Su Çi'nin Myanmar'daki demokrasi deneyi yok edilirken, kazanan açıkça Çin oldu

Generali cesaretlendiren şey Çin'in onayı ve göz kırpması olsun ya da olmasın, muhtemelen Pekin yaşananlardan memnun

"Dış dünyada, Ang San Su Çi'nin itibarını yitirmesi ses getirdi" (Reuters)

Ang San Su Çi, 1989'da Myanmar ordusu tarafından ilk kez hapsedildiğinde, dünya genelinde yaklaşık 30 yıldır asker postalı altında yaşayan bir ülke için büyük umut olarak görülüyordu.

Ordunun lideri olduğu yeni Ulusal Demokrasi Birliği (NLD) partisini kapatma çabalarına karşı koymaktaki cesareti, Çi'ye kahraman statüsü ve iki yıl sonra da Nobel Barış Ödülü kazandırmıştı. Çok hak edilmiş bir ödüldü.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

30 yıl sonraysa işler çok farklı. Yurttaşları arasında bir hayli popüler olmayı sürdürüyor. Partisi, geçen kasımdaki seçimde Çi'nin iktidara geldiği 2015'tekinden bile büyük bir farkla galip geldi. Ancak dış dünyada itibarını yitirmesi ses getirdi.

Ordu 2016'da Rohingyalara operasyon düzenleyip yüz binlerce kişiyi Bangladeş'e gitmeye zorladığında, Su Çi bunu kınamayı reddetmişti. İki yıl sonra, soykırım suçlamalarına karşı ordunun eylemlerini savunmak üzere Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'na gidecekti.

15 yıl boyunca ordu tarafından tutulduğu gözaltında acı çeken bir isyancının ordunun itaatkar hizmetkarı ve insan kalkanı olması tuhaf olduğu kadar alçakça görünüyordu.

Gerçek biraz daha farklıydı. Su Çi, ana akım siyasete girdiği 2012'den bu yana, bir düzeye kadar demokrasi sağlamakla beraber ordunun ülke yönetimindeki lider rolünü garantiye alan anayasayı revize etmeye çalışmıştı.

Anayasanın revizyonu imkansız kılacak ustalıkta düzenlenmesi sebebiyle Su Çi, bu girişiminde başarısız oldu. Üstelik orduyu savunma yönündeki sözleri ve eylemlerine karşın, ordunun başındaki General Min Ang Hlaing'le ilişkileri donma noktasına varacak kadar kötüleşmişti. 2018'den bu yana konuşmadıkları bildiriliyor.
 


Yine de mevcut durum orduya çok uygun görünüyordu. Demokrasinin ortaya çıkışı Myanmar'ı uluslararası toplumun gözünde saygın kılmıştı, yeni ekonomik yaptırımlar söz konusu bile olamazdı. Bu arada ordu, vekil partisi seçimlerde ne kadar başarısız olursa olsun kilit bakanlıkların kontrolünü elinde tutarak iktidar üzerinde tam denetimini sürdürdü. Peki, neden şimdi darbe yaptı?

Birbirlerinden pek de ayrı olmayan iki açıklama akla geliyor.

Birincisi: Bu yaz 65 yaşına basacak Min Ang Hlaing emekliye ayrılacaktı. Kendinden önce gelen Myanmarlı diktatörler gibi Hlaing de güvenli ve rahat bir yaşlılık dönemini garanti altına almak, güneşin keyfini daha uzun süre yaşamak istiyor olabilir.

İkincisi: Çin faktörü. Myanmar'ın iki bin kilometrelik bir sınırı paylaştığı Çin, her zaman rahatsız edici bir komşu oldu. Çin'le uyumlu ilişkilerin sürdürülmesi, hem Su Çi hem de ordu açısından bir öncelikti.

Ancak Çin'in bakış açısına göre Joe Biden'ın gelişi kaygı verici bir gelişme. Myanmar'ın Çin'in nüfuz alanından kopartılmasının bir yolu olarak ülkede demokrasiyi teşvik etmeyi öncelik haline getiren isim, Biden'ın Demokrat selefi Barack Obama'ydı.

Biden, ABD'nin odak noktasının Ortadoğu'dan Asya'ya kaymasını konu alan The Pivot (Eksen, 2016) isimli kitabın yazarı Kurt Campbell'ı, Obama döneminde olduğu gibi bu politikadan sorumlu Asya temsilcisi olarak atadı.

Amerikalı Demokratlar için Myanmar tamamlanmamış bir işi temsil ediyor. Min Ang Hlaing, Su Çi'yi gözaltına alıp usule uygun seçilmiş parlamentoyu kapatarak yeni ABD yönetimini ciddi anlamda hiçe saydı.

Darbeye dair herhangi bir yargıda bulunmayı reddeden Pekin, sadece darbeyi "not etmekle" yetindi. Ancak generali cesaretlendiren şey Çin'in onayı ve göz kırpması olsun ya da olmasın, muhtemelen Pekin yaşananlardan memnun.

* Peter Popham, "The Lady and the Peacock" (Leydi ve Tavus Kuşu, 2011) ve "The Lady and the Generals" (Leydi ve Generaller, 2016) kitaplarının yazarıdır.



* Peter Popham'ın makalesinin tasarımdan kaynaklanan nedenlerle kısalttığımız başlığının tamamı şöyledir: Ang San Su Çi'nin Myanmar demokrasisindeki kusurlu deneyi acımasızca yok edilirken, kazanan açıkça Çin oldu

independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU