Yabancı yatırımcıyı yasaklamak yerli girişimciyi korur mu yoksa ekonomiyi daraltır mı?
Afrika'nın birçok ülkesinde denenmiş bu politika şimdi Tanzanya'da gündemde.
Tanzanya yönetimi, "yerli halkı korumak" amacıyla yabancıların 15 sektörde işletme kurmasını yasakladı.
Ancak tarih, bu tür radikal korumacı politikaların genellikle beklenenin tam aksi sonuçlar doğurduğunu gösteriyor.
Mobil para transferinden güzellik salonlarına, tur rehberliğinden hediyelik eşya dükkânlarına kadar uzanan geniş bir sahayı kapsayan düzenleme, doğrudan 50 binden fazla küçük ölçekli yabancı girişimciyi etkileyecek.
Cezai yaptırımlar ise son derece ağır: 10 milyon şiline (4000 dolar) kadar para cezası, 6 aya kadar hapis, vize iptali ve ticari varlıklara el koyma.
Üstelik sadece yabancılar değil, onlara aracılık eden Tanzanyalılar da 5 milyon şilin ceza ve 3 aylık hapis cezası riskiyle karşı karşıya.
Mevcut işletmelere lisans süreleri bitene kadar faaliyet izni verilse de sürenin sonunda tüm lisanslar askıya alınacak.
Bu durum ülkedeki yabancı girişimcilerin, uzun vadede Tanzanya'dan tamamen çekilmek zorunda kalabileceği anlamına geliyor.
Devlet Başkanı Samia Suluhu Hassan'ın bu hamleyi yaklaşan genel seçimler öncesinde yerel esnafın desteğini almak ve "yabancı karşıtı" popülist söylemle oy toplamak için yaptığı düşünülüyor.
Korumacılık mı, ekonomik risk mi?
Hükümet, bu adımı Tanzanyalıların ekonomik olarak güçlendirilmesi için atılmış bir "koruma" hamlesi olarak sunuyor.
Zira tartışmanın odağında, özellikle perakende, hizmet ve imalat sektörlerinde faaliyet gösteren ve yerel KOBİ'lerle doğrudan rekabete giren Çinli küçük ölçekli işletmeler var.
Bu işletmelerin getirdiği düşük fiyatlı iş modelleri ve çoğu zaman yerel normlara ters düşen uygulamalar (rüşvet, yolsuzluk vb), Tanzanyalı esnaf üzerinde ciddi bir baskı oluşturmuş durumda.
Dolayısıyla bu hamle Çin'in kıtadaki yaygın yatırımlarının yol açtığı ekonomik ve siyasi gerilimler bağlamında, Darüsselam yönetiminin Pekin ile ilişkilerinde daha dengeli bir duruş arayışının da sinyali olarak yorumlanıyor.
Ancak tarih, yabancı işletmecileri ve yabancı iş gücünü dışlayan kararların çoğunlukla zaten var olan derin ekonomik krizlerin ve yönetim zaaflarının bir sonucu olarak alındığını, mevcut yangını söndürmek yerine daha da körüklediğini gösteriyor.
Tanzanya'nın hamlesi, yalnızca Çinli işletmecileri değil, Kenya, Ruanda, Burundi, Güney Sudan ve Kongo'dan gelen on binlerce Afrikalı işçi ve küçük işletme sahibini de hedef almasıyla daha büyük bir soruna dönüşüyor.
Özellikle 40 binden fazla Kenyalının Tanzanya'da yaşadığı ve çalıştığı düşünüldüğünde, kararın yaratacağı insani ve ekonomik etki göz ardı edilemez.
Bu durum, kararı basit bir iç politika meselesi olmaktan çıkarıp, bölgesel iş birliğine indirilmiş bir darbe haline getiriyor.
Zira Tanzanya'nın da kurucu üyesi olduğu Doğu Afrika Topluluğu'nun (EAC) amacı, üye ülkeler arasında sermaye, mal, hizmet ve iş gücünün serbest dolaşımını sağlamak.
Tanzanya'nın söz konusu hamlesi, topluluğun temel prensibiyle doğrudan çelişiyor ve kaçınılmaz olarak misilleme riskini ve ticari gerginlikleri beraberinde getiriyor.
Öte yandan 50 bin işletmenin izlenmesi, denetlenmesi ve gerektiğinde yaptırıma tabi tutulmasının doğuracağı bürokrasi, ülkenin uzun süredir mücadele ettiği yolsuzluğun derinleşmesine zemin hazırlayabilir.
Bölgedeki uzmanlar, yasak kararının Tanzanya halkı için kısa vadeli siyasi kazanımlar sunabileceğini kabul etse de uzun vadede ülke ekonomisi için bir darboğaz, bölge için ise tehlikeli bir emsal oluşturduğu konusunda uyarıda bulunuyor.
Afrika'da yabancı düşmanlığının ekonomik bedeli
Afrika tarihinde yabancı iş gücünü hedef alan yasakların çoğu, işsizlikle mücadele ve yerel halkı koruma iddiasıyla gündeme geldi.
Ancak sonuçlar genellikle beklenenin tam tersi oldu:
Gana: 1969'da ciddi ekonomik sıkıntılar ve yüksek işsizlik karşısında, hükümet "yabancı işçilerin Ganalıların işlerini elinden aldığı" gerekçesiyle çoğunluğu Nijeryalı olan yüz binlerce Batı Afrikalı göçmeni sınır dışı etti. Bu tepkisel hamle, canlı ticari hayatı anında sekteye uğratarak ekonomide derin bir yara açtı.
Nijerya: 1983 yılında yaklaşık 2 milyon (çoğu yasadışı) Ganalıyı "yabancı işgücü" diyerek ülkeden çıkardı. Olayın toplumsal hafızadaki izi o kadar derindir ki, sefalet içinde ülkeyi terk etmek zorunda kalan Ganalıların eşyalarını taşımak için kullandıkları ucuz naylon torbalar "Ghana must go" (Gana gitmeli) çantaları olarak anılmaya başlandı ve bu sembolik ifade günümüze kadar ulaştı.
Her iki örnekte de yabancıların varlığı ekonominin kötüye gitmesinin ana nedeni olarak gösterildi.
Fakat yabancılar gittikten sonra işsizlik azalmadı bilakis ekonomi daha da kırılgan hale geldi, kimi zanaatlar kayboldu, iş gücü azaldı, yabancılara karşı nefret ve misilleme döngüsü tetiklendi.
İdi Amin'in ekonomik intiharı: 90 günde bir ülkenin çöküşü
Bu tür yasakların en sert, en trajik ve en çok hatırlanan örneği, hiç şüphesiz Uganda lideri İdi Amin'in 1972'de verdiği "Asyalıları sınır dışı etme" kararı oldu.
İdi Amin, ülkedeki Asyalılara Uganda'yı terk etmek için yalnızca 90 gün mühlet tanıdı.
Gerekçe olarak "ekonomiyi sabote ettikleri, kalkınmayı geciktirdikleri ve Uganda yaşam tarzına entegre olamadıkları" iddialarını öne sürdü.
Uganda nüfusunun küçük bir kısmını oluşturan ancak vergi gelirinin yüzde 90'ını üstlenen Asyalı topluluk, ülkedeki ticaret ve finans sektörleri ile küçük işletmelerin bel kemiğiydi.
Asyalılar Uganda'dan ayrıldığında, Uganda halkı kısa süre içinde kendilerini büyük bir krizin içinde buldu. Ekonomistlere göre bu karar ülke ekonomisini 10 yıl geriye götürdü.
Çoğu sektörde tecrübesiz olan halk, mevcut ticari bağlantıları koruyamadı.
Küçük işletmeler çöktü, birçok zanaat kayboldu, işsizlik arttı ve devlet gelirleri önemli ölçüde düştü.
Uganda şilini değer kaybetti, ülkenin uluslararası itibarı zedelendi.
Uganda'dan ayrılmak zorunda kalan yaklaşık 80 bin Asyalı, başta İngiltere ve Kanada olmak üzere çeşitli ülkelerde yeniden hayata tutunma mücadelesi verdi.
Yıllar sonra yapılan değerlendirmeler, bu nüfusun gittiği ülkelere ekonomik katkı sağladığını, Uganda içinse telafisi imkânsız bir beyin göçü ve kayıp olduğunu ortaya koydu.
Duvarlar değil, kurallar inşa etmek
Tanzanya'nın hamlesi ile İdi Amin'in 1972'deki uygulaması elbette nitelik ve şiddet açısından kıyaslanamaz. Amin'in kararı insanlık dışı ve ani bir şiddet eylemiydi.
Tanzanya ise (şimdilik) yasal bir düzenleme yoluyla, yabancıların belirli sektörlere girişini kısıtlamayı hedefliyor.
Ancak iki durumun ortak noktası, ekonomik sıkıntılar karşısında benimsenen tepkisel ve dışlayıcı yöntem.
Kararın arkasındaki meşru ekonomik kaygıları anlamak mümkün olsa da tarih, kapsayıcı olmayan, bu tür tepkisel korumacılığın genellikle kontrolden çıktığını, yerli ya da yabancı herkesi zarara uğrattığını gösteriyor.
Asıl sorun yabancıların varlığı değil, bu varlığın düzensiz, denetimsiz ve yerel ekonomiye entegre olmayan bir formda sürdürülmesi.
Tanzanya milli ekonominin, dışarıdan gelenleri dışlayarak güçlendirilebileceği yanılgısına düşmemeli.
Gerek İdi Amin'in Uganda'sı gerekse Gana ve Nijerya örnekleri bu yanılgının ekonomik zararla neticelendiği kadar, bölgesel gerilimlere yol açtığını ve ülkeler arası ilişkileri zedelediğini de gösterdi.
Tanzanya'nın önünde iki seçenek var:
- Ya yerel ortaklık zorunluluğu, yerel istihdam kotası, şeffaf vergi denetimleri ve bilgi-tecrübe transferini şart koşan akıllı düzenlemelerle yabancı yatırımı kendi kalkınma hedefleri doğrultusunda yönlendirecek;
- Ya da popülist bir yasaklama refleksiyle tarihin tekerrür etmesine izin verip kısa vadeli siyasi çıkar uğruna, uzun vadeli ekonomik çıkmaza girme riskiyle karşı karşıya kalacak.
Unutmamak gerekir ki Tanzanya, alacağı bu kararla yalnızca kendi geleceğini değil, aynı zamanda Doğu Afrika'nın bütünleşme idealini de şekillendirecek.
Kaynaklar:
Popat, Lord(2022, Ağustos 4) Fifty years on from the expulsion of Asians by Idi Amin, Uganda's loss is Britain's gain https://www.politicshome.com/thehouse/article/fifty-years-on-from-the-expulsion-of-asians-by-idi-amin-ugandas-loss-is-britains-gain
Agbetiloye, Adekunle(2025, Temmuz 30) Tanzania bans foreigners from running small businesses to preserve citizens' https://africa.businessinsider.com/local/markets/tanzania-bans-foreigners-from-running-small-businesses-to-preserve-citizens/13nltyx
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish