Irak, tarihte olduğu gibi günümüzde de büyük güçlerin çatışma ve hesaplaşma alanı olduğu için ABD ile İran arasındaki kavga 11 Kasım'da yapılacak seçimler üzerinde çok etkili olacak.
ABD ile güçlü ilişkilerden yana olan şimdiki başbakan Muhammed Şiya Sudani'nin koalisyonu ile onun karşısında yer alan İran yanlısı Haşdi Şabi grupları ve radikal Şii koalisyonlar en fazla temsilciyi alarak hükümeti kurmaya çalışacaklar.
Seçimlerde ABD ve İran yanlısı cepheler yarışacak
Bağdat merkezli siyasi partiler ve koalisyonlar arasında bu seçimde öne çıkan en güçlü oluşumlar eski başbakan Nuri Maliki öncülüğündeki Yasa Devleti İttifakı ile Sudani'nin İnşa ve Gelişim İttifakı.
Sudani, ABD'nin çıkarlarını tehdit etmeden ve İran'ın Irak'taki etkisini kırarak görevine devam etmek isterken Maliki ve onu destekleyen Şii hareketler, son yıllarda iyice zayıflayan Tahran yönetiminin Irak'taki çıkarlarını koruyarak ABD varlığına son vermek istiyor.
Başbakan Sudani, görev süresi boyunca kritik ve kırılgan süreçlerde ABD'nin memnun olduğu İran'ı ise oldukça rahatsız eden birkaç icraatta bulundu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bunların en fazla dikkat çekeni Suriye'de Baas rejimi düşerken Irak'ı ateşin dışında tutmasıydı.
Bundan sonra İsrail İran'a saldırdığında ve İran da ona cevap verdiğinde yine Irak'ın çatışmalara dahil olmasını engellemesiydi.
Bunlarla birlikte Haşdi Şabi gruplarının çok önemsediği ve ABD'nin ise en üst perdeden doğrudan karşı çıktığı Haşdi Şabi yasasını geri çekmesi Sudani'yi Washington nezdinde birkaç adım öne çıkarırken Tahran tarafından üzerinin çizilmesine yol açtı.
Haşdi Şabi meselesinin önemini anlamamıza yardımcı olan şey Nuri Maliki ve Keys Hazali'nin bu konuyla ilgili demeçleridir.
Maliki seçimlerden sonra Haşdi Şabi yasasını geçirecekleri vaadinde bulunurken Hazali ise siyasi maksatlarla iptal edildiğini söylüyor.
Haşdi Şabi liderlerinden Hazali, "Haşdi Şabi kırmızı çizgidir. Feshedilmesi ya da dağıtılması tartışılamaz. Haşdi Şabi Irak halkının iradesini temsil ediyor" diyor.
ABD cephesinde ise Trump'ın Irak Özel Temcilsisi olarak görevlendirdiği Mark Savaya, 8 Kasım tarihinde yayınladığı bildiride Irak'ın geleceğinde Şii milis gruplara yer olmadığını bir kere daha yineliyor.
Savaya göreve başlar başlamaz da Haşdi Şabi ve Şii milisler konusuna özel olarak değinmiş, ülke geleceğinde yerlerinin olmadığını söylemişti.
Washington yönetiminin bu kadar net olduğu bir konuda tam aksi istikamette bir siyaset izleyen İran yanlısı Yasa Devleti İttifakı, Asaib Ehli Hak, Bedir Hareketi ve Haşdi Şabi'nin diğer küçük büyük gruplarının seçimlerde çıkaracakları milletvekili sayısı kaç olursa olsun Irak'a hükmedemeyeceklerini not etmek lazım.
İran Irak'ta kaybolan gücünü toparlamaya çalışırken ABD tahkim etme arayışında
İran'ın Irak'ta eski gücünün kalmadığını ve ABD'nin bu dönem daha güçlü, aktif ve inisiyatif sahibi bir konumda olduğu tüm Irak uzmanlarının ortak kanaatidir.
Tahran, 2014, 2018 ve 2022'de olduğu gibi Irak'ta şekillenecek hükümet ve aktörler konusunda inisiyatif kullanacak askeri, toplumsal, ekonomik ve sosyolojik imkanlardan yoksundur.
ABD, özellikle son 2-3 yılda Irak ile kurduğu ekonomik ilişkiler ve siyasi bağlantılar sayesinde buradaki etkisini artırdı.
İsrail ile Hamas/Hizbullah/Husiler arasında yaşanan savaş ve daha sonra doğrudan İran ile karşı karşıya gelmesi de ABD'nin buradaki gücünü tahkim etmiştir.
Suriye'de Esad rejiminin düşmesi ve Irak'ta da Haşdi Şabi güçlerinin eskisi kadar varlık gösterememesi İran'ın buradaki varlığına ve etkisine ciddi bir darbe indirmiştir.
Sudani'nin yeniden başbakan olabilmek için rotayı Washington'tan ve batıdan yana kırması da İran'ın buradaki kartını zayıflatmıştır.
Sudani, ABD'nin petrol şirketlerine Kerkük başta olmak üzere Irak'ın birçok bölgesinde büyük petrol sahaları vererek Washington nezdindeki yerini sağlamlaştırmıştır.
Ayrıca paradan ve ekonomik çıkarlardan anlayan Trump'ın seçildiği seçimlerden itibaran Sudani, ABD'nin Irak'taki ekonomik çıkarlarını sağlamak ve bu konuda iyi bir müttefik olduğunu göstermek için özel bir çaba sarfetmiştir.
ABD'li tüm yetkililer başta da Özel Temsilci Savaya, Sudani'nin bu politikalardan ötürü Irak'ın gelişim ve kalkınma yolunda olduğunu, bunun devam etmesi gerektiğini ve o yüzden de Şii milislerin yeni dönemde bir rollerinin olmaması gerektiğini vurguluyor.
Bu yüzden ABD Sudani ile yakaladığı ivmeyi sürdürmek, Bağdat ile ilişkileri ekonomik alanda ilerletmek, Tahran'ın etkisinin daha da zayıflayacağı ekonomik, sosyal, askeri reformları hayata geçirerek gücünü tahkim etme arayışındayken, İran kaybolan hegemonyasının geri getirmenin peşindedir.
Kürtler ve Sünniler ABD-İran kavgasında Washington hattına daha yakın
Irak'ta yeni yönetimin şekillenmesi için Kürt ve Sünni partilerin izleyeceği politikalar, kendi aralarındaki rekabette çıkarlarını nerede görecekleri ve Şii bloklar arasında yapacakları tercihler de Washington ve Tahran'ın etkisini belirleyecektir.
Sünnilerin blok olarak nasıl hareket edeceklerini anlamak içi öncelikle seçimde alabilecekleri sandalyelere bakmak lazım.
Sünnilerden Takaddum Partisi'nin 35-40 bandında bir vekil çıkarması halinde Halbusi'nin önceki dönem yaşadığı tercübeden ve içiçe geçen çıkarlardan dolayı İrancı hatla iş tutabileceği en çok konuşulan senaryolar arasında.
Egemenlik Koalisyonu'nun ise 20-25 bandında ve Hasim Koalisyonu'nun da 15-20 civarında bir sandalye alması halinde, Azim Koalisyonu'nun da 5-8 seviyesinde kaldığını hesaba katarsak Sünnilerin bundan cesaret alarak ABD'ye yakın cephe ile yürümesi akla en yatkın senaryo olacaktır.
Halbusi'nin tek başına çok güçlü çıkacağı bir tabloda Sünnilerin İran'a daha yakın bir seyir içinde olacağını öngörmek mümkün fakat bu sadece verili durumdan hareket yapılan bir öngörü. Halbusi'nin İsrail ile işbirliği suçlaması nedeniyle görevinden alındığını unutmamak lazım.
Halbusi, başına bir şeyin gelmeyeceğinden emin olması halinde ABD ile iş tutmaması için herhangi bir siyasi, ideolojik ya da ilkesel mani yok.
Kürtlerde de KYB'nin şu an sahip olduğu 17 milletvekilini artırması halinde KDP'ye karşı çok güçleneceğini ve hem Bağdat'ta hem de Erbil'de süreçleri tıkayacak bir faktör haline gelebileceğini bilmek gerek.
KYB'nin 17'nin üstünde aldığı bir senaryoda KDP 30 ve altında kalacaktır ve bu da ABD ile iş tutan kesimler için karanlık bir senaryo anlamına gelecektir.
Ancak dediğimiz gibi bunlar muhtelif senaryo ve öngörülerden ibarettir, seçim sonuçlarıyla birlikte birçok şey değişebilecektir.
Sonuçlara dair tahminler ve yorumlar
Irak'ın 18 ilinde 11 Kasım'da yapılacak 6. dönem seçimleri için Sudani en güçlü aday ve onu Maliki izliyor.
Haşdi Şabi grupları da totalde bir kemiyete sahip. Sadr ise boykot kararından geri adım atmadı.
Fakat Sadr'ın Maliki'ye ve Haşdi Şabi gruplarına nasıl baktığını biliyoruz.
Sudani eğer tahmin edildiği gibi 60-70 milletvekili çıkarabilirse şansı çok artar.
Çünkü Sudani 150 sandalye de alsa Şiiler kesin olarak karşı çıkarsa yeniden başbakan olması zor.
Maliki de eğer 50'den fazla temsilci alırsa Sudani'nin karşısında dağ gibi durur.
Bu durumda işler iyice çıkmaza girer.
Kürtlerden KDP'nin 35 alması ve Bağdat ile Erbil'deki ağırlığını koruması yönünde bir görüş hakim.
KYB'nin ise Süleymaniye'deki Lalezar Oteli saldırısı ve diğer muhaliflerini içeri atması nedeniyle düşüş yaşayacağı konuşuluyor.
Sünnilerde Halbusi her ne kadar yıldızı parlak olsa da 30-35'ten fazla alması zor ihtimal.
Egemenlik Koalisyonu-Hancer ise 20 vekil çıkarırsa KDP'ye en yakın Sünni hareket olarak ortak siyasetler izleyebilirler.
Azim Koalisyonu ve Hasm Koalisyonu'nun ise 10'un üstüne çıkması zor görülüyor.
Buna göre her durumda Sudani en fazla vekili alarak hükümeti kurmaya çalışacak ancak en güçlü rakibi Maliki bunu engellemeye ve Şiiler arası konsensüsü sağlayarak Kürtler ve Sünnileri de ikna turlarına başlayacaktır.
İşte dananın kuyruğunun kopacağı yer de tam olarak burasıdır.
Zira Maliki'den alışılmışın dışında çıkışlara şahit olabiliriz.
Maliki, tüm beklentilerin ve analizlerin aksine Kürtleri ve Sünnileri razı ederek kabineyi kurmayı başaran isim olabilir.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish