Suriye "bitik" bir ülke oldu çıktı...
Şimdiki konumuz, bu ülke ne denli ayağa kaldırılabilir sorusunun yanıtında saklı.
ABD tarafından başına milyonlarca dolarlık ödül konan HTŞ'nin başındaki Ahmed eş-Şara İdlib'den çıkıp Şam rejimine son veren o kısa süreli yürüyüşünden bu yana geçen sürede, o kadar çok şey değişti ki, bu durum bile tek başına dünya tarihine kaydedilecek nitelik taşımaktaydı.
Pazartesi günü eş-Şara ABD Başkenti Washington'da ağırlanacak.
Başkan Donald Trump, Suudi Arabistan'daki kısa süreli görüşmelerinden sonra bu ikincisi olacak.
Bu kez Beyaz Saray resmi ağırlama yapacak.
Onun hakkındaki terörist damgası da kaldırıldı, yaptırımlar da.
Çok ülke başkanı nezdinde olduğu gibi ABD Başkanı için de eş-Şara kabul gören bir lider konumuna geldi.
İyi de bu durum Suriye'nin geleceği için yeterli olacak mı?
Çünkü çok kırılgan bir liderlik ve ülke var kaşımızda.
Suriye, diktatör Esad'dan da kurtuldu.
Çok büyük oranda IŞİD gibi bir terör belasından da.
Bunun üstüne ülkeye büyük zarar veren, aynı zamanda ABD'nin ve İsrail'in rakiplerinden olan, Rusya ve İran güçlerinden ve nüfuzundan da kurtuldu.
Ama bu kez Suriye, ABD'nin eline bakan bir ülke konumuna geldi.
Körfez Ülkeleri Suriye'nin tekrar imarında ve inşasında sponsorluk yapmayı kabul ettiler.
Türkiye zaten işin en başından bu yana en sağlıklı destek veren ülke konumunda, bundan sonra da her alandaki desteğini samimi biçimde sürdürecek.
Hepsiyle birlikte düşünülürse, hedef Suriye'yi Batı sistemine entegre etmek olacak.
Bunun için ise en uygun ülke Türkiye'dir.
Trump da bunu bilerek, Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel temsilcisi Tom Barrack'ı atayarak, "hallet şu işi" dedi.
Zaten 1948'den beri öyleydi ya, durum bugün de değişmedi; Suriye'nin geleceğini konuşurken önemli engellerden biri de İsrail olmaya devam ediyor.
Ahmed eş-Şara Suriye'deki geçici yönetimin başında.
Bundan sonrası için, Atatürk'ü hatırlayarak söyleyecek olursak, Kurtuluş Savaşı sonrasında "Asıl savaş şimdi başlıyor" demişti, bu kez benzer durum Suriye için geçerli, asıl savaş başladı!
Bir ülke düşünün, bütün kurumları ve kuruluşlarıyla dağılmış halde…
Üstelik İsrail istediğinde girip hava saldırıları yapmaya devam ediyor, kritik noktaları bombalayarak burayı iyice zayıflatıyor.
Hâl böyle ama her şeye rağman bu ülke ayağa kalkmalı!
Kalıcı düzen için Suriye'ye bir anayasa hazırlamalı, seçimler yapılmalı, devlet tüm kurumlarıyla elden geçirilmeli, eksikler tamamlanmalı, en önemlisi de Suriye ordusu kurulmalı ve güvenlik meselesi tam olarak çözülmeli.
Suriye'nin ayağa kaldırılması için el birliği ile çaba sarf edilir.
Bu belki de önümüzdeki dönemin çözülebilecek meselelerindendir.
Ama siyaseten çözüm bekleyen konular var.
İki büyük engel!
- Birincisi: Bunların sağlıklı olabilmesi için süreci baltalamayacak bir İsrail'den söz edilebilecek mi? Zira Arap-İsrail savaşlarından bu yana İsrail Suriye ile kalıcı bir barış anlaşması imzalamadı, Golan'ı işgal etti. Bu işgal üzerine Trump, İsrail'in işgalini tanımıştı. Yakın zamanda İsrail, Hermon Dağı da ele geçirdi. Şam'ı karşıdan gözetliyorum dedi. Ayrıca Dürzilere arka çıktı ve onların bir bölümünü her an Şam'a baskı kurabilecek şekilde örgütledi.
- İkincisi: Bir ABD projesi olarak sahne alan SDG'nin Şam ordusuna katılması bekleniyor. Aslında burada menşei PKK/YPG olduğu çok açık bir projeden söz ettiğimizi dünya âlem bilmektedir. Bunu işaret ederek şimdiki vaziyete bakalım. Yeni yazılacak anayasa vasıtasıyla eğer SDG ile yapılmak istenen Fırat'ın doğusunda İsrail'in emniyetini gözeten özel statülü bir düzen kurmak olacak ise, işte bu nokta dikkat çekici, Suriye tam üniter olabilecek mi sorusunu cevaplamamız gerekmektedir. Başka deyişle, aslen SDG'nin Suriye ordusu içine dahil olması ve ülke bütünlüğü halinde güvenliğin halli konusu önemliyken, şu an ülkede dış destekli olarak Kürtçülük yapanların bir ayrıcalığı olacak mı, bu sorunun cevaplanması beklenmektedir.
Sağlam bir dost!
Kırılganlık devam ediyor. Bu duruma bir güç mücadelesi içinde bakılmalı.
Hemen herkes kendi beklentisini Suriye'nin geleceğine yansıtmak istemektedir.
Türkiye, bölgesel barış, huzur ve istikrar ile sınırlarındaki emniyeti dikkate almaktadır.
Güçlü Türkiye bu amaçla sürece olabildiğince olumlu etki sağlayacaktır.
Beyaz Saray şovlarına devam mı?
Trump, Ahmed eş-Şara'yı, iyi iş çıkaran, cesur ve sert adam tarifleriyle pohpohlamaya devam edecektir, bu onun bilinen üslubu.
Bu durum kimseyi aldatmamalıdır, büyük çıkarların çatıştığı bir yerde, evet, bu konu çözülecek, ama nasıl?
Trump, bildik şekilde şov yaparcasına hareket edecektir.
ABD, ele geçirdiği Suriye'yi şekillendirirken bölgenin istikrarını ne denli dikkate alacak, birlikte göreceğiz.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish