Sarığı Paris'te moda olan Osmanlı elçisini polis takibe almıştı

Gürbüz Evren Independent Türkçe için yazdı

Moralı Esseyid Ali Efendi'nin Paris'te Lüksemburg Sarayı'na gidişini gösteren gravür / Görsel: Wikipedia

1796 yılı, Osmanlı Devleti'nin ilk kez bir ikamet büyükelçisini Paris'e göndermesi nedeniyle, Avrupa ile ilişkilerdeki dönüm noktalarından biridir. 

Osmanlı elçisi Moralı Esseyid Ali Efendi, karayolu güzergâhı, geçilecek bölgelerde yaşanan karışıklıklar nedeniyle güvenli olmadığı için deniz yoluyla geldiği Fransa'ya Marsilya'dan giriş yapmıştır. 

Fransa, Fransız Devrimi (1789) sonrası düzenin yeni yeni sağlanmaya başlandığı bir dönemde, Osmanlı elçisine özel bir önem verdiklerini göstermek için seferber olmuştur. 

Fransızlar, tarihi boyunca çok önemli bir liman kenti olan Marsilya'nın sokaklarını 1 hafta boyunca yıkayıp temizlemiş, dilencileri bölgeden uzaklaştırmış, Osmanlı elçisi ile yanındaki heyetin geçeceği yolları da süslemiştir. 

Osmanlı elçisini taşıyan gemi Marsilya limanına girişinde ise top atışlarıyla karşılanmıştır. 

Elçi Moralı Esseyid Ali Efendi'nin karşılanmasına yönelik seferberlik Marsilya ile sınırlı kalmamış, Paris'e giden yolda geçilen irili ufaklı kent ve kasabalarda da ilgi hep üst düzeyde olmuştur. 

Paris'te yayımlanan gazetelerde yer alan, "Osmanlı Sultanı 3. Selim'in, birçok aday arasından özenle seçtiği 'egzotik' Türk elçisi geliyor" yönündeki haberler, kentte meraklı bir bekleyişe yol açmıştır. 
 

Moralı Esseyid Ali Efendi / Görsel: Wikipedia
Moralı Esseyid Ali Efendi / Görsel: Wikipedia

 

Paris'e gelişinin ilk haftasında, yaptığı resmi ziyaretlere, 4 atın çektiği arabasıyla giden Moralı Esseyid Ali Efendi, özellikle kalabalık semtlerde arabadan inerek, yaya dolaşmaya, halkın arasına karışmaya özen göstermiştir. 

Girdiği her ortamda en çok başındaki sarık dikkat çekmiştir. 

Fransız kadınları tarafından çok beğenilen sarık, kısa sürede moda olmuştur. 

Fransızların "turban" (Böylelikle "türban"ın Fransızca kökenli bir kelime olduğunu bir kez daha anımsatalım) adını verdikleri sarık, sadece Parisli kadınlar tarafından değil ülkenin farklı bölgelerindeki burjuva kadınlar tarafından da benimsenmiştir. 

Gazetelerin, 1721 yılında, Paris'e gelen Osmanlı elçisi Yirmizsekiz Mehmet Çelebi'ye Fransızların gösterdiği ilgiyi ve yaşananları anımsatması, dikkatlerin Moralı Esseyid Ali Efendi üzerinde yoğunlaşmasına neden olmuştur. 

Paris'teki yaşam da Osmanlı elçisini etkilemiştir. 

Esseyid Ali Efendi, kentin hareketli ve renkli yaşamına ayak uydurmaya, bu nedenle de her davete gitmeye çalışmıştır. 

Ancak tecrübe ve birikiminin yetersiz olması nedeniyle Fransa ile yürütülen ilişkilerde başarı gösteremediği yönünde eleştiriler almıştır. 

İstanbul'daki rakipleri ise her fırsatta padişaha, Esseyid Ali Efendi'nin Paris'teki başarısızlıklarını anlatan konuşmalar yapmıştır.

Moralı Esseyid Ali Efendi, sarığının turban adıyla moda olması ve renkli kişiliğinin yanı sıra yaşadığı ihanetlerle de Paris'te çok konuşulmuştur. 

Üç tercümanından birisi, önemli miktarda parayı zimmetine geçirip Osmanlı elçiliğini borçlandırıp ortadan kaybolmuştur. 

Bu tercümanın daha sonra Fransız vatandaşlığına geçtiği anlaşılmıştır. 

Bir tercümanın ise Fransa adına casusluk yaptığı ortaya çıkmıştır. 

Fransızların casusluk için bu tercümana yüklü bir miktarda para ödediği öğrenilince, konu uzun süre Parislilerin arasında gizemli bir hikâye olarak kulaktan kulağa yayılmıştır.  

Diplomatik çevrelerin aralıklarla gündeme getirdiği bir diğer konu ise Osmanlı elçisinin, dönemin Fransa Dışişleri Bakanı Talleyrand ile olan ilişkileridir. 

Fransız Bakanın, Esseyid Ali Efendi'nin dış politika ve diplomasi alanlarındaki tecrübesizliğinden yararlandığı, birçok konuda Osmanlı elçisini ya ikna ettiği ya da kandırdığı, bu durumun ise Osmanlı Devleti'nin çıkarlarına zarar vermeye başladığı çok geç anlaşılacaktır. 

Osmanlı elçisinin, Dışişleri Bakanı Talleyrand ile İmparator Napolyon'un oyuncağı olduğu söylentileri hızla yayılacaktır. 

Napolyon'un, Osmanlı'ya karşı hesaplarını zekice gizlediği, Osmanlı elçisi bir şeyler sezmeye başladığında ise Talleyrand'ın, Esseyid Ali Efendi'ye pembe tablolar çizerek ikna ettiği Paris'teki Rus, İngiliz ve diğer ülkelerin elçilerinin de dikkatini çekmiştir. 

İstanbul'u bu yönde uyaran da hep İngiliz elçisi olmuştur. 

Osmanlı başkentinden gelen mektuplarda, İngiliz ve Rus elçilerine danışmadan Fransız yönetimi ile görüşmeler yapmaması istenen Esseyid Ali Efendi, bu duruma çok içerlese de görevine bir süre daha devam etmiştir. 

Esseyid Ali Efendi sonuçta Padişah 3. Selim tarafından İstanbul'a çağrılacaktır. 

Bu durum ise Paris gazetelerinde, "Geldiğinde ilgi gören, sarığı moda olan Türk elçi, Fransız diplomasinin oyuncağına dönüşünce gözden düştü" türünden yorumlarla anlatılacaktır. 

Kimi Fransız tarihçileri, Moralı Esseyid Ali Efendi'nin, Yirmisekiz Mehmet Çelebi'nin yolunda giderek Fransa'daki gelişmeleri, yenilikleri yerinde görmek için birçok bölgeyi ziyaret ettiğini, gördüklerini raporlar halinde İstanbul'a bildirdiğini yazarlar. 
 

Yirmisekiz Çelebi Mehmet'i tasvir eden tablo
Yirmisekiz Çelebi Mehmet'i tasvir eden tablo

 

Tesadüf mü nedir bilinmez, ama Esseyid Ali Efendi, Yirmisekiz Mehmet Çelebi'nin 75 yıl önce ziyaret ettiği birçok yere tekrar gitmiştir. 

Ancak Moralı, Mehmet Çelebi'den farklı olarak Fransa'da yeni yeni kurulmaya başlanan fabrikaları ve bazı üretim tesislerini de ziyaret etmiştir. 

Bu da dönemin yöneticilerinin dikkatini çekmiş olacak ki, kimi çevreler Esseyid Ali Efendi'yi, diplomaside başarısızmış gibi gözükerek, yeniliklerin peşinde olduğunu gizlemeye çalıştığını bile iddia etmiştir. 

Öyle ki, Osmanlı Elçisi fabrikaları ziyarete giderken peşine mutlaka polis takıldığı, kimlerle hangi konuları konuştuğunun araştırıldığı, konuyla ilgili yazılan raporların da Dışişleri Bakanı Talleyrand'a iletildiği, İngiliz diplomatları tarafından Esseyid Ali Efendi'ye bildirilmiştir. 

Hakkında ne söylenirse söylensin, Moralı Esseyid Ali Efendi hem ilk ikamet elçisi sıfatıyla hem de sarığının turban adıyla Fransız kadınları arasında moda olmasıyla tarihte kalıcı bir iz bırakmıştır.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU