Afganistan'da yaşananlar gerçek ötesi bir görüntü veriyor

Ömer Önhon Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Twitter

Taliban Kabil'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayında:

Afganistan'da yaşanan dramı hep birlikte izliyoruz. Taliban hiç kimsenin öngöremediği bir süratle Afganistan'ı ele geçirdi.

Kuzeyden güneye, batıdan doğuya ülkenin her yerinde hareketlendiler ve Kunduz, Kandahar, Herat, Mezar-ı Şerif  gibi en büyük şehirler arka arkaya düştü.

Kuzey İttifakı'nın, Taliban karşıtı Türk soylu savaş ağalarının kontrol ettikleri, geçilmez kale denilen kuzey de etkili bir direniş göstermeden elden çıktı.

Taliban dün de başkent Kabil'e girdi, Cumhurbaşkanlığı Sarayında dizilip fotoğraf çektirdiler ve basınla konuştular.


Sonuna kadar savaşacağız diyen Cumhurbaşkanı Eşref Gani ve yakın çevresi, soluğu Tacikistan'da aldı.

Yıllardır ABD ve müttefikleri tarafından eğitilen ve donatılan Afgan ordusu buharlaştı. Bir kısmı Taliban'a teslim oldu. Sınır bölgelerine yakın olanlar da komşu ülkelere sığındılar.

BM kuruluşları ve çoğu Büyükelçilik ülkeden ayrılıyor. Bazıları da asgari personel düzeyine iniyor. Her halükarda, Türkiye dahil tüm ülkeler, çok zor şartlar altında vatandaşlarını tahliye etmek için uğraşıyorlar.


Ülkede büyük bir panik havası var. Kabil Havaalanı'ndaki görüntüler dehşet vericiydi. Amerikan Hava Kuvvetlerine ait C-130 nakliye uçağı kalkmak için pistte ilerliyor, yüzlerce Afganlı uçağın yanında koşuşturuyor, bir düzine kadar Afganlı da uçağın kapısına ve çıkıntılı bölümlerine yapışmış vaziyette görülüyor.

Amerikalı askerler helikopter de kullanarak kalabalığı dağıtıyor ve uçak kalkış yapabiliyor. Kalkıştan belki bir dakika sonra kapıya yapışık olarak uçakla havalandığı anlaşılan iki kişi gökyüzünden yere düşüyor ve parçalanıyor.

Bu insanları, milyonda bir kurtulma ihtimaliyle o uçağın kapısına yapışıp hayata tutunmaya çalışmaya sevk eden korkunun büyüklüğünü düşünebiliyor musunuz?


Şimdi herkes "Taliban ne yapacak" sorusuna yanıt arıyor. Bazı Taliban sözcüleri kaygıları yatıştırmaya yönelik, "endişe etmeyin, intikam peşinde değiliz" mesajları veriyorlar.

Burka giydikleri takdirde kadınların sorunla karşılaşmayacağını da söylüyorlar. Bir kısmı gözlemci, bu beyanlara da atfen, bu Taliban'ın eski Taliban olmadığını, kendilerini geliştirdiklerini ve eski hatalarını tekrarlamayacaklarını ileri sürüyorlar.

Bu görüşe katılmak çok zor. Taliban bir ideolojidir, bir hayat tarzıdır. Taliban'ın dünyayla bütünleşmek, kendini yenilemek, ana akıma dahil olmak gibi bir derdi yoktur.

Kendi hayat tarzını en katı şekilde ve en acımasız yaptırımlarla empoze etmek yöntemiyle hareket etmektedir. Bunun değişmesini beklememek gerekir.


Afganistan'da son 20 yıldır mütevazı de olsa bazı gelişmeler, kazanımlar yaşanmıştı. Kadınların belli özgürlükler elde etmeleri, çalışabilmeleri, kız çocuklarının okula gidebilmeleri, sağlık sisteminde belli bir iyileşme sağlanmış olması bu kapsamda sayılabilir.

Bu kazanımların korunması pek mümkün gözükmüyor.

Taliban'ın tek yapabileceği, Rusya ve Çin başta olmak üzere, büyük devletler açısından sıkıntı yaratacak eylemlerde bulunmamak olabilir.

ABD'yi de karşısına alacak adımlar atmaktan kaçınabilir. Ama şu da bir gerçek, İŞİD ve El Kaide hala Afganistan'da mevcut ve Taliban'la iyi ilişkileri bir sır değil.


Afganistan'dan yeni bir mülteci/sığınmacı akını kaygısı

Afganistan'dan yeni bir sığınmacı akını kapıda olabilir. Havaalanındaki görüntüler panik halindeki insanların başka ülkelere gidebilmek için neleri göze alabileceklerinin en acı şekliyle ortaya koydu.

Birleşmiş Milletler, Afganistan'a komşu ülkeler, Türkiye, AB alarm halindeler.

Genel olarak sığınmacılar konusu ve özelde de Afganlar, Türkiye'de son günlerin en hararetli tartışma konularından biri oldu.  

İçişleri Bakanı birkaç gün önce bu konuda yaptığı açıklamada Afgan sığınmacı konusunun bir mesele olmadığını beyan etmiş ve bu meseleye dikkat çekenleri eleştirmişti.

Bir gün önce ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye olarak İran üzerinden gerçekleşen ve giderek yoğunlaşan bir Afgan göçmen dalgasıyla karşı karşıyayız" dedi. Yani ortada bir mesele bulunmakta.


Türkiye'nin ilgili kurumları işe koyuldular. Kaçak Afganların yakalanıp sınırdışı işlemlerinin yapılmasına başlandığı haberlerde duyuruluyor.

Silahlı kuvvetlerin ve polisin sınırlarda aldığı ilave önlemleri, bölgeye ilave sevkiyatları da resmi açıklamalardan öğreniyoruz.  

İran'la 560 kilometre uzunluğundaki sınıra duvar örüleceği ve bunun 141 kilometresinin de tamamlandığı açıklandı. Yani, hassasiyeti yüksek olan kamuoyuna, gereken her şey yapılıyor mesajı veriliyor.

Görülüyor ki, konunun kamuoyuna yansıması ve toplumda tepki oluşması işleri hızlandırmış ama bu tarihe kadar da gelen gelmiş.


Bu noktada, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü verilerini not edelim:

  • Ülkemizde ikamet izniyle bulunan Afgan sayısı: 52 bin 582.
  • Kısa dönem ikamet izniyle bulunan Afgan sayısı: 40 bin 163
  • Öğrenci ikamet izniyle bulunan Afgan sayısı: 4 bin 528
  • 2014'den 12 Ağustos 2021 tarihine kadar ülkemizde yakalanan (yani sınırı geçmiş olan) Afgan düzensiz göçmen sayısı toplamı: 512 bin 737
  • 2020 yılında sınırdışı edilen Afgan sayısı: 12 bin 893


Gelinen nokta

Binlerce can kaybı ve milyarlarca dolar harcandıktan sonra gelinen noktanın özeti gördüklerimizdir. Gördüklerimiz de her yönüyle çok fenadır.

Dünyanın en gelişmiş teknolojilerine ve kaynaklarına sahip ülke ve kuruluşların Taliban'ın zaferi mümkün kılan hazırlıklarını gözden kaçırmış olmaları, Taliban'ın ilerleyişindeki sürati görememiş olmaları, yetiştirdikleri ve ülkeyi koruyabilecek kapasiteye sahip olduğunu söyledikleri Afgan güvenlik güçlerinin üstelik de çok kısa sürede buharlaşıp gitmeleri çok ama çok tuhaftır. Neredeyse imkansız gözükmektedir. Ama durum ortada.

Afganistan'da bugün yaşananlardan esas olarak ABD sorumludur. Irak'tan sonra Afganistan ABD'nin dünyaya hediye ettiği yeni bir başarısızlık hikayesidir. NATO da başarısızlığa ortak olmuştur.

 Afganistan'daki bu gelişmeler, "dostluğunun sonucu buysa, düşmanım olmanı tercih ederim" dedirtecek niteliktedir. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU