Ortadoğu'ya sevk edilen SSCB, ardından RF üretimi silahların önemli kısmı Hazar Denizi üzerinden İran'a, oradan ise Suriye, Irak ve Lübnan'a sevkediliyordu.

Tahran rejiminin kendi aklına göre oluşturduğu ve Beşar Esad'ın kocaman valizlerle firarıyla yerle bir olan "Direniş Ekseni"nin da ağırlıklı olarak Rusya üretimi silahlar kullandığı şimdi örnek ve belgeleriyle kanıtlanıyor.

Onun için Hafız'ın oğlu Beşşar'a son yıllarda Arap dünyasının kucak açmasına rağmen sığınmak için Moskova'yı seçmesinin altında, bugünden yarına Suriye'ye karıştırma ve istikrara kavuşturmama planları yatıyor.

ABD müdahalesiyle Bağdat'ı terk edip kendi köyünde saklanmış Saddam Hüseyin birkaç ay sonra yakalanmış, aralıksız 42 yıl Libya'nın başında bulunmuş Muammer Kaddafi ise isyancılarca öldürülmüştü.

Beşşar Esad'ın Moskova'ya kaçırılmasının ilerleyen dönemde Suriye'de yaşanacak kaoslara kapı aralayabileceğinden endişe edilmesi gerekir.

Bu nasıl ülke yönetmek, bu nasıl devlet başkanlığı sorumluluğu, arkadaş?

Ülkeyi babasından devralmış bir tanesi "Çocuklarımın geleceğini düşünmek zorunda olduğum için Avrupa'da gayrimenkuller almak zorundayım" derken, ötekisi koca koca valizleri başka bir ülkenin uçağına yükleyip firar ediyor?

Bunlar yeryüzüne en büyük zararı veren insanlar.

Bundan sonraki aşamada en büyük mücadele bunlara karşı verilmeli ve halk ve hak mahkemesi önüne çıkarılmalılar.

Independent Türkçe okurları için Rus dilli basının kısa özeti:
 

Kommersant:

Kommsersant gazetesinde Nil Kerbelov'un yazısı özetle şu şekilde:
 

 

Suriyeli savaşçılar direniş ocaklarını söndürüyor

Kürt bölgesi, İslamcıların baskısıyla yüzleşti

Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanı basın sözcüsü Dmitri Peskov, Zamanında Rusya, teröristlerin üstesinden gelmesi ve durumun tüm bölgeyi tehdit ettiği dönemlerde istikrara kavuşması için Suriye Arap Cumhuriyeti'ne yardım etti" diye hatırlattı. 

"Ve buna çok büyük güç sarf etti. O zaman Rusya kendi misyonunu yerine getirdi."

Ardından Kremlin temsilcisi Beşar Esad'ın başında bulunduğu Suriye iktidarının ülkesinin gelişmesiyle kendisinin uğraşması gerektiğini ifade etti.

Peskov, "Şimdi o topraklarda olan gerçeklikler üzerinden hareket edilmesi gerekir" dedi.

Deyrizor'un işgale maruz kalması, Suriyeli Kürtlerin başını çektiği ve ABD'nin çok uluslu ittifakının desteğini arkasına almış Suriye Demokratik Güçleri'nin ikinci büyük kaybı adlandırılabilir. Kısa süre önce Kürt gruplar, Kuzey Batı'daki Halep vilayeti sınırları içinde bulunan ümbiç'i kaybetmişti.

Türkiye'nin askeri kanadına yakın bulunan ve İslamcı Özgür Suriye Ordusu fraksiyonu güçleri kente üç koldan baskı yapmıştı. Durumu ABD çözen, ABD'nin aracılığıyla Suriye Demokratik Güçleri komutanlığı kendi insanlarının abluka altındaki bölgeden çıkarılmasını kabul etti.

Görünürde HTŞ'nin (Rusya'da terör örgütü olarak görülüyor ve yasaklanmıştır) önderliğindeki "yeni yönetime" katılma yönünde kesin bir irade sergilemeyen Güney Cephesi kontrolü altında bulunan bölgede de heyecanlı bir ortam söz konusu.

İktidarı ele geçirmiş dövüşçüler, Esad sonrası dönemde şeriat kurallarını kalıcı hale getirebileceklerini ifade ediyorlar. Örneğin sosyal medyada Şam havaalanında gümrüksüz alışveriş mağazalarında alkollü içki vitrinlerinin kırıldığına ilişkin görüntüler dolaşıyor.

 

ДЕТАЛИ (Detaylar):

İsrail'de Rusça yayın yapan Detaylar gazetesinde Yaniv Kuboviç'in yazısı özetle şu şekilde:
 

 

Putin'den Esad'ın ordusuna ve Hizbullah'a... Lübnan'da yakalanmış Rus silahı

İsrail ordusunun Güney Lübnan'da ele geçirdiği silah ambarları, Hizbullah'ın en son model Rusya silahları aldığını ortaya koyuyor. Başlangıçta Suriye ordusuna gönderilen silahlar, ardından Şii militanlara sevkediliyordu.

Lübnan'da savaşan İsrail savunma ordusu askerleri, üzerindeki Rusça yazılarla orijinal ambalajında ve çoğu zaman konşimento evrağıyla gönderilmiş silahları Hizbullah'ın nasıl muhafaza ettiğini biliyor.

Ve gerçekten bir ay önce, İsrail hava kuvvetlerine mensup Boeing 707 nakliye uçağı, son yıllarının en sıradışı uçuşlarını gerçekleştirerek Moskova'ya gitmiştir. Rusya başkentine giden Stratejik Planlama Bakanı Ron Dermer'in amacı, Lübnan'daki ateşkesi ve Hizbullah'a yeniden silah sevkiyatına izin verilmemesini tartışmak oldu.

Geride bıraktığımız hafta sonunda Esad rejimi düştü ve nereden bakılırsa bakılsın, Rusya, Suriye'deki kendi askeri-deniz ve askeri-hava üslerini kaybetti. Hizbullah'a Rusya silahının sevkedildiği güzergâh, en azından yakın dönem için kapandı.

 

BBC Rusça Yayınlar Servisi:

BBC Rusça'da Louis Barrucho'nun yazısı özetle şu şekilde:
 

 

Suriye'yi bundan sonra ne bekliyor? Gelişmelere ilişkin 3 senaryo

Suriye'yi onlarca yıldır yöneten ve her türlü hoşnutsuzluğu acımasızca bastıran Esad rejiminin devrilmesinin ardından ülke kendisini bir dönüm noktasında buldu. Bundan sonra ne olacağı olacağına ilişkin sadece tahminler yürütülebilir.

Esad'ı yenmiş gruplar koalisyonunun başında bulunan HTŞ lideri (Rusya ve diğer ülkelerde terörist ilan edilmiş ve yasaklanmıştır—BBC) Ebu Muhammed el-Colani, ülkeyi birleştirme vadisinde bulunuyor ancak şu anda bu amacına ulaşıp ulaşamayacağı belli değil.


Birinci senaryo: Suriye'nin birleştirilmesi

Bu, senaryoların en olumlusu: HTŞ, diğer siyasi güçlerin kendisiyle birlikte ülkeyi sorumluluk alarak yönetmesine izin veriyor. Ulusal barış yoluna giren Suriye, bölgenin öteki ülkelerinden farklı biçimde karşılıklı intikamlardan, ölümlerden, soygunlardan ve yeni savaşlardan kaçınıyor.

Şimdilik Colani, Suriyeli grupları birliğe ve karşılıklı saygıya davet ediyor. Ancak grupların sayısı fazla olduğu gibi onların amaçları da farklı. Suriye'nin Güneyindeki silahlı kabile grupları, Esad tayfasının iktidarını hiçbir zaman kabullenmedikleri gibi Şam'daki yeni iktidarın da emrine girmeleri beklenmemeli.

Güneyde İslam Devleti'nin (IŞİD'i kastediyor - İ.T.) kalıntıları hala ayakta ve tehdit oluşturmayı sürdürüyor. ABD onlara saldırılar düzenliyor. ABD destekli Kürt birlikleri, ülkenin Kuzeydoğusunda bölgeyi kontrol ediyor. Bu birlikler Türkiye'nin desteklediği Suriyeli gruplarla savaşıyordu ve son günlerde orada yeniden savaş başladı.


İkinci senaryo: HTŞ'nin tek başına otoriter iktidarı

Birçok insan Esad rejimi gibi HTŞ'nin de otoriter metotlarla iktidarı kendi elinde toplayacağından endişe ediyor. HTŞ örgütü, Suriye'nin Kuzeybatısında farklı bölgelerden kaçmış insanlarla birlikte dört milyonluk bir nüfusa sahip İdlib'i kontrol ediyor; bölge sonuna kadar isyancıların kontrolünde kaldı.

İdlib'in sivil yönetimini Ulusal Kurtuluş Hükümeti üstlenmişken orada paralel biçimde şeriat kurallarını esas alan Dini Konsey de faaliyettedir. Colanii, İdlib'de HTŞ'nin istikrarı ve devlet hizmetlerini temin eden etkili bir iktidar olabileceğini kanıtlamaya çalıştı. Ancak bu örgüt, İdlib üzerindeki hakimiyeti, diğer silahlı gruplara mensup rakiplerini sıkıştırıp çıkararak ve bunu kabul etmeyenleri baskılayarak almıştı.

Şimdi onun iktidarının Şam'a kadar yayılması ve tüm bu bölgeleri kontrol etmesi için asker ve insan kaynaklarının bulunmaması belirli ölçüde ümit doğuruyor,” diye bazı yorumcular bu hususa dikkat çekiyor.


Üçüncü senaryo: İç savaş

En kötü halde, 'Arap Baharı'ndan sonra diğer ülkelerde yaşandığı gibi Suriye yeniden kanlı bir kaosun içinde boğulacak. Libya ve Irak hükümdarları Muammer Kaddafi ve Saddam Hüseyin alaşağı edildiklerinde yerlerine gelecek hazır kimsenin olmadığı ortaya çıkmıştı.

Onların devrilmesine yardım etmiş yabancı müdahale felaketli sonuçlar doğurmuştu. İktidar boşluğunu soygunlar, ölümler, yasasızlık ve iç savaş dalgaları doldurmuştu. Suriye'de farklı silahlı gruplar arasındaki iktidar mücadelesi yeni büyük kan akması sürecine götürmenin yanı sıra sadece Suriye'yi değil tüm bölgeyi de istikrarsızlaştırabilir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU