Harry ve Meghan'ın Oprah'la röportajı, en iyi türden bir intikamdı

Şaşırtıcı bir biçimde zihin açıcı ve yıkıcı bir röportajdı. Aslına bakılırsa kraliyet ailesi büyük bir sansasyon yerine Oprah'la son bulabilirmiş gibi görünüyor

Prens Harry, babası Galler Prensi'nin telefonlarını yanıtlamaya son verdiğini açıkladı (AP)

Meghan Markle, eşi Harry'yle pazar gecesi verdiği röportajın 12. dakikasında Oprah'ı Kaliforniya'daki yeni evlerine götürerek ona etrafı gösterdi. Meghan'ın "ölüm barınağından kurtardığı" köpek vardı. "Bir çiftlik fabrikasından kurtarılmış tavukların" olduğu bir kümes vardı. Meghan, Oprah'la beraber Harry'yle sahip oldukları geniş bahçedeki tahta kümesin ("Archie'nin Tavuk Konağı") önünde dururken "Kurtarmayı seviyorum" dedi. Dile getirilmeyen şey, sıcak Kaliforniya havasında asılı kalmıştı: Tabii ki, onu altın bir kafesteki mutsuz kuşa çevirmeye can atan bin 200 yıllık bir kurumun soğuk ve sıkı kuşatmasından Harry'yi de kurtarmıştı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Peki, bu doğru mu? Belki de, Harry'nin "baştan çıkarıldığını", Meghan'ın "pençeyi taktığını" ve “Megxit”e dek gitmesine izin vermeyeceğini size anlatmaktan zevk alacak, koltuk altları terli orta yaşlı tabloid adamlarının fikirlerini bir saniyeliğine düşünmeliyiz. Meghan ortaya çıkmadan önce orkestrada işler harika gidiyordu! Kate ve Wills'in vergi mükellefinin sırtından günlerini gün etmesi, Philip'in en adanmış monarşistlerin en iyi halkla ilişkiler çabalarını düzenli biçimde kırıp dökmesi, Andrew'ın Jeffrey Epstein'la dostluğu, Charles'ın homeopati ve tamponlarla aşk ilişkisi, Fergie'nin envai türden sınırları zorlayan moda seçimleri... Hepsi harika bir cümbüştü. Sonra Yoko geldi ve BAM! Görkemli günler sona erdi.

Ne kadar da görkemli günlerdi. Meghan'ın sözleriyle, "pasaportunu, ehliyetini ve anahtarlarını" vermek zorunda kaldığı, evden "4 ayda iki kez" ayrılmasına karşın "Üzerinde çok fazla medya ilgisi var" ve "Dikkat çekmeme zamanı" sözleriyle arkadaşlarıyla öğle yemeği yiyemeyeceğinin söylendiği istismarcı bir ilişkinin uzun ve korkunç günlerine benziyordu. Gözlerinde yaşlarla, gece boyunca hüngür hüngür ağlarken Harry'nin kendisini tuttuğunu ve "artık yaşamak istemediğini" söylediğini hatırlayarak ekledi: "Babamı kaybettim. Bir bebek kaybettim. Neredeyse ismimi kaybettim"  intihar düşüncelerinin "gerçek ve sistemli" olduğunu, "çok korktuğunu" ifade etti.

Harry'nin de röportaj boyunca "kurum" ve "firma" gibi pek güven verici olmayan ifadelerle anılan kraliyet ailesine dair söyleyecek sert sözleri vardı. Açıkça "Çaresizdim" dedi. "En büyük endişem tarihin tekerrür etmesiydi." Harry, Kanada'dayken sorunları çözmeye çalıştığını ama "babasıyla aramalarına cevap vermeyi bırakmadan önce iki kez konuştuğunu" söyledi.

Oprah, "Meghan olmadan ayrılır mıydın?" diye sordu. Harry'nin cevabı hızlı ve kesindi: "Hayır. Yapamazdım çünkü ben de kapana kısılmıştım... Babam ve ağabeyim (de) kapana kısılmışlar. Buna üzülüyorum." Kusursuz kaşlar hafifçe yukarı kalktı ve Oprah bariz soruyu sordu: "İnanılmaz ayrıcalıklar ve hayal edilemez zenginliklerle geçen bir hayattan sonra bu kadar mutsuz mu hissettiniz?" Prens sert cevap vererek sırf "insanlarla görüşürken gülümsediği fotoğrafları var" diye kimsenin kendisinin mutlu olduğunu varsaymaması gerektiğini belirtti. Sonuçta, "araba durduğunda giyinip gözyaşlarınızı silmeniz" ve "en iyi performansınız için" görev yerine gelmeniz gerektiğini biliyorsunuz. Bu, prens olmanın bir parçası. "Durdukları noktanın son derece farkında olan ve tabloid gazetelerin kendilerine saldırmasından korkan" kraliyet ailesinin, kendisini ve Meghan'ı kovalayan tabloid'lerle "görünmez bir sözleşmesi" olduğunu belirten Harry, "Nesillerdir var olan bir düzey korku kontrolü bulunduğunu" sözlerine ekledi. Harry, bir noktada özellikle Meghan'a dair eskiden yayımlanan saldırgan haberlere değinerek, ailesinin "saldırıları durdurabileceğini" ama bunu yapmadıklarını söyledi.
 


Elbette, Harry ve Meghan'la Charles, Will ve diğer hepsinin karşı karşıya geldiği söz konusu muamma önünüze çıkınca hissedilen "Bugün hangi multimilyonerler grubu için üzülmem gerekiyor" duygusu da var ama bu beklenmedik biçimde zihin açan bir röportajdı. Röportaja izlemeye değer ama sıkıcı bazı Netflix şovlarıyla ilgili bir sevgi gösterisi, podcast için selamlama, vatanseverlik ve itibar üzerine bazı belli belirsiz kelime oyunları olacağını düşünerek yarı endişeli başlamıştım. Ama daha çok Harry'nin intikamı hissi verdi. En güzeli soğuk yenen türden değil de en iyi intikamın iyi yaşanmış bir hayat olduğunu söylediklerinde bahsettikleri türden bir intikam. Harry, her gün eve döndüğünde Meghan'ın "Archie'yi emzirirken ağladığını" görünce ayrılma zamanının geldiğini anladığını söyledi. Diana'nın "bu sonuca çok kızacağını ve çok üzüleceğini" düşünüyordu. Charles'ın kendisini "gerçekten hayal kırıklığına uğrattığını" hissediyordu. "Farklı bir yol" izleyen ağabeyiyle ilişkisi üzerinde çalışıyordu. Hepsi "sadece haberdar olduklarını veya kendilerine söyleneni bilirken", kendisi dış dünyayla olan teması sayesinde "eğitilmişti".

Bir Frost/Nixon değildi ama nezaketle tahrip eden bir televizyon yapımıydı. Harry ve William'ı 1997'de çocuk takım elbiseleri içinde, üzerinde el yazısıyla "Anneciğimiz" yazılı zarfın tamamladığı annelerinin tabutunun geçişini izlerken gösteren fotoğrafları hatırlayan bizler, bu gece biraz duygusal arınma hissettik. Harry sahil kenarında bisiklet sürerken Archie'nin kollarını arkasında nasıl açtığını anlatırken, Kate Middleton'ın doğumdan 24 saatten az bir zaman sonra hastane basamaklarındaki mükemmel fönlü saçlarını düşündüm. Tüm bu yitip giden özgürlük ve ne için? Birkaç yaldızlı tabak meraklısının kendilerini zirvenin yakınlarına bile yaklaştırmayacak uzun süre önce yok olmuş bir feodal sistemi övmek için evlerini kalitesiz ürünlerle doldurabilmesi için mi? Zengin insanlar reality televizyon programlarını izlemenin alelade olduğunu söyleyip, sanki bu "Keeping Up With the Kardashians'ın" rızaya dayanmayan çılgın bir versiyonu değilmiş gibi Windsorların neler yaptığını görmek için televizyonu açabilsin diye mi? Çocuklar uzun objektiflerden bakıp kederlenebilsin, kocaları "aşk ne anlama gelirse gelsin" evet, birbirimize aşığız derken kadınlar sessiz kalmaya devam edebilsin ve Brexit'e oy veren yağmurlu bir adada kalmış herkes hatıra niteliğindeki çay fincanlarına fal taşı gibi açılmış gözlerle bakabilsin diye mi? Buna değer mi? Hiç değdi mi?

Harry ve Meghan'ın elde ettiği şey, kendi sözleriyle bir peri masalının sonundan daha iyiydi ve bunu tüm olanaksızlıklara rağmen elde etmişlerdi. Alımlı Prenses beyaz atını sürdü, uyuyan prensini öpüp uyandırdı. Yazın bir kız bebekleri olacak. Harry'ye Diana'dan kalan mirasla Santa Barbara bölgesinde bir ev satın aldılar. Tecridin zorunlu kılması sebebiyle Zoom üzerinden kendileri ve Archie'yle birkaç görüşme yapan Kraliçe'yle hâlâ yakınlar.

Böylelikle kraliyet kurumu bir sansasyonla değil Oprah'la sona erecek. Henüz içinde birkaç nesil daha kalmış olabilir ama biri artık durumu (gelişigüzel zulüm, anlamsız iğrençlik, azalan bağlantı, şirketi ayakta tutan son nefes olan tabloidlerle simbiyotik ilişki) tüm açıklığıyla ortaya koydu ve bunun daha uzun zaman süreceğini hayal etmek zor. O altın yıldönümü tabaklarının bir daha aynı parıltıya sahip olacağından şüpheliyim.



independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU