İnsanların tamamen farklı haber kaynaklarından beslendiği, aynı olayları bile farklı şekillerde gördüğü bir dünya hayal edin.
İşte "bilgi balkanizasyonu" denilen şey tam olarak bu: Toplumun parçalara ayrılması ve her parçanın kendi gerçeğini yaşaması.
Balkanlar'ın parçalanmış coğrafyasından esinlenen "bilgi balkanizasyonu" kavramı, toplumların birbirinden izole bilgi ekosistemlerine bölünmesi anlamına geliyor.
Bu fenomen, farklı grupların tamamen ayrı gerçeklik algıları içinde yaşaması ve ortak bir hakikat zeminin ortadan kalkması ile karakterize ediliyor.
Donald Trump'ın ikinci başkanlık döneminde uygulamaya koyduğu politikalar, bu süreci küresel ölçekte hızlandırırken, II. Dünya Savaşı sonrası liberal düzenin temellerini sarsmaya başladı.
Amerika'nın eski yöntemi: Cazibeyle etkilemek
Soğuk Savaş'tan beri Amerika, dünyayı kendi yanına çekmek için "yumuşak güç" denen bir yöntem kullanıyordu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bu basitçe şu demek: Zorla değil, cazibeyle kazanmak.
Hollywood filmleri, pop müziği, demokratik değerler ve özgür basın Amerika'yı çekici kılıyordu.
Voice of America gibi radyo kanalları dünyanın her yerinde Amerika'nın bakış açısını objektif habercilik kisvesi altında yayıyordu.
Bu yaklaşımın temel mantığı şuydu: İnsanları zorlamak yerine onları ikna et, Amerika'yı sevdirmeye çalış, böylece dünya Amerika'nın istediği yönde gider.
Trump'ın yeni yöntemi: Böl ve yönet
Trump bu anlayışı tamamen değiştirdi.
Mart 2025'te Amerika'nın uzun yıllardır devam eden kamu radyo ve televizyonlarını kapattı.
Voice of America gibi kurumların bütçesi kesildi, personeli ücretsiz izne çıkarıldı.
Peki bunların yerine ne geldi?
Cevap basit: Kendi kontrolündeki özel şirketler ve platformlar.
Trump'ın Truth Social adlı sosyal medya platformu artık Beyaz Saray'ın resmi iletişim kanalı.
Elon Musk'ın X (eski Twitter) platformu ise gayri resmi diplomasi aracı olarak kullanılıyor.
Steve Bannon'ın "War Room" podcast'i, Charlie Kirk'ün Turning Point USA hareketi ve Laura Loomer gibi radikal figürler, devlet söylemini yaygınlaştıran ana aktörler olarak öne çıktı.
Bu dönüşüm, Fransız akademisyen Dusan Bozalka'nın "déformaliste diplomasi" olarak tanımladığı yeni bir yaklaşımı temsil ediyor.
Bu stratejide meşruiyet artık kurumsal değil viral, duygusal ve taklitçi karakterde.
Amaç ikna etmekten ziyade sürüklemek, bilgilendirmekten çok destekçiler için tutarlı bilişsel bir balon yaratmak.
Karşıt görüşleri susturmak ve kendi taraftarlarını seferber etmek.
Gerçeği anlatmaktan ziyade, kendi versiyonunu kabul ettirmek.
Dünyaya yayılan etki
Bu değişim sadece Amerika içinde kalmıyor.
Trump'ın desteklediği figürler, Avrupa'daki benzer düşünen siyasi partilerle bağlantı kuruyor.
Fransa'daki Reconquête, İspanya'daki Vox, İtalya'daki Fratelli d'Italia gibi partiler benzer yöntemler kullanmaya başladı.
Sonuç?
Her ülkede farklı gruplar farklı gerçekliklerde yaşamaya başlıyor.
Herkes kendi yankı odasında, sadece kendi görüşlerini destekleyen haberler duyuyor.
Müttefikler endişeli
Bu durum Amerika'nın geleneksel müttefiklerini kaygılandırıyor.
Çek Cumhuriyeti, Amerika'nın Radio Free Europe'u kapatmasını eleştirerek, bunun Rus propagandasına karşı savunmasızlık yarattığını söyledi.
Avrupa Birliği, Amerika'ya güvenemeyeceğini anlayarak kendi medya kurumlarını desteklemeye başladı.
Bu güven kaybının pratik sonuçları var: NATO içindeki iş birliği zorlaşıyor, ortak politikalar üzerinde anlaşmak güçleşiyor, her ülke kendi yoluna gitmeyi tercih ediyor.
Çin ve Rusya'nın fırsatı
Amerika kendi yumuşak gücünü terk ederken, Çin ve Rusya bu boşluğu doldurmaya çalışıyor.
Afrika'da, Orta Doğu'da, Asya'da Amerika'nın etki kaybettiği yerlerde bu ülkeler kendi anlatılarını yaygınlaştırıyor.
Çin, ekonomik kalkınma vaatleriyle; Rusya ise Batı karşıtlığı ile etkisini artırıyor.
Amerika'nın güvenilirliği azaldıkça, bu alternatiflerin cazibesi artıyor.
Bilgi savaşının yeni yüzü
Trump'ın stratejisi bilinçli olarak kaos yaratmaya dayanıyor.
Aynı anda birçok farklı, hatta çelişkili hikâye anlatarak insanları şaşkına çeviriyor.
Hangi haberin doğru olduğunu anlamak güçleşirken, insanlar sadece kendi inanmak istediklerine inanmaya başlıyor.
Bu sistem, geleneksel gazeteciliği ve faktörel doğruluğu ikinci plana itiyor.
Önemli olan artık doğru olmak değil, viral olmak; ikna etmek değil, heyecan yaratmak.
Günlük hayata yansımalar
Bu durumun sıradan insanlar üzerindeki etkisi ciddi.
Aynı ülkede yaşayan insanlar, aynı olayları tamamen farklı şekillerde görmeye başlıyor.
Aile içinde bile siyasi tartışmalar zorlaşıyor çünkü herkes farklı "gerçeklerle" besleniyor.
Demokratik tartışma için gerekli olan ortak zemin ortadan kalkıyor.
Seçimlerde bile insanlar aynı adayları farklı nedenlerle destekliyor veya karşı çıkıyor.
Bu eğilimler Türkiye'de de görülüyor. Sosyal medyada farklı siyasi kampların tamamen ayrı haber akışları var.
Potansiyel tehlikeler
Bu gelişmelerin uzun vadeli sonuçları endişe verici:
- Demokratik kurumlar meşruiyetini kaybedebilir
- Toplumsal kutuplaşma artabilir, hatta şiddete dönüşebilir
- Bilimsel gerçekler bile siyasallaşabilir
- Dış güçlerin manipülasyonuna açık hale gelebiliriz
Sonuç: Kritik bir dönemece
Amerika'nın bu yeni stratejisi, II. Dünya Savaşı sonrası kurulan dünya düzenini köklü şekilde değiştiriyor.
Artık tek bir süper güç tarafından şekillenen bir dünya yok; yerine her bölgenin kendi gerçeğini yaşadığı, parçalanmış bir sistem geliyor.
Bu değişim geri döndürülemez olabilir.
Bu yüzden hem bireysel hem de toplumsal olarak, bilgi kirliliğine karşı önlem alma zamanı geldi.
Aksi takdirde, gerçeği yalanla ayırt edemediğimiz bir dünyada yaşamak zorunda kalabiliriz.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.