Kalp krizi geçirenlere çok iyi bir haber

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta Independent Türkçe için yazdı

Görsel: Pixabay

Bugüne kadar kalp krizi geçirenlerde daha sonraki dönemde inme ve damarsal bunama (vascular demans) riskinin yüksek olduğu bilinirdi. 

Danimarka'da Aarhus Üniversitesi uzmanları tarafından yapılan yeni bir çalışmada bunun tam aksi bir sonuçla karşılaşıldı:

Kalp krizi geçirenlerin hayatlarının sonraki döneminde Parkinson hastalığına yakalanma ihtimali genel nüfusa göre daha düşük bulundu. 

Journal of the American Heart Association'da (JAHA) yayımlanan araştırma, Danimarka Milli Sağlık Servisi (Danish National Health Service) kayıtları üzerinde yürütüldü. 1

1995-2016 seneleri arasında ilk kalp krizini geçiren 182 bin kişide ve kontrol grubu olarak alınan 909 bin kişide Parkinson Hastalığı riski araştırıldı. 

Kalp krizi teşhis edildiğinde vakaların ortalama yaşı 71 idi ve yüzde 61'i de erkekti. Takip süresi ortalama 4.1 sene, en uzun 21 sene idi. 

Hesaplamalarda kalp krizi geçirenlerde müteakip senelerdeki parkinson hastalığı riski kontrol grubuna göre yüzde 20, ikincil Parkinsonizm riski ise yüzde 28 düşük bulundu. 

Parkinson ve kalp-damar hastalıkları arasındaki bu münasebetin altında yatan mekanizmalar tam olarak bilinmemekle beraber kardiyo-vasküler otonomik disfonksiyon, ortostatik hipotansiyon, oksidatif stres, enflamasyon, parkinson tedavisinde kullanılan ilaçlar ve birlikte bulunan eş zamanlı hastalıkların etkisinin olabileceği düşünülmektedir.

Araştırmacılar, bu risk azalmasını, kardiyovasküler risk faktörleri ile Parkinson hastalığı arasındaki ters ilişkiyle izah ediyorlar.


Kalp krizlerinden sonra inme ve bunama artıyor

Bugüne kadar klasik olarak kalp krizi geçirenlerde pıhtılara bağlı inmeler ve damarsal sebeplere bağlı bunama gibi beyinle alakalı hastalık risklerinin yüksek olduğu bilinirdi.

Mesela, Kore nüfusunun yüzde 97'sini yani nerdeyse tamamını kapsayan bir çalışmada parkinson hastalığının kalp krizi, inme, kalp yetersizliği ve tüm sebeplere bağlı ölüm ihtimalini artırdığı gösterilmişti. 2 


Risk faktörleri etkili olabilir

Kalp krizi ve Parkinson Hastalığı için erkek cinsiyet ve ileri yaş için risk daha yüksektir.

Kafa travması geçirenler ve meslekleri icabı pestisit ve ağır metallere maruz kalanlar için de risk fazladır.

Buna karşılık fazla kahve içenlerde, adam gibi besleneler ve fiziki olarak aktif olanlarda ise parkinson hastalığı riski düşüktür.

Bunun yanında, sigara, yüksek kolesterol, hipertansiyon ve tip 2 diyabet gibi kalp krizi riskini artıran etkenler parkinson hastalığı riskini azaltır. Ülseratif kolit de sigara içenlerde daha az görülür.

Kalp-damar problemleri beyin kan akımını ve damar sağlığını etkileyerek pıhtılara bağlı felçlere ve küçük ve sessiz inmelere bağlı olarak gelişen bunamalara (vasküler demans) sebep olabilirler. 


Parkinson hastalığı ve Parkinsonizm nedir?

Parkinson hastalığı, titremelere, gecikmeli veya geveleyerek konuşmaya ve yürürken veya diğer fiziksel görevleri yaparken sertliğe veya hareket kısıtlanmasına yol açan nörolojik bir hastalıktır.

Hastalığın kesin bir tedavisi olmadığı gibi depresyon, hafıza kaybı, davranışsal anormallikler ve yorgunluk ile bağlantılıdır.

İnme, psikiyatrik veya kardiyovasküler ilaçlar veya başka bir hastalık, Parkinson hastalığına benzer semptomları olan ikincil Parkinsonizme sebep olabilir.


Gelelim neticeye

Böyle bir epidemiyolojik araştırmadan kalp krizi geçirmenin parkinson hastalığı ve Parkinsonizmi önleyebileceği gibi bir sonuç çıkarmak ve topluma Parkinson'dan korunmak istiyorsanız kalp krizi geçirmeniz faydalı olur gibi bir tavsiyede bulunmak elbette akıl ve mantık dışıdır.

Bununla beraber, kalp krizi geçirenlerde parkinson hastalığı riskinin düşük bulunması bu hastalar için bir züğürt tesellisi olarak kabul edilebilir.

Sağlıklı yaşamanın, hastalıklardan korunmanın en doğru yolunun başta adam gibi beslenme, hareketlilik, yeterli gece uykusu, sigara ve alkolden uzak durmak gibi sağlıklı hayat tarzı olduğunu bir kere daha hatırlatırım.

 

 

Kaynaklar: 

1. https://www.ahajournals.org/doi/10.1161/JAHA.121.022768
2. https://www.ahajournals.org/doi/10.1161/CIRCULATIONAHA.119.044948

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU