Sürecin düğümü: İmralı mı, toplumsallaşmaması mı?

Alişer Delek Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

CHP’nin İmralı’ya gitmeme kararıyla birlikte koptu bir kıyamet. CHP ile aşk tazeleyenler de var, "zaten" diye başlayan eleştiriler de. Bağırmak için o kadar çok nefes birikmiş ki ciğerlerde yine kimse anlamaya çalışmıyor. 


Mecliste kurulan komisyona bugün baktığımızda tek amacının kurulmak ve var kalmak olduğunu anlıyorum.

Geride kalan toplantılarda sadece dinlemekle yetindi zira. Bize bir şey anlatmadı.

Kurulması ve var olarak kalmasıyla sürece hizmet etti.

Bu kadarı bile kıymetli, potansiyeli var ama daha üzerine bir şey koymuş değil. 

Peki komisyona bu karizmayı ya da meşruluğu veren ne?

Hiç şüphesiz Cumhuriyet Halk Partisi…

Eğri oturup doğru konuşalım, CHP bu komisyona üye vermeseydi toplumda "Cumhur İttifakı ve bu ittifaka girmek isteyen partiler" diye anılanlar kalacaktı.

Tıpkı 29 Ekim resepsiyonu sonrası verilen fotoğrafta olduğu gibi… 


CHP’nin sürece mesajı

Peki CHP, İmralı’ya gelmiyorum dedi ama masadan kalktı mı?

Hayır. Komisyonda kalmaya yani sürecin içinde durmaya devam edecek.

Sürecin selameti açısından bunun önemini konuşmaya gerek yok sanırım.

CHP bu sürece lazım. Ama CHP şu mesajı veriyor:

Süreci ve gidişatı tabanıma anlatamıyorum ya da anlatamıyorsunuz?

Açıkçası ben de sürecin İmralı’ya ziyaret (ya da adını koyalım Öcalan’ı dinleme) noktasında tıkanmasına anlam veremiyorum.

Şu an sürecin ihtiyacı bu muydu?

Süreç toplumsallaştı da tek eksik Öcalan ziyareti mi?

Bence değil. Hatta sürecin toplumsallaşmasına engel Öcalan ziyaret.

Adına ne derseniz deyin Öcalan Türkiye’de büyük çoğunluk tarafından bir nefret objesi.

Ve bu ziyaretle bu tersine dönmeyecek.

Tam tersine ziyaret dayatmasıyla, Öcalan nefreti süreç karşıtlığını körükleyecek. 


Sürecin ihtiyacı İmralı mı?

Bir önceki süreçten miras kalan ve çözümü basit sorunlar aşılamamışken, zordan başlamak ama toplumda sürece dair güven bunalımına sebep olacak.

Başta Diyarbakır Anneleri olmak üzere dağdaki suça karışmamış gençler ailelerine kavuşsaydı, cezaevindeki hasta ve yaşlı mahkumlar evlerinde sağlığına kavuşsaydı, Suriye sahasında entegrasyona dair son dönem yaşanan olumlu gelişmeler topluma anlatılsaydı, sürecin toplumsallaşması için Öcalan ziyaretinden daha etkili olmaz mıydı? 


Ama hangi CHP?

İmralı kararıyla birlikte süreç yüzünden CHP’yi uzun süredir dövemeyenler yine aldı sazı eline. Yerden yere vurmaya çalışıyorlar.

Bunlardan bağımsız CHP’nin masada kalıp, İmralı’ya gitmeme kararını iyi analiz etmek sürece de katkı sağlayacaktır. 

CHP, diğer çoğu parti gibi bir lider partisi değil. Parti içinde Cemal Enginyurt da var, Sezgin Tanrıkulu da.

PKK silah bıraktığını açıkladığı gün Tanrıkulu Diyarbakır’da halay çekiyordu, Enginyurt aynı dakikalarda Sözcü TV’de bunun kandırmaca olduğunu anlatıyordu. 

Bu denklemde son sözü kuşkusuz Özgür Özel söyledi. Ki o Özgür Özel partiden yükselen muhalefete rağmen sürece yapıcı bir katkı sağlamak için elinden geleni de yaptı. Ta ki mevzu bahis Öcalan’a ziyaret olunca. 


CHP sürece mesaj veriyor

CHP tabanını ve kararını bir mikro örnek olarak okumak lazım.

Türkiye’nin nabzı bu kararda yatıyor bence. Süreci destekleriz, terörden kurtulmak isteriz elbette ama Öcalan’a ziyaret şu an değil.

Bunun için CHP komisyonda kalırım ama İmralı’ya gelmem dedi. İlerde bu kararından vazgeçer mi?

Önce tabanı sürece inansın, amacın ne olduğunu anlasın bu kararını gözden geçirecektir.


Ez cümle; sürecin yürütenleri CHP’nin İmralı kararına duygusal tepki vermek yerine nedenini anlayıp yola devam ederse sürece daha da katkı sağlar.

Zira İmralı tümseği şimdilik aşıldı ama süreç daha uzun ve tümsekler belki de "hendek"ler karşımıza çıkacak.

Gemileri hemen yakmayın, anlamaya çalışın. Daha gidecek çok yolumuz var.

Unutmayalım ki; süreci başarıya ulaştıracak olan şey aceleye getirilmiş ziyaretler değil, toplumun vicdanında karşılık bulan şeffaf ve sahici adımlardır.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU