İsrail, ekonomisini ayakta tutmak için Afrika'dan işçi topluyor

Sare Şanlı Independent Türkçe için yazdı

Kasım ayında Malavi Devlet Başkanı Lazarus Chakwera, ülkesinin içinde bulunduğu ekonomik krize müdahale etmek ve kalan son fonları korumak için anlamlı bir kemer sıkma politikası başlattı.

Hem kendisinin hem de diğer hükümet yetkililerinin yurt dışı seyahatlerini askıya aldı. 

IMF, kasım ayında Malavi'ye 174 milyon dolarlık genişletilmiş bir kredi sağladı.

Ne tesadüftür ki IMF'nin hemen ardından İsrail hükümeti de Malavi'ye "ülkenin ekonomisini desteklemek" amacıyla 60 milyon dolarlık bir yardım paketi verdi.

İsrail bu mali desteği, bir soykırım işlemekle meşgulken ve tüm finansal kaynaklarını ABD desteği ile birlikte Filistin halkını yok etmeye adamışken nasıl ve neden sağladı?

İsrail Tarım Bakanlığı, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'in güneyine düzenlediği saldırılardan bu yana 30 bin ila 40 bin işçinin ülkedeki çiftlikleri terk ettiğini açıkladı.

Zaten bu işçilerin yarısı İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'dan girişlerini yasakladığı Filistinlilerdi.

Diğer yarısı da savaşla birlikte ülkeyi terk eden ve çoğunluğu Taylandlı olan yabancı işçilerdi. 

Amerika'nın maddi ve siyasi tüm desteğine rağmen savaştan aldığı darbenin etkisiyle sarsılan İsrail, bir şekilde ekonomisini ayakta tutmak zorunda.

"Üstün Yahudi halkı" çiftliklerde çalıştırılamayacağı için İsrail Siyonist ideolojiye göre ikinci sınıf kabul ettiği insanları satın almayı tercih etti.
 

Aziz Taher_Reuters.jpg
Fotoğraf: Aziz Taher/Reuters

 

Afrika'daki sadık müttefiki Malavi başta olmak üzere diğer bazı Afrika ülkelerinden 5 bin kadar işçi arayışına giren işgalci ve sömürgeci İsrail'e 221 işçiden oluşan ilk işçi grubu Malavi'den geldi. 

İsrail, bu hamle ile ABD güdümündeki Afrikalı liderlerin zayıflığından ve yoksul halkların çaresizliğinden yararlanıyor.

Malavi Devlet Başkanı Chakwera ise siyah ırkı ikinci sınıf gören bir topluma, hâlihazırda hem Müslüman hem de Hristiyan Filistinlileri dünyanın gözü önünde acımasızca katleden terörist bir devlete, ülkesinin en fazla umut vaat eden kesimini yani gençlerini göndererek kıta genelinde her kesimden tepki topladı. 

Chakwera, muhalefet lideri Kondwani Nankhumwa'nın "şeytani bir anlaşma" olarak nitelendirdiği bu anlaşmayı herkesten gizli bir şekilde imzaladı.

Malavi'nin hemen ardından İsrail'e işçi gönderen bir diğer İsrail ve ABD dostu Afrika ülkesi ise Kenya oldu. Kenya 1,500 işçiyi İsrail çiftliklerine göndermek üzere hazırlandı.

Mayıs ayında Netenyahu'yu Kudüs'te ziyaret eden Kenya Devlet Başkanı Ruto, iki ülke arasındaki ticari ilişkileri güçlendirme kararı almıştı.

7 Ekim Hamas saldırısından hemen sonra İsrail'e desteğini açıklayan William Ruto, uzun süredir İsrail ile yakın ilişkiler içinde. Dolayısıyla Ruto'nun İsrail'e işçi gönderme kararı şaşırtıcı değil.

Sık sık yurt dışı seyahatlerine çıkarak muazzam harcamalar yapması nedeniyle eleştirilen William Ruto'nun İsrail'e işçi göndererek ekonomiyi düze çıkarmaya çalışması daha büyük eleştirileri beraberinde getirdi.

Kenyalı politikacı Euru Aukot, Kenya'nın çatışma sırasında tarım işçilerini İsrail'e gönderme kararını, güvenlik endişelerini gerekçe göstererek "sorumsuzluk" olarak nitelendirirken Ruto'yu işsizlik sorununu çözeceğine dair verdiği vaatleri yerine getirmemekle suçladı.  
 

Gianluigi Guercia_AFP.jpg
Fotoğraf: Gianluigi Guercia/AFP

 

İşçiler hangi koşullarda çalışıyor?

İddialara göre daha evvelinde İsrail'e eğitim vaadiyle götürülen üniversite mezunu Afrikalı gençler, şehir merkezlerinden uzak çiftliklerde sabahtan akşama kadar işçi olarak çalıştırıldı.

Herhangi bir eğitim programına dâhil edilmeyen çok sayıda Afrikalı öğrenci ucuz iş gücü olarak kullanıldı. Konuyla ilgili İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Taylandlı tarım işçilerinin İsrail'de suistimal edildiğini belgeleyen 2015 yılına ait bir raporu bulunuyor. 1

Hem Malavi hem de Kenya halkı ülke liderlerinin aldığı karara tepkili.

Az bir kesim "ülkelerinde aç ölmektense, savaş olan bir ülkede tok karnına ölmek evladır" derken büyük çoğunluk devlet liderlerinin bu hamlesini "modern kölelik" başlığı altında yorumladı. 

Lilongve'den Jonathan Chisikwa:

Atalarımız köleleştirilmiş ve tarlalarda zorla çalıştırılmıştı. Şimdi liderlerimiz gönüllü köleleri topluyor ve ihraç ediyorlar. Bu modern kölelik. Tamam, işsizlik çok arttı; insanlar açlar ama çözüm gencecik insanları yine yolsuzluk ile tüketilecek bir para karşılığında savaş bölgesine göndermek mi?


Nairobi'den Deborah Kamau:

Liderlerimizin ve biz Afrikalıların anlamadığı çok önemli bir nokta var: Gencecik insanlarımız çalışmak için kıtanın dışına çıkıyor ve tüm gençliklerini kıta dışında harcayıp yaşlandıklarında ülkelerine dönüyorlar. Enerjimiz, yeteneklerimiz ve bilgimiz kıtamızın dışında harcanıp gidiyor. Tüm bunları kendi kıtamız, kendi ülkelerimiz ve insanımız için harcamazsak nasıl gelişeceğiz? Yurt dışına işçi göndermek yerine kendi topraklarımızda iş olanakları yaratmalıyız.

 

 

https://www.semafor.com/article/12/08/2023/africa-israel-worker-shortage 
https://www.aljazeera.com/features/2023/12/1/apprehension-as-malawi-sends-workers-to-israel 
1. https://www.hrw.org/report/2015/01/21/raw-deal/abuse-thai-workers-israels-agricultural-sector   

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU