Putin kaderini Anayasa oylamasına bağladı

Prof. Dr. Nadir Devlet Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

22 Nisan’da yapılması planlanan, ancak Kovid-19 salgını yüzünden geciktirilen Anayasa değişikliği oylaması 1 Temmuz Çarşamba günü gerçekleştirilecek.

Diğer referandumlardan farklı olarak online, yani internet aracılığı ile de oy verilebilecek.

Rusya Federasyonu’nda 145 milyonun 118 milyonunun internet bağlantısı var ve yüzde 70’i mobil kullanıcı. Demek ki 27 milyon değil.

5 ila 11 yaşındakilerin yüzde 93’ü cep telefonu kullanıyor. Oy vermede 18 ila 44 yaşındaki seçmen toplam kullanıcıların yüzde 70’ni teşkil ediyor. Anlaşılan oylamada bu grup etkili olacak.

Acaba 66 yaşındaki Devlet Başkanını süresiz iktidarda tutacak Anayasa değişikliğini destekleyecekler mi? 

Yeltsin Devlet Başkanlığından ayrılınca Vladimir Putin 1999-2000 arasında geçici Devlet Başkanı olmuştu.

Sonra 2000-2006 ve ikinci defa 2006-2012 arası aynı görevi yürüttü. Anayasa elvermediğinden Başbakan Medvedev’i yerine seçtirdi, kendi ise Başbakan oldu.

2018’de tekrar Devlet Başkanı seçildi. Bu seçimlerde halk oldukça isteksizdi ve katılım ancak yüzde 65 oldu, Putin de bunun yüzde 77’sini alarak seçilmiş oldu.

Yani halkın çoğunluğunun desteğini almamış olmasına rağmen seçim kanunu nedeni ile seçilmiş oldu.

İşte demokrasinin zayıf yönü. Azınlık oyla bile iktidara gelmek mümkün oluyor. O yüzden bir oy bile mühim deniliyor. 

Putin’in 21 yıllık iktidarı esnasında oldukça saldırgan bir politika yürüttü. 2008’de Gürcistan’a askerî harekât düzenledi ve Abhazya ile Kuzey Osetya’yı Gürcü hâkimiyetinden kopardı.

2014 Mart sonunda Ukrayna’nın özerk cumhuriyeti olan Kırım, Rusya tarafından ilhak edildi.  

2014 Mayıs’ında ise Ukrayna’da ayrılıkçı Rus milislerine destek vererek kendi askerini soktu. Burada hala barış tesis edilemedi.

Eylül 2015’te ise Suriye’ye askeri güçlerini soktu. Burada Esad rejimini desteklemektedir.

Kasım 2015’te Türkiye bir Rus savaş uçağını vurunca iki ülkenin arası bozuldu. Ancak kısa bir süre sonra düzeldi.

Fakat yine Suriye ve Libya konularında iki tarafın görüş ayrılıkları sürüyor. Yani burada da barış yok. 

Mayıs ayı sonlarında Bloomberg Haber Ajansı, Putin’in halk nezdindeki güvenoyunun yüzde 27’ye düştüğünü duyurmuştu.

Bu haberi de Bütün Rusya Kamuoyu Araştırma Merkezi'nin verisine dayandırarak vermişti.

Washington, Rusya Federasyonu elçisi buna tepki göstermiş ve Putin’e güvenin yüzde 67,9 olduğunu belirtmişti. Bu verilerden şüphesiz bir tanesi abartılı. 

Daha önce Lebeda KamuoyuAraştırma Merkezi tarafından yapılan bir çalışmada, cevap verenlerin yüzde 50’si yönetimin değişmesini istediklerini belirtmişler.

Yönetimden hoşnutsuzluk Moskova’da yüzde 65’e, kırsal kesimde ise yüzde 67’e ulaşmış.

Yüzde 35 ise Devlet Başkanının emekli yaşına gelince, yani 65 yaşında, görevinden uzaklaşması gerektiğini söylemiş. 18-24 yaş arasındakiler de bu oran yüzde 71’e ulaşıyor.  

Dünyanın hemen her yerinde yaşlı yöneticiler var, onlar gençleri anlayamıyor ve onların taleplerine cevap veremiyorlar.

İşte bu Anayasa oylamasında da şayet genç seçmenler oy verirse netice Putin’in beklediği gibi olmayacak. 

Galiba Putin’in çevresi bunun farkında olduğu için seçmenleri etkilemek için bazı tedbirler alıyorlar.

Moskova Belediyesi, Anayasa değişikliği referandumuna katılımı arttırmak için toplam 10 milyar ruble (144 milyon dolar) “indirim kuponu” dağıtacak.

Bu uygulamaya 3 bin mağaza ve restoran katılıyor. Uygulama yıl sonuna kadar devam edecek. 
 

2.jpg
Fotoğraf: AP


Putin, haftalar sonra 12 Haziran’da “Rusya Günü” dolayısıyla Moskova’nın batısında, açık alanda düzenlenen bayrak merasiminde ortaya çıktı.

Anayasayı değiştirmek için yapılacak referandumda Rusların mutlak çoğunluğunun desteğini alacağını ilan etti.

Ayrıca oylamaya katılmayı engellemeye çalışanları da tenkit etti.

Rusya, Avrupa’da, vaka sayısı bir günde 9 bine ulaşıp birinci sıraya geldi ve 7 bin vefat ile ciddi bir Kovid-19 tehdidi altında bulunuyor.

Rusya’da her ne pahasına olursa olsun kendini neredeyse ömür boyu iktidarda tutmaya yönelik bu oylama, Putin’in kaderini belirleyecek mi?

Yerel yönetimlere yapılan baskının çok net bir örneğini, Rusya’daki en büyük azınlık olan Tatarların Tataristan Cumhuriyeti'nde anayasa oylamasına desteklemek için yaptıkları kampanyada görüyoruz.

Başbakan Yardımcısı, Putin’in Birleşik Rusya Partisi üyesi ve Dünya Tatar Kongresi yöneticisi Vasil Şeyhraziev ile yardımcısı Rinat Zakirov Anayasa referandumunda halkı “evet oyu” vermeye davet ettiler.

Aslında bu Anayasa Putin’i ilelebet Devlet Başkanı yapmakla kalmıyor, azınlıkları Ruslaştırma ve federal sistemi yok ederek azınlıkların haklarını baltalamayı da öngörüyor.

Dolayısıyla Tatar ileri gelenleri oylamayı boykot edeceklerini belirtiyorlar.

Moskova ve diğer büyük şehirlerde çoğunluk referanduma katılmayacak veya “hayır oyu” verecek diye tahmin ediliyor. Ancak gözlemciler oylamada hile yapılacağı endişesi taşıyorlar.

Devlet memurlarına zaten baskı yapılıyor. Onlara önceden online oy vermeleri söyleniyor. Oylama merkezlerinde ise tarafsız gözlemcilere birtakım engellemeler yapılacağı tahmin ediliyor.

Moskova’da 1 Temmuz’da insanların şehir dışındaki bahçelerine gitmeleri ve oylamaya katılmamaları ihtimalinden de bahsediliyor. 

Kısacası ABD’deki seçimleri manipüle etme kapasitesine sahip Rusya’da, seçimleri elektronik ortamda manipüle etmek pek de zor olmasa gerek.

Zaten seçmenlerin oy vermeden soğumalarının bir nedeni de bu olabilir. Katılımın düşük olması, referandumu etkileyemeyecektir.

Liderler halk çoğunluğunun eğilimine değil, oylamanın sonucuna bakarlar. Demokrasinin zaafı da burada yatmaktadır.  

Velev ki Putin’in beklediği netice çıkmadı, sonucu iptal bile edebilir. Nedense siyasetçiler hiç emekli olmak istemezler. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU