Küresel hâkimiyette ölçü: Kara, deniz ve Rimland'da egemenlik değil, İktidar Ekvatoru'ndaki üstünlüktür

Prof. Dr. Ali Arslan Independent Türkçe için yazdı

Tarih boyunca stratejik ve küresel devletlerin uygulamalarını dikkate aldığımızda, deniz ve kara hâkimiyet teorilerinin daha fazla, hava teorisinin ise daha az oranda olmak üzere, küresel hâkimiyette önemli olduğu anlaşılmaktadır.

Tarihî tatbikata baktığımızda kara, deniz ve son dönemlerde hava kullanılması küresel hâkimiyette bazı kolaylıklar sağlamakla birlikte esas olanın, en azından dünyadaki hâkimiyet sahalarından birini, yani ya Asyavrupa Hâkimiyet Sahası ya da Asyafrika Hâkimiyet Sahası'nı ele geçirmeleri şarttır.

Bu sahalara dışarıdan gelen güçler genellikle deniz yollarını kullanmak mecburiyetindedirler. Bu hâkimiyet sahalarını kontrol etmek veya nüfuzuna almak için Stratejik Hedef Alanları ve bu alanları elde tutmak için elzem olan Kilitmekânları bir vesile ile sahib olmaları gerekmektedir.

Dünyanın büyük çoğunluğu sularla kaplı olduğu için bu Stratejik Hedef Alanlarının ekserisi deniz ve karanın birleşim yerlerdir.

Deniz gücü aktörler bu Stratejik Hedef Alanları elde etmek için denizden, kara gücü olanlar ise karadan gelerek veya nüfuz ederek bu Stratejik Hedef Alanları ve Kilitmekânlarını kontrollerine almaları zaruri olduğu tarihen de sabittir. 


15'nci yüzyıldan itibaren küresel aktörlerin daha ziyade Avrupa ve Amerika kıtasından çıkması yani denizi kullanmak mecburiyetlerinden dolayısıyla, denizlere veya deniz kıyılarına hâkim olarak karaları çevreleme stratejisi onlar için öncelikli hale gelmiştir.

Bu daha sonra Rimland (Kenar-Kuşak) adıyla bir teori haline getirilmiş ve Sovyet Rusları çevrelemek için kullanılmıştır.

Sahillerdeki stratejik alanları kontrol eden emperyalist güçler, kısa süre sonra bununla yetinmeyerek, kara alanındaki Stratejik Hedef Alanları ve Kilitmekânları ele geçirmek için harekete geçmişlerdir.

Bunun için de dünyadaki en önemli Stratejik Hedef Alanlar ve Kilitmekânların üzerinde bulunduğu dikey hatlar yani Güç Boylamlarını kullanmaya başlamışlardır.

Bu durum tersi yani kara güçleri için de geçerlidir. Zaten bizim tesbitlerimize göre tarihin ilk dönemlerinden itibaren dünyada kuzey ve güney olmak üzere iki Hâkimiyet Sahası mevcuttur.

Bu sahaların birbirinden ayıran bir İktidar Ekvatoru mevcuttur. Denizden gelen emperyalist devletler Asyafrika Hâkimiyet Sahası'nı kontrollerine aldıkları için Asyavrupa Hâkimiyet Sahası'nı da güneyden çevrelemiş olmaktadırlar.

Bu durum Batılı küresel güçler için doğru izlenimi verse bile, bu hususu sadece çevreleme/rimland ile izaha kalkışmak tarihî uygulamalar uygun düşmemektedir.

Zira ister karadan ister denizden Asyafrika Hâkimiyet Sahası'nı kontrol eden kürsel güçler ile Asyavrupa Hâkimiyet Sahası'nı kontrol eden küresel güçler arasında rekabet ve savaşlar, İktidar Ekvatoru üzerinde gerçekleşmektedir. Kısacası Rimland/kenar-kuşak teorisi de tarihî gerçeklere tamamen uymamaktadır.


Bilinen tarih boyunca büyük devletler tarafından gerçekleşen küresel rekabetin yaşandığı İktidar Ekvatoru'nu kabaca şu şekilde çizebiliriz;

Tokyo/Japonya, Güney Kore-Kuzey Kore, (Çin'in kontrolünde bulunan Mançurya, İç Moğolistan'ın güneyindeki) Çin Sınır Seddi, Huy Özerk Bölgesi, Kansu, Karanlık Dağları/Hoten(Doğu Türkistan), Badahşan/Hindukuş Dağları, Herat, Horasan, Tebriz, Anadolu, Varna, Tuna Nehri,  Belgrad, Zagreb, Triyeste, Venedik, Piemonte, Güney Fransa, Katalonya, Bask, Atlas Okyanusu, Filorida-Georgia, Alabama, Mississippi, Louisiana, Teksas, Yeni Meksika, Arizona, Kaliforniya, Havai Adaları ve Tokyo'dan geçmektedir.


Japonya'dan Kaliforniya'ya kadar uzanın İktidar Ekvatoru'nu tek bir başlıkta incelemek oldukça müşkülatlı olduğundan, altı parçaya ayırarak inceleyeceğiz.

Bunlar; Merkezî Doğu Asya, Türkistan, Anadolu, Balkan, Güneybatı Avrupa ve Hispanik Kuzey Amerika hatlarıdır.

İktidar Ekvatoru'nda yapılan mücadeleleri, insanlık tarihinin bilinen ve dönemlerine günümüze kadar devam etmektedir.

İktidar Ekvatoru'nun altı parçasını doğudan batıya doğru tek tek ele almak istiyoruz.  Merkezî Doğu Asya Hattı'ndan başlamamızın sebebi, anlaşılması en kolay kısım olmasıdır.

Zira Çinliler ile Turanîler arasındaki ayrımın müşahhas bir göstergesi ve günümüze hala ayakta olan Çin Sınır Seddi'nin İktidar Ekvatoru'nun bir parçası olmasıdır.


A- İktidar Ekvatoru'nun merkezî Doğu Asya hattı ve stratejik-küresel rekabet

Günlük hayatta Doğu Asya denince siyasetle ilgilenenler Kore haberlerini, turizmle alakalı olanlar ise Çin Sınır Seddi'ni hatırlayacaklardır.

Doğu Asya'da bulunan başlıca devletler; Endonezya, Malezya, Filipinler Çin, Moğolistan Kore, Japonya Rusya Federasyonu'dur.

Doğu Asya'nın merkezinde Japonya, Kore, Moğolistan ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuzeyi ve RF'nun güneydoğusu yer almaktadır.

Burada yaşanan rekabet tarihin her döneminde stratejik-küresel rekabetle ilişkili olmuş ve sınırların teşekkülü de buna göre gerçekleşmiştir.

Dünyadaki bugünkü beşeri coğrafya bulunduğu sürece de devam edecektir.


Türkler, Merkezî Doğu Asya Hattı'nı en az 1000 yıl kontrol emişler ve o dönemin bir nişanesi olarak, Turanîler ile Çinliler arasındaki sınırı belirleyen Çin Sınır Seddi ortaya çıkmıştı.

Türklerin nüfus yoğunluğunun Kadim Türkistan'dan bugünkü Türkistan'a göçmesi ile Merkezî Doğu Asya Hattı'nda Moğollar bir güç olarak ortaya çıkmışlardı.

Moğollar, Çin Sınır Seddi'ni de aşarak Çin'i tamamen istila etmişlerdi. Moğollar, kısa süren hâkimiyetinden sonra Çinliler, Merkezî Doğu Asya Hattı'nda tek güç haline gelmişlerdi.

Çinlileri ancak Ruslar Merkezî Doğu Asya Hattı'nın çok yukarısından durdurabilmiştir. 18'nci yüzyılda Batıların nüfuzuna giren Çin, II. Dünya Savaşı sonuna kadar aktör olma vasfını yitirmiştir.

İkinci Dünya Savaşı sonunda Merkezî Doğu Asya Hattı'nın, Çin Sınır Seddi'nin kuzeyinin de Çin'e verilmesi, ABD tarafından Çin'in anti-komünist çizgide olacağı ve Rusları buradan uzak tutmaya yardımcı olacağı düşüncesiyle olmuştu.

Ama Çin'in komünist olması ABD'nin hesaplarını bozmuştu. 1960'lardan itibaren Çin'in Sovyet Ruslardan uzaklaşması, ABD ve Çin'i Merkezî Doğu Asya Hattı'nda esas güçler olarak kalmışlardı.


Bugün, Çin'in; Merkezî Doğu Asya Hattının kuzey ve güneyini neredeyse tamamını elinde tutması, üretken bir ekonomiye sahib olması ile büyük bir avantaj elde etmiş olmasına karşılık; günümüzde Merkezî Doğu Asya Hattı'nın diğer bir ifade ile bu alanın kilidinin anahtarı hükmünde olan Güney Kore ve Japonya'nın ABD'nin nüfuzunda bulunması, ABD'nin Çin'in doğusuna boydan boya bir Deniz Duvarı örmesi ve Çin'in kuzey-batı, batı, ve güneyinden Asya Müslüman Hilali ile çevrelenmesine rağmen, bu hilalle ilişkilerinin kötü olması dolayısıyla Çin operasyon kabiliyetini yeterince kullanamamakta, ABD'ye büyük kolaylık temin etmektedir.


Kısacası, tarihin ilk dönemlerinden itibaren, İktidar Ekvatoru'nun Merkezî Doğu Asya Hattı'nda yani Japonya, Kore, Mançurya, İç Moğolistan, Huy ve Kansu'da şiddetli bir rekabet yaşanacağı anlaşılmaktadır.

Kansu'nun batısındaki Doğu Türkistan'ın da eklenmesi ile İktidar Evatoru'nun Merkezî Doğu Asya Hattı'da rekabetin farklı şekillerde çatışmalara dönüşeceği bedihidir.


B- İktidar Ekvatoru'nun Türkistan hattı ve stratejik-küresel rekabet

Bilinen tarihin ilk devirlerinden itibaren devletlerarası ilişkilerde kilit konumda olan bölgelerden birisi Türkistan'dır.

Türkistan, devletlerin kurulması, yaşaması, genişlemesi için hayati öneme haiz olduğu gibi ticari, sosyal, kültürel olarak ta insanlık tarihinde mümtaz bir yere sahiptir.

Bugünkü beşerî ve fizikî coğrafya devam ettiği müddetçe Türkistan'daki küresel rekabet devam edecektir. Öncelikli olarak Türkistan'ın yerinden bahsetmek gerekmektedir.

Çünkü Türkistan'ın güney sınırı aynı zamanda İktidar Ekvatoru'nun Türkistan Hattı'nı da oluşturmaktadır. Stratejik ve küresel devletlerarasına yapılan rekabetin önemli bir kısmı da bu hat üzerinde gerçekleşmiştir.


Tarihi malumata göre ilk dönemlerinden itibaren Türkistan Alanı'nın esas hâkimleri Türkler olmuştur. Türkler güçlü olduğunda buraya komşulardan hiçbir devlet dahi gerememiş, ancak Türklerin zayıfladığı dönemlerde bazen Çin, bazen de bugünkü İran'da kurulmuş olan devletler Türkistan'ın güney kısımlarını işgal etmişlerdi.

Diğer bir ifade ile İktidar Ekvatoru'nun Türkistan Hattı esas itibariyle Türkler tarafından kontrol edilmiştir. 16'ncı yüzyıldan itibaren sömürgeci Batılıların dünyada etkin olmaları ile Türkistan'ın kaderi de Batılıların isteği doğrultusunda şekillenmeye başlamıştı.

19 ve 20'nci yüzyıllarda Türkistan, Rus ve İngilizlerin işgal ve inisiyatifleri ile Rus, Çin, Kaçar(İran), Afganistan ve Moğolistan arasında parçalanmıştır. Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Tacikistan Rusların, Horasan İran'ın, Afganistan Türkistan'ı İngiliz Kontrolündeki Afganistan'ın, Doğu Türkistan ise İngiliz nüfuzundaki Çin'in kontrolüne dâhil edilmişti.

Soğuk Savaş dönemi sonunda Rusların elindeki Türkistan'ın bir kısmındaki cumhuriyetler bağımsızlık kazanmış (Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan) olmasına rağmen Türkistan'ın parçalınmış yapısının devamı Bugün, Türkistan Alanı ile İktidar Ekvatoru'nun Türkistan Hattı'nda ABD ile ABD karşıtlarının desteklediği Çin arasında her alanda kıyasıya bir rekabet devam etmektedir.

Çin'in Bir Yol Bir Kuşak projesi için çok önemli olan Türkistan Hattı'nda özellikle Doğu Türkistan/Uygur, Fergana Vadisi, Horasan'da yaşanan veya bazı kısımları için zemini hazır hale getirilen çatışmalara şahit olacağımız anlaşılmaktadır. Kafkasya ve Anadolu'da eklendiğinde bu rekabetin çok şiddetli olacağı kaçınılmaz bir sonuçtur.


C- İktidar Ekvatoru'nun Anadolu/Küçükasya Hattı'nda stratejik-küresel rekabet

Japonya'dan Kaliforniya'ya kadar uzanın İktidar Ekvatoru'nun en geniş alanı kapladığı kısmı Küçükasya veya Anadolu Hattı'dır.

İktidar Ekvatoru üzerinde merkezi konumda olan Anadolu'nun hem Asyavrupa Hâkimiyet Sahası hem de Asyafrika Hâkimiyet Sahası'nda egemenlik kurulmasına müsait konumda bulunması, diğer bir ifadeyle Bitişik Kıtaların merkezinde olması dolayısıyla Anadolu Hattı İktidar Ekvatoru'nun en stratejik mevkisindedir.

Bundan dolayı tarih boyunca küresel rekabetin en şiddetli yaşandığı hat ta burası olmuştur. Bu hat sadece kuzeydeki Asyavrupa Hâkimiyet Sahası'nda egemenlik kuran küresel güçler ile güneydeki Asyafrika Hâkimiyet Sahası'ndaki küresel güçlerin birbirine karşı üstünlüklerini ispat etmeyi aşan bir özelliğe sahipti.

Zira İktidar Ekvatoru üzerinde bir kalb veya elips gibi duran Anadolu, küresel bir devlet kurmaya veya ele geçirenin küresel bir devlete dönüşmesini sağlamaya yardımcı olan merkezi bir konumu vardır.

Zaten İktidar Ekvatoru üzerinde dört yönlü stratejiler ortaya koymaya imkân verecek başka bir alan da mevcut değildir.


Tarihi olarak Asyavrupa Hâkimiyet Sahası'na egemen bir güç ile Asyafrika Hâkimiyet Sahasına hâkim tek güç arasında rekabet yaşanmış ise Anadolu merkezi de genellikle Asyafrika Hâkimiyet Sahası'na hükmedenin nüfuzuna girmiş olduğundan Anadolu Hattı; Kafkas Dağları-Karadeniz-Balkanlar/Tuna Fayı şeklinde gerçekleşmiştir.

Eger Anadolu etkisizleştirilmemiş veya ciddi direnç göstermiş ise bu defa Anadolu Hattı'nın güneyinde ikinci bir fay daha ortaya çıkmaktadır.

Bu fayın geçtiği yerler; Güney Azerbaycan/Tebriz-Musul-Antakya-Kıbrıs-Balkanlardır. Anadolu'nun ne kuzeyin ne de güneyin nüfuzuna tam olarak girmediği durumlarda ise İktidar Ekvatoru'nun bu kısmı elipsvari iki faydan oluşmaktadır.

Bu halde, yani Anadolu'nun bir nevi kapsüle konulduğu dönemlerde, güney ve kuzeydeki küresel güçlerin iki hatta da faaliyet göstermek mecburiyetinde kaldıklarından, işleri daha da zorlaşmaktadır.

Hatta bazen birbirine rakip olan Asyavrupa Hâkimiyet Sahası'nın hâkimi ile Asyafrika Hâkimiyet Sahası'nın hâkimi birlikte hareket ederek Anadolu'yu etkisizleştirmede anlaştıklarına da şahit olmaktayız.


Dünyadaki İktidar Ekvatoru'nun Anadolu İktidar Hattı tarihte bilinen ilk güçlü devletler rekabetlerinde pratik olarak kullanılmıştır.

Anadolu'da güçlü merkezi bir devlet olduğunda, bu hatta dışarıdan müdahil olmanın oldukça zor olduğu anlaşılmaktadır.

Anadolu merkezli güç zayıflarsa veya zayıflatılırsa güneyindeki Güney Azerbaycan-Musul-Antakya-Kıbrıs-Balkan Fayı veya kuzeydeki Kafkasya-Karadeniz-Tuna Fayı'na hâkim olanlar Anadolu'yu ya kontrol ya da etkisiz hale getirmektedirler.

Güney Azerbaycan-Musul-Antakya-Kıbrıs-Balkan Fayı'nı kontrol ederek küresel güç haline gelen Emevi ve Abbasi Müslüman Devletleri ile İngilizleri örnek verebiliriz. Kuzeydeki Kafkasya-Karadeniz-Tuna Fayı'nı kontrol ederek küresel bir güç haline gelen devletlerin ise İskitler, Hunlar ve Ruslar olduğunu biliyoruz.


Ç- İktidar Ekvatoru'nun Balkan Hattı'nda stratejik-küresel rekabet

Balkan yarımadası, bilinen tarihin ilk dönemlerinden itibaren, küresel rekabetin icra edildiği en önemli coğrafyalardan birisidir.

Balkan yarımadası, Karadeniz, Marmara Denizi, Adalar/Ege Denizi, Akdeniz ve Adriyatik Denizi ile doğu, güney ve batıdan denizlerle çevrili stratejik bir üçgen konumundadır.

Bugünkü Balkan yarımadasında, Türkiye'nin Trakya kısmı, Bulgaristan, Romanya, Sırbistan, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Slovenya, Karadağ, Kosova, Arnavutluk, Makedonya ve Yunanistan bulunmaktadır.

Balkanlarda bu kadar fazla devlet bulunmasının nedenlerinden en önemlisi küresel rekabetin çok kesif yaşanmasıdır.

Küresel aktörler, bazen kendi işine gelen mahalli aktör veya aktörleri gerçek çapından daha büyük konuma getirdikleri gibi, diğerlerine göre çapı büyük olanı da Balkanlardan sürme veya parçalama ile hedefledikleri siyasi yapıları oluşturmaktadırlar.


İktidar Ekvatoru'nun Balkan Hattı'nı kabaca; Varna-Sofya-Yeni Pazar-Tuzla-Zagreb-Trieste olarak çizebiliriz.

Balkanların bilinen en eski mahalli rakibler; İlirler, Slavlar ve Esik Yunanlılardır. Küresel güçler ise Kimmer ve İskitlerdir. İktidar Ekvatoru'nun Balkan Hattı'nda Persleri Balkanlarda karşılayan küresel rakibi İskitlerdi.

Makedon Kralı İskender de İskitlere yenilmişti. Güney Balkanların Roma İmparatorluğu'nun eline geçmesiyle birlikte, Romalıların küresel rakipleri sırasıyla Hun, Avar, Bulgar, Peçenek, Kıpçak, Moğol, Altınorda devletleri olmuştur.

Büyük çoğunluğu Türklere ait olan bu devletlerden bazıları İstanbul'a kadar ilerlemişlerdi. 14'ncü asırda Osmanlı Devleti'nin Balkanları feth etmesi ile yeni bir durum ortaya çıkmış, bu defa Hıristiyan Avrupalılar topyekûn Osmanlılara karşı tavır almışlardı.

Haçlıların da desteklediği Sırp, Macar ve Avusturyalılar Balkanlarda Osmanlının rakibi olmuşlardı.


Osmanlı Devleti'nin zayıflaması döneminde Akdeniz'e giren İngiltere Yunanistan'ın kurdurarak Balkanlarda etkin olmaya çalışmış, Doğu Avrupa'da güçlenen Rusya Çarlığı da Romanya, Sırbistan ve Bulgaristan'ı oluşturmasına yardım ederek Balkanlara kuzeyden güneye doğru nüfuz etmeye başlamıştı.

Böylece İngiltere ile Rusya İktidar Ekatoru'nun Balkan Hattı'nda kıyasıya bir rekabete girmişlerdi. Almanların ortaya çıkması ile İngiltere ve Rusya'nın ortak hareket etmesi Osmanlıların Balkanlardan büyük ölçüde atılması ile neticelenmişti.

Zira Almanları Avrupa'ya hapsetmek hedefiyle İngiliz ve Ruslar, İktidar Ekvatoru'nun Balkan Hattı'nda rekabeti bir süreliğine durdurmuşlardı. 

İkinci Dünya Savaşı sonunda ABD-Sovyet Rus rekabeti yaşanmış ve günümüzde de AB'nin lideri Almanya ile ABD arasında stratejik bir rekabet yaşanmaktadır.


D- İktidar Ekvatoru'nun Güneybatı Avrupa Hattı'nda (Kuzey İtalya - Güney Fransa - Kuzey İspanya) stratejik ve küresel rekabet

İktidar Ekvatoru'nun stratejik açıdan hem Avrupa hem de küresel rekabette yer tutan önemli bir hattı Güney-Batı Avrupa'da bulunmaktadır.

Bu hat; Balkanların en batısındaki, İtalya'nın kuzeydoğusunda Adriyatik Denizi'nin kuzeyinde bulunan Venedik'ten başlamakta, Piemonte, Marsilya, Katalonya ve Bask'dan geçerek Atlas Okyanusu'na ulaşmaktadır.

Hem Avrupa'da hem de küresel rekabette bu hat bilinen tarihin ilk dönemlerinden itibaren kuzeydeki yani Asyavrupa ve güneydeki Asyafrika Hâkimiyet Sahalarındaki güçler arasında bir mücadele alanı olmuştur.  

Güney-Batı Avrupa Hattı'nın ilk sahibleri Finikeliler olurken, ilk rekabet te Kartacalılar ile Romalılar arasında yaşanmıştı.

Emevi ve Abbasi Müslüman devletleri bu hatta sahib olurken, yakın dönemlerde Fransa, İngiltere ve ABD tarafından kontrol altına alınmıştır.


Günümüzde üç siyasi devletin siyasi sınırlarından geçen ve birçok parçadan oluşan bu siyasal fay hattın bugün itibariyle en hareketli kısımları doğu ve batı kısımlarıdır. En az hareketli kısmı ise, Korsika adası hariç, Fransa'nın siyasal sınırları içindedir. 

Güneybatı Avrupa Hattı'nın en hareketli kısımlarından olan İspanya'daki Katalonya ve Bask ülkelerinin, Fransa sınırları dâhilinde Kuzey Katalonya ve Kuzey Bask Ülkelerine bitişik bulunması, İspanya'da hareketliliğin Fransa'ya taşınmasını kolaylaştıracaktır.

İtalya'nın kuzeyindeki Venedik ve Lambord bölgeleri İtalyan merkezi yönetimine karşı ciddi tavır ortaya koymuş bulunmaktadırlar.

Korsika dâhil olmak üzere zayıflayan Fransa'nın güneyi de birçok oluşuma açık bir konumdadır. Bütün bunları nazara alındığında beşeri ve coğrafi olarak bu hareketlenmenin önünde fazla bir engel de bulunmamaktadır.

Parçalanan milletlerin, siyasal yapıların ve küresel dinamiklerin mevcut olduğu bu hattının, tarihte olduğu gibi bugün de, harekete geçmemesi mümkün değildir.

Elhasıl, İktidar Ekvatoru'nun Güneybatı Avrupa Hattı'da ABD ve Almanya arasında yaşanın rekabet, destekçileri ile birlikte Çin de katılması ile daha da artacağı anlaşılmaktadır.


E- İktidar Ekvatoru Kuzey Amerika Hattı'nda stratejik ve küresel rekabet

Asyavrupa ve Asyafrika Hâkimiyet Sahalarının ortasında küresel rekabetin en şiddetli yaşadığı İktidar Ekvatoru'nun Bitişik Kıtalar yani Asya, Avrupa ve Afrika kısmının, Atlas Okyanusu'nun karşısında ayrık kıta konumunda olan Amerika kıtasında da devam ettiğini, tarihi olarak yaşanın rekabetlere bakarak tesbit etmekteyiz.

İktidar Ekvatoru bu coğrafyadaki kısmı Kuzey Amerika'da kıtasında bulunması dolayısıyla buradaki hattı da "Kuzey Amerika Hattı" veya günümüzdeki beşeri coğrafyaya bakarak "Hispanik Hattı" olarak adlandırmanın uygun olacağı kanaatindeyim.

Günümüzde ABD'nin elinde bulunan İktidar Ekvatoru'nun Kuzey Amerika Hattı kabaca; Florida-Georgia-Alabama-Mississippi-Louisiana-Teksas-Yeni Meksika-Arizona-Kaliforniya'dan oluşmaktadır.


Avrupalıların sömürgecilik faaliyetleri başlamasıyla birlikte neredeyse bütün küresel aktörler, Kuzey Amerika Hattı'na bir şekilde müdahil olmuş, rekabete girişmişlerdir.

Tarihi örnekler dikkate aldığımızda, İktidar Ekvatoru'nun Kuzey Amerika Hattı'nda İspanyol-Fransız, İspanyol-İngiliz, İspanyol-ABD'li rekabeti yaşanmıştır.

Bugün Kuzey Amerika Hattı'na ABD sahib olmakla birlikte, Amerikan-Hispanik ve Avrupan-Amerikan ayrımının yaşandığı saha kayganlığını korumaktadır.

ABD, İktidar Ekvatoru'nun Kuzey Amerika Hattı'nı kontrole devam etmek için her zaman olduğu gibi çok dikkatli davranmaktadır.

Fakat ABD karşıtları da ABD ile rekabette veya ABD'yi sınırlamadı bu hattı kullanmak için çalışmalar yapmaktadırlar.

Kısacası bu konu hem ABD'nin hem de dünyanın en önemli stratejik konularından birisi olacaktır.


Sonuç

Tarihte hüküm sürmüş güçlü ve küresel devletlerin rekabetlerini teferruatlardan soyutlayarak bir bütün olarak düşündüğümüzde, Japonya'dan Kaliforniya'ya hatta Havaî Adalarına kadar uzanan bir İktidar Ekvatoru'nun mevcut olduğunu tesbit ediyoruz.

İktidar Ekvatoru; Merkezî Doğu Asya, Türkistan, Anadolu, Balkan, Güneybatı Avrupa ve Hispanik/Kuzey Amerika hatlarından oluşmaktadır.

Bu İktidar Ekvatoru aynı zamanda Asyavrupa Hâkimiyet Sahası ile Asyafrika Hâkimiyet Sahası'na hükm etmiş güçlü devletlerin hem aralarında doğal bir sınır, hem de aştıklarında küresel hâkimiyetteki üstünlüklerinin bir nişanesi olmaktadır.

Şimdiye kadar dünyada yaşanan küresel mücadele daha ziyade Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarında, benim adlandırman ile Bitişik Kıtalar'da, yaşanmış olup Amerika kıtası ikincil konumda kalmıştır.

Bundan dolayı İktidar Ekvatoru'nun Amerika kıtasındaki kısmın belirgin hale gelmesi oldukça yeni döneme tekabül etmektedir.


İnsanlık tarihindeki güçlü ve küresel devletlerin dönemlerine göre rakibleri ile yaptıkları mücadelelerde üstünlüklerin izhar eden en önemli göstergelerden birinin, İktidar Ekvatoru üzerindeki hâkimiyetlerinin oranı olduğunu görmekteyiz.

İlmi ve teknolojik gelişmelerin ilerlemesine göre güçlü ve küresel devletlerin İktidar Ekvatoru üzerindeki hâkimiyet veya müdahil olama oranı da artmaktadır. Parça parça anlattığımız bu durumu, birkaç örnekle net bir şekilde ortaya koymakta yarar vardır.

Mesela İktidar Ekvatoru'nun kuzeyinde Asyavrupa'da hüküm süren İskitler (M.Ö 8-M.Ö. 3) güçlü oldukları dönemlerde Türkistan, Anadolu ve Balkan hatlarında üstünlüğü ele geçirmiş Asur, Med/Pers, Makedon ve Romalılara karşı büyük başarılar ortaya koymuştu.

Asyavrupa Hâkimiyet Sahasına birbiri ardınca kurulan Asya Hun Devleti(M.Ö.220!-M.Ö. 45), Merkezî Doğu Asya ve Türkistan, Avrupa Hun Devleti(337–469) ise Anadolu, Balkan ve Kuzeybatı Avrupa hatlarında üstülük sağlamışlardı.

Persler (M.Ö.550–331) ve İskender İmparatorlukları (M.Ö. 336–323) Türkistan, Anadolu ve Balkan hatlarına müdahil olmuş ancak İktidar Ekvatoru'nu hâkim olamamışlardı.

Emevi/Abbasi Müslüman Devleti(661–945); Türkistan, Anadolu ve Güneybatı Avrupa hatlarında üstünlüğe sahib olurken; Büyük Selçuklu Devleti(1037–1194), Türkistan ve Anadolu hatlarında egemenlik kurmuştu.

Cengiz Han (1206–1227); Merkezî Doğu Asya ve Türkistan hatlarına sahib olurken ardılları Moğollar da Anadolu hatlarında üstünlüğü sağlamışlar ve Balkan Hattı'na da nüfuz etmişlerdi. 

Osmanlı Devleti (1299–1922) güçlü olduğu dönemde Anadolu ve Balkan hatlarının mutlak sahibi olmuştu.

Rus Çarlığı (1547–1917); Merkezî Doğu Asya, Türkistan, Anadolu ve Balkan hatlarına müdahil olmuş ama tam bir üstünlük kuramamıştı.

İngiliz İmparatorluğu (1497–1945) güçlü olduğu dönemlerde İktidar Ekvatoru'nun tamamına bir şekilde müdahil olarak büyük bir başarı elde etmişti.

İkinci Dünya Savaşı sonunda Sovyet Ruslar (1917–1991) da İktidar Ekvatoru'nun tamamında faaliyet göstermelerine rağmen kısmi başarı elde etmişler ancak rakibleri ABD (1776-) daha başarı olmuş ve neredeyse İktidar Ekvatoru'nun ekserinde nüfuz ve üstünlüğünü kurmuştur. 

Günümüzde küresel güç olan ABD aynı zamanda İktidar Ekvatoru'nu da kontrol eden stratejik bir devlettir. Ancak rakibleri İktidar Ekvatoru üzerinde önemli kazanımlar elde etmiş olması, ABD'yi telaşlandırmakta rekabetleri çatışmalara dönüştürmekte veya dönüşmeye zemin hazırlamaktadır.

 

 

[1] İktidar Ekvatoru hakkında geniş bilgi için bakınız: Ali Arslan, Daimî Küresil Stratejiler, İskenderiye Kitap, İstanbul 2020, s. 137-230.


*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU