Donald Trump'ın kovboylarıyız!

Yazar, düşünür Lütfü Oflaz Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Bir Cumhurbaşkanının, bir başkanın, kısacası bir ülke liderinin en başta gelen özelliği bölücülük değil bütünleştiricilik olmalıdır.

Halkını düşman kamplara bölen bir ülke yöneticisi bilmelidir ki ülkesine en büyük kötülüğü yapmaktadır.

Çünkü halkı düşman kamplara bölen bir yönetim tarzı iç savaşa davetiye çıkartır.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Mesela ABD eski Başkanı Donald Trump'ın yönetim tarzı buydu.

Trump'ın yönetim tarzıyla ABD giderek iç savaşa doğru yol alıyordu.

Nitekim Trump'ın kışkırtmasıyla Kongre binasını basanlar, Amerikan iç savaşında "zencilerin" köle olarak kalmasını isteyenlerin bayrağını taşıyordu.  

Trump siyahlara, Latinlere, Asyalılara, Müslümanlara, göçmenlere, sosyalistlere, entelektüellere düşmandı.

Nasıl ki Hitler için Almanlar üstün ırk ise, Trump için de beyaz Amerikalılar üstün ırktı.

O kadar ki Trump'cı ırkçılar, Hitler'in zulüm ve katliam kampı Auschwitz'in resimlerinin basılı olduğu tişörtleri giyiyorlardı. 

Donald Trump'ın kovboylarıyız dercesine ellerinde, bellerinde silahlarıyla ortalıkta dolaşıyorlardı.

Donald Trump'ın kovboyları beyaz ırkçı, aşırı sağcı, neo-faşist şiddet yanlılarıydı.

Trump, yandaşlarını vatansever, karşıtlarını vatan haini olarak tanımlayarak ABD'yi iki düşman kampa ayırmıştı.

Yandaşlarını, kendileri gibi düşünmeyenlere, kendileri gibi olmayanlara karşı büsbütün düşmanlaştırmıştı.

Ve de Trump doğanın da düşmanıydı.

İşbaşına gelir gelmez yaptığı ilk işlerden biri, doğayı koruyup kollayacak çevre dostu Paris İklim Anlaşması'ndan ABD'yi çıkartmaktı.

O doların yeşiline dost, doğanın yeşiline düşmandı!

Neyse ki Joe Biden, ABD Başkanlığı koltuğuna oturduğu ilk gün imzaladığı 17 kararnameyle Trump'ın bu gibi icraatlarını çöp sepetine attı.

Biden, doğayı koruyup kollayacak çevre dostu Paris İklim Anlaşması'na ABD'nin katılacağını belirten kararnameyi imzaladı.   

Biden'ın imzaladığı 17 kararnameden bir diğeri, Trump'ın ırkçı zihniyetiyle Meksika sınırına ördürdüğü duvarın yapımının durdurulmasıydı.

Biden'ın imzaladığı 17 kararnameden biri de, Trump'ın göreve başladığı ilk günlerde Müslümanlara koyduğu ABD'ye giriş yasağının kaldırılmasıydı. 

Joe Biden ABD Başkanı olarak yaptığı ilk konuşmada, "Bölmeyi değil birleştirmeyi hedefleyen, bana oy verenler kadar bana oy vermeyenler için de çalışan bir başkan olacağım" diyerek Donald Trump'ın tam tersi bir başkan olacağının sözünü verdi. 

Başkanlığı boyunca birlikte çalışacağı ekibi ise çok renkliydi.

Joe Biden kabinesinde kızılderili, siyahi, Latin, Asyalı, eşcinsel gibi farklı renklerden, farklı kökenlerden, farklı tercihlerden kişilere de yer verdi. 

Yardımcısı Kamala Harris, beyaz olmayan ve de kadın olan ABD'nin ilk Başkan Yardımcısı idi.

Daha önceki bir yazımda belirttiğim gibi Joe Biden'ı tanımıyorum.

Ancak Joe Biden'a başkanlık seçimini kazandıranların başında olanlardan Kamala Harris ile ABD'deki demokratik sosyalizmin temsilcisi Bernie Sanders'ın nasıl bir Amerika, nasıl bir dünya düşlediklerini yakınen biliyorum.

Hele de bir kadın öğretmenin örüp hediye ettiği eldivenleri giyip Biden'ın başkanlık yemini törenine katılan yoksul dostu yoldaşım Bernie Sanders'ın, parasız eğitim, parasız sağlık gibi düşlerinin gerçekleşmesini onun kadar ben de istiyorum.

Gerçi ABD gibi kapitalizmin babası bir ülkede bunun gerçekleşmesinin ne kadar zor olduğunu çok iyi biliyorum.

Ama yine de Joe Biden'ın ABD Başkanı olur olmaz sosyal adaletçilik, eşitlikçilik, barışçılık içeren adımlar atmasını olumlu buluyorum.

Elbette vahşi kapitalizme karşı çıkan, toplumcu fikirleri savunan biri olarak bunları yeterli bulmuyorum.

Yetmez ama idare eder diyorum.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU