Büyük değişimin yeni durağının adı duygu çağı!
İnsanların duyguları işe yarayacak, diğer bütün işleri zaten makineler yapacak.
Peki, politika ne olacak?
Hatta işte örnek, ABD Başkanı Donald Trump!
Ne düşünüyoruz?
Kültür
Tarihsel süreci göz önüne alarak yazılmış çeşitli toplulukların kültürüne dair pek çok eser bulabilirsiniz.
Hatta bunlardan bazıları medeniyet tariflerine karşılık gelir.
Bütün bunlarla birlikte hatırlamakta yarar olan bir nokta var, bu gezegende insanın kendisi en özel olan varlık.
Bu nedenle insanlık kültürüne dair olup biteni tarif etmek ve bununla ilgili eserlere daha yakından bakmak gerekiyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Hatırlayın eski dönemleri, mesafeler bir hayli fazlayken, yeni bir toplulukla karşılaşmak ve onların kültürleri hakkında bilgi sahibi olmak ciddi bir meseleydi.
Şimdi mesafeler neredeyse ortadan kalktı. Ulaşımdan çok erişimin hızına yetişilemiyor.
Kültür kavramı bile çok başka bir hal aldı.
Korunan kültür mü? Yaşanan kültür mü?
Daha ileri teknolojiler ile sosyal düzenlere ulaşmış olan toplulukların vizyonundaki kültür mü?
Hangisi?
Teknoloji
Birkaç yıl sonra kuantum bilgisayarları raflarda görecek ve satın almak mümkün olacak.
Birkaç yıl sonra yapay zekâ (AI) ile yapılabilenler insanı başka bir sosyal sınıfa koyacak.
Teknolojide ileri giden toplulukların elindeki ileri yaşam kalıpları diğerlerini domine edecek.
İmkânı olan hemen herkes, elinde teknolojiyle dolu araçları tutanlar gibi olmaya doğru koşacak.
Mesele örneklenen insan veya topluluk düşünün, duygularını çok iyi ortaya koyabiliyor olanların diğerinden daha fazla önemsendiğini göreceğiz.
Neden duygular?
Gerisini makineler yapabilecek de ondan.
Makineler ve insanlar konuşup yenilikleri, değerleri ve ihtiyaç duyulan araçları yaratabilecek, somutlaştırabilecek, ulaşılır kılabilecek.
İşte bunun için bilgiden çok duygu önemsenecek.
Bilgi artık AI için yaratılan bir şey olacağından duygulara olan ihtiyaçtan söz edilecek.
İşte bunun için insanlık kültürü daha farklı bir konum içerisinde tarif edilecek.
Bu konumlanmaya, bugünün kalıplarıyla, şu millet, bu millet, şu topluluk, bu topluluk, gibi bakmak yerine yeniliğe nüfuz etmiş, ulaşmış olanlar ile diğerleri olarak söz konusu olacak.
Birkaç yıl sonra başlayacak bu değişim…
Dördüncü Sanayi Devrimi
Öteden beri dile getirdiğim konular oldu; Politik Uyanış’ta 2070’leri tarif etmeye çalıştım. 1
Her fırsatta Yeni Ortaçağcılık (Neo-Medievalism) fikrini örneklemeye çalıştım…
İtiraf edeyim değişimin bu denli kısa sürede gelebileceği konusunda hata yapmışım.
AI ile kat edilen yol tahminlerimden çok hızlı gelişti.
AI sistemlerinin kendi aralarındaki ekosistemi hayal etmekte eksiğim oldu.
Şimdi var olan AI ekosistemi yaratabiliyor, insanlar bunlara kendi hayallerini ve taleplerini ifade ederek işlerini kolaylayabiliyorlar.
Müthiş bir devrim oluyor. Sürekli sözünü ettiğim Dördüncü Sanayi Devrimi her şeyi değiştiriyor, bildiklerimizin ve hayallerimizin çok hızlı bir biçimde ilerisine taşınıyoruz.
Taşındığımız yerdeyiz, kültürümüz oralarda bir yerlerde, insanlık olarak…
Politika
Ben daha çok strateji ve dış politik konularında çalışıyorum.
Bu alandaki düşüncelerimi oluştururken, bilimsel ve endüstriyel devrimlerin insanlık kültüründe yarattığı değişimi görmeden bir adım bile atılamayacağını dikkate alıyorum.
Mesela Amerika Birleşik Devletleri’ni inceleyen çoğu kişi öyle ifadelerde bulunuyorlar ki, ben onların fikirleri içindeki yargılarda, ifade ettiğim manadaki bilimsel ve endüstriyel devrimlerin etkisini ve bunun yarattığı politik ortamı tam göremiyorum.
Mesela Başkan Donald Trump’ın kendini kral, papa, barış elçisi gibi gösterdiği içeriklerin aslında çeşitli uzmanlarca Yeni Ortaçağcılık ile birlikte değerlendirilmediğini anlıyorum.
Oysa hepsi birbiriyle ilişkili! Politik atmosferi tarif ederken bile eksik düşünülüyor.
Uluslararası ilişkiler çalışanları çoğu kere siyasi tarihe metinlere, beyanatlara, ileri sürülen iddialara bakıyorlar.
Halbuki dünyada sürekli yeni bir düzen kuruluyor ve yeni bir tarih yazılıyor; insanlık tarihi, kültürü, medeniyeti…
Böyle bakıldığında sınırlar kalkıyor, farkında mısınız?
Çoğu iddia da beyhude çaba olarak karşımızda bir engele dönüşüyor.
Erişimin hızı, bilgiyle çalışan robotların ekosistemi, insanların duygularının öne çıktığı bir dünya oluşuyor.
Bu daha başka bir dünya algısı ve kültürü oluyor.
Ortaya, sosyo-politik ve sosyo-ekonomik değişimin bütün bu yeni algı ve kültürle birlikte değerlendirilmesi gerektiği çıkıyor.
Medyanın algı yönetiminin etkisini görebiliyor musunuz?
Makineler insanların eğilimlerini ölçüyor.
Bunlar seçimlerde verilecek oyların yönünde birer parametre olarak kullanılıyor.
Veri dünyasına hükmedenlerin işleri çok kolay oluyor…
Örneklemeye devam ediyorum; onun için bugün insanlar Trump’ın kullandığı kelimelere bakmıyorlar, çünkü orada çok önemli bir şey yok.
Bilinçlice oluşturulan atmosferin içinde kalan çeşitli topluluklar (veya milletler) önceden tarif edilen tepkileri veriyorlar.
Bu bir eğlence, yapay bir düzen gibi gelmeye başlasa da insanlar seyrediyor, ekrandaki filme bakar gibi…
Adaptasyon
Değişime adapta olanlar ve olamayanlar!
Şimdiki konumuz bu olsa gerekir.
Yeni dünya, kültür, medeniyet düşüncemizde kimler adapte olacak, kimler direnecek (resistance)?
İlericiler veya gericiler kimler?
Bu gibi soruların cevabı yeniliğe erişebilenler ile erişemeyenler, adapte olanlar ile olamayanlar şeklinde tarif edilecek.
Bütün permütasyonlar sosyal ve siyasal eksendekileri çeşitlendirecek.
İşte kültürel dizilim!
Duygu çağının makine ve değer üretimi konforuna veya bilincine dair ileri toplumları şekillendirmesi konusu bizleri neye adapte olabileceğimiz noktasında tekrar muhakeme yapmaya zorluyor.
Karar sizlerin.
1. Gürsel Tokmakoğlu, Politik Uyanış, Stratejik Güç Birikimi ve Akılcılık Üzerine, Destek Yayınları, 2024, İstanbul
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish