Afrika'da Roma sömürgeciliği

Umut Ataseven Independent Türkçe için yazdı

Akdeniz'in efendisi olduktan sonra Roma, daha uzaklara, eski Afrika ve Hindistan'ın kullanılmayan pazarlarına açıldı.  

Doğu ile bu kazançlı uzun mesafeli ticaret, benzeri görülmemiş bir barış ve refah dönemi olan Pax Romana tarafından kolaylaştırıldı.

Her yıl, Akdeniz mallarıyla yüklü yüzlerce gemi, uzak limanlara yelken açarak egzotik malları geri getirirdi.

Özellikle Doğu Afrika kıyıları, birçok Romalı tüccar için cazip bir destinasyondu.
 

 

Antik Afrika ile ticaret, Roma'ya çeşitli değerli egzotik mallar verdi: fildişi, mür, tütsü, kaplumbağa kabukları ve köleler.

Sonuç olarak, Roma ile Afrika arasındaki deniz ticareti yüzyıllarca sürecek ve ekonomik, kültürel ve diplomatik ilişkileri kolaylaştıracaktı.

Bununla birlikte, Roma İmparatorluğu'nun ekonomisinin zayıflaması ve ardından 7'nci yüzyılın ortalarında Arap fetihleri, Mısır'ın kaybedilmesiyle sonuçlandı ve Doğu Afrika ile Roma ticaretini sona erdirdi.
 

 

Eski Afrika, Roma yönetiminden çok önce Akdeniz krallıkları ile ticaret yapıyordu.

Milattan önce 3'üncü binyılda, eski Mısır firavunları, dini ritüeller ve mumyalama için gerekli olan değerli tütsünün kaynağını keşfederek Kızıldeniz'in kenarındaki topraklara deniz seferleri düzenlediler.

Ticari deniz yolları, Mısırlıların Nubia'daki güney komşularını atlamasına ve Afrika krallıklarıyla doğrudan ilgilenmesine izin verdi.

Afrika ticaret yolunun önemi, Mısır Kızıldeniz kıyısındaki limanların inşasıyla güçlendirildi, böylece ticaret filoları için gereken barınak ve lojistiği güvence altına aldı.

Kraliçe Hatşepsut tarafından gönderilen böyle bir filo, uzak ve efsanevi Punt ülkesine (bugünkü Somali) ulaştı. Sefer, Mısır'a altın, fildişi, mür ve buhur tedarik ederek büyük bir başarıydı.
 

 

Hem Persler hem de Ptolemaios kralları bu Afrika ticaret yollarını sürdürdüler.

Ptolemiler mevcut limanlarını güçlendirdi ve güçlendirdi ve birkaç yenisini inşa etti.

Kızıldeniz limanları, ticari rollerinin yanı sıra, Helenistik imparatorluğun kilit bir askeri birimi olan Afrika orman filleri için bir geçiş istasyonu görevi gördü.

İki Ptolemaios limanı, Berenice Troglodytica (veya Berenike) ve Myos Hormos, daha sonra Roma İmparatorluğu'nun Hint Okyanusu ticaretini kolaylaştırmada, Afrika ve Hindistan'a yönelik ticaret filoları için gereken altyapıyı ve güvenli limanları sağlamada kilit bir rol oynayacaktı.

Bununla birlikte, Ptolemaik hükümdarlar tüm deniz ticareti üzerinde sıkı bir tekel tuttular, katı düzenlemeler getirdiler ve yapay olarak düşük fiyatlarla mal satın alma hakkını saklı tuttular.

Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, bu uzun mesafeli ticari girişimlerin kapsamını sınırladı.

Romalıların gelişi durumu değiştirdi. Octavianus'un (yakında ilk Roma imparatoru Augustus olacak) milattan önce 30'da Ptolemaios Mısır'ı ilhak etmesinden sonra, bu zengin Akdeniz bölgesi onun kişisel mülkü oldu.

Romalılar ayrıca eski ticari deniz yollarını da miras aldılar. Eski Ptolemaios ticaret kısıtlamaları iptal edildi ve bu da Afrika ve Hindistan'a geçişlere olan ilginin yeniden artmasına neden oldu.
 


Augustus, uzun mesafeli deniz ticaretine kişisel olarak ilgi duyuyordu.

Roma lejyonları çölde yeni yollar inşa ederek karavanlarla kara trafiğini kolaylaştırdı ve tüccarları Doğuya doğru yelken açmaya teşvik etti.

Eski Afrika limanlarına kaç gemi gittiğini bilmiyoruz. Bununla birlikte, Strabon'un Hindistan'a yılda 120'den fazla geminin seyahat ettiği ifadesini göz önünde bulundurarak, Afrika ticaretiyle uğraşan gemi sayısının çok daha yüksek olduğunu varsayabiliriz (muhtemelen milattan sonra 1 ve 2'nci yüzyılda yılda birkaç yüz ticaret gemisi).

Ne de olsa, malların deniz yoluyla taşınması kara taşımacılığından çok daha ucuz, daha hızlı ve daha güvenliydi.

Doğu Afrika ile Roma ticareti için birincil kaynağımız, milattan sonra 50'de yazılmış olan Erythraean Denizi'nin Periplusudur.

Bu eski navigasyon kılavuzu, Kızıldeniz kıyı şeridi boyunca ve ötesindeki yolculuğu detaylandırıyor.

Bir seyahat güzergahı içerir, ana limanların ve demirlemelerin bir listesi, aralarındaki mesafeler ve potansiyel ticaret fırsatlarını içinde barındırır. 

Afrika'ya yolculuk, Akdeniz kıyısındaki büyük bir ticaret merkezi ve imparatorluğun en önemli ikinci şehri olan İskenderiye'de başlayacaktı.

3 hafta sonra, çöl yollarıyla karadan seyahat ettikten veya Nil Kanalı'ndan yelken açtıktan sonra, mallar Berenike ve Myos Hormos'un Kızıldeniz limanlarına ulaşacaktı.

Son olarak, idari görevleri yerine getirip kargoyu yükledikten sonra, gemiler Afrika ve Hindistan'a uzun yolculuklarında yola çıkacaklardı.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU