Kadrajdakiler: İyi bir karakter oyuncusu; Deniz Celiloğlu

Mehmet Erduğan Independent Türkçe için 'Yıldız Sineması'nda bu hafta Deniz Celiloğlu'nu yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

İyi senaristlerin ve yönetmenlerin aklına gelip; "Bu rolü oynarsa Deniz oynar, hadi arayalım şu çocuğu…" denileceği günler için çalışan ve bu süreçte olabildiğince farklı karakterler oynamak isteyen Deniz Celiloğlu'nun ismine "Macbeth", "Yüzyılın Aşkı", "Kral Lear" oyunlarından veya "Kanıt", "Muhteşem Yüzyıl", "Ya İstiklal Ya Ölüm" dizilerinden ya da "Ev", "Tamam mıyız?" veya "Son Çıkış" filmlerinden aşina olabilirsiniz.

Ama bir süre sonra onun adını, yer aldığı Nuri Bilge Ceylan İmzalı "Kuru Otlar Üstüne" filminin çekimleri tamamlandıktan sonra daha çok duyacağınızdan emin olabilirsiniz.
 

 

İyi bir karakter oyuncusu; Deniz Celiloğlu

19 Temmuz 1986'da Bulgaristan'da doğan ve bir Yengeç burcunun özelliklerini taşıyan Deniz Celiloğlu, henüz üç yaşındayken 1989 Tehcir Süreci nedeniyle ailesiyle birlikte Türkiye'ye geldi.

Göçmenliğin verdiği aidiyetsizlik duygusundan tiyatro sayesinde kurtulduğunu dile getiren Deniz tiyatroyu keşfettiğinde yaşı henüz on üçtü; on altısına geldiğinde ise oyunculuğu kendini var etme yolu olarak seçti ve aniden dershaneyi bırakarak tiyatro çalışmalarına yöneldi.

2008 yılında, Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'nden mezun olduktan sonra tiyatro yolculuğu bağımsız, alternatif tiyatrolarla başladı ve birçok tiyatro oyununda rol aldı.
 


Deniz Celiloğlu'nun tiyatro kariyerini bağımsız tiyatrolarda sürdürme isteği; kurum tiyatrosunun işleyiş biçimini bir şirket işleyişi olarak görmesinden, bu ortamların diyaloğa açık olmadığını düşünmesinden ve böylesi bir hiyerarşiyi sevmeyişinden kaynaklanıyordu.

Zaten artık günümüzde de daha başına buyruk çalışmayı tercih eden ama kolektif bir ruh ile yaratıcılığını ortaya koyan yeni jenerasyonun dinamikleri Deniz Celiloğlu'nu da daha yaratıcı kılıyor, amatör ve muhalif ruhunu koruyabilmesini sağlıyordu.

Deniz Celiloğlu bu süre içinde; televizyon eleştirmenlerinin yıllar içinde tekrar bölümleri dahi ilgiyle izlendiği için her defasında benzersizliğiyle örnek gösterdiği Kanıt dizisindeki Komiser Selim Dağdelen rolüyle geniş kitlelerce tanındı ve bu dizideki karakteriyle (özellikle sorgu odasında yaptığı esprilerle) büyük beğeni topladı; tekinsiz, dağınık, patavatsız, fevri, bazen sorumsuz denebilecek kadar rahat hayta biriydi, sinirliydi, atarı gideri çoktu ama tatlı bir çocuktu ve onda bir şeytan tüyü vardı, adalet duygusu had safhadaydı.
 

 

Hayat boyu süren bir gelişim süreci

Kendini tanıma yolunda kendisine oyunculuğun ve tiyatronun çok destek olduğunu söyleyen, bu yüzden oyunculuğu gerçek anlamda çok seven ve oyunculukta "olmuşluk" gibi bir şey mümkün olmadığı için kendini sürekli geliştirmeye adayan Deniz Celiloğlu, bu yönde insanın en doğru eleştirmeni de ancak kendisi olabileceğini düşünüyor.

Bu gelişim sürecinde de bir oyuncunun çok fazla film izlemesi, diğer oyuncuların nasıl karakter yarattığını gözlemlemesi, çok okuması ve araştırması gerektiğini, böylelikle yeni bir iş geldiğinde oyuncunun hayat vereceği karakteri donanımlı bir şekilde karşılamasının işinin bir parçası olarak görüyor.

Bu yüzden bir role hazırlanırken sadece bir özel çalışma yapmak yerine hayat boyu bir savaşımın içinde olmanın en azından kendi adına bir farkındalık yaratacağına inanıyor.
 


Ama yine de bu yönde kendi iç sesini çok iyi dinleyebilen ve kendine güvenen bir oyuncu olmak için bir oyuncunun onay meselesine çok takılmaması gerektiğini de tavsiye ediyor.

Herkesten farklı olarak sinemada vasatlık durumunu, yani olması gerektiği kadarını, normali seven çünkü bu durumu daha gerçek ve inandırıcı bulduğunu söyleyen Deniz Celiloğlu işin içine mükemmellik, para, güçlü prodüksiyon, akıl alıcı oyunculuklar girince, bu tür yapımlardan biraz koptuğunu belirtiyor.


Deniz'in dünyası

Dışarıdan rahat biri gibi görünse de bir eyleme geçme anında çok kuran, düşünen, sıkı bir insan olan Deniz'in dünyasında analog, manuel, sade gibi kelimeler çok büyük önem taşıyor; hayatını hep bu kelimeleri merkeze alarak yaşamaya çalışıyor.

Ayrıca kahve kelimesini de içmeyi de çok seviyor; hatta sabah kalktığında kahve ve sigarasıyla camın kenarında tek başına geçireceği bir on beş dakika için her yere geç kalabileceğini, erteleyebileceğini hatta herkesi üzebileceğini belirtiyor.
 


Plastik, kâğıt, şişe vesaire geri dönüştürülebilecek ne varsa evinde veya yaşadığı yerlerde bu geri dönüşümü yapmayı çok önemsiyor ve bu yönde bireysel tüm çabaların dünyanın geleceği için çok önemli olduğunu düşünüyor.

Yemek yapmayı ve yemeyi, özellikle de hellim ve et yemeyi, şarap içmeyi çok seviyor.

Genel olarak hatalı mekanizmalar olduğunu düşündüğü için çok insan sevmese de her insanın sanatın herhangi bir dalıyla kıyısından köşesinden mutlaka ilgilenmesi gerektiğini düşünüyor; hatta tiyatroya gitmeyen, az kitap okuyan, bir takım önemli filmleri bilmeyen insanlarla ilişki kurma konusunda her zaman temkinli olduğunu belirtiyor.

Boş durmayı hiç sevmeyen Deniz çok yorucu bir günün arkasından bile eve gittiğinde film izliyor, müzikle uğraşıyor ya da bir şeyler okuyor.
 


Deniz, progresif rock dinlemeyi ve 70'ler müziğini çok seviyor; özellikle 70'ler müziğini, edebiyatını ve sinemasını ayrı bir yerde tutuyor çünkü o devrin özgürlük duygusunu, yeni şeyler denemeye, kuralları yıkmaya çabalayanların enerjisinin yansıdığı şeyleri çok özel bulduğunu belirtiyor.

Hiç kimsenin yalnız olamayacağını düşünen, bir insanın mutluluğu, aşkı ya da herhangi bir şeyi paylaşmadan mutlu olamayacağını belirten Deniz, böylesi duygularla 12 Aralık 2010'da evlendiği Müge Celiloğlu ile üç yıl sonra, 27 Aralık 2013 tarihinde şiddetli geçimsizlik nedeniyle anlaşmalı olarak boşandı; önceleri Bahçelievler'de yaşamaya devam ettiyse de sonraları Kadıköy'e taşındı.

Bir dönem kaçmak, gitmek, başka bir yerde başka bir coğrafyada üretime ve yaşamaya devam etmek gibi fikirleri vardıysa da bunun için henüz uygun zaman olmadığına kanaat getiren Deniz, hayatına farklı alanlarda üretim yaparak sürdürmeyi tercih etti.

Beş yaşından beri babasının pikabı ve plakları ile büyüyen Deniz, oyunculuğun dışında yıllar önce ortağı Deniz Bayrak ile önce Cihangir'de açtığı sonra Gezi'den sonraki dönüşümünden sonra işler çok kötü gitmeye başlayınca Moda'ya taşıdığı Plakhane ile müziğin artık internetten dinlendiği bir çağda, insanları o çok sevdiği plaklarla buluşturmak için bir mekân açtı ve oyunculuğundan arta kalan tüm zamanını bu dükkânda farklı müzik türlerini ilgililerine sergileyerek ve müşterileriyle ilgilenerek geçirdi.
 


İlerleyen süreçte bu işini sosyolog ve eğitmen kimliğiyle bilinen Çağla Gülses ortaklığıyla farklı bir boyuta taşıyan Deniz Celiloğlu önce Kendisibir Yayıncılık ve Organizasyon şirketini kurdu, kısa bir süre sonra da Selimiye Semti'nde Kendisibir Mekan'ı açtı.

Hem çocuk hem de yetişkin okurların bir kitabı seçerken çok satanlar listesinden daha fazlasına ihtiyacı olduğunu gözlemledikten sonra, buna yönelik daha faydalı etkinliklerle her ay başka bir yayınevini öne çıkarmak üzere kurulan ve içinde üç girift yapı bulunan bu mekân; kitapların bulunduğu bir alan, kafe bölümü ve atölye katından oluşuyordu.

 

Filmografisi

İyi bir karakter oyuncusu olan ve kendini izlediğinde hep bir önceki yaptığı şey her neyse ondan bir adım ileride olmayı hedefleyen Deniz Celiloğlu, bir senaryo okuduğunda eğer kendisi; ben bu filmi izlemeyi çok isterim diyebiliyorsa o yapımda yer almak ve kendisine sunulan karaktere can vermek konusuna dikkat ederek seçimlerini yapan biri.

Şimdilerde, usta yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ın filmografisindeki onuncu filmi olacak Kuru Otlar Üstüne adlı filmin başrolünde yer alacak Deniz Celiloğlu filmin çekimleri için Erzurum'da bulunuyor.
 


2022 yılında gösterime girmesi planlanan bu film, Anadolu'nun ücra bir köyünde zorunlu görevini tamamlayıp İstanbul'a atanmayı bekleyen genç öğretmen Samet'in umutsuzluk hissini ve kendisi gibi öğretmen olan Nuray ile tanışmasının ardından yaşadığı değişimleri konu alıyor.

Her projede kendine has oyunculuğuyla dikkatleri üzerine çeken Deniz Celiloğlu'nun bu filmdeki performansını seyretmek için merakla beklerken, onu böylesi dünyaca ünlü bir yönetmenle bir araya getirmesini sağlayan filmografisini de bu vesileyle aşağıda özetleyerek sizinle paylaşmak istedim.

 

Ev

Yönetmen: Caner Özyurtlu, Alper Özyurtlu / Oyuncular: Deniz Celiloğlu, Kerem Atabeyoğlu, Alican Yücesoy, Ahmet Saraçoğlu, Levent Ünsal, Melda Gür, Alpay Kemal Atalan, Şükran Ovalı, İbrahim Ersoylu, Gülçin Santırcıoğlu, Funda Eryiğit, Özgür Özberk, İbrahim Özyurtlu, Okan Bayülgen, Ece Üner, Burak Törün, Ece Çeşmioğlu, Aşkın Şenol, Engin Yüksel, Aytek Önal, Kamuran Yazgan, Armağan Gündüz, Ahmet Somers, Şenay Aksoy, Zeynep Aydın, Buket Aslan, Banu Özdemir, Özge Ulusoy, Oğuz Haksever / Süre: 94 dakika
 

 

15 yarışmacı, daha önce hiç tanımadıkları/tanışmadıkları kişilerle, reyting canavarı programcıların kontrolünde bir evde, onlara verilen bir format doğrultusunda yarışacaklardır, ta ki eli silahlı bir adam bu yarışmayı basıp, yarışmacıları rehin alıp, evin kontrolünü eline geçirinceye dek…

2000'li yılların başında oldukça popüler olan ve insanları ekran başına kilitleyen; "Biri Bizi Gözetliyor" yarışması konseptli evlerden birinde yarışmacılar, düşlerine kavuşmak ve beklentilerini karşılamak amacıyla 100 gün bir eve tıkılmayı kabul etmişlerdir.
 


Ancak bu ev, her birinin adı numarasıyla anılan ve elemeler sonunda yarışmaya devam eden yedi yarışmacı için sürprizlerle dolu bir süreci tecrübe edecekleri benzersiz bir deneyim yaşatacaktır.

Hayatları boyunca unutamayacakları bir anı, yarışmacıların yaşamlarının da bir parçası haline gelecektir.

Filmin ilk yarım saatinde normal bir yarışmada olduğu gibi evde olan bitenler izleyiciye aktarılır; birbirine hava atanlar, şarkı besteleyenler, kur yapanlar, kavga çıkaranlar, çocuklarını özleyenler yarışmada sözde normal hallerini sürdürürken evde birden beklenmedik bir şey olur.
 


Canlı yayın sırasında silahlı bir adam, karambolde birden bu yarışma evine girer, girer girmez de kapıya bir bomba bağladığını söyler.

Birdenbire eve giren ve yarışmacıları rehin alan; ODTÜ mezunu, yüksek lisansını Amerika'da yapmış, yani eğitimli ve medya ile ilgili muhalif bir tavrı olduğu anlaşılan bu silahlı saldırganın amacı bu yarışmanın kurallarını değiştirmektir.

Mesela; yarışmanın final gecesinde birinci olan yarışmacı elemek istediği kişiyi öldürecek ve tüm olanlar canlı yayında ekrana gelecektir.
 


"Bu evde bir şey olmuyor, hadi biraz gerçekten yarışalım!" diyerek kameraların aslında bir rol yapma oyununu kaydettiği gerçeğini ifşa etmeye çalışan silahlı adam isteklerini açıkladıkça yarışmacılar da içeride ecel terleri dökmeye başlar ve aynı zamanda gerilim yüklü bu saatlere de tüm Türkiye canlı yayından tanıklık eder.

2010 yılında çekilen Ev adlı bu filmde, eve gizlice girip yarışmacıları rehin alan, ilk bakışta psikopat bir manyak gibi görünse de çok akıllı ve medyanın topluma dayattığı çaresizliğe darbe vuran bir zekâ küpü olduğunu ortaya koyan isimsiz kahraman X'e hayat veren Deniz Celiloğlu, başrolünü üstlendiği bu ilk filminde, Ahmet Saraçoğlu, Kerem Atabeyoğlu, Levent Ünsal gibi tiyatro sahnelerinin önemli isimleriyle kamera karşısına geçerek sinema kariyerine adım atmıştır.

 

Tamam mıyız?

Yönetmen: Çağan Irmak / Oyuncular: Deniz Celiloğlu, Aras Bulut İynemli, Sumru Yavrucuk, Zuhal Gencer, Aslı Enver, Uğur Güneş, Gürkan Uygun / Süre: 92 dakika
 

 

Bu bir mutlu son, çünkü ucunda bir başlangıç var…


Hakan Günday'ın "Kinyas ve Kayra" adlı romanından esinlenerek 2013 yılında çekilen Tamam mıyız? adlı bu film; bir aşk hikayesi, ancak kadın ve erkek arasında yaşanmayan bir aşk…

Hayatındaki seçimleri nedeniyle sonunda babasıyla karşı karşıya gelen Temmuz, maddi hiçbir destek beklemeksizin, idealleri doğrultusunda kendi hayatını yaşamak için baba evinden ayrılır ve ruhunu meslek olarak seçtiği heykeltıraşlıkla arındırır, ayrıca iyi gittiğini sandığı bir ilişkisi de vardır.
 


Fakat bu süreçte ayaklarının üzerinde durmak ve hayatını devam ettirmek için çocuk romanları için çizerlik de yapan Temmuz'un hayatı bir süre sonra allak bullak olur; önce aldığı bir e-mail ile sevgilisi tarafından terk edildiğini öğrenir, sonrasında işini kaybeder, teselliyi içki şişelerinde arayınca iyice dibe vurur ve yaşama küser.
 


Filmin diğer kahramanı İhsan ise, bedensel engeli nedeniyle annesine bağımlı olarak yaşamak zorunda olan ve içerisinde kısılıp kaldığı bu hayata günbegün daha fazla küsen genç bir adamdır, hayalleri vardır; asla gerçekleşmeyeceğini düşündüğü bu hayallerin ukdesi ve annesine yük olduğu fikrinin ağırlığıyla yaşamdan her geçen gün kopmaktadır.
 


Gerçekleştiremeyeceği hayallerinin yanı sıra annesinin sırtında bir yük olmaktan da mutsuz olan İhsan'ın kurtuluşu ile ilgili tek bir fikri vardır, ta ki Temmuz'la karşılaşana dek...
 


Temmuz ve İhsan hayatlarının çöküşünde, dibe vurdukları böylesi bir anda karşılaşır ve bu karşılaşma Temmuz'u hayatı, sanatı, umudu yeniden tanıyacağı, İhsan'ı ise hayata yeniden tutunacağı bir dostluğa, başlangıca sürükler.
 


Birbirine tutunarak, en zor zamanlarını atlatmaya çalışan iki arkadaşın aralarında geçen olayları, annelerin, babaların ve aşıkların duygusal ve eğlenceli hikayesini anlatan Tamam mıyız? adlı bu filmde, Çağan Irmak'ın oyunculuktan ziyade istediği bakışı ve kalp sıcaklığını aradığı oyuncu seçmelerinde, çekimlere son iki gün kala yönetmene istediğini vererek kadroya katılan Deniz Celiloğlu bu defa; hisleri ve sezgileriyle yaşayan, babası tarafından reddedilmiş bir eşcinsel genç olan heykeltıraş Temmuz karakteri ile seyircinin karşısına çıkıyor.
 


Deniz Celiloğlu ve Aras Bulut İynemli bu filmdeki performanslarıyla, İTÜ Endüstri Mühendisliği Kulübü tarafından düzenlenen 21. İTÜ Emös Başarı Ödülleri'nde Yılın En Başarılı Oyuncuları seçilerek ödüllendirilmiştir.

 

İçimdeki Balık

Yönetmen: Ertan Velimatti Alagöz / Oyuncular: Deniz Celiloğlu, Emirhan Arapoğlu, Okan Avcı, Genco Çağlar, Şahika Ercümen, Hakan Gerçek, Efe Köprülü, Deniz Özdoğan, Tarık Papuççuoğlu, Bengü Şen, Tamar Zeynep / Süre: 91 dakika
 

 

Bir doğaya dönüş hikayesi…


Yönetmenliğini ve senaristliğini Ertan Velimatti Alagöz'ün üstlendiği, başrolünde ise Deniz Celiloğlu'nun yer aldığı, 2015 yılında çekilen İçimdeki Balık adlı bu film; evi ile işi arasındaki rutine sıkışmış olan Barış'ın özgürleşme hikayesini akvaryumdan okyanusa açılma metaforu üzerinden anlatıyor.
 


Annesinin kendisine hamileyken kullandığı ilaçlar yüzünden sol eli garip bir şekilde yüzgeci andıran ve insanların gelecekte suda yaşayacağına dair bilimsel bir öngörü oluşturan Barış, otuzlu yaşlarının sonlarına gelmiş bir deniz biyoloğudur.
 


Ancak üniversite eğitiminden sonra akademik kariyerine devam etmek isteyen Barış, babasının bir tekne kazasında ölümüyle birlikte onun sorumluluklarını ve akvaryumcu dükkanını devralmak zorunda kalmıştır.
Ruhsal olarak da bazı sorunları olan Barış'ın kışları karanlık ve depresif, yazları aydınlık ve manik geçmektedir.
 


Barış bu süre içinde, akvaryumcu dükkanında yaptığı araştırmalarla, kendindeki fiziksel ve ruhsal bozuklukları bilimle anlamlandırmaya çalışır.

Kendine kurduğu bu sınırlı yaşam, bir süre sonra annesinin ölümüyle gittiği hipnoterapi uzmanı Cengiz ile son bulacaktır.
 


Cengiz derin bir hipnoterapi seansıyla Barış'ı yakın geçmişiyle yüzleştirmeyi başarır ve içinde sıkıştığı akvaryumdan okyanusa açılmasına yardımcı olur.

Sorunlarını bilim yoluyla hafifletmeye çalışan bu genç adam, babasının eski teknesiyle Ege Denizi'nde uzun bir yolculuğa çıktığı sırada yıllardır görmediği ve serbest dalışla ilgilenen aktivist genç bir dalgıç olan Deniz ile karşılaşır.
 


Deniz'in deniz ile olan özel ilişkisi hem duygusal hem de bilimsel anlamda Barış'ın fazlasıyla ilgisini çeker, ancak bilim ve aşk yan yana formüle edilmesi çok zor iki kavramdır.

Bu yüzden aralarında filizlenmeye başlayan duygular, Barış'ın hayatında önemli kırılmalara yol açacaktır.
 


Kısa sürede ortaya çıkan çatışma ikilinin ilişkisinin sonunu hazırlamışken doğa ana devreye girecek, bilim ile aşkı en saf noktasından birleştirecek ve yeni bir ailenin tohumlarını atmasını sağlayacaktır.

 

Öğrenci İşleri

Yönetmen: Talip Karamahmutoğlu / Oyuncular: Deniz Celiloğlu, Murat Akkoyunlu, Fırat Tanış, Yeliz Şar, Bora Akkaş, Begüm Öner, Tolga Canbeyli, Bülent Çolak, Tuncay Akça, Ahmet Arıman, Serhan Alben, Ahmet Akın Canalioğlu, Yunus Emre Kılınç, Öner Ateş, Ufuk Karaali, Tarkan Güneş, Hazal Erdal, Pelin Güneş, Ramazan Karakaş, Boygar Ogün, Durmuş Ünal / Süre: 100 dakika
 

 

2015 yılında çekilen, Talip Karamahmutoğlu'nun yönettiği, Öğrenci İşleri adlı bu filmde; dershane için iddiaya giren iki kardeşin ve öğrencilerinin komik hikayesi anlatılıyor.
 


Değerli bir arazi üzerinde bulunan, babadan kalma bir dershaneyi işleten Kısmet maddi açından zor günler yaşar, müteahhit kardeşi İsmet ise bu sırada dershanenin arsasını satın almak ister.
 


İsmet dershanenin arsasını satın almaya çalışmaktadır ancak Kısmet her şeye rağmen işini sürdürmeye kararlıdır.
 


Fakat günün birinde, bin bir zorlukla işlettiği dershanenin borçları yüzünden iflasın eşiğine gelen Kısmet nihayetinde İsmet ile bir iddiaya girer; Kısmet kazanırsa İsmet dershanenin borçlarını ödeyip bir öğrencinin hastane masraflarını karşılayacaktır, eğer İsmet kazanırsa araziyi satın alacaktır.
 


İddiaya göre kimin sınıfı daha çok sınav kazanırsa iddiayı o kazanmış olacaktır ki Kısmet üç yıldır sınavı kazanamayan öğrencilerden kurulu bir sınıfın öğretmeniyken geleceği inşaat sektöründe gören İsmet ise para karşılığı üniversite öğrencileriyle anlaşıp onlardan oluşan bir sınıf kurarak iddiayı kazanmaya çalışacaktır.
 


Bobinci Nuri rolüyle ilk kez bir komedi filmi için kamera karşısına geçen Deniz Celiloğlu; azılı bir mahkûm olarak hapishaneden kaçtığında bir rehberlik öğretmenini arabasıyla gasp edip göreve başlayacağı dershaneye onun yerine gider ve orada öğrencilere psikolojik danışmanlık(!) yapar.

 

Ada

Yönetmen: Mirjam Orthen / Oyuncular: Deniz Celiloğlu, M. Sitare Akbaş, Can Evrenol, Rezzan Diniz, Emre Yetim / Süre: 57 dakika
 

 

Münih'te büyüyen Ada, eski arkadaşı Erhan'la yeniden bağlantı kurmak için İstanbul'a döner, ancak kendisini hiç planlamadığı tutkulu bir aşk macerasına sürüklenirken bulur.

Bu arayış sürecinde Erhan'ın arkadaşı Mohaç ortaya çıktığında Ada hemen onun erkeksi ve aynı zamanda çocuksu çekiciliğine âşık olur; onun açık sözlülüğü ve yaşam coşkusu Ada'nın aklını başından alır.

Ancak kısa sürede sırılsıklam âşık olduğu Mohaç'ın artık görmezden gelemeyeceği bir yönünü öğrenir.

Böylelikle Ada bu tutkulu aşk macerasında, tüm hayatından kurtulmaya çalıştığı temalarla yüzleşir.

Mirjam Orthen'in yönetmenliğini üstlendiği Ada adlı bu filmde Deniz Celiloğlu, Efe karakterine hayat verdiği bir rol için kamera karşısına geçmiştir.

 

Yok Artık 2

Yönetmen: Caner Özyurtlu / Oyuncular: Deniz Celiloğlu, Zafer Algöz, Şebnem Bozoklu, Onur Buldu, Cem Gelinoğlu, Şahin Irmak, Yağmur Tanrısevsin, Güven Murat Akpınar, Berna Koraltürk, Mustafa Kırantepe, Mehmet Ali Kaptanlar, Hilmi Özçelik, Uğur Bilgin, Bülent Çolak, Çiçek Dilligil, Hülya Duyar, Nazlı Tosunoğlu, Mert Yavuzcan, Kaan Yıldırım, Suna Keskin, Metin Coşkun, Cihat Tamer, Hayati Akbaş, Serkan Altuniğne, Ozan Ayhan, Serhat Barış, Merve  Dizdar, İlke Korkmaz, Alper Özyurtlu, Hasan Pek, Görkem Sarkan, Aydın Şentürk, Ömer Civan Sirt, Caner Solmaz, Erol Taşçı, Serkan Tınmaz, Atakan Yarımdünya / Süre: 86 dakika
 

 

İlki bir takside geçen Yok Artık adlı film serisinin devamı niteliğindeki bu ikinci filmi, bu defa bir berber dükkanını temel alıyor ve olay örgüsü berberin müşterilerine anlattığı farklı hikayelerden oluşuyor.

Berber Adnan mahallenin dedikodu kazanıdır; mahalledeki müşterileri hakkında her şeyi bilmektedir.
 


Adnan, işten kovulacağını öğrenince işine dört kolla sarılan Aykut, kızının sosyal medya hesapları üzerinden internet fenomeni olmak için uğraşan İzzet'i, plaza hayatını terk ederek her şeyi bırakıp köye yerleşen Merve ve kız istemeye gittikleri köyde başına gelmeyen kalmayan Meriç'in birbirinden eğlenceli hikayelerini izleyiciyle buluşturur.

Deniz Celiloğlu ise bu filmde, beyaz yakalı bir çalışan olan Merve'yi üst üste yaptığı talep toplantılarıyla çıldırtarak şehir hayatını terk edip köye yerleşmesine sebep olan Kozalak Holding'in reklam/tanıtım temsilcisi olarak kamera karşısına geçmiştir.

 

Marlon

Yönetmen: Osman Moustafa / Oyuncular: Deniz Celiloğlu, Esra Akbaş, Zafer Altun, Veysel Diker, Murat Ercanlı, Deniz Şen Hamzaoğlu, Damla Kaya, Ömer Kaya, Osman Moustafa, Bahadır Muhtar, Hasan Pehlivanoğlu, Gülay Say, Seçkin Zenginler / Süre: 99 dakika
 

 

Beyaz yakalı iken kariyer değişikliği yaparak film yönetmeni olmaya karar veren, Almanya doğumlu bir Yunanistan vatandaşı (Batı Trakya Türkü) olan Osman Moustafa'nın ilk filmi olan Marlon; Olağanüstü Hal döneminde, parasız bir şekilde, tüm ekibin gönüllülük esasına dayanan desteğiyle, on yedi iş gününde çekilen bağımsız bir film.

İnsanlığın bazı defolarıyla ilgili bir film olan Marlon; İstanbul'da oyunculuk yaparak var olmaya çalışan, Marlon Brando hayranı Mert'in hikayesini anlatıyor.

Mert'in yani namı diğer Marlon'un çevresindekileri ile yakın gibi görünen uzak ilişkileri, komik hayallerle dolu dünyasıyla iç içe geçmiş şekilde yürüyor ta ki Bade'yi bulana kadar…

Kendi oyunculuğunu yerlere göklere sığdıramayan ve sadece sinema filmlerinde oynamayı planlayarak tenezzül etmediği dizi projelerine yüz çeviren Mert'in her ne kadar yüksek bir egosu varsa da işin arka yüzünde aslında oldukça kırılgan bir yapısı vardır.

Büyük bir sinema filminin hayalleri ile seçmelere girip çıkan, hiç çalışmadan da çok iyi şeyler yapacağını düşünen Mert, evde arkadaşlarının yanında kendini yüksek görüyorsa da dışarıda çok fazla eziliyordur.

Üstelik hep dışarıda başka şeyleri ararken etrafındaki güzel şeyleri de görmezden gelip elinin tersiyle sürekli itiyor ve sonra o dışarıda bulduğu şeylerin aslında o kadar da içten, o kadar da güzel olmadığını, kendine ayna tutulunca görüyor ve bozuluyor.

Bir gün, ona platonik âşık olan menajeri Göknil, nihayet beklenen projeyi bulur.

Seçmeler esnasında tanıştığı Bade'nin peşine düşen Marlon, bir yandan da Göknil'i idare eder, ancak büyük projesini bulan tek kişi Marlon değildir; televizyon kanallarına senaryo yazan ev arkadaşı Serkan'ın da hayatı değişmek üzeredir.

Deniz Celiloğlu 2017'de kamera karşısına geçtiği bu filmde Marlon'un bir ev partisinde tanıştığı bir kısa film yönetmenini canlandırıyor.

 

Arada

Yönetmen: Mu Tunç / Oyuncular: Deniz Celiloğlu, Burak Deniz, Büşra Develi, Eriş Akman, Selim Bayraktar, Ceren Moray, Seda Akman, Yüksel Ünal, Cem Başeksioğlu, Mu Tunç, Deniz Balkanlı, Cemal Yağız Alpfer, Tatjana Saric / Süre: 109 dakika
 

 

Seyircinin birbirinden bu kadar zıt birçok müziğin nasıl birbirleri ile uyumlu hale geldiğini keşfedeceği, yönetmenin tamamen kendi uzun metrajlı günlüğü olarak tanımladığı, tüm hikayesi küreselleşmenin pozitif etkilerinin ilk kez görüldüğü 90'lı yıllarda ve bir gecede geçen Arada adlı bu film; İstanbul'da punk müzik icra eden ve Amerika'da albüm çıkarma hayali olan Ozan ile kız arkadaşı Lara'nın, Kaliforniya'ya giden bir gemiye bilet bulmak için sürdürdükleri arayışı konu ediniyor.

Ozan, İstanbul'da bir grupta solistlik yapan bir Punk'tır, en büyük hayali ise Kaliforniya'ya gidip kendine bir albüm çıkarabilmektir.

Ozan doğum gününde, darbe girişimi ile kariyeri sona ermiş eski bir müzisyen olan babasıyla girdiği, geleceği hakkında ateşli bir tartışmanın ardından evini terk eder.

Kaset dükkânı sahibi arkadaşı Deniz, Ozan'a ertesi sabah Kaliforniya'ya giden bir gemi bileti hakkında bilgi verir.
 


Artık her şeyi göze almış olan Ozan ve kız arkadaşı Lara; ev partilerinden, hurdalıkta yer alan çılgın disko mekanlarına, nargile bardan birçok yere kadar tüm şehirde bu bileti ararlar.

Yönetmenin, Türkiye'de dışlanmış bir alt kültür olarak kabul görmüş Punk müziğini insanlara sevdirebilmek amacıyla çektiği bu filmde, kendi içindeki duyguları gerçekçi bir şekilde yansıtabilmesi için özenle seçtiği oyuncu kadrosunda herkes gerçek hayattaki karakteriyle filmde yer almıştır.

Bu yapımda gerçek hayatta bir plakçı dükkânı olan Deniz Celiloğlu da plakçı Bülent karakterini canlandırmıştır.

 

Son Çıkış

Yönetmen: Ramin Matin / Oyuncular: Deniz Celiloğlu, Ezgi Çelik, Gizem Erdem, Tekin Ezgütekin, Kerem Fırtına, Tanfer Yaşar German, Gökçen Gökçebağ, Sedat Kalkavan, Müfit Kayacan, Tevfik Erman Kutlu, Selim Makaroğlu, AyşenilŞamlıoğlu, İbrahim Selim, Erdem Şenocak, Pınar Töre, İpek Türktan / Süre: 93 dakika
 

 

31. Tokyo Uluslararası Film Festivali'nde dünya prömiyeri gerçekleşen Son Çıkış adlı bu film; karmaşa, bitmeyen trafik, etrafımızı saran beton duvarlar içinde yaşarken kiminin yurt dışına kiminin de güneye kaçma hayalleri kurduğu bir dünyada, kentli insanın yalnızlığını ve boğucu yaşamından kurtulma isteğiyle modern çıkmazlara çarpıcı bir bakış atıyor ve büyükşehrin keşmekeşinde sabrı tükenmenin eşiğinde olan, İstanbul'dan kaçıp onu cezbeden Akdeniz sahillerine yerleşmeye karar veren ve bu planla yola çıkan Tahsin'in absürt ve komik bir şehir kâbusuna dönüşen macerasını anlatıyor.
 


İdealist biri olan Tahsin, evlenince kayınpederinin inşaat şirketinde çalışmak zorunda kalınca İstanbul'un "gözde" semtlerinden birinde yaşayıp ruhunu sıkan plazalarda ömür tüketir.

Tahsin, İstanbul'u betondan bir ormana çeviren inşaat firmalarından birinde, hayatından bezmiş bir şekilde mimarlık yapmaktadır.
 


Bir gece, yıllardır görmediği ve artık Türkiye'nin güneyinde organik tarım yapan Siren'le karşılaşır.

Tahsin'in Siren ismindeki bu arkadaşı, önce yurt dışına gitmiş sonrasında ise Ege'deki küçük bir kasabaya yerleşerek çiftçilikle uğraşmaya başlamıştır.
 


Sabah dokuz akşam altı ofis hayatından sıkılan ve arkadaşının bu hayatına özenen Tahsin, her şeyi geride bırakarak şehirden kaçmaya ve büyülenmiş bir şekilde Siren'in peşinden güneye gitmeye karar verir.
 


Ertesi gün bavulunu hazırlar, işinden öfkeyle istifa eder ve havalimanına doğru yola çıkar, ancak üst üste aksiliklerle kendini bir anda sancılı kentsel dönüşüm geçiren bir semtte, meteliksiz ve telefonsuz bir halde bulur.
 


Böylece Tahsin'in Akdeniz sahillerine bir an önce ulaşma rüyası absürtlüklerle dolu bir şehir kâbusuna dönüşür.

Görünen o ki her ne kadar Tahsin İstanbul'dan kurtulmak istese de İstanbul onu bırakmaya henüz hazır değildir!
 


Ramin Matin'in "gitmek" ve "kaçmak" üzerine kurulu böylesine depresif ve ağır bir konuyu yormadan, sıkmadan, uzun uzun anlatmadan, ortak hisler ve duygulardan yola çıkarak aktarmayı başardığı bu filmde Tahsin karakterini canlandıran Deniz Celiloğlu samimi oyunculuğuyla dikkat çekmiş, Tokyo ve Malatya uluslararası film festivallerinin yanı sıra Sadri Alışık Tiyatro Sinema Oyuncu Ödülleri'nde de En İyi Oyuncu kategorisinde aday olarak gösterilmiştir.

 

7. Koğuştaki Mucize

Yönetmen: Mehmet Ada Öztekin / Oyuncular: Deniz Celiloğlu, Aras Bulut İynemli, Nisa Sofiya Aksongur, Celile Toyon, İlker Aksum, Mesut Akusta, Deniz Baysal, Yurdaer Okur, Sarp Akkaya, Yıldıray Şahinler, Ferit Kaya, Serhan Onat, Emre Yetim, Gülçin Kültür Şahin, Cankat Aydos, Doğukan Polat, Hayal Köseoğlu, Serhat Üstündağ, Nadi Güler, Özgür Dereli, Basri Albayrak, Özgür Avşar, Mert Zaim, Serdar Akülker, Botan Aslan, Ömer Tuygun, Name Önal, Hazal Gökçe, Koray Altınpınar, İlker Çanga, Kenan Çınar, Tolga Tunç, Berkay Özer, Ferudun Akça, Kemal Öztekin, Christina Ivanova, Recep Kotan, Harun Sarıkuşlar / Süre: 132 dakika
 

 

93. Akademi Ödülleri'nde Oscar için yarışmak üzere, Türkiye'nin En İyi Uluslararası Film Oscar Adayı olarak seçilen ancak kısa aday listesine giremeyen 7. Koğuştaki Mucize; 1983 yılında sıkıyönetim altındaki bir Ege kasabasında yaşayan ve haksız yere hapse atılan Memo ile yedi yaşındaki kızı Ova'nın tekrar birbirlerine kavuşmaya çalışmalarını anlatıyor.

Kasabada sıkıyönetim komutanının kızının ölümü üzerine küçük kızı ve babaannesiyle yaşayan Memo idam cezasına çarptırılır.

Herkes adalet peşindeyken Memo ve kızı Ova'nın tek isteği birbirlerine kavuşmaktır.
 


Adaletin gerçekleşmesi için ise ancak bir mucize gerekmektedir.

Çağan Irmak'ın yönetmenliğinde çekilen Tamam mıyız? adlı filmde birbirlerini tamamlayan ve performanslarıyla dikkat çeken Aras Bulut İynemli ile Deniz Celiloğlu bu filmde bir kez daha bir araya gelmiş, bu filmde Deniz Celiloğlu Yüzbaşı Faruk karakterini canlandırmıştır.

 

Diğer çalışmaları

2007-2008 sezonunda Akbank Sanat'da rol aldığı "Şeylerin Şekli" adlı oyun Deniz Celiloğlu'nun ilk profesyonel deneyimi oldu.

Arkasından yine Aksanat Yeni Kuşak Tiyatro'da sahnelenen "Salvador Dali Göndermeleri İçimi Isıtıyor" ve İstanbul Halk Tiyatrosu'nun "Gagarin Sokağı" adlı oyunlarında sahne aldı.

Salvador Dali Göndermeleri İçimi Isıtıyor adlı oyundaki performansıyla 2008-2009 Lions Tiyatro Ödülleri'nde "Kerem Yılmazer Genç Yetenek Ödülü'nün sahibi oldu.

Tiyatro sahnesi dışında da pek çok başarılı dizi ve film projesinde de karşımıza çıkan Deniz Celiloğlu'nun sinema dışında kronolojik olarak yer aldığı diğer çalışmaları ise şöyle;

  • Küçük Burjuva Düğünü (2007, Tiyatro oyunu)
  • Şeylerin Şekli (2007, Tiyatro oyunu)
  • Salvador Dali Göndermeleri İçimi Isıtıyor (2008, Tiyatro oyunu)
  • Gagarin Sokağı (2009, Tiyatro oyunu)
  • Ben Patronum (2010, Tiyatro oyunu)
  • Piyano (2010, Tiyatro oyunu)
  • Kanıt (2010-2013, Televizyon dizisi)
  • Yok Oğlum, Biz Evdeyiz (2011, Tiyatro oyunu)
  • Yüzyılın Aşkı (2011, Tiyatro oyunu)
  • Küçük Adam Ne Oldu Sana (2012, Tiyatro oyunu)
  • Macbeth (2012, Tiyatro oyunu)
  • Muhteşem Yüzyıl (2013, Televizyon dizisi)
  • Çalıkuşu (2013-2014, Televizyon dizisi)
  • Bir Halk Düşmanı (2014, Tiyatro oyunu)
  • Emanet (2014, Televizyon dizisi)
  • İstenmeyen (2014, Tiyatro oyunu)
  • Karanlıktan Sonra (2014, Kısa film)
  • O Hayat Benim (2014-2016, Televizyon dizisi)
  • Babil (2016, Tiyatro oyunu)
  • Biraz Sen Biraz Ben (2016, Tiyatro oyunu)
  • Gecenin Kraliçesi (2016, Televizyon dizisi)
  • Kahramanın El Kitabı (2016, Tiyatro oyunu)
  • Seddülbahir 32 saat (2016, Televizyon dizisi)
  • Poyraz Karayel (2017, Televizyon dizisi)
  • Güz Geçer (2017, Kısa film)
  • Siyah Beyaz Aşk (2017-2018, Televizyon dizisi)
  • Damdaki Kemancı (2018, Tiyatro oyunu)
  • Keşke Hiç Büyümeseydik (2018, Televizyon dizisi)
  • Kral Lear (2018, Televizyon dizisi)
  • Map to Utopia (2020, Tiyatro oyunu)
  • Ya İstiklal Ya Ölüm (2020, Televizyon dizisi)
  • Disonans (2021, Kısa film)

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU