Ayhan Bilgen: Silahlar bırakıldıktan sonra hak ve özgürlükler ile ilgili çalışmalar yapılacaktır

Naman Bakaç Independent Türkçe için, Ayhan Bilgen ile silahsızlanma süreci ve sonrasını konuştu

Fotoğraf: AA

Türkiye'nin yapısal sorunlarından biri olan Kürt sorununun, Terörsüz Türkiye veya barış süreci ile çözülme çabaları, 1 Ekim 2024'ten itibaren Devlet Bahçeli'nin adımları ile start alsa da arka planında 2 yıllık bir geçmişi olduğu iddiaları da sözkonusu.

Süreçte, Abdullah Öcalan'ın örgütüne silah bırakma çağrısı yapmasının ardından, PKK'nin 12 Mayıs'ta kendini feshetmesi ile birlikte süreç, çok büyük bir ihtimalle 10-12 Temmuz 2025 tarihlerinde yepyeni bir aşamaya geçecektir.

DEM Parti İmralı Heyeti'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinden sonra sürecin yeni bir aşamaya geçildiğini ifade etmeleri dikkat çekicidir. 

Bu yeni aşamanın, sembolik de olsa canlı yayınlarla PKK'nin silahları bırakması şeklinde gerçekleşeceği konuşulurken, tarihi anlara tanıklık edileceği de hiç kuşkusuzdur.

Çatışma çözümlerinde silah bırakma kritik ve stratejik olduğu kadar riskleri de barındırmaktadır. 

PKK'nin silahsızlanma sürecini, muhtemel riskleri, ardından yaşanacak anayasal ve yasal reformları, süreçte Erbil, Bağdat ve Tahran'ın yerini, silahsızlanma sürecinin Ortadoğu'ya yansımalarını, Terörsüz Türkiye ya da barış sürecinin tarihsel bağlamda Türk-Kürt ilişkilerine etkilerini, bir dönem Kars Belediye Başkanlığı, HDP milletvekilliği ve MAZLUMDER Genel Başkanlığı yapmış olan Ayhan Bilgen ile Çin'den konuştuk.
 

Ayhan Bilgen, Independent Türkçe için Naman Bakaç'ın sorularını yanıtladı / Fotoğraf: AA
Ayhan Bilgen, Independent Türkçe için Naman Bakaç'ın sorularını yanıtladı / Fotoğraf: AA

 

"Silahlar bırakıldıktan sonra hak ve özgürlükler ile ilgili çalışmalar yapılacaktır"

DEM Parti İmralı Heyeti'nin 6 Temmuz'da Öcalan ile görüşmesinden sonra şöyle bir cümle sarfedildi: "Süreç yeni bir aşamaya giriyor." Silah bırakma, çözüm süreci ya da Terörsüz Türkiye konusunu yakından takip eden biri olarak, sürecin yeni bir aşamaya geçmesinden ne anlamalıyız? Bu aşama neyi içeriyor? Dünyadaki çatışma çözümleriyle kıyaslandığında, Türkiye'deki bu yeni aşama neye tekabül ediyor?

Silah bırakma aşaması bu tip çatışma çözümü konusunda en önemli adımdır. Genellikle siyasi parti kurmanın yasak olduğu, seçimlerin yapılmadığı durumlarda, silahlı mücadele yöntemine başvurulduğu için, bu aşama ile birlikte, parti kurulmasına izin verme, seçim yapılması evreleri tamamlanır.

Türkiye'de ise kimi sorunlar yaşanmakla birlikte seçim ve siyaset yapma, yönetime katılma hakkı ile ilgili durum ifade ettiğimiz tablodan farklıdır.

Bu nedenle silahların koşulsuz bırakılması ilk adım olmalıdır. Silahın bir pazarlık unsuru ya da siyaset yapma aracı olarak görülmesi kabul edilemez.

Ancak silahlar bırakıldıktan sonra hak ve özgürlükler ve hukuk inşası ile ilgili çalışmalar ve planlamalar yapılacaktır. Aynı şekilde silah bırakanların durumunun planlanması da bu aşamadan sonra gerçekleşir.


"Irak'taki silahlı unsurların Suriye yerine, Türkiye ve Avrupa'ya geçmeleri tercih edilecektir"

Mithat Sancar 6 Temmuz 2025 tarihindeki İmralı dönüşünde, yeni aşama sonrasının gerekliliklerinden bahsetti. İktidar ve örgüt bu yeni aşamada hangi gereklilikleri yapacak? İlerleyen haftalarda biz hangi adımları göreceğiz? Takvimleyerek ve atılacak adımları sıralayarak neleri göreceğiz yakın ve orta vadede?

Öncelikle cezaevlerindeki hasta ve yaşlılar başta olmak üzere durum değerlendirmesi yapılarak, mevcut mevzuatın izin verdiği ölçüde bu uygulama üzerinden ilk girişimler gerçekleştirilecektir. Silah bırakanların Türkiye'ye gelecek olanları ile ilgili mevcut düzenleme, bazı revizeler ile güncellenebilir.

Sonrasında ise mecliste kurulacak olan komisyonun anayasa ile birlikte muhtemelen af konusunda da yetkilendirilmesi değerlendirilecektir.

Irak'taki silahlı unsurların ırak dışına çıkması, Suriye yerine Türkiye ve Avrupa'ya geçmeleri tercih edilecektir. Silah bırakma seramonisi muhtemelen sembolik boyutta gerçekleşecektir. Genel ve yaygın uygulama, farklı nedenlerle çeşitli riskler dolayısıyla, uzun olmayan bir zaman dilimine ihtiyaç duyabilir.

Silahlı örgüt üyelerinin hukuki durumu ve toplumsal hayata katılımı ön açıcı uygulama ve düzenlemelerle gerçekleşmesi muhtemeldir. 


"Önce törenin canlı yayın ve basına açık gerçekleşmesi hedeflenmiş, ancak muhtemel kaygılardan dolayı farklı bir formül arayışına girilmiştir"

PKK'nin sembolik silah bırakma seramonisinin Irak'ın Süleymaniye şehrinin Raperin ilçesinde yapılacağı söyleniyor. Kaç kişi bu törende silahları bırakacak? Silah bırakma istasyonları nereler? PKK yürütme veya merkez komitesinden birileri olacak mı? Silahların elektrikli cihazlarla yakılacağı konuşuluyor. Kısacası silah bırakma törenine dair somut bilgi olarak siz neler paylaşmak istersiniz?

İlk törenin yeni bir provokasyona zemin oluşturmaması hususunda dikkatli hareket edilmelidir. Özellikle daha önce Habur sürecinde yaşandığı gibi toplumu irite edecek manzaraların, ortaya çıkmaması konusunda özen gösterilmelidir.

Ayrıca toplumda umudun kırılmaması, sürece tepkili yaklaşan çevrelere malzeme verilmemesi büyük önem arz etmektedir. Önce bu törenin canlı yayın ve basına açık gerçekleşmesi hedeflenmiş ancak muhtemel kaygılardan dolayı farklı bir formül arayışına girilmiştir.

Kesin olmamakla birlikte PKK'nin komuta kademesinde iki yöneticinin de 20-30 kişi olduğu söylenen silah bırakma törenine katılacağı muhtemeldir.


"Spekülatif ve teyite muhtaç olmakla birlikte, sürecin örgüt tarafındaki aktörleri Sabri Ok ve cezaevinde Öcalan'ın yanındaki PKK'li isimler olabilir"

PKK'nin silah bırakma süreci ile ilgili hazırlık, planlama ve koordinasyon kurum olarak MİT, aktör olarak İbrahim Kalın tarafından yürütülmekte. PKK kanadından bu süreci hangi birim ve hangi aktör veya aktörleri yürütüyor? 

Daha önce güvenlik birimlerinin diyalog kurduğu kişiler üzerinden gidilmesi kolay iletişim ve uyumlu hareket edilmesi açısından önemlidir. Önceki süreçlerde görev alan örgüt yöneticilerinin deneyimi bu dönem için de kolaylaştırıcı katkı sunabilir.

İsim vermek çok spekülatif olur, üstelik teyiti de zor. Ayrıca isim vermek sürecin hassasiyeti açısından da yerinde olmayabilir ancak kulislerde önceki görüşmelerdeki deneyimi dolayısıyla Sabri Ok'un ismi geçmektedir. Ancak teyite yine de ihtiyaç olduğunu tekrar vurgulamak gerekir.

Bir de cezaevinde Öcalan'ın yanındaki isimler bilindiği gibi PKK'li isimler var. Bunlar da sürecin PKK tarafında yürüten aktörler olabilir. Ancak dediğim gibi tüm bunlar teyite muhtaç.   


"İsrail tarafından, Suriye'yi bölünmeye götürecek politikalara karşı tedbirler geliştirmek, sürecin geleceğini şekillendirecektir"

Erbil, Bağdat ve Tahran'ın silah bırakma sürecindeki rolü tam olarak nedir? PKK'nin silah bırakma süreci Suriye ve Irak sahasına nasıl yansıyacak?

Silah bırakma konusunda özellikle teknik koşulların oluşturulmasında Erbil, Süleymaniye ve Bağdat merkezi yönetiminin olumlu yaklaştığı kamuoyuna yansımıştı.

Esas itibarıyla silah bırakacak olanların, Irak Kürt Bölgesinde yaşıyor olması dolayısıyla, bu 3 öznenin olumlu tutumları, yeni krizlerin yaşanmasını mümkün olduğu ölçüde azaltır. Ancak silah bırakanların, sonrasında Irak'ta kalmaması, Suriye'ye gitme yerine Türkiye ve Avrupa'ya geçişlerinin temin edilmesi belirleyici önem ifade etmektedir.

İran, İsrail'le yaşadığı son çatışmada da gördüğümüz gibi PJAK ile ciddi bir gerilim içerisindedir. Uzun süredir fiili çatışma olmamakla birlikte sorunun can yakıcılığı devam etmektedir. İran'ın Suriye'den çekilmek zorunda kalması, bölgesel rekabet açısından kimi riskler içerebilir.

Türkiye'nin toprak bütünlüğü ve Kürt sorununun bölgesel barış ekseninde çözümü orta ve uzun vadede İran açısından olumlu karşılanacaktır. Türklerle Kürtlerin bölgesel işbirlikleri kesinlikle yine bölgenin önemli aktörlerinden birisi olan İran'a karşı bir pozisyon gibi ele alınmamalıdır. 

Daha önceki süreçte konunun tarif edilirken, Sünni Türk ve Kürtlerin birlikteliği ya da Şafi Kürtlerle Hanefi Türklerin bir araya gelmesi gibi tanımlamaları, Şii ve Alevi toplum açısından tepkilere neden olmuştur. Durumun böyle olmadığı ve böyle algılanmaması gerektiği konusunda yanlış algı oluşturulmamasına özen gösterilmelidir. Suriye'de ise kendine özgü bir durum vardır.

Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunarak Kürtlerin merkezi yönetime katılması Türkiye'nin öncelikli tercihini oluşturmaktadır. Suriye'yi zaman içerisinde bölünmeye götürecek politikalar, İsrail tarafından ısrarla dile getirildiği için buna dair tedbirler geliştirmek sürecin geleceğini şekillendirecektir.

Kürtlerin özellikle silahlı gücü ile Suriye merkez yönetiminde söz sahibi olması, kısa sürede Suriye'nin kalıcı barışa kavuşması açısından önemlidir. Aynı şekilde kimsenin yönetimden dışlanmaması noktasında da büyük bir mesafe alınabilir.


"Her iki tarafta da silah bırakılmasının kaygılarını taşıyan kesimler bulunuyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, örgütün içinde süreci baltalamak isteyen veya bozacak girişimlere dikkat çekerken, KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu'da devlet içinde bir kesimin süreci bozmak istediğinden dem vurdu. İsim olarak değil de, Devlet ve PKK içinden hangi klik, anlayış süreci sekteye uğratmak istiyor? İnşallah yaşanmaz diyelim, önümüzdeki süreçte somut olarak süreci sekteye uğratacak ne tür gelişmelerin yaşanabileceğini öngörüyorsunuz?

Her iki tarafta da silah bırakılmasının kaygılarını taşıyan kesimler bulunmaktadır. Endişeli kesimlerin kaygılarını giderecek bir süreç yönetimi zamanla olumlu bakışı güçlendirecektir.

Sıcak çatışma riski yanında, toplumda gerilimi artıracak, tedirginliği yükseltecek söylemler de Türkiye tarafında sürece karşı olanların tepkilerine zemin oluşturacaktır. Özellikle silah bırakma seremonisinde ikinci Habur manzarasının çıkmaması konusuna dikkat edilmelidir. 


"Örgütün üst düzey yöneticileri, muhtemelen Avrupa'ya gitme yolunu tercih edecektir"

PKK'nin üst düzey yöneticilerinin son kertede durumları ne olacak? Siyasete mi üçüncü bir ülkeye mi hapse mi yoksa dağda kalmaya mı devam edecekler? Silah bırakacak tabandaki örgüt üyelerinin durumu ne olacak? PKK kadrolarını, yakın ve orta vadede nasıl bir şekil almış olarak göreceğiz?

Örgütün üst düzey yöneticileri muhtemelen Avrupa'ya gitme yolunu tercih edecektir. Orta kademe yöneticilerden, doğrudan eyleme karışmış olanlar için yeni yasal düzenlemeye ihtiyaç olabilir. Onların toplumsal hayata katılımı ile ilgili ciddi tedbirler gerekmektedir. Eyleme karışmamış olanlar ise örgüt feshedildiği için örgüt hakkında herhangi bir itirafta bulunma ihtiyacı duyulmaksızın, kolayca Türkiye'ye dönecek ve toplumsal hayata katılabileceklerdir. 


"Türklerle Kürtlerin bölgesel işbirliği, Arap ve Farsların da lehine bir istikrar ortamı oluşturacaktır"

Tarihsel açıdan ve büyük fotoğrafın içinden bakıldığında Terörsüz Türkiye veya barış süreci nereye oturuyor? Bu süreç neyi tesis etmek içindir? Bir devlet projesi olduğu için devlet bu süreçle ne yapmak istiyor, neyi hedefliyor? PKK ve DEM bu süreçle kendisi açısından ne yapmak istiyor? Neyi hedefliyor? Türk-Kürt ilişkileri bağlamında bu dönem, tarihsel ve stratejik olarak nereye oturuyor? Güncel siyasetin penceresinden değil de, makro ve tarihsel bir okuma yapmanızı istesek.

Ortadoğu'da değişimin kaçınılmaz olduğu bir ortamda, Türklerle Kürtlerin bölgesel işbirliği, Arap ve Farsların da lehine bir istikrar ortamı oluşturacaktır. Bölgenin enerji güvenliği özellikle Avrupa'yı doğrudan ve yakından ilgilendirmektedir.

Bölgede kültürel ilişkiler ve ticari işbirlikleri önemli bir motivasyon kaynağı haline gelecektir. Kürtlerin dinamik nüfus gücü, bölge yönetimlerinin dönüşümünde ciddi bir olumlu katkı sunacaktır.

Kürtlerin, Türklerin, Arapların ve Farsların, İsrail tehdidi karşısında birlikte hareket etmesi, Yahudi Hristiyan topluluklar da dâhil olmak üzere tüm Ortadoğu halklarının lehine sonuçlar doğuracaktır.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU