Siyonazist kişlilik bozukluğu ve İsrail

Dr. Ayça Ferda Kansu Independent Türkçe için yazdı

İllüstrasyon: Al Majalla / Düzenleme: Independent Türkçe

Bugüne kadar İsrail için hukuken, siyaseten pek çok şey söylenmiş çeşitli tanılar konulmuştur; kimine göre devlettir, kimine göre Ortadoğu'da bir Batı karargâhı, kimine göre terör örgütü, kimine göre basit bir maşa…

Kanımca ise İsrail, politik psikoloji perspektifinden esas teşhisini 7 Ekim 2023'te net olarak almış ve siyonazist kişilik bozukluğuna sahip olduğunu ilan etmiştir.

Ve bu teşhis bugün artık, "ama rejim, ama devlet, ama nükleer; bahane olsun da bana fark etmez" diyerek, İran'a yaptığı saldırılarla da tüm dünya tarafından tescillemiştir. Tescillenmiş olmalıdır.


Peki, nedir siyonazist kişilik bozukluğu?

Hukukta anayasa ne ise, ruh sağlığında da DSM (Diagnostic and Statistical Manuel of Mental Dissorders) odur.

Bir hukukçunun yasa için başvuru kitabı ülkesinin anayasasıyken, bizde de teşhis ve tanı kriterleri için başvuru kaynağı/anayasamız bu DSM'dir.

Bunun daha geniş bir versiyonu olan ICD (International Statistical Classification of Diseases and Related Health Problems) ise tüm hastalıkları kapsayan küresel bir standarttır.

Sadece ruhsal bozuklukları kapsayan ve yaygın olarak ABD' kullanılan sınıflama sistemine DSM denir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Buralarda ruh sağlığı alanında bir insana bir mental teşhis koyabilmeniz için net olarak "şu şu şu kriterler şu kadar süreyle mevcuttur" gibi tanı kriterlerinin sınırları çizilmiştir.

Ve elbette siyonazist kişilik bozukluğu gibi bir tanımlama, Avrupa ya da Amerika menşeli bir referansla bulunabilir bir şey değildir.

Boşuna aramayın; bu yeni bir tanıdır ve şimdi ve burada önerilecekse biz önermeliyizdir.


Evet, siyonazizm tanı kitaplarına girmelidir

Antisosyal Kişilik Bozukluğu (ASBP) kişinin başkalarının haklarını sürekli olarak ihlal etmesiyle karakterize edilen bir kişilik bozukluğu türüdür.

Empati eksikliği, rahatça yalan söyleme, kuralları çiğneme ve bunlardan asla pişmanlık duymama, saldırganlık ve sorumsuzluk gibi belirtiler gösterir.

Bu bozukluk genellikle ergenlik yıllarında davranış bozukluğu olarak başlar ve 18 yaşından sonra kişiye antisosyal kişilik bozukluğu tanısı konulur.

Halk arasındaki adı "psikopat"tır veya bazen yanlış biçimde "sosyopat" olarak da adlandırılır.

Bunlar psikiyatrik tanımlardan ziyade, daha çok popüler kültürde kullanılan etiketlerdir.

  • Psikopat: Daha soğukkanlı, planlı, empati yoksunu ama dışarıdan çok normal görünen bireyler için kullanılır.
     
  • Sosyopat: Daha dürtüsel, saldırgan ve toplum kurallarına daha açık şekilde karşı gelen bireyler için kullanılır.

Bu iki terim bilimsel olarak antisosyal kişilik bozukluğunun alt tipleri olarak tartışılsa da, resmi tanı sistemlerinde (DSM-5 gibi) "antisosyal kişilik bozukluğu" adı kullanılır.


Ve bilin bakalım işin genetik boyutu nasıldır? 

Tam da tahmin ettiğiniz gibi, evet, antisosyal kişilik bozukluğu, hem genetik olarak babadan oğula geçebilir hem de zorbalık gibi davranışlar yoluyla öğrenilmiş şekilde kuşaktan kuşağa aktarılabilir.

Zorbadan-kurbana sonra kurbanın zorbaya dönüşmesi yoluyla -ki buna psikolojide Karpman drama üçgeni denir- nesiller boyu devam edebilir.

Yani, siz soykırım gibi bir zorbalığa uğramış bir kurbansanız, bunun, hem genetik hem öğrenilmiş bileşenleriyle yarının zorbası olmanızı doğurması hiç şaşırtıcı bir sonuç değildir.

14 Mayıs 1948'de kuruluşu ilan edilmiş olan İsrail Devleti; devletler tarihi açısından ergenlik yılları sayılabilecek yıllarda derhal büyük saldırılarına başlamış; örneğin, 1956 Süveyş Krizi, 1967 Altı Gün Savaşı, 1982 Lübnan Savaşı gibi savaşlarla davranış bozukluklarını sergilemiştir…

Hatta kurulduğu günün ertesi 15 Mayıs 1948 günü bile, İsrail'in ilk askeri çatışması olarak tarihe geçmiştir.

Demem o ki, devletin ergenlik yıllarında davranım bozukluğu olarak niteleyebileceğimiz bu psikopatik tavrın, bugün artık İsrail'in 2023'ten beri süregelen Gazze soykırımı ile tam teşhisli bir siyonazist kişilik bozukluğu olarak adlandırılmasının önünde hiçbir engel yoktur.

Zira ergenlik tamamlanmış İsrail artık göz göre göre, bile isteye tüm çevresine dehşet saçmaya bu hakkı kendinde bulmaya ve hatta kendisine "dur" demek üzere ses yükseltenleri bile akıldışı biçimde cezalandırmaya başlamıştır.

Başta masum halkına ve sonra tüm dünyaya hepimize geçmiş olsundur.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU