Rheinmetall'in Doğu Avrupa yatırımlarından yeni askerlik yasasına, Ulusal Güvenlik Konseyi'nden savunma bütçesinin ikiye katlanmasına kadar Almanya kapsamlı bir dönüşüm geçiriyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Almanya'nın son 6 ayda attığı adımlar, ülkenin Ukrayna krizinin ötesinde, uzun vadeli bir çatışma senaryosu için hazırlandığını gösteriyor.
28 Ağustos itibarıyla açıklanan gelişmeler, Berlin'in sessiz ama sistematik bir savunma devrimini hayata geçirdiğini ortaya koyuyor.
Doğu Avrupa'da mühimmat imparatorluğu
Alman savunma devi Rheinmetall'in son hamleleri, Avrupa savunma sanayisinin jeopolitik haritasını yeniden çiziyor. Şirket Romanya ile 535 milyon euro değerinde bir barut fabrikası anlaşması imzalarken, benzer bir yatırım da Bulgaristan için gündeme geldi.
Rheinmetall CEO'su Armin Papperger, Bulgaristan'da kurulacak barut ve top mermisi fabrikasının, Almanya'daki Unterlüss tesisinin üçte biri kapasitede olacağını ve yılda 100 bin mermi üretebileceğini açıkladı.
Unterlüss fabrikası ise maksimum kapasiteye ulaştığında yılda 350.000 adet mühimmat üretebilecek.
Bu yatırımların arkasında sadece ekonomik hesaplar değil, stratejik hesaplar var.
Bulgaristan'daki düşük enerji maliyetleri (Rus gazı sayesinde) ve düşük işçilik maliyetleri, Rheinmetall'in Doğu Avrupa'yı üretim üssü haline getirmesinde etkili oluyor.
Bulgaristan'ın ortağı VMZ şirketinin gelirlerinin 2025'te teknoloji transferi ve ortak Ar-Ge sayesinde 500 milyon euroya ulaşması öngörülüyor.
Yeni askerlik yasası: Demografik gerçeklerle yüzleşme
Almanya'nın yeni askerlik yasası, ülkenin demografik krizini fırsata çeviren pragmatik bir yaklaşım sergiliyor.
Kabinede onaylanan yasa tasarısına göre, tüm 18 yaşındaki gençlere anket gönderilecek.
Erkekler için zorunlu, kadınlar için gönüllü olan bu sistem, Almanya'nın önümüzdeki on yılda GDP'sinin yüzde 3,5'ini savunmaya ayırma planının insan gücü ayağını oluşturuyor.
Askeriğin cazibesini artırmak için maaşlar da dramatik şekilde yükseliyor.
Şu an brüt 1.840 euro olan aylık ödeme 2.700 euroya çıkarılacak.
Barınma, yemek, ulaşım ve sağlık hizmetleri ücretsiz olacak.
En az 12 ay görev yapanlara 3.500 euro ehliyet desteği verilecek.
Bu, özellikle genç erkekler için çok cazip bir teklif çünkü Almanya'da sürücü kursu oldukça pahalı- ortalama 2.000-3.500 euro arası.
Yani devlet hem askerlik yaptırıyor hem de sonunda gencin meslek hayatında işine yarayacak bir yetkinlik kazandırıyor.
Aslında bu tür teşvikler Almanya'nın pragmatik yaklaşımını gösteriyor: Gençleri sadece "vatan, millet" söylemleriyle değil, somut ekonomik faydalarla orduya çekmeye çalışıyor.
Hedef net: 2029'a kadar 80 b,n ek asker kazanmak.
Bu, NATO standartlarını karşılamak için kritik önem taşıyor.
Ulusal Güvenlik Konseyi: Karar alma süreçlerinin merkezileşmesi
Başbakan Friedrich Merz ve Savunma Bakanı Boris Pistorius'un 28 Ağustos'ta açıkladığı Ulusal Güvenlik Konseyi (NSC), Almanya'nın güvenlik mimarisinde devrimsel bir değişimi simgeliyor.
Yeni konsey, silah ihracatı ve savunma politikalarından sorumlu Federal Güvenlik Konseyi ile kriz anlarında toplanan Güvenlik Kabinesini tek çatı altında birleştirdi.
Merz'in "Rusya'dan ve başka yerlerden gelen tehditler karşısında daha hızlı, daha yaratıcı ve daha kararlı olmalıyız" açıklaması, NSC'nin sadece idari bir düzenleme olmadığını, stratejik bir dönüşümün parçası olduğunu gösteriyor.
Savunma bütçesinde tarihi sıçrama
Almanya'nın net devlet borçlanması 2025'te geçen yılki 33,3 milyar eurodan 81,8 milyar euroya fırladı.
Bu artışın önemli bir kısmı savunma harcamalarına gidiyor.
10 yıllık bir perspektifle, Almanya'nın GDP'sinin yüzde 3,5'ini harcaması durumunda toplam 600 milyar euro ($652 milyar) tutarında bir yatırıma ulaşılabileceği öngörülüyor.
Trump'ın NATO üyelerinden GDP'lerinin en az yüzde 5'ini savunmaya ayırma çağrısı karşısında Almanya'nın bu hamlesi, transatlantik ilişkilerdeki değişen dinamiklere uyum sağlama çabasını yansıtıyor.
Avrupa savunma ekosisteminin yeni mimarisi
Rheinmetall'in Doğu Avrupa yatırımları, sadece üretim kapasitesi artışı değil, Avrupa savunma sanayisinin jeopolitik yeniden yapılanmasını ifade ediyor.
Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev'in "Bulgaristan Avrupa savunma ekosisteminin parçası haline geliyor" açıklaması, bu dönüşümün boyutlarını gözler önüne seriyor.
"Bugün Avrupa ve NATO, savunma sanayi kapasitelerini acilen genişletme ihtiyacıyla karşı karşıya" diyen Bulgar yetkililer, sadece kendi ülkelerinin değil, tüm bölgenin stratejik önceliklerindeki değişimi özetliyorlar.
Almanya'nın çok boyutlu stratejisi
Almanya'nın son hamleleri, tek boyutlu bir militarizasyon değil, çok katmanlı bir stratejiyi yansıtıyor:
- Teknolojik liderlik: Rheinmetall gibi şirketler aracılığıyla Doğu Avrupa'ya teknoloji transferi ve üretim kapasitesi ihracı.
- Demografik çözümler: Yeni askerlik yasasıyla genç nüfusu orduya çekme ve kadın katılımını teşvik etme.
- Kurumsal dönüşüm: Ulusal Güvenlik Konseyi ile karar alma süreçlerini hızlandırma ve merkezileştirme.
- Mali disiplin: Savunma harcamalarını dramatik şekilde artırırken NATO yükümlülüklerini aşma.
- Jeopolitik pozisyonlama: Doğu Avrupa ülkeleriyle savunma ortaklıkları kurarak bölgesel liderliği pekiştirme.
Sessiz devrimin geleceği
Almanya'nın bu sistematik dönüşümü, Avrupa güvenlik mimarisinin temel taşlarını yeniden döşüyor.
NATO'nun savunma harcama hedefinin yüzde 5'e çıkması önerisi karşısında Almanya'nın proaktif yaklaşımı, ülkenin sadece mevcut tehditlere değil, gelecekteki senaryolara da hazırlandığını gösteriyor.
Rheinmetall'in Romanya ve Bulgaristan fabrikaları 2026-2027'de faaliyete geçtiğinde, Avrupa'nın mühimmat üretim kapasitesi yüzde 40'ın üzerinde artacak.
Bu, sadece Ukrayna savaşı için değil, uzun vadeli bir "yeni soğuk savaş" senaryosu için hazırlık anlamına geliyor.
Almanya'nın sessiz ama sistematik savaş hazırlığı, 21'inci yüzyılın güvenlik paradigmalarını yeniden tanımlıyor.
Berlin'in bu hamlelerinin Avrupa savunma birliğinin geleceğini nasıl şekillendireceği, önümüzdeki yılların kritik sorularından biri olacak.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish