Charlie Kirk suikastı ve şiddet sarmalına sürüklenen Amerika

Dr. Osman Gazi Kandemir Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Arizona'daki dev stadyumda gerçekleşen tören, muhafazakâr aktivist Charlie Kirk'ün ölümünün ardından Amerika'da derinleşen kutuplaşmanın boyutlarını gözler önüne serdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Pazar günü Arizona'daki State Farm Stadium'da on binlerce kişi, 10 Eylül'de Utah Valley Üniversitesi'nde düzenlenen suikast sonucu yaşamını yitiren muhafazakâr aktivist Charlie Kirk'ü anmak için toplandı.

Törende konuşan Başkan Donald Trump, Kirk'ü "Amerikan özgürlüğü için artık bir şehit" olarak nitelendirirken, eşi Erika Kirk kocasının katilini affettiğini açıkladı.

Ancak törende dikkat çeken asıl unsur, konuşmacıların Kirk'ün ölümünü siyasi bir silaha dönüştürme çabalarıydı.

Beyaz Saray sözcüsü Stephen Miller, "Onlar ne uyandırdıklarını hayal edemiyorlar. Hepimizde yarattıkları orduyu kavrayamıyorlar" derken, suikastın Kirk'ü "ölümsüz" kıldığını iddia etti.

Bu söylem, trajik bir olayın intikam çağrılarına nasıl dönüştürüldüğünün çarpıcı bir örneği olarak kayda geçti.


Charlie Kirk'ün tartışmalı söylemleri

Biz siyasi söylemlerinden ötürü hiç kimsenin şiddete ya da sansüre maruz kalmasını istemeyiz, hele de öldürülmesine razı gelemeyiz.

Ancak Kirk'ün söylemleri bugünkü kutuplaşmanın temellerine harç taşır nitelikteydi, bu gerçeğin de altını çizmek gerekiyor.

Charlie Kirk, kariyeri boyunca birçok tartışmalı açıklama yapmıştı.

TIME dergisinin aktardığına göre Kirk şu tartışmalı görüşleri savunmuştu:

  • Silah şiddeti konusunda: Kirk, Amerika'da silahla işlenen cinayetlerin ve ölümlerin, anayasadaki silah taşıma hakkını korumak için katlanılması gereken bir bedel olduğunu söylemişti. Yani ona göre, insanlar ölse bile silah özgürlüğü daha önemliydi.
     
  • Nancy Pelosi'nin eşine saldırı konusunda: 2022'de Demokrat lider Nancy Pelosi'nin kocası Paul Pelosi, evlerinde çekiçle saldırıya uğramış ve hastanelik olmuştu. Kirk, bu saldırganın tutuklanmasının ardından, bir "vatansever"in çıkıp bu kişinin kefaletini ödemesi gerektiğini söylemişti. Yani politik bir rakibinin eşine saldıranı destekliyordu.
     
  • Haitili göçmenler hakkında yalan haber: Ohio eyaletinde yaşayan Haitili göçmenlerin, Amerikalıların kedi ve köpeklerini çalıp yediği yönünde tamamen uydurma haberlerin yayılmasına katkıda bulunmuştu. Bu iddialar hiçbir gerçek temeli olmayan, göçmenleri hedef alan nefret söylemiydi.
     
  • Sivil Haklar Yasası'nı eleştirmesi: Kirk, 1960'larda kabul edilen ve Amerikalı siyahilere eşit haklar tanıyan tarihi Sivil Haklar Yasası'nı "büyük bir hata" olarak nitelendirmişti. Bu yasa, ırksal ayrımcılığı yasaklayan ve Amerikan tarihinin en önemli kazanımlarından biri sayılan bir düzenlemeydi.
     
  • Podcast konuklarının profili: Kirk'ün podcast programında sık sık çok aşırı görüşlü kişiler konuk oluyordu. Bunlar arasında köleliği savunan kişiler ve kadınların oy kullanma hakkının olmaması gerektiğini söyleyen din adamları vardı. Bu platformu kullanarak bu tür aşırı fikirlerin daha geniş kitlelerle buluşmasını sağlıyordu.
     
  • "Profesör Karaliste" projesi: Kirk, üniversitelerde çalışan ve muhafazakâr öğrencilere ayrımcılık yaptığını düşündüğü profesörlerin isimlerini listelemişti. Bu "kara liste"de yer alan birçok akademisyen daha sonra tehdit mektupları almış, güvenlik sorunları yaşamışlardı.
     
  • Seçim yalanları ve komplo teorileri: Kirk şu konularda da tartışmalı tavır almıştı:
  • 2020 başkanlık seçimlerinde hile yapıldığını iddia etmişti (bu iddialar mahkemelerce reddedilmişti)
  • Aşıların zararlı olduğunu söyleyerek aşı karşıtlığını desteklemişti.
  • Amerika'da demografik yapının değişmesiyle ilgili komplo teorilerini yaymıştı (beyaz nüfusun kasıtlı olarak azaltıldığı gibi)

Bu görüşlerin tamamı toplumda bölünmeyi derinleştiren, bilimsel gerçekleri yadsıyan veya tarihsel kazanımları hedef alan nitelikteydi.

Bu söylemlerin hiçbiri şiddeti hak etmez ve demokratik bir toplumda en aşırı fikirler bile tartışma ve eleştiri yoluyla karşılanmalıdır, fiziksel saldırı ile değil.

Ancak Kirk'ün kullandığı dilin ve yaydığı fikirlerin toplumsal kutuplaşmaya katkıda bulunduğu da yadsınamaz bir gerçektir.

İronik olan şu ki, Kirk'ün kendisi de şiddet kültürünün bir parçasıydı- silah şiddetini normalleştiren, düşmanlaştırıcı dil kullanan ve ötekileştirici söylemler üreten bir yaklaşımın temsilcisiydi.

Bu durum, Amerika'da şiddet kültürünün nasıl döngüsel bir yapıya sahip olduğunu ve tüm tarafların bu kısır döngüye katkıda bulunduğunu göstermektedir.


Şiddet sarmalının normalleşmesi

Kirk suikastı, Amerika'da siyasi şiddetin alarm veren boyutlara ulaştığının son göstergesi.

Princeton Üniversitesi'nin Bridging Divides Initiative verilerine göre, 2025'in ilk yarısında 150 politik motivasyonlu saldırı gerçekleşti- bu rakam 2024'ün aynı döneminin neredeyse 2 katı.

Bu artışın arkasında, siyasi rakiplerin artık "meşru muhalifler" değil, "varoluşsal tehditler" olarak algılanması yatıyor.

Kirk'ün öldürülmesi de bu algının en korkunç sonuçlarından biri oldu.

22 yaşındaki fail Tyler Robinson'ın "nefretine yeter" diyerek eylemi gerçekleştirmesi, siyasi söylemin nasıl ölümcül şiddete dönüşebildiğini gözler önüne serdi.


Kampüsler, yeni savaş alanları

Kirk'ün bir üniversite kampüsünde öldürülmesi rastlantı değil.

Amerikan üniversiteleri, son yıllarda siyasi çatışmaların en yoğun yaşandığı alanlardan biri haline geldi.

Geleneksel olarak düşünce özgürlüğünün kalesi olan bu mekânlar, artık güvenlik endişeleri nedeniyle konuşmacıları ağırlamakta tereddüt ediyor.

Utah'taki olay sonrasında, birçok üniversite siyasi etkinlikler için güvenlik önlemlerini artırdı.

Bu durum, akademik özgürlüğün ve açık tartışmanın geleceği açısından ciddi endişeler yaratıyor.

Öğrenciler ve akademisyenler, görüşlerini ifade etmekte giderek daha çekimser davranıyor.


Dijital radikalizasyon ve yeni tehdit profili

Robinson'ın suikast sırasında bıraktığı mermi kovanlarındaki mesajlar, yeni nesil politik şiddetin karakteristik özelliklerini ortaya koyuyor.

Internet kültürü ile siyasi ideoloji karışımı, geleneksel tehdit değerlendirmelerini zorluyor.

Artık saldırganlar kolayca tanımlanabilir ideolojik kamplara sığmıyor; sanal kimlikleri gerçek dünyada doğrulamak için şiddeti araç olarak kullanıyorlar.

Bu durum, güvenlik kurumlarının karşılaştığı yeni nesil tehditleri anlama konusundaki zorluklara işaret ediyor.

Klasik siyasi motivasyonların yerini alan hibrit ideolojiler, erken uyarı sistemlerini etkisiz hale getiriyor.
 


Söylem savaşları ve kurbanlaştırma siyaseti

Kirk'ün ölümü, her iki siyasi kampın da kendi anlatılarını güçlendirmek için kullandığı bir araca dönüştü.

Muhafazakârlar olayı "sol şiddetinin" kanıtı olarak sunarken, liberaller Kirk'ün kendi nefret söylemlerinin sonuçlarına dikkat çekti.

Bu "anlatı savaşları", toplumsal uzlaşmayı daha da zorlaştırıyor.

Özellikle Kirk'ün "şehit" olarak sunulması, rasyonel tartışmanın yerini duygusal tepkilere bırakmasına neden oluyor.

Florida Temsilcisi Anna Paulina Luna'nın "maalesef bu son olmayacak" sözleri gibi açıklamalar, şiddet döngüsünün devam edeceği beklentisini pekiştiriyor.


Demokrasinin stres testi

Kirk suikastı ve ardından yaşanan gelişmeler, Amerika'nın demokratik kurumlarının ciddi bir stres testi geçirdiğini gösteriyor.

Kamusal alanın güvenlik endişeleri nedeniyle daralması, siyasi katılımı olumsuz etkiliyor.

Siyasetçiler ve aktivistler, görünürlükleri arttıkça hedef olma riski ile karşı karşıya kalıyor.

Bu durum, Amerika'nın iki kritik kavşakta olduğunu ortaya koyuyor: Ya bu tehlikeli döngüyü kırmaya yönelik toplumsal bir mutabakat sağlanacak, ya da siyasi şiddetin giderek normalleştiği bir geleceğe doğru sürüklenmeye devam edilecek.

Sonuç olarak, Charlie Kirk suikastı münferit bir olay değil, Amerika'nın içinde bulunduğu derin sistemik krizin bir semptomu. 

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU