Netanyahu da muhalefet de Türk askerini Gazze'de istemiyor

Gürbüz Evren Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Geçen 13 Ekim'de Mısır'ın Şarm el Şeyh adlı turizm beldesinde, Amerikan Başkanı Donald Trump'ın "açılış şovunun' ardından imzalanan Gazze Barış Anlaşması'nın büyük soru işaretleriyle dolu olduğunu söyleyenlerdenim. 

Başında Netanyahu gibi bir caninin olduğu İsrail'in bu anlaşmaya uymayacağını, ateşkesi her fırsatta ve yaratacağı her bahanede ihlal edeceğini, katıldığım televizyon programlarında ve yazılarımda söyledim.

Nitekim beklenen oldu ve İsrail ordusu Gazze Şeridindeki Refah kentine operasyon düzenledi. 

Ayrıca en az 34 kez ürettiği bahanelerle ateşkesi ihlal ederek, Filistinli sivillere saldırdı ve birçoğunu da öldürdü.

Hatta muhalefete göre Netanyahu, Refah operasyonu kısa tutulmamalı, daha uzun ve geniş kapsamlı yapmalıydı.

Her ne kadar İsrail Gazze'de ateşkesin yeniden sağlandığını duyursa da yine de burada durmayacak ve dozunu artırarak saldırılarını sürdürecek.

Çünkü Netanyahu, Şarm el Şeyh'de imzalanan anlaşmadan bu yana İsrail kamuoyunda, medyasında ve siyasetinde kendisine yönelik olarak yükselen eleştirileri dindirmek, zaman kazanmak zorunda.

Netanyahu'ya yönelik dozu giderek yükselen eleştirileri sıralarsak:

  1. Anlaşmanın zamanlaması üzerinden yoğun eleştiriler var. Bunları özetlemek gerekirse "Madem bu şartları kabul edecektin, aynı anlaşma 1 yıl önce önerildiğinde neden hayır dedin? Senin hatan yüzünden geçen 1 yılda birçok rehineyi kaybettik."
  2. İzlediğin hatalı politikalar nedeniyle Türkiye, Gazze'ye sızdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şarm el Şeyh'de ön plana çıktı ve anlaşmaya imza atan ülkeler arasına katıldı. Bu Netanyahu ve İsrail'in, Erdoğan ve Türkiye'ye yenilmesidir. Bu anlaşma uygulanırsa Türk askeri 1917 terk ettiği Gazze'ye diğer ülkelerle birlikte senin yüzünden geri dönecek ve Filistinlilere büyük bir moral verecektir. Türkiye'ye ne Gazze'de ne Filistin konusunda ne de bölgemizde aktör olma şansı verilmemelidir.
     
  3. İsrail Başbakanı olarak krizi yönetemedin, yanlış bir strateji izledin. İşte bu yüzden, 2013 yılından bu yana çok bozuk olan Türkiye-Mısır ilişkileri düzeldi. Birbirlerine düşman olan El Sisi ile Erdoğan, Gazze Savaşı nedeniyle barıştılar. Ortak askeri tatbikat yapacak noktaya geldiler. Erdoğan şimdi Mısır üzerinden Gazze'ye yardım gönderiyor, müdahale ediyor. Oysa 2 ülkenin ilişkilerinin bozuk olması İsrail'e büyük avantajlar sağlıyordu.
     
  4. Artık Gazze Savaşı bittiğine göre, hakkında açılan davalarda mahkemeye çıkabilir, hesap verebilirsin. Duruşmalarını erteleterek yargıdan kaçamazsın.

Netanyahu için sorun sadece eleştirilerden ibaret değil.

Önümüzdeki 2026 yılında yapılacak genel seçimler öncesi Netanyahu'nun başkanı olduğu Likud Partisi'nin durumu iyi görünmüyor.

Kamuoyu araştırmaları Netanyahu'nun başbakan olamayacağını gösteriyor.

Son anket, 120 sandalyeli Meclis Knesset'de, Netanyahu'nun partisi Likud'un sadece 27 sandalye kazanacağını ortaya koydu.

Likud'un ortaklık yaptığı mevcut koalisyon partileriyle birlikte ulaşabildikleri sandalye sayısı ise 57'de kalıyor.

Bu, hükümet kurabilmek ve güvenoyu alabilmek için gereken 61 sayısının 4 sandalye gerisinde kalan bir rakam.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ama muhalefet için yeniden hükümet kurabilme şansı artıyor.

Burada kilit 2 parti var.

Bunlar İslamcı Ra'am Partisi ve Arapların çoğunlukta olduğu Hadaş Tal partisi.

Son anket, Ra'am ve Hadaş Tal partilerinin 5'er sandalye kazanacağına işaret ediyor.

Görünen o ki, 2026 seçimlerinin ardından hükümet kurma senaryolarında, bu 2 partinin kapısını çalan çok olacak.

İsrail'de yapılan bir başka kamuoyu araştırması ise halkın yüzde 76'sının, Hamas ile imzalanan Gazze Anlaşmasını desteklediğini gösteriyor.

Ancak yine aynı ankete göre, Netanyahu 7 Ekim saldırılarının sorumluluğunu üstlenmezse, halkın en az yüzde 50'si savaşın bitirilmesi ve rehinelerin geri getirilmesini yok sayarak, Netanyahu'ya güvenmeyecek.

Bilindiği üzere Netanyahu, Hamas'ın düzenlediği 7 Ekim saldırılarında ihmali, hatası, istihbarat zaafı olan askeri ve sivil yetkililer hakkındaki soruşturmaları engellemişti.

Söz kamuoyu araştırmalarından açılmışken Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan bir anketin ilginç sonucundan da bahsetmek gerekiyor.

PEW Araştırma Merkezi tarafından yapılan anket, İsrail ordusunun, Gazze savaşında çok ileri gittiğini söyleyenlerin oranının yüzde 39,4 olduğunu ortaya koydu.

Netanyahu gerginlikten, çatışmalardan, saldırılardan ve savaşlardan beslenerek iktidarda kalabildiği kadar kalmaya çalışan bir siyasetten medet umuyor.

Bu yüzdendir ki ölü rehinelerin cesetlerini, Hamas'ın silahsızlanmadığı bahane ederek Gazze'ye saldırmaya, öldürmeye devam ediyor.

Kanla beslendiği bu politikaların sonsuza kadar sürmeyeceğini kendisi de biliyor, ama iktidarda kalabilmek için her yolu deniyor.

Netanyahu, cesetlerin Hamas'ın elinde olduğu yalanına karşı verilen yanıtları, bu konudaki yardım önerilerini de duymazdan geliyor.

Bu nedenle de İsrail, Türkiye'nin cesetleri aramak üzere gönderdiği 80 kişilik AFAD ekibini Mısır'da bekletiyor, Gazze'ye sokmuyor.

Ayrıca AFAD ekibinin, Türkiye'nin Gazze'ye sızması olarak görüldüğünün altını çizmekte yarar var.

Gazze'de görev yapmak üzere oluşturulacak uluslararası güce asker vermeye hazır olduğunu duyuran Türkiye'ye sadece Netanyahu değil muhalefet de karşı çıkıyor. 

Muhalefet liderleri Avigdor Liberman, Yair Lapid ve Benny Gantz, yazının başlangıcında da belirttiğimiz gibi Türk askerini Gazze'de görmek istemiyor.

Gerek Netanyahu gerekse muhalefet liderlerinin, Gazze'de İsrail ordusunun çekildiği ve haritalarda sarı renkle çizilen ilk hat ile İsrail sınırı arasında kalan bölgeye, 21 Yahudi Yerleşim biriminin kurulmasını dile getirmesini ise ayrı bir tehlike olarak kaydetmek gerekiyor.

Onlara göre, Gazze'de 2005 öncesi var olan Yahudi yerleşimlerinin tekrar geri gelmesi, bölgede güvenliği sağlayacak.

Gerçek şu ki, hayattaki son 20 rehineyi de Trump'ın şovuyla geri alan Netanyahu, Hamas'a var gücüyle saldırmaya, öldürmeye devam ederken, uluslararası kamuoyu da Gazze'de nasıl bir yönetim olacağına, inşa sürecinin ne zaman başlayacağına ve insani yardımın nasıl ulaştırılacağına yoğunlaşacak.  

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU