Çin'in Küresel Yönetişim Girişimi

Gürsel Tokmakoğlu Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Xinhua

Şangay İşbirliği Teşkilatı zirvesinde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping bir öneriyle karşımıza çıktı: Küresel Yönetişim Girişimi (The Global Governance Initiative – GGI). 

Elbette bu tür önerileri dikkatlice ele almalıyız. İlgili metni okudum ve eleştirilerimi sizlerle paylaşıyorum.

Çin'in bu konsept çalışması Birleşmiş Milletler'in kritiği ile başlıyor.

BM'nin küresel yönetişimde eksikliğine dem vuruyor.

Çin, BM'nin 5 daimî üyesinden birisi olarak bunu söylüyor.

Bugüne dek sesini yükseltmemiş bir Çin görmüştük.

Hatta birçok önemli kararda Çin çekimser kalmış idi.

Şimdi neden böyle bir görev üstlendi, kendini bazı değişiklikler için hazır hissettiğinden mi?

Güçlünün adaletinin geçerli olduğu bu uluslararası düzende, bir şeylerin savunucusu olmak için, illa kendi gücünün diğerlerininkinden üstün olacak taraflarının ortaya çıkmasını mı beklemek gerekiyordu.

Yani Çin, "uluslararası sistem" diyecek ve bunun için onun gücünün adaletine mi başvurulacak?

Diğerlerine "adaleti dağıtan" olma hakkını kendinde görmekle, aslında Çin çok bilinen, insanlık tarihi kadar eski bir uygulamayla karşımıza çıkıyor. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Gayet basit bir konu var, "adalet mülkün temeli" der gibi bir konudur bu.

Yerel veya bölgesel değil, küresel ölçekte adil olmanın somut denkliği, maddi hesapların tutmasına bağlı bir insanlık bakış aşısına, kritik edilen konulardan yola çıkarak, başka deyişle, sonuca bakıp bir faraziye öne sürerek, geçerli olabilecek böylesi bir konsept vaaz edilemez.

Çin işte bunu yapmaya çalışıyor. Hemen herkes biliyor ki "Küresel Güney" dediğimiz çoğunluk nüfusun (yüzde 99) refah ve güvenliğini arttırmak için çaba sarf edilmeli.

Ancak bu konuda Çin somut biçimde neyi öne sürüyor?

Kendi hazinesini mi, ortaklıları kendi yönetimine bağlamayı mı? Yoksa soyut açıklamalarla mı yetiniyor?

Var olan sistem Batı öncülüğünde gelişti ve bu çoğu dünyalıya göre ters gelebilecek bir husustur.

Zira emperyalizm, sömürü, zengin-fakir arasındaki uçurum bu sistemin olumsuz çıktıları halindedir. 

Mesele de budur; insanlık başından beri daha sağlam önerilerle, birbirine eklediği somut adımlarla bugüne kadar gelmiştir; eksiği olan, kendi kabuğunda yaşayan, başkaları için bir düzen tarif etmeyen, gelişmeyi zorlamayan toplumlar neticede bunları yapanların hizasında kalmak zorunda kalmışlardır. 

Soru şudur: Motivasyon nedir?

Birini diğerinden ayıran motivasyon!

Çin şimdi kendini hazır hissedip başkalarını da motive edip ilerleyecekse, sağlam ve gerçekten insana özgü sistemsel tarifleri ileri sürüp, yaklaşık 15'inci asırdan bu yana meydana getirilmiş bir sistemin yerine, 5 asır sonra ve buradan hareketle en az 5 asır daha insanlığı adaletle idare edebilecek sistem tarifini somut biçimde açıklamalıdır.

Üç-beş soyut madde ileri sürüp, üstüne buna da bir başlık atıp, benim önerim bu demekle bu olabilir mi, herkesin bundan emin olması gerekir.

Mesela üreticilerin, tacirlerin, bankerlerin, bilim insanlarının, filozofların… Bunu kime soracaksınız?

Hayatında hiç robot görmemiş olanlara veya görmemeyi tercih edenlere mi, kuantum nedir bilmeyen veya bilmek istemeyenlere mi?

Ama şimdiden Çin robotu da kuantumu da biliyor.

Bu benim için bir veri ise acaba Şi Cinping veya Çin Komünist Partisi için bir kurnazlık vesilesi olabilir mi?

Bana göre de BM, uluslararası sistem, adalet, gibi konular sorunludur.

Hatta aşırıya kaçıp eleştiriyorum, bugün birçok uzman olarak görev yapanlar bile bu mevcut sorunlu sistemin hizmetkarıdır. 

Ama bu bütünüyle insanın özünden kaynaklanır, adalet ve adaletsizlik insanlığın en temel meselesidir, çıkarları elde etmek için başkasının elindekine göz dikiyor olmak bugünün sorunu değildir.

Mesela çok temel ahlak konusu için, bugüne kadar önerilen ve çaba ile üzerine titrenen konular varken, sıfırdan bir şeyleri söyleyene inanmak safdillik olur.

Refah ve güvenlik diyeceksiniz ve herkesle birlikte kalkınacaksınız, başkasınınkine göz dikmeden…

Bu çok ideal bir durum ve bugüne dek hem dinler hem de filozoflar buna dair açıklamalar yaptılar.

Aşağıda Küresel Yönetişim Girişimi 1 metninden aldığım cümleler var. 

Şi Cinping diyor ki:

Egemen eşitliğin özü, büyüklükleri, güçleri veya zenginlikleri ne olursa olsun tüm ülkelerin egemenliklerine ve onurlarına saygı gösterilmesi, iç işlerinin dış müdahalelerden uzak tutulması, sosyal sistemlerini ve kalkınma yollarını bağımsız olarak seçme hakkı ve küresel yönetişim sürecine eşit olarak katılma, karar alma ve bundan yararlanma hakkıdır. Küresel yönetişim sisteminin ülkelerin çoğunluğunun çıkarlarını ve isteklerini daha iyi yansıtmasını sağlamak ve gelişmekte olan ülkelerin temsil ve söz hakkını artırmak için uluslararası ilişkilerde daha fazla demokrasi teşvik edilmelidir.


Saygı, onur, çoğunluğun çıkarı, demokrasi bilinen kavramlar.

Ama bilmek ve istemek başka, sistem içinde bunu inşa edip yönetmek başka (ki geçen 5 asırdan bahsediyoruz).

Bu hem kendi kendine çalışan, müdahale etmeden çalışan bir sistem olmalıdır.

Ancak iyi biliyorum ki, Çin Halk Cumhuriyeti bugün ülkesinde, kendi kendine işleyen bir sisteme sahip değil, üstelik fazlaca müdahaleci ve evrensel hukuk açısından eleştirilen birçok yönü olan bir rejime sahiptir.

Devlet istediğinin mülküne ve gündelik yaşamına el koyma iradesine sahiptir.

Bu kendi ülkesinde olamıyor ise dünya çapında, bilmedik toplulukların içinde nasıl gerçekleşebilecek?

Ayrıca, demokrasi bir kültür işidir ve hem Çin için hem de bazı başka topluluklar için bu kültürün henüz gelişmediğini iddia etmek bile mümkündür.

Şi Cinping diyor ki:

Uluslararası hukukun otoritesi ve ciddiyeti korunmalıdır. Özellikle büyük ülkeler, uluslararası hukukun üstünlüğünü savunma ve savunmada öncülük etmelidir.
 


Uluslararası düzen; güçlünün düzeni!

Güç Çin'de olunca, mesela tüm dünyada çoğunlukla (ABD doları yerine) yuan kullanılıyor olduğunda, Çin yuanı ne tür bir sistemle yönetecek?

Böylesi bir şartta güç Çin'de olmayacak, mesela Papua Yeni Gine Merkez Bankası'ndan mı olacak?

Enflasyon yüzde kaç artacak, faiz oranları nasıl gelişecek?

Veya küresel çapta Çin silahları satın alındığında işler yolunda mı olacak?

Yönetmek deyince sadece BM içinde el kaldırmaya mı bakılacak?

Eğer böyle olacak ise halen Çin BM'de neden çekimser oy veriyor? 

İlkeler ve hukuk bugün de var. Ama neden uygulanmıyor?

Çin kalkınmasını tamamlayana kadar, etliye sütlüye karışmamakla, insanlığın hukukuna dair çok iyi bir iş mi yapmış oluyor?

Bu adil mi? Mesela Gazze'de durum malum. Çin, bugüne dek İsrail aleyhine kaç kelime sarf etti?

Ama İran ve Rusya başkanları ile birlikteler. Onlarla stratejik ortaklık anlaşması yapmayı Çin kendi politik çıkarıyla tarif edebiliyor. Bu adil mi?

Şi Cinping diyor ki:

Çok taraflılık, mevcut uluslararası sistemin ve uluslararası düzenin temel kavramıdır. Ortak fayda için kapsamlı istişare ve ortak katkı ilkesi korunmalıdır. Küresel meseleler herkes tarafından kararlaştırılmalı, yönetişim sistemi herkes tarafından inşa edilmeli ve yönetişimin sonuçları herkes tarafından paylaşılmalıdır. Tek taraflılık uygulamaları reddedilmelidir.


Doğru, tek taraflılık reddedilmelidir.

Bir küresel mesele olan Paris Aklim Anlaşması gibi bir meselede, mesela Çin ve Hindistan anlaşmaya uymayacağım dedi.

ABD baktı, ben neden buna uyuyorum dedi ve anlaşmadan çıktı mı? Evet.

Oldu mu şimdi? Burada Çin ve Hindistan'ın gerekçesi neydi?

Batı gelişti, şimdi kısıtlama ve yükümlülük getiriliyor ve bu demek oluyor ki bizim kalkınmamızın önüne geçilmek isteniyor.


Bu bir çelişkili açıklama bile olamaz, kurnazlıktan öte bir şey değildir.

Hem insanlığın gözünün içine baka baka bunları ileri süreceksiniz!..

Şi Cinping diyor ki:

Küresel yönetişim sistemi, yaygın olarak desteklenip etkili olabilmek için insanların ihtiyaçlarını karşılamalı ve istikrarlı bir geleceğe olan güven ve inançlarını sürekli olarak beslemelidir. Hızlandırılmış ortak kalkınma yoluyla tüm ülkelerdeki halklar arasında daha büyük bir tatmin duygusu, insanlığın ortak zorluklarına daha etkili yanıtlar yoluyla daha büyük bir güvenlik duygusu ve farklı ülkelerin ve toplulukların ortak çıkarlarını ilerletmek yoluyla daha büyük bir refah duygusu yaratmak için reformlar yoluyla iyileştirme arayışında olmalıdır.


Mesela salgın hastalıklar omasın ve hızlıca gerekenler küresel çapta yapılabilsin, değil mi?

Kovid-19 süreci değil Çin için, tüm insanlık için bir sınavdı. Başka bir şey söylemeyeceğim.

Küresel Yönetişim Girişimi; Küresel Kalkınma, Küresel Güvenlik ve Küresel Medeniyet Girişimi başlıklarını içermektedir.

Sahi bunlar neden "küresel"?

Bunların hepsi BM'de var ve Çin halen sistemin 5 "daimî" üyesinden birisidir, diğeri de Rusya'dır.

Kimi kime şikâyet ediyor dersiniz?

Derdi İngiliz, Fransız veya Amerikalı ise unutmamak gerekir, Mao ve Nixon'dan bu yana Çin, Batı sermayesinin ve küresel liberallerin üstüne, ortaklığıyla bir "devlet kapitalizmi" kurdu ve bugüne böyle geldi.

Şimdi vites mi arttırmak istiyor?

Şi Cinping diyor ki:

Uluslararası finansal mimari, yapay zekâ, siber uzay, iklim değişikliği, ticaret ve uzay gibi yönetişimin acil ihtiyaç duyulduğu ve arzının yetersiz olduğu alanlara öncelik verilecek ve BM'nin otoritesi ve merkezi rolü kararlılıkla savunulacak ve BM'nin Gelecek Paktı'nın uygulanmasında desteklenmesi sağlanacaktır. Bu alanlarda mutabakat sağlamak, sonuçları belirlemek ve erken hasat elde etmek için iletişimi ve iş birliğini artırmak istiyoruz.


Anlaşılan Çin bu alanlarda bir hayli ilerledi ve "yönetelim" demeye başladı!.. 

Tamam öyleyse, siber uzayda biz ne yapabiliriz?

Bize imkân verecek misiniz, bildiklerinizi paylaşacak mısınız?

İklim konusuna değindim.

Türkiye'nin daha önceden BM için bir eleştirisi oldu, "Dünya beşten büyüktür" şeklinde.

Bu halen geçerli bir eleştiridir. Türkiye, ABD'yi eleştirdiği gibi, aynı zamanda Çin'i de eleştirmiş olmaktadır. 

Fakat bu kez görüldü ki Çin, BM'yi eleştirmekle kalmamış, bir de öneri paketi sunmuş halde.

Bizden ne bekliyor?

Hemen Çin'e bunun için başvurup kayıt mı yaptırmalıyız?

 

 

1.  Metnin tamamı için bakınız: Concept Paper on the Global Governance Initiative  Updated: SEPTEMBER 01, 2025 23:53, Erişim: https://www.mfa.gov.cn/eng/xw/wjbxw/202509/t20250901_11699912.html 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU