Makbul siyasetten makul siyasete

Prof. Dr. Mustafa Çevik Independent Türkçe için yazdı

İllustrasyon: Pixabay

Geçmiş günlerde İYİ Parti lideri Meral Akşener, İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu ile yaptığı basın açıklamasında, Kavuncu'nun "Gidemediğimiz, tepki gördüğümüz hiçbir mahalle olmadı, biz merkez ve makulün partisi olmuşuz" sözlerine, "Merkez olduk mu olmadık mı bilemem, çünkü merkez tanımı da değişti, değişiyor, ama makulün temsilcisi olduğumuz net" yorumunu yaptı

Ülke siyasetine makul (akla uygun) olanın egemen olması, siyasetin aşırılıklardan kurtarılması ile mümkün olur. 

Makul olmak, aşırı uçlara uzak olmaktır. Makul olmak irrasyonaliteden uzaklaşıp rasyonel düşünmek ve rasyonel davranmaktır. 

Makul olmak ortada olabilmek ve orta yolu takip etmektir. Orta yol "itidal" yoludur. İtidal ise "adalet" ile aynı kökten gelir. 

Adaletin ve hukukun yolu makuliyet ve rasyonalitedir. 

Makul olmak aşırı gitmemektir, ifrat ve tefritten uzak durmaktır.

Doğru yol makul olan orta yoldur. Sırat-ı müstakimde kalmak ve aşırılığa, sağa sola sapmamaktır.

Makul olmak bir istikamete ve ruha sahip olmaktır. Savrulmadan yol alabilmektir. Makul olmak merkezde kalabilmektir.  

Aşırılığa teslim olmuş ve istikameti olmayan şehirlerin, istikameti olmayan toplumların ve devletlerin ne refahı ne de huzuru olur. 

Düşünürler, irfan sahibi din adamları, hukukçular ve makul siyaset insanları hep makul olan orta yollu önermiştir. 


Peki, makul siyaset ne demektir?

Makul siyaset "akla uygun" olan demektir. Makbul siyaset ise birilerince "kabul edilen" demektir. 

Bu ülkenin önünü açacak olan "makbul siyaset" değil, "makul siyaset"tir. 

Ne yazık ki Türkiye'de siyaset yapmanın ve siyasetçinin önündeki temel sorunlardan biri aşırılığın sıradanlaşmasıdır.

Dinde ve siyasette aşırı uçları temsil edenler bu topraklarda orta yolun, sağduyunun ve makuliyetin taban bulmasının önünde hep engel olmuşlardır.

Kendisi gibi düşünmeyen herkesi hain ve sapkın olarak nitelendirenler aslında hiçbir toplumda çoğunlukta olmazlar.

Marjinallerin dili ve tarzı aşırılıktır. Ama fazla sesleri çıkanlar çoğunluğun sesi olan sağduyunun, orta yolun ve makul yaklaşımın bırakın egemen olmasını, seslendirilmesine bile izin vermemektedir.

Marjinal partiler makul siyasetin ülke sathına yayılmasına engel olmaktadırlar.

Onların istediği makbul siyasettir. Çok yüksek oranda oyla halkın teveccühünü kazanan partiler aşırı ve marjinal üslubu ile toplumun sinir uçlarını tetikleyen partiler tarafından teslim alınmaktadır. 

Neredeyse her parti ülkenin gerçekliği ile bağdaşmayan bu aşırıların üslubuna teslim olarak siyaset yapmak zorunda hissetmektedir. 

Aşırıların ve aşırılığın makuliyetin yerini alması farklılıkların birlikte yaşama imkânını zayıflatmaktadır.

Aşırıların dili Anadolu'da binlerce yıldır birlikte inşa edilen ortak yaşamı zehirlemiş. Bu aşırılık ve nefret dili ne yazık ki siyaseti de teslim almış durumdadır. 

Birilerinin istediği siyaseti yapmak ve istediği sözü söylemek makul olandan uzaklaşmak ve makbul olana teslim olmaktır.  

Makbul siyaset, tanımlanmış siyasettir. Yol açmak değil önceden belirlenmiş olan yolda yürümektir.

Makul siyaset krizleri çözer, makbul siyaset krizlerden beslenir ve onları derinleştirir.

Makbul siyaset ülke için, halk için ve insanlık için doğru olanın değil çerçevesi çizilmiş ve izin verilmiş olanın siyasetini yapmaktır.

Makul olan siyaset akla, bilime ve erdeme uygun siyaset yapmaktır.

Makbul siyaset ise otoriteye ve konjonktüre uygun siyaset yapmaktır. Makul olan siyaset ilkeli siyasettir.

Makbul olan siyaset esen rüzgâra göre tarz ve üslup belirlemektir. 

Makul siyasetçinin milliyetçiliği bir kesimin değil herkesin ortak yararını savunmaktır.

Makbul siyasetçinin milliyetçiliği ise grup yararını gözetleyen bir milliyetçiliktir. 

Makul milliyetçilik birleştiricidir, makbul milliyetçilik ayrıştırıcıdır. 

Benzer şekilde makul siyaset eğitimde, siyasette, hukukta, akademide ve ekonomide ortak olanı temsil eder.

Makbul olan ise bütün bu alanlarda ifrat ve tefriti savunur. 


Ne yapmalı?

Kalkınma teorisyenleri refah ve mutlu bir toplum için güven ortamını şart görürler.

Bu nedenle sosyal güven, sosyal sermayenin en temel göstergesi olarak kabul edilir.

Türkiye'de sürdürülebilir bir ekonomik ve siyasal istikrar için gerekli olan şey makul siyasettir.

Türkiye'nin ikinci yüzyılına böyle bir siyaset tarzı ile girmesi gerekir. 

Makul siyaset geleneği aynı zamanda Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu merkez siyasetini de inşa edecektir. 

Makul siyaset geleneği için üç şey gerekir: Kadro, söylem ve program. 

Siyaset kurumunun bunca güven bunalımına rağmen makul siyaseti inşa edecek kadroların var olduğuna inanıyorum. 

Her kesimin güvenebileceği bu kadrolarla geliştirilebilecek doğru bir söylem ve program Türkiye siyasetine ve geleceğine büyük katkılar sunacaktır.

Makul siyaset, herkesin kendini ve geleceğini güvende hissettiği, gençlerinin dışarıda gelecek aramadığı bir "emin belde" inşa etmenin tek yoludur. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU