Tarımsal ihracattaki tüm risk ve tehditlere rağmen Türkiye'nin çok şanslı olduğunu ifade eden İstanbul Yaş Sebze Meyve İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu, "Türkiye'de yatırım var, fabrika var, know-how var. Fabrikalarımız son teknoloji. Hazırda güvenilir tedarikçi algımız var. Müşteri talebine göre terzi usulü üretim potansiyeli, Türkiye'yi pazarda önemli bir konuma taşıyabilir. İhracatçılarımız deneyimli, dinamik ve güçlü. Türkiye'nin tarımsal ihracat kasları çok güçlü. Doğru çeşit, ürün planlaması ile çok daha İyi yerlere gelebiliriz" diyerek tarım ihracatında 40 milyar dolar hedefi için iklim dostu politikaların benimsenmesinin kritik bir öneme sahip olduğuna" dikkat çekiyor.
Sefalet endeksinde ön sıradakiler
Türkiye potansiyeline rağmen, makus talihinin dezavantajlarını ziyadesiyle hissediyor. Steve Henke'nin "Sefalet Endeksi"ne göre, "dünyanın en az sefil ülkeleri Belçika, Mali, Almanya ve Hollanda. Sefalet listesinde tanıdıklar var: "Sudan, Arjantin ve Türkiye." İç savaştaki Sudan liste başı, Arjantin borsası yüzde 124 yükselse de hala halkına refah getiremiyor. İç savaş Suriye için de sefaletin nedeni. Dünya mutluluk endeksinde 94'üncüsırada olan Türkiye'de toplam 32 milyon çalışanın 17 milyonu asgari mutlulukla idare ediyor, kaynaklar kalkınmaya katalizör edilemiyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Durian meyvesi ile gelen refah
Mutlu ülkeler kalkınmayı toplumun tüm kesimlerine yayıyor. Tayland onlardan biri, son 10 yılda durian meyvesiyle tarımda lezzetli bir başarı hikâyesi yazdı, küresel tarım ihracatında 15'inci. sıraya yükseldi. Katma değerli ürünler, çevre dostu üretimi önceliyor. Tayland'ın yüzölçümü 513 bin kilometre kare Türkiye'ninki 783 bin kilometre kare. Tayland'ın 2025 yılı tarım ihracatı yüzde 6 artışla 52,9 milyar dolar oldu. Türkiye'nin 2024 tarımsal ihracatı yüzde 3,3 artışla 36,2 milyar dolar.
Tayland, Asya Pasifik'in yükselen tarım tedarikçilerinden
Kahve, kakao gibi yüksek değerli tarım ürünlerini, rejeneratif tarımı teşvik ediyor. Pirinç üretiminde su tüketimini yüzde 50 azaltan bir inovasyona imza attı. "Genç akıllı Çiftçiler" projesiyle tarımda genç entegrasyonunu sağlıyor. Dünyada yükselen tropikal meyveler, tarımsal ihracatının yüzde 22'sini oluşturuyor. Artan tüketici talebi, genişleyen ekim alanları, verim artışı, çoklu kullanım alanı, hükümet destekleri ve tedarik zinciri yönetimiyle durian meyve ihracatı ülkenin dinamiklerini değiştiriyor. Mısır da devlet destekleriyle tarımsal ihracat sahnesine sağlam bir giriş yaptı. Stratejilerini planla taçlandırıp iradeyle mayaladılar, sonuç artan ihracat, çiftçi gelirleri.
Durian pazarı büyüyor, fındık yerinde sayıyor
Durian pazarı 20, 7 milyar dolar, 2035'de pazarın 46, 2 milyar dolar olması öngörülüyor. Tayland 4 milyar dolarla ihracatın lideri. Bir tarafta daha dün tarım ihracat sahnesine çıkmış durianın memleketine getirdiği refah bir tarafta yeri doldurulamaz fındığın, 2015'te gördüğü en yüksek ihracat değeri 2 milyar 887 milyon doları geçememesi.
"Belediyelerin haşere ilaçları pestisit kontrollerinde çıkıyor"
Küresel tarım ihracatı pazarı zorlu, akıllı, planlı, güçlü rakiplerle daha da zorlaşıyor. Bond çantasıyla ihracat yapma devri çoktan bitti. Tokgöz, pestisitli ürünlerden, ihracata pek çok konuda çarpıcı açıklamalarda bulunuyor.
"Kiraz, vişne, kayısı ve elmada arz talep dengesi bozuldu, ihracatta sıkıntı yaşanıyor. 2025'de tüm meyvelerde don nedeniyle çok büyük sıkıntılarla karşı karşıyayız" diyen Tokgöz, pestisitli ürünlerin dönüşü ile ilgili "ürün dönüşleri çok azaldı. Belediyelerin haşere mücadelesi kapsamında kullandıkları haşere ilaçlarındaki aktif maddeler de, kontrollerde çıkabiliyor" şeklinde konuşuyor.
"Coğrafi işaretli ürünlerin ihracatta karşılığı yok"
Tokgöz, son yıllarda STK'ların üzerinde çok durduğu coğrafi işaretli ürünlerle ilgili de açıklamalarda bulundu. Belediyeler, STK'lar Coğrafi İşaret almada birbiriyle yarışıyor, Avrupa'dan Coğrafi İşaret alındığında Eurovision şarkı yarışmasında finale kalmış kadar coşkuyla karşılanıyor.
"İhracat pazarlarında Türkiye'nin Coğrafi İşaretli ürünlerine ilgi var mı" sorusuna, "Hayır, Türkiye'de ilgili ürünler zaten çok az üretiliyor. İhracatta mutlaka belli bir ölçek olmalı, öyle bir hacim yok. Kodeks'e uygun üretimle ilgili de sorunlar yaşıyoruz" diyerek kaliteye dikkat çekti.
"Ülke tarım markası çalışılmalı"
"Türkiye'nin Antep fıstığı, Malatya kayısısı ve fındık dışında markalı bir tarım ürünü yok" diyen Tokgöz, "Turquality firmaya özel bir program, Türkiye için kaliteli ürün üreten ülke markası çalışılmalı. İhracatçılar Meclisi'nin Tanıtma Grupları ile Uzakdoğu ve ABD'de çok başarılı işler yapıldı. Bu türden programlar uzun vadeli sonuç veriyor, büyük bütçeler gerekiyor" diyor.
Kaliteli, lezzetli ürünler ülke markası çok önemli, bu anlamda son yıllarda Türk somonun ana vatanı Kuzey Avrupa ülkelerinde diğer somon çeşitlerine göre yüzde 20 daha fazla satılmasına rağmen "Türk somonunun besin değeri yüksektir" algısı Tarım Orman Bakanlığı ve ihracatçıların ortak başarısı.
Türkiye için "Türk ürünleri kalitelidir, iyidir" konumlandırması çalışılmalı
"Türkiye Irak, AB'de daha çok etnik pazarlarda etkili, artık ülkelerin damak zevklerine uygun dünya tatlarına yatırım yapmalı. Türk Diasporası'nın çalışmaları çok önemli, hedef pazarlarda lobiciliğe bütçe ayrılmalı" diyen Tokgöz "tarım ticaretinde iyi ülkelerin dünyanın dört bir tarafında başarılı tarım ateşeleri var, biz çok münferit programlar yapıyoruz. Türk ürünlerinde önce ülke marka algısı çalışılmalı. Süreç profesyonelce yönetilmeli" diyor.
Türkiye, çoğu zaman "dünyanın en iyi mutfaklarındanız" iddiasını abartıp tarım ve gıda ihracatında yenilikçi tatlar çalışacağına Türkiye'nin tatlarını satmaya çalışıyor, Türk pazarlarına sıkışıp kalıyor, oysa öncelikle "Türkiye tarım ürünleri kalitelidir" algısı çalışılmalı.
Dünyanın ilk Tarım Diplomasi Forumu
27 Kasım'da Tarpol ve kurucusu olduğum Yeşil Etki Derneği tarafından Konya'da yapılacak dünyanın ilk Tarım Diplomasi Forumu da yeni sınamalar karşısında Tarım Diplomasisini her yönüyle ele alacak. Türkiye'nin küresel bir tarım diplomasi üssüne dönüştürülmesi için, küresel aktörleri, diplomatları, fikir liderlerini ve endüstrinin önde gelenlerini bir araya getirecek. Forum, yenilikçi formatıyla da ilklere imza atacak. Küresel tarım ticaretinde yeni ve etkili bir araç olarak tarım diplomasisi ile küresel diyaloğu güçlendirecek iş birliği ortamı yaratılacak, Türkiye'nin küresel gıda stok/aktarma merkezi olma hedefine katkı sunulacak.
Tokgöz: Ekolojik değişikliklerle iklim krizi bangır bangır geliyor
Tokgöz, tarımsal üretimde iklim krizi kaynaklı risklere değinirken, "bugün yapılan yatırımlar gelecekte ne olacak, diktiğimiz ağaçlar gelecekte kuraklıktan, dondan nasıl etkilenecek. Dona, kuraklığa dayanıklı tohumlar çalışmalıyız" diyerek teknoloji dönüşümüne dikkat çekiyor. Mısır'ın son yıllarda yükselen tarım ticareti başarısının arkasında uzun yıllardır süren stratejik çalışmalardan bahsederken "biz de böyle çalışmalıyız. ABD'li firmalar Türkiye'de jeotermal seralar kuruyor. Topraksız, susuz, dikey tarıma yatırım yapmalıyız" diyerek biyoteknoloji gerekliliğini" dile getirdi.
"Yaş sebze meyve lüks olacak"
Tokgöz, tarımsal üretimdeki risklere değinirken, "kuraklık artıyor, suyu taşıyarak üretim yapmanın, lojistiğin maliyeti artıyor. Gıdalarda raf ömrü daha da önem kazanacak, uzun raf ömürlü gıdalar üretilmeli. Soğuk hava depoları, frigolu araçlar daha da önem kazanacak" diyerek gelecekte tarımdaki maliyet artışına ve gıdaların ne denli pahalı olacağına dikkat çekti.
"Dondurulmuş gıdalar artacak"
"İklim kaynaklı riskler tarımsal üretimi olduğu kadar gıdaların depolanması ve lojistiğini de etkiliyor. Tarım ürünlerini dondurmak sağlık değerini koruduğu gibi raf ömrünü de uzatıyor. Bu alanlarda teknoloji yatırımı yapılmalı, ürün geliştirilmeli" diyen Tokgöz, "Mısır, İran, Rusya meyve sebzede bize rakip olmaya başladı" diyor.
Velhasıl, jeopolitik gerilimler, tedarik zinciri sorunları, enerji maliyetlerindeki oynaklık, koruyucu ticaret enstrümanları, siber saldırı riskleri gölgesinde denge arayışındaki küresel ticaret arenasında Türkiye ip üstündeki cambaz gibi. Turquality ve Ur-Ge destekleriyle markalaşma fırsatına rağmen riskler çok daha zorlu. Türkiye, finansman maliyetlerinde yaşanan kronik sorunlar, enerjide dışa bağımlılık, katma değerli ürün problemi, nitelikli işgücü eksikliği gibi sorunlar nedeniyle ihracatta yeni bir faza geçmek zorunda.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish