Rusya'yla yaşanan uçak krizinde arabuluculuk yapan Cavit Çağlar: Problem çözülmeseydi 15 Temmuz'un sonucu farklı olurdu, Rusya darbeye destek verirdi

Eski Devlet Bakanı Cavit Çağlar, Independent Türkçe'nin sorularını yanıtladı

Cavit Çağlar'ın ofisinde çok sayıda siyasinin fotoğrafı yer alıyor ama en büyüğü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın portresi / Fotoğraf: Independent Türkçe

Türkiye'de siyaset yapan bazı isimler, siyasi hayatları sona erdiğinde kısa sürede unutulur. Bazıları ise siyaset sahnesinden çekilse bile popülaritesinden hiçbir şey kaybetmez.

Cavit Çağlar da popülaritesinden hiçbir şey kaybetmeyenlerden biri. Demirel'le çıktığı siyasi yolcuğunda, borcu olan bankadan sorumlu bakanlığa atanması ve şirketinin pazarlık süreçlerini bakan sıfatıyla yürütmesi gibi bir olayı, Türkiye onun sayesinde gördü.

Gün geldi hapis yattı, gün geldi evindeki eşyalara haciz konuldu, şirketleri TMSF'ye bağlandı. Ama şimdi uzlaşma yolunu buldu ve borcunu ödedi.

En son Olay TV'nin kurulması ve 26 gün yayın yaptıktan sonra şalterinin indirilmesiyle gündemde gelen Çağlar, sınır ihlali yapan Rus uçağının vurulmasından sonra Rusya'yla kopma noktasına gelen ilişkilerin toparlanmasında da arabuluculuk yaptı.

15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden hemen önce Rusya ile Türkiye arasında sağlanan mutabakatı gururla anlatıyor. 

Çağlar'ın bu konuda çok önemli bir iddiası var:

"Rusya'yla kriz çözülmeseydi Fetullahçılara destek verirlerdi. Darbe girişiminin sonucu farklı olurdu."

İstanbul'da kişisel hatıralarını adeta bir müze haline getirdiği ofisinde sorularımızı yanıtladı Cavit Çağlar…

"Korona 3. Dünya Savaşı'dır"

Çok uzun süre siyasetin içindeydiniz. Bir dönem hazineden sorumlu bakanlık da yaptınız. Şu andaki ekonomik tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz?  

91 yılında güvenoyu aldık. Bugünün CHP'si olan SHP ile birlikte iktidar olduk. Koalisyon kuruldu. Koalisyonun kurulmasında Hikmet Çetin Bey ile benim büyük rolüm oldu vardı. Pazarlıkları ikimiz yaptık. Türkiye'de huzura ihtiyaç vardı.

Bugün Sayın Cumhurbaşkanı bir şey söylüyor, karşısındaki Kılıçdaroğlu bir şey söylüyor. Bu hoş değil. Bizde eskiden de vardı bu. Demirel-Ecevit, Demirel-Erbakan çekişmeleri vardı. Ama şimdi de Türkiye'nin huzura ihtiyacı var. İki sene oldu neredeyse bir pandemi dönemi geçiriyoruz. İnsanlar moralman yıkıldı. Bu korona belası 3. Dünya Savaşı'dır. Baktığımız zaman Türkiye'miz de sıkıntının içinde. Türkiye'miz niye sıkıntının içinde? Ama bu sıkıntı tüm dünyada var. Her yerde bir ekonomik sıkıntı gidiyor. Fakat biz bundan daha çok etkileniyoruz.

Bir tarafta Suriye belası diğer taraftan FETÖ tehlikesi var. Ama neyse ki müthiş bir FETÖ temizliği yapılıyor.

"Fetullah Gülen'i televizyona çıkardım, Genelkurmay'dan ikaz aldım"

FETÖ tehlikesini ülke yönetiminde söz sahibi olduğunu dönemlerde fark etmiş miydiniz?

Onları hiç sevmedim. Biz 92 senesinde Azerbaycan'a gittik. Bunlar orada okul açmışlardı. Sayın Süleyman Demirel'den de okulu ziyaret etmelerini istediler. Süleyman Bey "Sen git buraya" dedi. Gittim, ziyaret ettim.

1996 yılında NTV'yi kurduğumda bu FETÖ'yü televizyona çıkardım. Kim bu adam dedik ya, görelim dinleyelim. Fatih Altaylı ile Nuri Çolakoğlu bununla program yaptılar. O sırada Genelkurmay'dan ikaz aldım. 'Çıkarma bu adamı, bu tehlikeli adam' dediler. Ben de 'kardeşim, tehlikeli bir adam konuşsun görelim ne olduğunu' dedim.

Bir medya patronu olarak Genelkurmay'dan ikaz almayı doğru buluyor musunuz?

O günün şartları oydu. Bir de benim Genelkurmay'la ilişkim çok iyiydi. Şimdi ben hepsini tanıyorum. 'Bunu yayına çıkarmasan daha iyi' dediler. 'Yok' dedim, 'çıkacak bu'. Görsün Türk halkı bu kim. Ayrıca ben de göreyim, neciymiş.  

"Erbakan'a 'İstifa et' dedim"

28 Şubat'a gidiliyordu yaşıyordu o dönem…

O, Milli Güvenlik Kurulu toplantısından sonra Erbakan Hoca ile konuştum. Hoca, Tansu Hanım'a vermek istiyordu başbakanlığı. 'Verme, istifa et, Türkiye'yi ihtilale götürmeyelim' dedim. Erbakan Hoca, benim çok yakın dostumdu.
 

WhatsApp Image 2021-12-04 at 11.02.14.jpeg
Kişisel bir müze haline getirdiği ofisinde sorularımızı yanıtlayan Cavit Çağlar, hemen arkasında duran kırmızı ciltli kitapçıklarda, bugüne kadar hakkında çıkan tüm haberleri biriktiriyor (Fotoğraf: Independent Türkçe)


"Tansu Çiller Türkiye'nin şanssızlığıdır"

Sizin partiniz DYP'ydi o dönem. Partinizin iktidara gelmesini istemediniz mi?

Tansu Hanım ile biz ters düştük. Türkiye'nin şanssızlığı Tansu Hanım'dır. Tansu Hanım, 2002'de barajı aşamadı. Bizleri kaybetti. Partinin esas nüvesi bizdik. Çekirdek kadroyduk. Ama ben aday olmadım Bursa'da mesela. Bursa'da AK Parti bana teklifte bulundu. Tayyip Bey, Abdullah Gül'ü gönderdi 2002 yılında. 'Partinin listesine gir, birinci seni yazalım' dediler. Ama 'siyaset yapmayacağım' dedim. Çünkü ben haksız yere hapse atılmıştım. Benim yanımda 20 bin kişi çalışıyordu o günlerde. Bir şey alıp kaçırmamışız, etmemişiz.

Usulsüz olduğu belirtilen kredilerle ilgili yargılandınız…  

Hepsinden beraat ettim. 9,5 ay yattım. Amerika'ya gittim, oradaydım. Amerika'da beni aldılar, mahkemeye çıkardılar. 13 günde Türkiye'ye döndüm. Kendi isteğim ile döndüm. 'Türkiye'de yargılanmak istiyorum' dedim. Ben orada kalabilirdim, iltica edebilirdim. Kabul etmedim hiçbirini.

"Ülkeyi Tansu Çiller'in kocası yönetiyordu"

"Tansu Çiller Türkiye'nin şanssızlığıdır" diyorsunuz ama bugün Çiller, kamuoyunun gözünün önünde olmasa da iktidar ile yakın ilişki içinde. Onun ismi, 94 kriziyle birlikte anılıyor. Bugün de ekonomideki durum 94 krizine benzetiliyor uzmanlar tarafından. Aynı zamanda yine benzer politikaların yürütüldüğünden söz ediliyor. Sizin değerlendirmeniz nedir?

Hiç ilgisi yok. Tansu Hanım elinden kaçırmıştı yönetimi. Ben onun 2 dönem kabinesinde oldum. Tansu Hanım ile beraber çalıştık. Ülkeyi yöneten kocasıydı. Kocası her şeye karışıyordu.

Müdahale etmiyor muydunuz kabine üyeleri olarak?

Biz müdahale ettik, Tansu Hanım'a karşı geldik ve partimizden istifa ettik. Hiçbir partiye girmedim ondan sonra. Tayyip Bey geldi, gitmedim. DYP, 67 bin oyla barajı geçemedi. Bursa'da 255 bin oyu vardı önceki seçimde. 2002'de bu 125 bine düştü. 2002'de DYP'den aday olsaydım, 255 bin oyu alırdım, DYP barajı geçerdi. Ama ben AKP'yi destekledim. Bunu Tansu Hanım'a kızdığım için yaptım. Ben DYP'yi destekleseydim ve barajı geçseydi, AKP tek başına iktidar olamazdı. Tansu Hanım bizi muhafaza edemedi, tasfiye etmeye kalktı. Ama hem Mesut Bey hem Tansu Hanım tasfiye oldular seçimden sonra. Ben bugün yine varım.

"Kılıçdaroğlu ülkeyi yönetmeyi göğüsleyemez"

Siyaset ittifaklar üzerinden yürüyor şu anda Türkiye'de. Sizin izleniminiz nedir?

Kemal Kılıçdaroğlu'nun şu anda ülkeyi yönetmeyi göğüsleyebileceğini düşünmüyorum. İyi tanırım kendisini. SGK'nın başına ben getirdim onu. Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'ndan da hiçbir şey olmaz. Meral Akşener ise 3 yıl evvelki Akşener değil.

"İYİ Parti CHP'nin önünde yer alacaktır"

Ne açıdan söylüyorsunuz bunu?

3 yıl evvel barajı aşar mı aşmaz deniyordu. Bugün ise Akşener ilk iki sırada yer alan partilerden biri olmaya doğru gidiyor. Bana göre seçimde CHP'nin önünde yer alacaktır.

"AKP'ye oy verenler merkez olarak Meral Hanım'ı görmekte"

Bu oyları nereden alır İYİ Parti?

AKP'den olabilir. Çünkü AKP'ye rey veren bazı DYP'liler ve eski ANAP'lılar, şimdi merkez olarak Meral Hanım'ı görmektedirler. Bunun AKP tarafından muhafaza edilmesi gerekiyordu. Meral Hanım iyi gitmektedir şu anda. Ama ileride ne olur ne biter, ne bitmez, siyasette 24 saat çok önemli. 1,5 sene sonrayı konuşmak bambaşka. Ama şu anda Meral Hanım tutarlı bir siyaset yapıyor.
 

WhatsApp Image 2021-12-04 at 11.01.13.jpeg
Çağlar'ın ofisi, bir fotoğraf galerisi gibi. Duvarlarda ve vitrinlerde Türkiye'nin siyasi hayatına damga vurmuş pek çok siyasetçiyle fotoğrafları yer alıyor. İşaret ettiği fotoğrafta, MHP kurucusu Alparslan Türkeş ile sarılıyor / Fotoğraf: Independent Türkçe


Bir erken seçim bekliyor musunuz?

Olmaz şu anda. Tayyip Bey erken seçime gitmez. Güç elinde iken kimse bırakmak istemez. Şu anda Türkiye'nin şu kısır çekişmeleri bırakmasını istiyorum. Muhalefet dozu biraz azaltmalı. Tayyip Bey de dozu biraz azaltmalı ve ortak noktalarda buluşmak lazım. Şimdi mesela, yeni ekonomik bir deniyor Tayyip Bey. Muhalefet bunu desteklese ne kaybedecek? Faiz indiriliyor, dolar yükseliyor. Buna alternatif olarak 'Ben diyor ihracatımı arttıracağım' diyor. Muhalefetin tenkit yerine destek vermesi lazım.

"Asgari ücreti 5 bin lira yapacaksın ağabeyciğim"

İhracat artabilir fakat hayat pahalılığı nedeniyle halk ekonomik olarak çok zor bir dönem geçiriyor. Bu sorun nasıl çözülecek size göre?

Asgari ücret 2 bin 800 lira. Bunu 5 bin lira yapacaksın ağabeyciğim. Dolar şişti, devam edemez böyle. Mağdur olan halkı görmemezlikten gelemezsin ki. Onun alım gücünü katlayacaksın, nefesi vereceksin. Vermezsen olmaz o zaman.

Asgari ücrete yüzde yüze yakın zam yapılmalı diyorsunuz. Şirketlerinizde çalışanlarınıza bu kadar büyük zamlar yaptınız mı?

Eskiden enflasyon neyse biz 10 puan üzerinde zam yapardık. Hükümet de böyle yapmalı. Vermezse, halkı yanında tutamaz. Şu anda dövizde yüzde 40'a yakın artış oldu. Sen kalkıp asgari ücreti 3 bin, 3 bin 500 yaparsan kıyamet kopar. Yok öyle şey. Benim gönlümden geçen rakam 5 bin. Vereceksin abi. Başka çaresi yok Can, burada toplumun refahını düşünmek zorundasın.

"Tayyip Bey'in kadrosunu kuvvetlendirmesi lazım"

Olası bir erken seçime yönelik tahmininizi merak ediyorum…

Tahmin yapmak zor. Ben Tayyip Bey'i beğeniyorum. Beğenmediğim bir tek yer var. Muhalefet ile bu kadar dalaşmayacak. Gerek yok. Yoluna devam edecek, işine bakacak. Kadrosunu biraz kuvvetlendirmesi lazım. Her şeye kendi dayanmaya çalışıyor. Altındaki takıma biraz yetki dağıtması lazım.

"Rusya Fetullahçıları desteklerdi"

Söyleşinin başında bir moral vurgusu yaptınız. Pandemiden önce, 15 Temmuz'dan beri ülkede gergin bir hava hakim. Hemen öncesinde de Rusya'yla yaşanan bir uçak krizi vardı ve 15 Temmuz'dan çok kısa süre önce çözüldü. Bu krizin çözülmesinde siz de rol aldınız. Rusya'yla uçak krizi çözülmeseydi, 15 Temmuz darbe girişiminin sonucu farklı olur muydu?

Olurdu. Rusya desteklerdi Fetullahçıları. Çünkü sen koca bir devin uçağını vurdun. Ama uçağın vurulmasında da Fetullahçıların rolü var biliyorsun. Neyse ki o iş güzel bir şekilde halledildi. Ben çok gittim geldim, sağ olsun cumhurbaşkanı da bana güvendi. Sayın Putin de bize güvendi. Biz ikisinin söylediklerini getirip götürdük. Benim katkım bu oldu.
 

WhatsApp Image 2021-12-04 at 11.01.49.jpeg
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 1997 yılında Cavit Çağlar'a Devlet Üstün Hizmet Madalyası vermişti / Fotoğraf: Independent Türkçe


"Hulusi Akar bana 'Durum çok kötü, her an kapışabiliriz' dedi"

O süreç nasıl başladı? Hulusi Akar ile sizin geçmişten gelen bir dostluğunuz var sanırım…

Var, iyi bir dostluğumuz var. O albayken, İsmail Hakkı Karadayı'nın özel kalem müdürü idi. Ta o günden beri bir dostluğumuz vardı. O bana 'Durum çok kötü, her an kapışabiliriz' dedi. Ben de 'Çözeriz' dedim ben. 'Nasıl çözeceksin?' dedi. Sonra Rusya'ya gittim. Neyse, daha fazla girmek istemiyorum o konulara. Hulusi Akar eski bir dostum benim. Rusya'da da çok dostum var. Ben dostluğa çok önem veririm.

"Hulusi Akar Türkiye'nin şansıdır"

15 Temmuz'a ilişkin söylediğiniz çok önemli…

Orada Tayyip Bey'i de tebrik etmek lazım. Dik durdu. Türk halkı da ona sahip çıktı. Eskiden, 60'da, 80'de kimsenin sesi çıkmadı. Ama 15 Temmuz'da halk tankların önüne atladı. Tabii Hulusi Akar'ı da tebrik etmek lazım. O darbeye direndi. Komuta kademesi destek verseydi yine başarılı olurdu darbe.

Ben Sayın Hulusi Akar'ı iyi tanırım. Hulusi Akar 60 darbesini de 71 muhtırasını da, 80 darbesini de yanlış bulur. ‘Bizim görevimiz devletin emrinde olmaktır. Siyaset yapacaksak üniformayı çıkarıp kravat takmamız lazım' der. Türkiye'nin şansıdır Hulusi Akar. Ve bugün de milli savunma bakanı olarak

Olay TV: Beni hiç kimse aramadı

Çok tartışmalı bir Olay TV süreci yaşandı. Kanal yayına başladıktan sonra 26. günde şalteri indirdiniz. O süreçte, kanal kurulmadan önce Hulusi Akar'dan, kanal yayındayken Fahrettin Altun'dan telefon aldığınız iddia ediliyor. Arandınız mı?

Yok, beni hiç kimse aramadı. Sıkıntı şuydu, bazı arkadaşlar bize tavsiye edildi benim arkadaşlarım tarafından. Ama hükümet tarafından değil.

Kim tarafından?

Arkadaşlarım benim, normal arkadaşlarım. İçeride benim uyuşamayacağım arkadaşlar vardı.

Örnek verebilir misiniz?

Yok ayıp olur. O kadroda mesela benim çalışmayacağım arkadaşlarım vardı. Ben merkezdeki bir adamım. Benim siyasi pozisyonum merkez. Yani ben sosyal demokrat arkadaşlarım vardır, severim, bir tarafım oraya kayar. Ama sonuç olarak merkezdeyim ben. Aşırı dinciler ile işim olmaz. Ben çocukluğumdan beri, 7 yaşımdan beri sabah namazımı kılarım. Hiç daha güneş üzerime doğmadı. Ama bunun reklamını yapmam. İçkimi de içerim.

"Olay TV'nin İmamoğlu'yla ilgisi yok"

Bir de ortağınız vardı ve kanalda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun etkisinde söz edildi. Kanalın İmamoğlu ile ilgisi var mıydı?

Ortağım Hüseyin Köksal'ın babası, benim eski müşterim. İplik satardık biz onlara. Olay TV projesini onunla yaptık. Onun üzerinden bizi İmamoğlu'yla bağlantılı gösterdiler. İlgisi yok. Hüseyin Bey, Sayın İmamoğlu'yla dost olabilir. Nikah şahidi olduğum bir düğünde Sayın İmamoğlu 'Ya Sayın Çağlar, gel bakalım tanışalım sizinle, biz sizi tanıyoruz da siz bizi tam tanımazsınız. Bizi ortak yapıyorlar. Allah aşkına ortak olalım, sizin gibi ortağım olursa benim sırtım yere gelmez' dedi. Gülüştük. Böyle bir şey yok.

"Baktım çok tenkit alacağız..."

Kanalı neden kapattınız?

Kanaldaki bazı arkadaşlar benim takım oyunuma uymaz. İlkelerim belli. Hiçbir parti tutmayız biz. Her siyasiye yer veririz. Ama baktım çok tenkit alacağız. Çünkü televizyon 1 ay içinde 1 numara olacaktı.

Kanalı açacak mısınız tekrar?

Türkiye'nin stabil olmasını bekliyorum biraz. Şu anda yayın yapsak kontrol edemeyiz. Çünkü kontrol etmem için orada oturmam lazım. Benim bugün artık kavgaya girecek heyecanım yok. Eskiden bir heyecanım vardı, DYP'yi iktidar yapmak için saldırıyorduk. Hedefim vardı. Bugün ben milletvekili olmayacağım. Bakan olmayacağım.

Sahip olduğunuz medya organlarını siyasi emelleriniz için mi kurdunuz?

Hayır. Onu yapsaydım, bugün başka yerdeydim. Hapse girmezdim.

"Haber kanalı içimde bir uhde olarak kalmıştı"

O halde neden bir anda Olay TV'yi ulusal bir mecra haline getirmeye karar verdiniz ve sonra kapattınız?

Ben zamanında NTV'yi satmak zorunda kaldım. Onunla canımı kurtardım ekonomik olarak. Benim içinde bir uhde olarak kalmıştı haber kanalı. Dedim ki bu Olay'ı da yap Cavit Çağlar, bir ders ver herkese. Güzel bir televizyon olsun.

Beğenmiyorsunuz o zaman mevcut kanalları.

Yok. Bak mesela NTV'ye, benim bıraktığım NTV değil…

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU