Savaşın çevresel hasarı

Prof. Dr. Mustafa Öztürk Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Twitter

Savaş savaştır, rengi, dini, milliyeti, ırkı vb. yoktur.

Savaş yıkım, kirlilik, tahrip olmuş ve yıkılmış binalar, fakirleşme, ölen çocuklar ve kadınlar demektir. 

3 Mart 2022 tarihli Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ofisi, 227 sivilin öldüğünü ve 525 kişinin de yaralandığını söyledi.

Savaşın aklı yoktur, emredileni yapan kuklaları vardır. 

Savaş yıkım demektir. Savaş ülkeleri fakirleştirir ve global ölçekte dünyaya zarar verir.

Savaşlar toplumların çöküşüne yol açar, altyapıda önemli hasar oluşturur ve yıkıma neden olurlar, güvensizlik yaratır ve önemli bir ekonomik etkiye sahiptirler.

Ayrıca savaş sonrası, savaş öncesine göre, sorunlar daha da kötüleşir.

Gezegenimizin ciddi iklim krizi, plastik kirliliği ve biyoçeşitlilik tehdidi altında savaş çıkmıştır. 
   

 

1-.JPG
Resim 1. Hasar gören binalar ve yaralanan kadınlar

 

Bombaların patlaması ile endüstriyel alanlardaki ağır metallerden betona, kablolara ve yollardaki borulara, binalardan asbeste kadar çok çeşitli malzemeleri havaya savurur (uçurur).

Sadece petrokimyasallar değil, tüm kimyasallar -modern kimyasallarla herhangi bir şeyi yok edildiğinde, kurşun ve cıva da dahil olmak üzere atmosfere toksik maddeler salımlanır ve çevrede uzun süreli kalıcı kirliliğe neden olur. 

Savaş esnasında oluşan PM2.5 (2,5 mikrometreden küçük partikül madde) gibi kirleticiler solunum yolu ile akciğerin derinliklerine girebilir ve sonunda kan dolaşımına karışabilir.

Bu, vücudun her yerine ağır metaller verir ve bunlar daha sonra dokularda kalır ve kanser vakaları artmaya başlar. 

Akciğer kanseri, nörolojik tipi problemler olan PM2.5'te bir artış ile ilişkilidir. Neredeyse organın adını veriyorsunuz ve maruz kalmanın sadece PM2.5'e bile bir tür olumsuz etkisi var.
 

2.jpg
Görsel: Twitter - @ozturk_mustafa

 

PM2.5 kirleticileri, PM10 kirleticilerinde 4 kat daha küçüktür ve gözle görülmez.

65 yaş ve üzeri 60 milyon Amerikalı için yapılan bir çalışmada, uzun süreli PM2.5 maruz kalmada 1 mikrogram/m3'lik artış, bağıl mortalite oranında yüzde 0,73 artış olduğunu göstermiştir.

Patlayıcıların bünyesinde bulunan ağır metaller ve çeşitli kanserojen maddeler insan sağlığı üzerinde ciddi hasarlara yol açmaktadır.  

Savaş;

  • İnsanların öldürülmesi,
  • Binaların ve köprülerin yıkılması,
  • Yıkım,
  • Riskli yıkıntı atıklarının artması, 
  • Yolların ve köprülerin tahrip edilmesi,
  • İçme suyu ve atıksu gibi altyapı şebeke sisteminin tahrip edilmesi (Temiz su temini ve işleyen sanitasyon sistemleri tehlikeye girerse, bulaşıcı hastalıkların yayılma riski de artar),
  • İçme sularının ve elektriğin kesilmesi,
  • Çöplerin toplanamaması,
  • Hava kirliliğinin artması,
  • Yoksullaşma,
  • Ekolojik tahribat,
  • Ormansızlaşma,
  • Yaban hayatının zarar görmesi,
  • İnsanların sağlıklı içme suyuna ulaşamaması,
  • İstilacı türlerin artması,
  • Elektrik sistemi dahil altyapı sisteminin çökmesi,
  • Doğal çevrenin bozulması,
  • Gıda ve su kıtlığı,
  • İlaç eksikliği,
  • Göçlerin artması (Düzinelerce çocuk havası kirli ve sağlıksız sığınaklarda, bodrumlarda, metro istasyonlarında ve diğer yeraltı alanlarında saklanırken, diğerleri komşu ülkelere gitmek için evlerini terk ettiler)
  • Sakat kalan insanlar, 

demektir.

Sağlıklı ve güvenli yiyeceğe, suya ve tuvalete erişim sınırlıdır.

Savaş nedeni ile milyonlarca insan yerinden yurdundan göç etmek zorunda kalıyor. 

Bina, yol ve köprü gibi yapıların savaşla tahrip olması ve yıkılması ile;

  • Havanın kirlenmesi,
  • Yüzeysel ve yer altı suyu kaynaklarının kirlenmesi,
  • Arazi kirlenmesi, 
  • Toprak kirlenmesi,
  • Diğer kirlilikler; 
  1. Gürültü kirliliği, 
  2. Vibrasyon, 
  3. Toz kirliliği, 
  4. Koku, 

gibi kirlilikler oluşmakta.

Savaş etkisiyle içme ve yeraltı su kaynakları kirlenme riski altına girer. 

Yıkılan yapılan etkisiyle atıksu arıtma tesisleri yeterli oranda arıtılamadığı için alıcı ortamlarda kirlenme riski artar. 

Savaşın etkisiyle insanlarda; 

  • Depresyon ve stres (depresyon ve anksiyete bozukluklarından travma sonrası stres bozukluğuna kadar önemli zihinsel sağlık sonuçları da doğurabilir),
  • Kanser vakaları,
  • Hastanelere başvuru sayısı,
  • Bilişsel gerileme,
  • Yoksullaşma,
  • Sıtma, zatürre ve ishal sayısı,

artar. 

Savaşta fabrikalar, yakıt depolama tesisleri, binalar ve ormanlar yanar. Ve sonuçta ciddi hava kirliliği oluşur. 
 

 

3-.jpg
Resim 2. Yanan bina/araç ve oluşan hava kirliliği

 

Sanayi tesislerinin bombalanması sonucu öldürücü gazlar çevreye yayılır ve ciddi hava kirliliği oluşturur.

Savaş, doğası gereği çevresel felaket demektir. 

Savaşlarda kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve engelliler çoğu zaman yardıma en çok ihtiyaç duyanlardır.

Çocukların ve yaşlıların sağlığı sıfırlanır. İşitme duyuları ciddi hasar görür.
   

4.JPG
Resim 3. Savaş alanında çocuklar ve sığınaktaki çocuklar

 

Çocuklar yalnızca fiziksel travmaya değil psikolojik travmaya da güvensizliğe karşı son derece savunmasızdır ve uzun süre yankılanabilir ve yankıları olabilir.

Ukrayna savaş bölgesinin çocuklar üzerindeki ruh sağlığına ciddi olumsuz etkileri oluşur.
Savaş kirliliği, erken ölümleri tetikler. 

İnsanların temiz gıdaya ve suyu ulaşımı zorlaşır. 

Savaş, patlayan bombalar, füzeler, tanklar ve çalan sirenler yüzünden yaşlılar ve çocuklar için çok tehlikeli olan gürültü kirliliğine neden olur.

Ve her gün çevresel felaketler artarak devam eder. 

Ukraynalıların astım alevlenmesinde bir artış görebilir ve yaşlılar daha fazla zatürre ve akut bronşit yaşayabilir.

Kirlilik, bulaşıcı solunum yolu hastalıkları riskini artırır.

Akciğerlere partikül madde bulaştığında, bağışıklık hücreleri bu yabancı cisimleri yutmaya çalışır - temelde, mikroplar yerine hava kirliliğine saldırarak dikkatleri dağılır.

Pandemi döneminde Ukrayna nüfusunun sadece üçte birinin tam olarak aşılanmış olduğunu unutmayalım. 

Ukrayna'daki askerlerin ve sivillerin yıllar sonra neler yaşayabileceğinin şimdiden izlemesi yapılabilir.

Hakim rüzgar yönüne bağlı olarak, son derece tehlikeli küçük parçacıklar yüzlerce veya binlerce mil taşınabilir.

Ve bu kirleticiler çevre ülkelerde yaşayan özellikle yaşlıların ve çocukların akciğerleri ve kan dolaşımının en derine ulaşması nedeniyle solunum sistemleri üzerinde ciddi hasarlar oluşturabilir


Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, 7 gün içinde, yaklaşık bir milyon mülteci oluşturdu.

Birbirlerini bir daha ne zaman göreceklerini veya tekrar göreceklerini bilmeden ayrılan ailelerin yürek burkan sahneleri sıradanlaştı.

Bu rakam Ukrayna nüfusunun yüzde 2'sinden fazlasını oluşturmaktadır. 

Ukrayna'da çocuklar artık okulda değil, artık güvenli bir ortamda da değiller.

Dünya Sağlık Örgütü, Ukrayna'daki tıbbi oksijen kaynaklarının tehlikeli derecede düşük olduğu konusunda uyardı.

Şu anda Ukrayna genelinde hastanelerde yaklaşık 1,700 hasta bulunan Kovid'deki devam eden artışla daha da karmaşıklaşıyor.
 

444.JPG
Resim 4. Evlerinden ve yurtlarından göç eden çocuklar

 

İnsanlar demokraside yaşamak istedikleri için ölüyorlar. Kendi işlerini kendileri belirlemek istedikleri için ölüyorlar.

Yenilenebilir enerjiye, karbonsuzlaşmaya ve verimliliğe geçmenin en iyi nedenleri;

  1. İklim değişikliğini önlemektir.
  2. Hava kirliliğini durdurmaktır.
  3. Otokratların, diktatörlerin ve haydutların gücünü önemli ölçüde azaltmaktır.

Tüm bu felaketler, Çarlık Rusya imparatorluğu hayali peşinde koşan biri tarafından sorgusuz sualsiz olarak çıkartılıyor.

Ülkeler, petrol ve doğalgazda bana bağımlı diye çıkartıyor.

Artık ülkeler fosil yakıta olan bağımlılığa son vermek için acilen;

  • Karbonsuzlaşma,
  • Verimlilik (minimum enerji tüketimi),
  • Yenilenebilir enerji yatırımları (H2 üretimi, güneş, rüzgar enerjisi),
  • Enerji depolama,

Sahalarında acilen yatırımlarını hızlandırmalı.

Aksi takdirde,savaşlar Çarlık Rusya imparatorluğu hayali peşinde koşanları anormalleştirmeye devam edecektir.

Ülkeler, doğalgazda Rusya'ya bağımlılığını azaltmak için LNG terminallerini acilen kurmalıdırlar.  

Bu konuda acil eylem planları yapmalılar. 
 

5.jpg
Resim 5. Savaşı Durdurun

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU