Baba, oğul ve rencide ruh

Dr. Ayça Ferda Kansu Independent Türkçe için yazdı

İllüstrasyon: The Politics

Rutte her ne kadar "Öyle demek istemedim" dese de, birileri bu cümleleri "anonim bir otorite figüründen bahsediyordu, bunu alıp 'Ben babayım, benden hoşlanıyor beni seviyorlar' şeklinde servis eden bizzat Trump'ın kendisidir" diyerek Rutte'yi savunsa da aslında NATO genel sekreteri bilinçdışı bir yerden evet, Trump'a tam olarak "Baba" dedi. 

Psikodinamik bir bakış açısıyla ele aldığımızda belki de altında yatan bir "Father Issue"yu itiraf etti.

Zira İran ile İsrail'i anaokulunda kapışan iki küçük çocuğa benzeten Trump'a; "baba(cık)/(daddy) da gelir çocukları teskin eder" derken baba sözcüğünü seçmek yerine; otorite, öğretmen benzeri başka sözcükleri de seçebilirdi.

Öyle olmadı, dili sürçtü ve tam da şecaatin arz edip "baba" dedi.

Hoş, öğretmen dese de aynı kapıya çıkacaktı, ama seçilmiş sözcüğün "daddy" olması bambaşka bir his ve algı yarattı. 

Üstelik Freud'un dil sürçmelerini, kişisel analizin bir parçası olarak ele almasını; sağlıklı, yerinde ve haklı bulan, Freudiyen bakış açısını kutsayan bir coğrafyanın bir bireyi olarak yaptı bunu.
 

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Donald Trump'ı "bir anlaşmazlığı çözen",  "baba"ya (daddy) benzetti / Fotoğraf: Ludovic Marin-Reuters
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Donald Trump'ı "bir anlaşmazlığı çözen""baba"ya (daddy) benzetti / Fotoğraf: Ludovic Marin-Reuters

 

Peki nedir "Father Issue"; ne anlama gelir?

Türkçeye genellikle "baba sorunu" ya da "baba ile ilgili meseleler" olarak çevrilir ve psikolojide bir kişinin babasıyla olan ilişkisinin, özellikle çocuklukta yaşanan sorunların, bireyin duygusal, davranışsal ve ilişkisel yaşamını olumsuz etkilemesi anlamına gelir.

Bu terim tıbbi ya da akademik bir tanı değildir, ancak popüler psikoloji ve terapötik konuşmalarda sıkça kullanılır.

Genellikle şu durumları içerir:

  1. Duygusal eksiklik
  2. Otoriteyle sorun yaşama
  3. İlişkisel etkiler
  4. Kendilik değeri ve kimlik
  5. Tekrarlayan davranış kalıpları

Kişi çocuklukta yaşadığı olumsuz baba ilişkisini, farkında olmadan hayatında tekrar eden ilişkilerde yeniden yaşar.

Bu "yeniden sahneleme" (reenactment) olarak bilinir.

Ve, babanın terk etmesi, erken ölümü, duygusal olarak ulaşılmaz olması gibi durumlar yaşayan kişilerde (hem kadın hem de erkeklerde) daha sık görülür. 


Avrupa: Rencide bir ruh mu? 

Kanımca özellikle Trump döneminde Avrupa'nın Amerika'yla ilişkisini, hem psikopolitik hem tarihsel açıdan rencide edilmiş bir oğlan çocuğu metaforuyla açıklamak mümkündür. 


▪️  Avrupa'nın Amerika ile ilişkisi: Tarihsel arka plan

  • II. Dünya Savaşı sonrası ABD, Avrupa'nın yeniden inşasında (özellikle Marshall Planı ile) "koruyucu baba figürü" gibi davrandı.
  • NATO'nun kurulmasıyla birlikte Avrupa, ABD'nin askeri koruması altında gelişti.
  • ABD küresel lider, Avrupa ise "medeniyetin beşiği ama yaşlanmış" gibi konumlandı.
  • Bu ilişkide Amerika çoğu zaman güçlü, karar veren baba; Avrupa ise daha kültürel, entelektüel ama korunmaya muhtaç çocuk rolündeydi.

▪️ Trump döneminde ne oldu?

1. Reddedilme ve aşağılama:

Trump açıkça:

  • "Avrupa NATO'ya yeterince katkı yapmıyor, sırtımızda bir yük" dedi,
  • Almanya'yı "Rusya'ya enerji bağımlı" olmakla suçladı,
  • Macron'un "Beyin ölümü gerçekleşti" dediği NATO'yu küçümsedi.
  • Bu çıkışlar Avrupa'yı kamu önünde küçük düşürülmüş bir çocuk gibi hissettirdi.

2. Onay eksikliği ve güvensizlik:

  • Geleneksel "Batı ittifakı"na güvenilmez bir baba figürü gelmişti.
  • Trump'ın Putin ve Erdoğan gibi liderlerle yakınlığı, Avrupa'da "Bizimle gurur duymuyor, bizi terk ediyor" hissi yarattı.

3. Kendini ispat etme çabası:

  • Avrupa, kendi savunma stratejilerini kurmaya çalıştı (örneğin Macron'un "Avrupa Ordusu" önerisi).
  • Ancak yine de tam bağımsız hareket edemedi. 

Bu, sizce de babasının gölgesinden çıkmaya çalışan ama hâlâ ona bağlı oğlan çocuğu psikolojisine benzemiyor mu?

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Zeki ama duygusal olarak ezilmiş, babasından onay bekleyen ama aynı zamanda ondan utanmaya başlamış bir oğlan çocuğu gibi.

Trump'a gelirsek;

O da adeta narsistik empatisiz, rekabetçi ve sürekli "başarıyı" vurgulayan bir baba modeli gibiydi.

Pek değişeceğe de benzemiyor doğrusu…


Sonuç:

Trump dönemi, Avrupa'nın:

  • Amerika'ya olan duygusal bağımlılığını sorgulamasına,
  • Kendi başına hareket etme arzusunun artmasına,
  • Ama yine de tam anlamıyla kopamamasına neden oldu.

Yani evet — Avrupa'nın Trump döneminde Amerika tarafından rencide edilmiş bir oğlan çocuğu gibi hissettiğini söylemek, psikopolitik olarak bana anlamlı geliyor.

Rutte de bunu ama dili sürçerek ama iltfat etmek isteyerek ama bilinçli ama bilinçdışı bir yerden ilan etmiştir. 

Biz Demirel'den beri "baba" figürüne aşinayızdır, Amerika'ya da hayırlı olsundur.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU