Gördüklerimiz yeni tür savaşların başat güçlerce, ama esasen ABD tarafından uygulanan biçimidir, "Çok Alanlı Savaş" ve "Tam Spektrumlu Savaş" yöntemidir.
Bu yöntemleri Politik Merkez'de daha önce yazdım.
ABD açısından durum ne? Savaşını sürdürüyor...
Buna, "küresel ve bölgesel baskısı sürdürüyor" demek de mümkün, kitabi söylersek; henüz rejim için "sivil alanı etkinleştirme" safhasındayız da denebilir. Bunu açıklayacağım.
Burada ABD'nin tercihi dünya savaşı yapmak değil.
Peki ne?
"Krizi kendine göre çözmek veya yönlendirmek, bununla kazanım elde etmek."
Unutmayın stratejinin en basit tanımı "kazanmak" demektir.
İşte bu nedenle bizler ABD'nin uygulamalarında, "limitli plan yöntemini" görmekteyiz.
Bu savaş mı, değil mi, arasındaki durum, insanların düşüncesinde tam yer etmiyor.
Ama konu da bu, hangi halde olduğunuzu netleştirememeniz gerekiyor!
Durum size biraz kaotik gelebilir.
Bazıları da diyebilir ki: "Trump böyle biri…"
Hayır. Yine de Trump'ın tavrını biliyoruz, ama kanmayalım.
Bu ABD talimnamelerinde yazan şekliyle uygulanan bir operasyondur.
Aşağıda açıklayacağım.
Bana sorarsanız insanların aklında yer etmeyen ne biliyor musunuz?
Gücün büyüklüğü!
Güç büyüyünce spektrum büyüyor, çok alanlı oluyor ve uygulamalar haliyle fazlalaşıyor.
Bu nedenle akıllar karışıyor.
ABD'nin çok alanlı savaş yöntemi
ABD'nin planı yıllar önceye dayanır ve bu planın icrası haziran ayında doruk yaptı.
ABD, İran'a çok alanlı baskı kurdu ve bir de limitli operasyon gerçekleştirdi. Makalenin başlığı da bu oldu.
ABD planının içinde neler vardı, şöyle bir sıralayalım:
(Vekil konumundaki) İsrail saldırıları, siber ataklar, bilgi harbi yöntemleri, hibrit yöntemler, istihbarat operasyonları, (UAEA gibi) uluslararası kurumların devreye konması, dünya kamuoyunun yönlendirilmesi, çok yönlü politikalar ve (Umman'daki görüşmeler gibi) diplomatik faaliyetler, ekonomik yaptırımlar, jeopolitik gerekçelerden dolayı uzun vadeli alan çalışmaları, vs. her bir şekildeki baskı unsurlarını gördük.
İran ne yaptı?
ABD'ye silah kullanarak mesaj verdi.
Peki verilen mesaj ile çok alanlı baskı kırıldı mı?
Hayır. Baskı sürüyor.
Öyleyse savaş da sürüyor, ama alışageldiğiniz yöntemlerle değil.
Bu bir paradoks!
Böylesi bir savaşın temel amacı içinde yer alanları çok iyi analiz etmek gerekiyor.
Savaş mı, değil mi?
Bu soruya cevap verilememesi hali, işin püf noktası.
Temel yöntem bu diye söylenebilir.
Aşağıdaki (Şekil 1) görsele bakarak, artan şiddete bağlı bir şekilde stratejik durumlar ve askeri operasyonlar hakkında fikir sahibi olmak mümkündür.
Stratejik durum içinde rekabet ile silahlı çatışma halinin gerektirdiği krizler yer alıyor.
Bu krizler planlanıp çıkarılabiliyor, başkalarına doğal oluşum gibi de gelebilir.
ABD'yi düşünüyoruz.
Şiddetin artışına göre, ABD'nin ulusal çıkarlarındaki artış nispetinde neyle karşı karşıya kalınabilir?
- Askeri angajman ve güvenlik alanında işbirliği uygulamaları.
- Krizlere karşılık verme ve limitli ihtimaliyat planı uygulamaları.
- Geniş ölçekli savaş.
İran ile ilgili krizde ABD askeri operasyon gerçekleştirdi ve limitli bir plan uyguladı.
Şiddet artmadı, engellendi. Mesela nükleer tesisler vuruldu, İran kısıtlı karşılık vereceğini haber verdi, hatta Rusya ve Çin gibi ABD'nin asıl muhatapları bu krize dahil olmadı/olamadı.
ABD tam spektrumlu planlamasında bu süreci nasıl planladı? Kriz bir yerde bitecek şekilde. Bunu gösterdi mi? Evet. Ama nihai amaç bu değildi.
İran'ın Fordow nükleer tesisine B-2 stratejik bombardıman uçaklarıyla yapılan ABD saldırısına karşılık vermek için, Hamaney, atılan MOB sayısı kadar, Katar'daki ABD askeri üssüne haberli olarak füze fırlatmak suretiyle cevap verdi.
Bizler bunu gördük. Ama bütüne bakmadık.
Bütün içinde bu nerede yer alıyor?
Bütün resmi aşağıda göreceksiniz.
Bu uygulamada karşılıklı haberleşmeler oldu.
Verilen mesaj konusu fiili olarak; dünyaya, iç kamuoylarına, rejime yönelik ve eksiksiz olmalıydı.
Üstelik atılan füzelerin yanına bir de medyaya verilen posterli propaganda destekleri vardı.
Toplarsak, böylesine bir mesaj verme biçimi geliştirilmiş oldu.
Gelelim ABD'nin asıl operasyon safhalarına ve resmin tamamına.
Şekil 2'de ABD'nin İran operasyonunun safhaları yer almaktadır.
Bazı detayları atlayayım, siz şekil üzerinden inceleyebilirsiniz.
ABD "caydırıcılık" için gerekli askeri yığınaklanma dahil her türlü durumu yarattı.
"İnisiyatifi" elinde tuttu. Beyanatlar, politik, diplomatik faaliyetler başta olmak üzere.
Bu manada Umman'da (5 kez) nükleer görüşmeler yapıldı.
Sadece ABD ve İran burada oldu.
Bu inisiyatifi kendinde tutmak manası taşımaktaydı.
"Baskılamayı" çok boyutta, çok alanda, ekonomik, askeri, politik, diplomatik, her şekilde yaptı.
Zaten gerekli durumu yaratan ana aktörlerden biri İsrail idi.
İsrail, İran ile savaş halindeydi.
İsrail savaşı yoluyla baskı kurmanın, yani baskının bu ilk adımının ne mana taşıdığı, böylelikle daha iyi anlaşılacaktır kanaatindeyim.
Haberli karşılıklı saldırılar yapıldı.
Burada "dengeleme" esas alındı.
Dengelemek nedir bilen var mı?
Ama görüldü, ABD'nin yaptığı buydu.
Ateşkes yapılınca hemen herkes sordu, "bu nasıl ateşkes" diye.
Ben de diyorum ki, ABD için İran operasyonu bitmedi.
Bu grafiğe bakılırsa daha iyi görülecektir, rejim hedeftedir, ama zaman konusu bilinmez, benim söylediğim "faaliyetler etkinleştirildi" şeklindedir.
Bütünüyle bakılırsa safhalar halinde, caydırmak, inisiyatifi ele geçirmek, baskılamak (dominasyon), sonra dengelemek oldu mu? Oldu.
Peki "sivil otorite" etkinleştirildi mi? Göremiyoruz.
Ama eğer bu ABD operasyonu ise bu Safha-V konusudur, ki bitmesi yani "biçimlendirmek" (Safha-VI) için henüz defter kapanmış değil demeliyiz.
İran'ın yeni biçimi nihai plan hedefidir.
Bu bahsi her fırsatta işaret ettim.
"Nereden çıkarıyorsun" diyenler çok oldu.
Hatta yüksek makamlardakiler bile ABD ile İran'ın haberli saldırılarına pek anlam verebilmiş değillerdi.
Ancak ABD planı bu şekilde oluyor!
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bilmeyenlere de hep açıkladım:
Bunlar yeni nesil savaşlardır, işgal türü gelişmeler beklemeyin, olaylar size post-modern yaklaşımlarla ve çeşitli dokunuşlarla gösterilecek, bunları kaçırmayın dedim.
Bu hususu geniş biçimde "Stratejik Yöntem İçindeki Küçük Dokunuşlar ve Büyük Değişimler" başlıklı yazımda açıkladım.
Hatta sürekli polemoloji bir bilimdir de dedim.
Yöntemleri ve politikaları bilmeden konuşmak kolay oluyor, değil mi?
Sonuçta bu ABD talimnamelerinde olan bir konu, ben de çok bilinmeyen şeyleri söylemiyorum aslında.
Fakat Türkiye'de tek ben söylüyorsam ve bunu anlatırken de zorluk yaşıyorsam… Bu önce beni üzüyor.
Günümüzde krizleri inisiyatif sahibi güçler çıkartırlar ve limitli operasyonlar ile süreçleri yönetirler.
Burada limitli derken, küçük dokunuşları kastetmekteyim.
Bunu bilmemek demek, zaten elindekini karşı tarafa verdin demek olur.
ABD gibi güçlerin neler planlayabileceğini bilmek gerekir.
Diyelim ABD'nin bir planının uygulaması geldi size kadar dokundu, işte o noktada bir karmaşa ortaya çıkar.
"Ben haklıyım, o iki yüzlü…" gibisinden açıklamalar.
Ama yöntem bu ve çok önceden planı öğrenmek veya tam tabiriyle istihbarat yapmak gerekir.
Dünya hali böyle artık, buna güç mücadelesi deniyor.
Hatta çok tekrarlarız, ülkelerin çıkarları vardır diye. İşte size çıkar!
Peki siz ne kadar güçlüsünüz?
Siz neyin inisiyatifiyle kazanmak adına stratejiyle ve fiili hareketle ileri atılıyorsunuz?
Eksiğiniz ne?
Bu soruyu İran'a sordum, şeklinde okuyun.
İran inisiyatif alamadı.
İnisiyatif bir harp prensibidir.
İran kazandı mı?
Savaş bilimine göre İran ufak ufak kaybediyor, yavaş ısıda kaynatılan kurbağa misali.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish