Fatsalı Sarıhan sülalesinde politik tercihler

Zeki Sarıhan Independent Türkçe için yazdı

Lütfi Sarıhan ve eşi Sabıka Sarıhan

Türkiye'nin çeşitli yerlerinde Saruhan veya Sarıhan soyadını taşıyan aileler vardır.

Bunlardan biri Ordu iline bağlı Fatsa ilçesinin Beyceli Köyünden yayılmış bulunuyor.

Bu ailenin Sarıhan olan soyadı kimi yazılarda, özellikle 1972'de Kızıldere'de öldürülenler arasında olan Ertan'ın soyadı yanlış olarak Saruhan olarak anılmaktadır.

Sarıhan sülalesine 1934'te bu soy adının verilme nedeni, Sarıkadıoğulları olarak anılmalarındandır.

Sülalenin atalarının babadan oğula kadılık yaptığı inancı hâkimdir.

Kadılık Osmanlı döneminde hâkimlik kurumu idi.

1642 yılında o zaman Fatsa'ya bağlı olan Beyceli'ye komşu Serkiz köyünün de kadılık merkezi olduğunu Osmanlı tarih çalışmalarında belirtilmektedir.

Gökçeli köyü Beyceli'nin yaslandığı tepenin kuzey yüzünde kurulmuş, muhtemelen o tarihte Serkiz'in bir parçasıdır.

Gerek Gökçeli'de kadılık soyundan gelenlerin gerek Beyceli'de Sarıhanların anlattıklarına göre Serkiz kazasının kadıları burada oturuyordu.

Sarıhanların atası sayılan Abdullah Kadı, 1730 doğumludur.

Kadı olan babasıyla bir anlaşmazlık üzerine, kadı'nın küçük bir para karşılığında sahip olduğu o zamanki adı Miri olan Miri olan Beycelii'ye gelip yerleşmiştir.

Abdullah Kadı, 1790'da ölmüştür. Dördüncü kuşaktan Osman Kadı, 1834'te doğmuş, 1908'de ölmüştür.  

Osman Kadı'nın 7 oğlu olmuş, bunların sonuncusu cami hatibi olan (dedem) 1948'de ölmüştür.

Sarıhanlar, 5 mahalleden oluşan Beyceli'nin eskiden "Kadıyanı", şimdi "Sarıhan Mahallesi" denilen mahallede oturmaktadırlar.

Sarıhanlar toplam Beyceli nüfusunun ancak dokuzda birini oluşturmaktadır.

Nüfusun bir kısmı Fatsa'da, bir kısmı da İstanbul'da oturmaktadır.

Bu ailede, erkek çocuklarını okutmak gibi bir gelenek vardı.

Bu eğilimin kadılık geleneğinden geldiği düşünülebilir.

Osman Kadı'nın 7 oğlunun yedisinin de lakabı "Hoca"dır.

Sülalenin en ünlülerinden Abdülhamit Efendi, Fatsa Medresesinde müderrislik yapmış, medreseler kapatıldıktan (1924) sonra derslerine rüştiyede devam etmiştir.

Onun Fatsa'daki bu konumundan ötürü ailelerin erkeklerinden bazılarının, rüştiyede okuduğu bilinmektedir.

Lütfi Sarıhan'ın naklettiğine göre Fatsa'nın ileri gelen ailelerinin temsilcileri bir arada oldukları bir tarihte her ailenin hangi marifetiyle bu gücü kazandıklarını söz konusu yapmışlar.

Kiminin güç kaynağı sahip olduğu toprak, ticaret, kiminin zorbalık olduğu belirtilmiş. Sarıhanlarınki ise "ilim" olduğu teslim edilmiş.


Kurtuluş Savaşı'na destek

1931'de ölen ve köydeki mezar taşı kitabesi "Fatsa müderrisi bu zattır" diye başlayan Abdülhamit Hoca (Köyde kısaca "Hamit Efendi" diye anılır) Kurtuluş Savaşı yıllarında Fatsa medresesinde görevlidir.

Torunlarının naklettiğine göre Atatürk Samsun'a çıktıktan ve İstanbul'la arayı açtıktan sonra Fatsa ileri gelenleri hangi tarafı tutmaları gerektiği konusunu Hamit Efendi'ye sormuşlar.

Mustafa Kemal tarafının tutulması gerektiğini söylemiş.

Savaş yıllarında Rusya'dan gönderilen savaş araçları Yunan gemilerinin bastırılmasından çekinildiği için bazen yükünü en yakın iskeleye boşaltır, tehlike geçince yeniden motorlara yüklenerek Samsun-İnebolu yönüne gönderilirdi.

Hamit Efendi'nin bu yükleme-boşaltma işlerinde öğrencilerini seferber ettiği anlatılır.

Gene torunlarının anlattıklarına göre, savaştan sonra Mustafa Kemal Paşa imzasıyla Hamit Efendi'ye bir teşekkür mektubu ve bir bayrak gönderilmiş. Ancak bugüne ulaşamamıştır.


Tek parti döneminde CHP'li

Sarıhan sülalesinin en hatırlı ve tanınmış şahsiyeti olan Hamit Hoca, Fatsalı diğer aileler gibi cumhuriyet rejimine uyum göstermiştir.

Köydeki kalabalık ailesi de hükümetin köydeki temsilcileri gibidir.

Kızı Sabıka, Fatsa'da başını ilk açan kadınlardandır.

Ordu İl Genel Meclisinde Fatsa'dan seçilenler arasındadır.  

1928'de kabul edilen yeni harflerle okuma yazma öğreten Millet Mektebi hocası olarak köy camiinde kadınlara kurs vermiştir.

Sarıhanlar, Beyceli'nin ekonomik, kültürel ve sosyal hayatında belirleyici bir rol almışlardır.

Köyde en çok toprağı bulunanlar (son zamanlarda miras yoluyla bölünmelere kadar) bu aileden kişilerdi.

Köyde ilk ticarethaneyi 1930 başlarında olacak onlar (Hamit Efendi'nin oğulları) açmıştır.

Halen de köyde bulunan iki bakkal-tüccar Sarıhanlardandır.

Bilinen tarihlerden beri köy muhtarları 1973'e kadar bu aileden seçilebilirdi.

1954'te açılan ilkokul Sarıhan Mahallesinde açılmıştı.

Böylece ilkokulda okuma imkânı Sarıhanların tekelinden çıkarken, ilkokulu bitiren ilk kızlar da Sarıhanlardandı.

Sülalede en çok seçilen meslek öğretmenliktir.


Sarıhanlar Fatsa'ya kol atıyor

Bu aileden iki kişi, muhtemelen Hamit Hoca'nın da teşvik ve yardımlarıyla Fatsa Rüştiyesini bitirmişler ve adliyede zabıt kâtibi olarak görev almışlar, daha sonra da dava vekili olmaya hak kazanmışlardır.

Bunlardan Lütfi Sarıhan CHP ilçe bakanı olmuş ve uzun yıllar bu görevde kalmıştır.

Ona tek parti dönemi anlayışının, belki de İsmet İnönü'nün "Millî Şef" unvanından ötürü "Şef" diyorlardı.

Partisi iktidarda olmadığı dönemlerde de Lütfi Sarıhan'ın Fatsa bürokrasisi üzerinde önemli bir hatırı olduğu biliniyor.

Fatsa eşrafı arasına giren Sarıhan ikinci Lütfi Sarıhan'ın amca oğlu Ömer Sarıhan'dır.

Fakat o, Lütfi Sarıhan'dan farklı ve rakip olarak Demokrat Parti ilçe başkanıdır.

Bir gazete de çıkarmıştır. Böylece Beyceli köyündeki Sarıhanlar iki partiye ayrılmıştır.

Bunda en önemli etken belirli bir dünya görüşü değil, sülale içinde yakınlıktır.

Beyceli köyü halkı da çok partili dönemde ikiye ayrılmış ve çoğunluk her zaman Demokrat Parti ve onun devamı olan partiler çoğunluk kazanmışlardır.

Ömer Sarıhan da modern yaşam biçimine bağlıdır.

Lütfi Efendi, lakabına da yansıdığı gibi aristokrat bir tabiatına karşılık Ömer Efendi halka daha yakın dururdu.

Muhtemelen bütün ülkede iki parti arasında da bu fark vardır.

(Ömer Efendi, halamla evliydi. Dolayısıyla babamlar Ömer Efendi'nin partisini yani Demokrat Partiyi tutarlardı.)

Sarıhanlar, Fatsa'da Belediye Başkanı çıkaramamışlar, ancak Belediye Başkan yardımcılıkları yapmışlardır.

Ömer Sarıhan'ın oğlu ressam Ünal Sarıhan Milliyetçi Demokrasi Parti'den milletvekilliğine adaylığını koymuşsa da kazanamamıştır.

Sarıhan bir milletvekili (Şenal Sarıhan) olmuşsa da bu ailenin Sivrihisarlı gelinidir.


Sosyalizm gündeme geliyor

27 Mayıs 1960 sonrasında Türkiye'nin siyasi hayatında yeni bir dönem başladı.

Konumuz açısından bunun en önemli sonucu sosyalizmin aydınlardan başlayarak hızla kabul görmeye başlamasıdır.

Bu gelişme Sarıhan ailesinde de yeni bir dönem başlatmış ve kalıcı izler bırakmıştır.

Fatsa'ya sosyalist düşünce iki koldan gelmiştir.

Bunlardan biri İstanbul Üniversitesi'nde okuyan eşraf çocukları 1963'te Fatsa'da "Fatsa Fikir Kulübü" adıyla örgütlenmişlerdir.

Hukuk Fakültesi'nde okuyan Lütfi Sarıhan'ın oğlu Ertan Sarıhan, bu derneğin kurucularından veya ilk üyelerindendir.

İkinci Kol, Samsun Lâdik Akpınar İlköğretmen Okulu'nda okumakta olan öğrenciler tarafından Beyceli köyüne getirilmiş ve aynı yıl Beyceli Kalkındırma Derneği, Okuma Odası gibi faaliyetlerle ortaya çıkmıştır.

Bu iki akım da henüz kültürel çalışmalar aşamasındadır.

Dönemin toplumcu oyunlarını sergilemekte, Beyceli'de Okuma Odası açılmakta, duvar gazetesi çıkarılmaktadır.

Bu iki kol, 1965'te buluşarak Fatsa'da İleri Köy adlı bir gazete çıkarmayı planlamışlardır.

Ocak 1966'da yayımlanmaya başlayan gazetenin sahibi Fatsa Fikir Kulübü adına Ertan Sarıhan, sorumlu müdürü ise Yassılaş Köyü öğretmeni Zeki Sarıhan'dır.

Köycülük çalışmaları giderek sınıf mücadelesine bürünmüştür.

1967'de Beyceli Köylülerinin Ordu'ya kadar yol için yaptıkları iki günlük yürüyüş, aynı yılın güzünde Fatsa'da düzenlenen Yoksulluk Yürüyüşü sırasında köylü önderlerle sosyalistleri bir araya getiren örgüt Fatsa Köycülük Derneği'dir.

Bu gelişmeler sonunda halk üzerinde Halk Parti-Demokrat Parti (ve ardılları) tekeli kırılarak üçüncü bir siyasi akım, sosyalizm ortaya çıktı.

Nitekim Beyceli köyünde Türkiye İşçi Partisi üçüncü parti oldu. Fatsa'da da sosyalist düşünce kendine yeni taraftarlar buldu.

Türkiye İşçi Partisi hızla gelişti.


Sonrası

1960'larda Sarıhan ailesi genç sosyalistleriyle anılır oldu.

Zeki Sarıhan, 1967'de Fatsa'dan sürüldü.

Ertan Sarıhan lise fark derslerini vererek girdiği öğretmenlik mesleğini bırakmak zorunda kaldı.

Profesyonel devrimciliği tercih etti ve Kızıldere'de 1972'de katledildi.

Sarıhan soyadını taşıyan öğretmenler, sosyalist öğretmenlerle birlikte bölgeden Güneydoğu'ya sürüldü.

Sarıhan soyadı, hükümet yanında lanetli hâle geldi.


Sonuç olarak Fatsalı Sarıhan ailesi, ileri gelenlerinin İlmiyeye mensup olmalarının verdiği sorumlulukla Kurtuluş Savaşı'ndan yana bir tutum almış, tek parti döneminde devletin modernleşme programına karşı çıkmayarak onunla uzlaşmış, böylece köydeki hâkimiyetini perçinlemiş, topraklarını genişletmiş, ticareti elinde tutmuş ve köyü yönetmiştir. 1950den sonra ise amcaoğullarından birinin CHP, diğerinin Demokrat Parti ilçe başkanlıklarını yapmaları nedeniyle aile Halk Partisi ve Demokrat Parti olarak ikiye bölünmüş, 1960'lı yıllardan sonra ise aile sosyalist ideoloji ile anılır olmuştur.

Türkiye'de böyle birçok aile olmalıdır.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU