Burhan Şeşen: Kültür Bakanlığı'nda biriken milyonlarca liralık tazminatımız var

Müzik Yorumcuları Meslek Birliği Başkanı Burhan Şeşen, pandemi sürecinde müzik sektörününde yaşanan sıkıntıları ve normalleşme süreci sonrasını Independent Türkçe'ye anlattı

Türkiye’de normalleşme sürecinin ikinci adımı hafta başı itibariyle atıldı.

İş yerleri yavaş yavaş açılmaya, ekonomi ufak ufak hareketlenmeye başladı.

Ancak karantina sürecinin oluşturduğu etkiler, farklı meslek gruplarındaki ve halktaki tahribat kısmen devam ediyor.

İşsiz kalanlar, borca girenler, dükkan kapatanlar cabası.

Bu süreçten olumsuz etkilendiği pek dile getirilmeyen sektörlerden biri de müzik sektörü. 

Sanatçılarla aynı sahneyi paylaşan ve sadece iş başı gelire sahip olan orkestra çalışanları, sesçiler, ışıkçılar ve perdenin arkasındaki emekçiler.

Müzik Yorumcuları Meslek Birliği Başkanı Burhan Şeşen’e müzik sektörü normalleşebilecek mi diye sordum.

Burhan Şeşen bu vesileyle bazı bilgiler de paylaştı.

Mesela Kültür Bakanlığı’nda biriken ve 2005'ten beri alınamayan ve milyonlarca liraya tekabül eden “Özel Kopyalama Harcı”, 

Süreçten olumsuz etkilenen 200 bin müzisyenin olması detayı,

Tazminatların ödenmesi için 24 meslek birliğinin defalarca başvuru yapması ama yanıt alamaması,

Ürettikleri projelere belediyelerden ya da bakanlıktan cevap gelmemesi gibi.

Karantina döneminde kültür sanat alanında müziğin ötelenmesi konusunda biraz da kırgın müzisyenler.

Ama tüm bunların sadece mevcut hükümetle alakasının olmadığını ve aslında 70 yıldır Türkiye’de bir kültür politikasının bulunmadığını söylüyor Burhan Şeşen, “Hiçbir şey için de geç değil” diye de ekliyor. 

İşte Müzik Yorumcuları ve Meslek Birliği Başkanı Şeşen’le röportajın detayları. 
 

Burhan Şeşen.jpg
Müzik Yorumcuları Meslek Birliği Başkanı ve sanatçı Burhan Şeşen​​​​​​​


“Müzik sektöründe en az 400 bin kişi süreçten etkilendi”

- Sevgili Burhan Şeşen, merhabalar.

Merhabalar, iyi akşamlar.

- Sağ olun merhaba. Şimdi Türkiye 1 Haziran'dan itibaren normalleşme sürecine girdi ama müzik endüstrisi normalleşebildi mi ya da nasıl normalleşecek?  

Kısa sürede zaten pek bir şey bekleyemiyoruzi, zira biliyorsunuz hala bir sosyal mesafe kuralı var. Hala öyle çok toplu konserlere toplu gösterilere izin vermiyorlar gayet doğal olarak. 

Bunun için de çok kısa sürede müzik sektörünün toparlayacağını düşünmüyorum açıkçası. En iyimser tahminle de sonbahara doğru bir hareket olacağını düşünüyorum. 


"Türkiye'de müziğin algısında bir sıkıntı var; bu yüzden süreçten en derinden etkilenen sektör"

- Peki, evet her şey çok hızlı gelişti bu salgınla birlikte müzik endüstrisinde sizlerde nasıl gelişti? Yani birdenbire kapanan mekanlar, birdenbire gelen yasaklar sizleri nasıl etkiledi? 

Şimdi bu olağanüstü hallerde, olağanüstü durumlarda en çok etkilenen, en derinden etkilenen müziktir biliyorsunuz.

Daha önce de benzer olaylar olduğu zaman önce müzik sektörü etkilenir. Yani bilirsiniz maçlar devam eder, televizyonda diziler devam eder, reklamlar devam eder, hatta bazı bürokratların düğünleri devam eder neredeyse ama direk müzik yasaklanır.

Ben hep diyorum; müziğin algısında bir sıkıntı var Türkiye'de. Çünkü bizim ağıtlarımız var, bozlaklarımız var. Yani müzik bir grubu ifade biçimi zaten, illaki müzik dediğimiz zaman aklınıza dans, halay çekti falan gelmesin.

Bunun için müziğin algısıyla ilgili bir sıkıntı olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden de hakikaten en çok ve en derinden etkileyen bir sektör. 

Sadece müzisyen açısından da bakmamak lazım, ses ve ışık sistemleri, güvenlik sistemleri, lojistik, ulaşım sistemi, ne bileyim ondan sonra hatta ve hatta sokağa çıktığınız an bir konser sonrası yediğimiz sucuk ekmekçi bile neredeyse bu sektörden beslenen insanla.

Ben kabaca bir hesap yaptım, 400 bin civarı kişinin etkilendiğini düşünüyorum. Bizim Meslek Birliklerine üye 20 bin kişi var; ama bu tabii çok çok az bir üye adedi. Türkiye’deki normal, yani üye olmayan müzisyenler de katarsak en az 200 bin müzisyen olduğunu düşünüyorum.

Çünkü AVM’de çalanlar var, düğün salonları var baktığınız zaman, işte köylerde çalan çok müzisyen olduğunu düşünüyorum ve aileleriyle beraber en az 400 bin kişinin etkilendiğini varsayıyorum.
 


"Müzik sektöründeki ‘mutlu azınlık’ dışında asıl sahne emekçileri çok büyük sıkıntı içinde"

- Peki, bu süreyi nasıl geçirdiler? Yani siz çünkü hem bağlı olduğunuz birim dolayısıyla hem mesleğiniz, dolayısıyla kendi sektörünüzdeki pek çok insanla irtibat halindesiniz. Evet, sizler işin görünen tarafısınız; görünmeyen tarafı, o sahnenin arkasındaki arkadaşlar ya da sahnede size eşlik eden diğer müzisyenler nasıl geçirdiler bu zamanı? 

Hiç sormayın. Bu aslında hakikaten çok büyük bir sorun. Çünkü insanlar hep böyle birtakım starlarını görmeye ve starların özel hayatına alıştılar. Yani işte ‘son model arabalarda geziyorlar’, işte ‘yatları var, katları var, villalar var’ ama aslında durum öyle değil. 

O ne yazık ki ‘mutlu bir azınlık’ diye tarif edebileceğim. Onun dışında hakikaten müzik sektöründeki asıl sahne emekçileri çok büyük sıkıntı içindeler.

Bunun için de birtakım özel girişimler yapıldı, birtakım platformlar kuruldu sahne emekçileri, bizler Meslek Birlikleri olarak gerçekten çok çabaladık, hem bakanlıkla ilgili hem Büyükşehir Belediyesi'nden taleplerimiz oldu. Onlara projeler ilettik; ama ne yazık ki hiç bir sonuç alamadık. 
 

4.jpg
Fotoğraf: Pixabay


“Pandemi sürecinde müzik olmasaydı nasıl daha rahat bir şekilde atlatacaktık”

Sanki müzisyenler yokmuş gibi, Kültür Bakanımız da pandemi ilk süreçlerin de bir açıklama yaptı, Sayın Cumhurbaşkanımız da yaptı. Sektörlerden bahsederken tiyatrodan, sinemadan bahsettiler, tabii ki bahsedecekler ama müzik sektörünü ağızlarına bile almadılar.

Bu gerçekten çok üzücü ve çok şaşırtıcı, bunu defalarca belirttik. Yani bu sektör bir sektördür ve düşünün bu pandemi sürecinde müzik olmasaydı, bu çekti, konserler verilmeseydi, İtalya’da aryalar söylemeseydi veya hastanelerde sağlık hizmetlerinde çalışanlar halaylar çekmeseydi, nasıl daha kolay ve rahat bir şekilde bu süreci atlatacaktık. 


“Özel Kopyalama Harcı’nın bir an evvel sanatçı verilmesi talebimiz var”

- Zaten biz bu süreçte İtalya’da balkonlarda şarkı söyleyen, enstrüman çalan kişileri hatırlıyoruz, birbirlerini motive edip moral vermek adına İtalya’daki benzer tablolar Türkiye'de de yaşandı gerçi, ama müzik endüstrisi olarak “yeterince sesimizi duyuramadık” dediniz. Şimdi peki, artık normalleşme sürecine evet Türkiye adım attı. Bu süreçte peki ne yapılabilir? En azından normalleşme sürecine geçilmeye başlandığı andan itibaren tamam o zamana kadar sizler yanıt alamadınız taleplerinize, artık çok mu? 

Hayır, hala hiçbir şey için bence çok geç değil. Hatta dün 24 Meslek Birliği ile bir video konferans yaptık, yani sinema, filim, edebiyat ve müzik sektöründen 24 meslekli. Bu toplantımızın da amacı bizim bakanlıkta biriken bir tazminatınız var; ‘Özel Kopyalama Harcı’.

Bu çok ciddi bir para, yani ve yaklaşık bir dönem alınmış bu para, 2005 yılından beri alınmıyor ne yazık ki. Bu aslında sanatçının tazminatı. Bu Hazine’ye gelir falan kaybedilmemesi gereken bir şey.

Nedir bu özel ‘Özel Kopyalama Harcı’, çok kısaca söyleyeyim. Fotokopi makinelerinden alınan vergiler, ondan sonra flash bellekler, cep telefonları, müzik de çalındığı için bu tür şeylerden alınan vergiler. 

Yani o bizim hala zaten Kültür Bakanlığı farkında paraya dokunamıyorlar çünkü onlarda biliyorlar para sanatçının tazminatı, şairin tazminatı fotokopi olduğu için sinemacının tazminatı, CD’ler çoğaltıldığı için ve müzisyenlerin hakkı. 

Ve bu para duruyor. Biz de dedik ki “En büyük ricamız bu en büyük isteğimiz bu, zira size yük olmak istemiyoruz; ama orada duran bir paramız var. Yani bu dönemde bu acil durumda eğer bu para kullanılmayacaksa ne zaman kullanacağız biz bu parayı” 
 

5.jpeg
Fotoğraf: Pixabay


"Almanya'da sektörün yıllık cirosu 1 milyar 200 milyon euro; bizde 40 milyon dolar civarı"

Ve onun ricası onunla ilgili konuştuk ve en son yine bir bakanla ilgili 4 Meslek Birliği adıyla bu sefer son bir başvuruda bulunca eğer bu başvurudan da bir sonuç çıkmazsa, artık sanıyorum sosyal medya kampanyaları, gazetecilere falan… bir şey yapacağız.

Çünkü sektöre giriş yok, yani biz dünyadaki örneğiyle lütfen kıyaslamayın, dünyadan bir örnek vereyim: Almanya'da yıllık cirosu sektörün 1 milyar 200 milyon euro. Bizde 40 milyon dolar civarı. Onun için ve de 4 ayda bir bizim dağıtım yapma sorunumuz var ama umumi mahaller kapandığı için özellikle gelirlerimizin zaten yüzde 70’i zaten umumi mahallerden. Böyle büyük bir kaybımız var, bütün Müzik Meslek Birlikleri olarak bahsediyorum.

Bunun içinde bir Özel Kopyalama Harcının bir an evvel Meslek Birlikleri aracılığıyla sanatçı verilmesi talebimiz var. Yine büyükşehir belediyelerine özellikle, online konserler projelerimiz var, onlarla da bir toplantı yaptık. Ama çok ağır işliyor yani süreç çok ağır işliyor.

Bu insanlar bu arada her gün ekmek alamaz durumda, gerçekten söylüyorum. Yani çok yakinen tanıdığım insanların o kadar sıkıntı çektiğini biliyorum; o kadar çok telefon alıp çaresizlik içerisinde kalıyorum ki, hakikaten şaşırırsınız Benan Hanım. O kadar insanlar zor durumda.
 

1.jpg
Fotoğraf: Pixabay


"Büyükşehir belediyelerinin desteğiyle online konserler yapmak istiyoruz"

- Büyükşehir belediyeleriyle teker teker mi görüştünüz, yoksa toplu bir görüşmem oldu?

Büyükşehir belediyeleriyle toplu bir görüşme yaptık, çünkü sanıyorum Belediyeler Birliği Başkanı, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanımız ile de bir görüşme yapacağız. Onlara da bu sıkıntılarımızı anlatacağız umarım. 

Bizim istediğimiz yük olmak değil, ya her belediyenin kültür ve sanata ayırdığı bir bütçe var, bu bütçeyi yine bir şekilde tabii ki bir karşılığı olarak, yani biz hibe olarak istemiyoruz, onun için de online şeyler olarak görüyoruz. O bütçeyi başka bir aktarmada yine kültüre ve sanata harcamalarını talep ediyoruz. Başka bir özel bir talebimiz yok açıkçası.

- Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Sayın Fatma Şahin’den tam olarak talebiniz ne olacak? Siz kendisiyle konuşmadan önce, biz size soralım…

Hemen çok basit, şöyle bir şey, şimdi herkes pandemi süreci başladığı zaman evinde çok amatörce müzik yayınları yaptı ve tek gitarla falan. Biz bunu tamamen birebir sahneye taşımak, sosyal mesafeyi koruyarak, zaten sahneler devasa yerler, aralıklı zaten duruyor insanlar.

Ve de belediyelerin, bazı belediyelerin kanalları da var, bu belediyelerin YouTube sayfası üzerinde veya onların başka nereden isterlerse biz bu konserleri vermek istiyoruz. 

Yani tabii ki bu zorluğu biliyoruz, ilk kez bir Meslek Birliği Başkanı olarak yorumcu sanatçılarla pazarlık yapmayı bile üstüne görev olarak alacağım. Çünkü bu olağanüstü bir hal arkadaşlar, yorumcu arkadaşlarımız.

Bizim 2003 üyemiz var Türkiye’nin bütün yorumcuları, yani star olarak işte Sezen Aksu'dan Arif Sağ'a, MFÖ'den, ne bileyim Mazlum Çimen'e kadar hepsi bizim üyeniz. 

Ve ben ilk defa bir meslek birliği başkanı olarak aracı olacağım ki bizim bir Meslek Birliği işi değil, ama arkadaşlardan da rica edeceğim, hem belediyelere bir destek sağlayalım bu anlamda hem de belediyeler de bu alanda yorumculara destek sağlasın diye düşüncem var.

Dediğim gibi online konserler yapmak istiyoruz. Çok iyi bir ses sistemi ile çok iyi sahne ışığıyla, orkestrasıyla, kafamızda böyle proje var. 
 

2.jpg
Fotoğraf: Pixabay


"Herkes süreci bahane ediyor; telif gelirlerinde büyük bir düşüş olacak"

- Bir de tabii telifler var. Aslında biraz değindiniz siz, bu telifleri, eser teliflerini etkileyen bir durum var mı bu süreçte?

Eser teliflerini etkileyen umumi mahaller var. Dediğim gibi, yani telifleri digital alanlardan topluyoruz, radyo ve televizyonlardan topluyoruz, bir de kabaca umumi mahallerden topluyoruz.

Bir defa çok net bir şey var, herkes bu süreci bahane ediyor. Radyolar televizyonlar da bahane ediyor. Atıyorum konaklama tesisleri de doğal olarak onlarınki bahaneye girmez tabi ki onlarınki; ama herkeste böyle bir şey var, yani öteleme, erteleme. 

Bu yüzden tabii telif gelirlerinde büyük bir düşüş olacak ne yazık ki bu dönemde. Onun için işte bu açığı özellikle Kültür Bakanlığı'ndan Özel Kopyalama Harcı’nın isteyerek, belediyelerden de online konserler vererek kapatmaya çalışıyoruz. 

Yani bu alınan ücretlerin belki daha tam kafamda netleşmedi, eğer olumlu cevap verilirse, belki belli bir kısmını da Meslek Birliğimize fon olarak aktarıp oradan da bütün üyelere dağıtmak var.
 

9.png
Fotoğraf: Pixabay


"Bu partiler üstü bir şey; bu ülkede 70 yıldır bir kültür politikası yok"

- Peki şimdi diğer sanat dallarında olduğu gibi sizlerin de herhangi bir kampanya ya da bir işte imza kampanyası gibi bir projeniz, bir fikriniz var mı Meslek Birlikleri olarak? 

Şimdi Benan Hanım bizim Müzik Meslek Birlikleri bu konuda hemfikir, ama dediğim gibi bu Özel Kopyalama Harcı sadece bizi ilgilendirmiyor. Onlar biraz daha şeyler, yani daha orta yolcu bir yol istiyorlar, bilmiyorum. Ben bir sosyal medyadan bahsedince, hemen sanki hükümete karşı, iktidara karşı, devlete karşı suç işleyecekmişi gibi… 

Arkadaşlar dedim, 70 yıldır bu ülkede bir kültür politikası zaten yokken bu iktidarın sorun değil ki. Yani DSP zamanında da yoktu, partiler üstü bir şey. Bu ülkede kültür politikası yok. Onun için yani bu yapacağımız duyuru ve ayrıca biz bütün yolları, yazışmaları hepsini yaptık, raporlarımızı gönderdik, bu projelerimizi gönderdik; ama geri dönüş alamadık. 

"İnsan kirasını, doğalgazını ödeyemezken içinden ne şarkı yazmak gelir ne kitaba bir satır karalamak"

Bu açıdan da kamuoyundan destek alacağız ve şöyle bir destek yani arkadaşlar, çünkü destek isteyenlerin şöyle bir algısı var Türkiye’de; hep bir bir şey isteyen, mesela dediğim gibi biraz önce hani herkesi yatları, katları, villaları olan insanlara zannettikleri için böyle bir talebimiz olduğu zaman da ‘gözünüzü doysun’ demeye başlıyorlar. Maalesef çünkü öyle tepkilerle de karşılaşıyoruz. 

Bunun için yapacağımız kampanyanın bence özü şu olmalı: Sevgili Tolga Sağ’ın fikriydi ayrıca bu da. Biz bunu alamazsak kitap olmayacak, alamazsak şarkı olmacak, yani bundan sonra hayatımıza ne getirecek, filim olmayacak belki bu şaka değil belki bu topik gibi geliyor ama çünkü evine hakikaten ekmek alamaz, kirasını, doğalgazını ödeyemezken hakikaten içinden ne şarkı yazmak gelir ne bir kitaba bir satır karalamak gelir. Gelmez.
 

8.jpg
Fotoğraf: Pixabay​​​​​​​


Ve ben de bunun yeni bir şey istemekten ziyade, bakın olmazsa arkadaşlar bu bizim hakkımız, biz yani farklı bir şey istemiyoruz, bu bizim hakkımız, içeride birikmiş paramız var, bizim paramızı verin.

Yani ben o parayı biz hakkedenlere dağıtalım ki çünkü yani o para niye var, sanatçının tazminatını zaten adı üstünde. Onun için böyle bir kampanya yapacağız. 

Ama dediğim gibi hükümetle ilgiliymiş gibi bir korku var, ama hükümetle ilgisi yok, bu daha başka bir hikaye. Yani sadece hükümet ilgilense keşke o değil yani. Bu başka bir şey, bir kültür politikasının olmaması, kaç yıldır, 70 yıldır yok. En başından beri, ben 60 yaşındayım, hiç hatırlamıyorum böyle bir politikasını; bunu dile getirmek.

Müzik Meslek Birlikleri burada hem fikiriz, diğer meslek birliklerinin biraz çekinceleri var, ama bu hafta netleşecek.

- Sayın Burhan Şeşen, mesajları çok net bir şekilde verdiniz aslında sürece dair de görüşlerinize teşekkür ediyorum. Bu arada eklemek istediğiniz ilave etmek istediğiniz bir şey var mı?

Ben çok teşekkür ediyorum, bize fırsat verdiniz en sonunda müzik sektörüne ben de naçizane fikirlerimi paylaştım. Çok teşekkür ederim. 

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU