Süper Lig'de oynanacak Fenerbahçe-Galatasaray derbisi için tüm futbolseverler sabırsızlanıyor.
Her iki takımın da farklı tedirginlikleri ve sorunları olsa da fırsatlar da mevcut.
Kim yenerse, rakibini yıpratmış olacak.
Uzun süre sonra Fenerbahçeliler, tünelin ucunda bir ışık gördü.
Yıllardır başarı-başarısızlık, beklenti-hayal kırıklığı ve umut-tükeniş döngüsünü yaşayan camiaya, liderlik ihtimali bile büyük heyecan veriyor.
Sezon başında başkanını ve teknik adamını değiştirmiş, liderin 6 puan gerisine düşmüş bir takımın, şu anda geldiği nokta taraftarına hayaller kurduruyor.
Kazandıkça özgüveni artan, kazandıkça sakinleşen Fenerbahçe, yıllardır sadece çatışma kültürü üzerinden rekabet etmeye çalışan Ali Koç yönetiminin ardından, Sadettin Saran yönetiminde adeta rehabilite oluyor.
Yaşadığı travmalarla meşhur Fenerbahçe'nin bir anda içine dönmesi, meşhur "olmazları" da oldurmaya başladı.
Hem Beşiktaş hem de Rizespor maçlarında futbol meleklerinin sihirli dokunuşlarını sarı-lacivert renklere yansıttığını gördük.
Neredeyse tüm futbol kamuoyunun "olmaz" dediği Tedesco'nun, gelinen noktadaki katkısı da büyük. Hatta çıktığı her maçı son maçı gibi yorumlayan ve gönderilmesini bekleyen yorumcular ile taraftarlar, haftalardır Tedesco'ya saygı gösteriyor.
Ama unutmamak gerek: Burası Türkiye; en ufak bir tökezleme, bu saygıyı iki günde yerle bir edebilir.
Galatasaray, geçmiş konfor alanında değil
Süper Lig'in lideri ve son üç yılın şampiyonu Galatasaray'da ise tedirginlik daha fazla.
Takımdaki sakat oyuncu sayısının fazlalığı, son haftalarda gelen puan kayıpları ve takım oyununda gözle görülür bir gelişim olmaması, özellikle Okan Buruk'u tartışmaların merkezine koyuyor.
Galatasaray'ın yaşadığı durum, geçmiş yıllardaki konfor alanına sahip olmamasından kaynaklanıyor.
Bunun temel sebepleri ise Fenerbahçe'nin farklı bir psikolojiyle sahaya çıkması ve sezon başında Osimhen ile Leroy Sané gibi yüksek maliyetli transferler yapılması.
Haliyle beklenti çok arttı, ama Süper Lig şampiyonluğu bu beklentiyi tam olarak karşılamıyor.
Osimhen transferiyle büyük bir heyecan yaşayan camia, kadro mühendisliğini ihmal ettiğini şimdi hatırlamak zorunda kaldı.
O kadar yüksek paralar sadece bir oyuncuya verildiğinde, geriye kadro kalitesi ve derinliği sağlayacak yapıyı kurmak oldukça zor oluyor.
Fenerbahçe ilk defa kırılmadı
Ve artık sahaya bu şartlarda çıkacak iki takım var.
İlk defa kırılmadı Fenerbahçe; ilk defa kırılabilir Galatasaray.
İlk defa Anadolu takımları, Galatasaray'ı yenebildiklerini gösterdi.
İlk defa Galatasaray'a şansızlık uğradı; çünkü sakat oyuncuları çok.
İlk defa saha dışında sakin kalan Fenerbahçe vardı.
İlk defa panik butonuna bastı Galatasaray; Başkan Dursun Özbek sürekli televizyonlarda, sosyal medya adeta yangın yerine dönmüş durumda.
İki kutuplu bir lige dönüşen Süper Lig'de, bir tarafta haftalardır kazanan Fenerbahçe, diğer tarafta son haftalarda kaybeden Galatasaray var.
En çok gol atan ile en az gol yiyen iki takımın karşılaşması olacak.
Oyun kalitesi yüksek olur mu bilinmez, ama heyecanı yüksek bir maç bizi bekliyor.
Psikolojik faktörler ve son haftalardaki performans, Fenerbahçe'yi bir adım önde gösteriyor.
Ve umalım ki derbide hakemler rol çalmaz.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish
