Müsilaj, Marmara'da yüzme sularını tehlikeye soktu mu?

Prof. Dr. Mustafa Öztürk Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Twitter

Sularda fitoplankton olarak adlandırılan mikro alglerin aşırı çoğalması sonucu oluşan sümüksü, jelatimsi, yapışkan salgıya müsilaj deniyor.

Deniz salyası olarak da adlandırılan müsilaj, suyun yüzeyinde veya dibinde beyaz veya sarı renkte çamurumsu gibi bir yapı oluşturmaktadır. Müsilajın ana bileşeni polisakkarittir. 

Deniz yüzeyindeki müsilajın yönü rüzgâra göre değişiyor. Bugün burada, yarın bakarsınız karşı kıyıda görülmektedir.

Ama deniz yüzeyinin altında ise yer değiştirmeyen duran yüksek miktarda deniz salyası bulunmaktadır. 

Müsilaj, Marmara Denizi'nin ekosistemine zarar vermektedir.

Müsilaj, tehlikeli ve hastalık yapıcı mikroorganizmaların aşırı oranda çoğalmasına (üremesine) yardımcı olmaktadır.

Bu yüzden müsilaj içinde bazı kirleticilerin ve hastalık yapıcı mikroorganizmaların (Escherichia coli ve İntestinal enterokok gibi) bulunması kuvvetli muhtemeldir.

Müsilajın yüksek miktarda patojenik bakteriyeleri potansiyel olarak konsantre etme özelliği vardır. 

Müsilaj, sulardaki kimyasal kirleticileri konsantre edebilir ve deniz ürünlerinde biyobirikimleri arttırır.

Marmara Denizi körfezleri, mavi bayraklı plajları ve diğer plajları gibi sakin (durgun) yüzey sularında azot ve fosfor kirliliğinin yüksek olmasından dolayı siyanobakterin, makro-alglerin ve fitoplantonların çoğalma potansiyelleri çok yüksektir.

Bu tür müsilajlı su ortamları, hastalık yapıcı mikroorganizmaların üremesi ve çoğalması için önemli bir altlık oluşturur. 

Yüzme suyunun fiziksel görüntüsü temiz olmalı;

  • Katı atıklar,
  • Köpük ve müsilaj,
  • Koku,
  • Yüzeyde yağ ve film tabakası,
  • Petrol ve türevi atıklar,

bulunmamalıdır.
 

Resim 1.jpg
Resim 1. Müsilaj kaplı denizde yüzülmesi inanılmaz

 

Numune alım günlerinde numune alan personel yüzme suyunda yukarında ve resimde gördüğü tüm kirlilikleri de kayıt altına almalı.

Marmara Denizi sahillerindeki tüm mavi bayraklı plajlar ve diğer plajlar gibi yüzme sularında;

  • Toplam Fosfor (TP) ≤ 0,01 mg/L
  • Klorofil-a ≤ 10 mikrogram/L
  • Siyanobakteri ≤ 20 bin hücre/mL
  • Seki Disk (secchi disk) ≤2 m,
  • Escherichia coli (cfu/100 mL) ≤ 100,
  • İntestinal enterokok (fekal kirlilik) (cfu/100 mL) ≤100,

olmalıdır.

Kıyı yüzme suyu değerleri, mikrobiyolojik, fiziksel ve kimyasal parametreler yukarıda verilen limitler içerisinde olmalıdır.

Yüzme alanlarında öncelikle görsel inceleme yapılır ve suyun ışık geçirgenliği Seki disk kullanılarak belirlenir.

Seki diski derinliği 2 metreden az ise olası bir siyanobakteri çoğalma potansiyeli göz önünde bulundurulur.

Seki diski ile ölçülen ışık geçirgenliğinin 2 metreden az olduğunun belirlenmesi durumunda siyanobakteri artışında rol oynayan Toplam Fosfor ve Toplam Azot miktarının tayin edilmesi özellikle gerekli. 

Marmara Denizi'nde 20 metre ila 30 metre derinlikten itibaren aşırı fosfor ve azot besin elementleri birikmesi söz konusudur.
 

 

Şekil 1-.jpg
Şekil 1. Marmara Denizi'nde derinliğe göre fosfor ve azot değişimi

 

Not: 1 mikromolar TP, 31 mikrogram/L ve 1 mikromolar NOx, 14 mikrogram/L demektir.  

Şekil 1 incelendiği zaman yüzey suyuna göre 20-30 metre derinlikten itibaren fosfor ve azot besin elementleri değerleri çok çok yüksektir.

Yani, denizde sirkülasyon olduğu zaman fitoplantonun aşırı üremesi için ortamda, yüzeye göre, yaklaşık 6 kat yüksek miktarda fosfor ve azot besin elementleri var. Tehlike aynı zamanda dipte.

Marmara Denizi'ndeki mavi bayraklı plajlardan ve diğer plajlardan su numuneleri alınmalı ve yukarıda belirtilen kirletici parametrelerin analizleri acilen yapılmalı ve elde edilen sonuçlar kamuoyu ile paylaşılmalı.  

Fekal koliform değeri, doğrudan insan kaynaklı evsel atıksuların yüzme suyuna karıştığını işaret etmektedir. Fekal streptekok da evsel atıksu ve hayvansal/tarım kaynaklı atıksu kirliliklerini göstermektedir.

Alınan numuneler, yüzme suyunun özelliğini temsil edici noktalardan alınmalı  ve yüzme suyunun özelliğini temsil edici olmalıdır. 

Marmara Denizi'nin sahillerindeki mavi bayraklı plajlarda ve diğer plajlarda yüzeyde ve dipte bulunan deniz salyası yüzünden yüzme suyu kriterlerini sağlaması mümkün değil. Çünkü müsilajın bulunduğu ortamda; 

  • Patojen mikroorganizmaların çoğalması, 
  • Aşırı oksijen tüketilmesi,
  • Oksijenli ortamın azalması,
  • Bulanıklığın artması,

konusudur.

Müsilajın oluştuğu yerlerde, toplam fosfor, toplam azot, klorofil-a ve siyanobakteri değerleri yüksektir. Bu tür kirleticiler, patojen mikroorganizmaların çoğalmasına yardımcı olurlar. 

Bulanık ve patojen mikroplu suda yüzülmez. 

Mavi bayraklı plajlar için verilen izinler ve yüzme suyu kalitesi oluşan müsilaj sebebi ile yeniden gözden geçirilmeli. Elde edilen sonuçlar acilen kamuoyu ile paylaşılmalı.   

Mavi bayraklı plajlarda ve diğerlerinde güncel yüzme suyu analiz sonuçları ilan edilmesi gereklidir. Yüzme suyu analiz sonuçları, halkın kolayca göreceği yerlerdeki Mavi Bayrak panosundaki ilgili yere asılmalıdır.

Yüzme suyu analizlerini ilan etmenin yanında, analiz sonuçlarının uygunluğu konusundaki takip de mavi bayrağın devamlılığı için ayrı bir önem taşır.

Sezon içerisinde analiz sonuçları dikkatlice kontrol edilmeli ve uygunsuz bir sonuçla karşılaştığınızda ilgilileri haberdar edilmeli.

Çanakkale'de 31 Mayıs 2021 tarihinde Kökez Mevki Yüzme Alanı ve Dalyan Yüzme Alanından alınan deniz suyu numunelerinde; 

  • Kökez Mevki Yüzme Alanı Bölgesi: 1200 Enterokok/100 mL,
  • 1800 Escherichia Coli/100 mL,
  • Dalyan Plajı Yüzme Alanı Bölgesi: 1400 Enterokok/100 mL, 1600 Escherichia Coli/mL,

ölçülmüştür.

Yüzme alanlarında bakteriyolojik uygunsuzluk tespit edilmiştir. Bu kıyı sularında yüzülmez. Çünkü sağlık için 12 ila 18 kat riskli.

Çanakkale bölgesi noktasal atık su kaynakların (evsel ve endüstriyel) az yoğun olduğu bölgedir. Ancak yayılı kirletici kaynakların çok yoğun olduğu bölgedir. 

Diğer yandan;  

  • Derince'de Harikalar Plajı,
  • Gölcük'te Değirmendere Sahili,
  • Karamürsel'te Altın Kemer Plajları,
  • Başiskele sahili, 

deniz salyası (müsilaj) ile kaplanmıştır. Yüzeyde zaman zaman müsilaj görülmese de yüzeyin altında deniz salyası olması kuvvetle muhtemeldir. 

Müsilaj vakasından dolayı Marmara kıyılarındaki plaj temsilcilerine düşen görev; başta verilen kirletici parametreleri daha sık (haftada 2 gün) numuneler alarak izlemek, raporlamak ve sonuçları web sitesi dahil kamuoyu ile paylaşmak olmalıdır. 

Müsilajın plajlarda oluşturduğu kirliliğin etkisi ve riskli seviyeler mutlaka ortaya konmalıdır.

Numuneler, önceden belirlenmiş noktalarda, yüzeyden 30 cm, 100 cm ve 150 cm derinlikten alınmalıdır.  

Kirleticilerin sınır değerlerini aştığı sahillerde yüzmeye kesinlikle izin verilmemeli.
 

1.jpg
Şekil 1. Yüzmek yasak

 

Marmara Denizi'nin çoğu sahilleri deniz salyası yüzünden yüzme kriterlerini sağlaması mümkün değil.

Deniz suyunda yüzme esnasında müsilajın bulaşması halinde insan sağlığı üzerinde meydana getirdiği etkileri (göz enfeksiyonları, kulak enfeksiyonları, mide-bağırsak enfeksiyonları gibi) bilimsel olarak tam belirlenmiş olmamakla birlikte dikkatli olunmalıdır. 

Deniz suyunda müsilajdan dolayı bir takım hastalık yapıcı mikroorganizmaların üremesi için daha verimli ortam oluşmaktadır.

Böyle ortamlarda oluşan mikroorganizmaların doğrudan insan vücuduna alınması ile ishalli ve ateşli hastalıklar görülebilir.

Bir vatandaş olarak, bu yaz Marmara'da denize girmeyin diyorum.

Marmara'da denize girmeyin, çocukların girmesine müsaade etmeyin.

Sağlığınızı riske sokmamak için Marmara'da denize girmeyin.

Bu yaz, Marmara Denizi'ne girilmesi bir an önce yasaklanmalı diyorum.

Kıyılardan alınan ilk numunelerden ortaya çıkan bulgular bize deniz girmenin çok tehlikeli ve sakıncalı olduğunu gösteriyor. Farklı salgınlar ortaya çıkabilir. Bu dönem özellikle ishal hastalıkları yakından izlenmeli.

Marmara'ya hiçbir atıksu ileri kademe arıtılmadan deşarj edilmemesi gerekir. Denizlerdeki ve kıyılardaki kirlilik yüklerini daha fazla artırmamak gerekir.

Önlem alınmazsa ve dikkatli olunmazsa daha büyük tehlikelerle karşı karşıya kalınabiliriz. 
 

Resim 2.jpg
Resim 2. Müsilaj ve plaj 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU