Mart 2003'te Bağdat'a füzeler yağmaya başlamadan iki gün önce Josh Richards sırt çantasına benzin ve bulaşık deterjanı karışımı koyarak Gloucestershire'daki Birleşik Krallık (BK) Kraliyet Hava Kuvvetleri (Royal Air Force/RAF) Fairford üssüne doğru yola koyuldu. Yaklaşan şok ve dehşet operasyonuna katılmasını önlemek için bir B-52 USAF bombardıman uçağının tekerleklerini ateşe vermeyi planlıyordu.
Harekete geçemeden yakalandı ama pek çok kişinin yasadışı olarak gördüğü bir savaşı engellemek için son bir girişimde bulunma fikrine sahip tek kişi o değildi. Birkaç gün önce Margaret Jones ve Paul Milling aynı hava üssüne girerek bir dizi yakıt tankerine ve bomba römorkuna zarar vermişti. 30'lu yaşlardaki Philip Pritchard ve Toby Olditch adlı başka iki adam, bombardıman uçaklarının motorlarına zarar vermek amacıyla kendilerini boya, somun ve cıvatalarla donatmıştı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bugün bu 5 kişilik grup terörist diye nitelendirilirdi. Geçen ay Filistin yanlısı eylemciler, tıpkı Fairford'daki gibi RAF Brize Norton'a girip iki askeri uçağa kırmızı boyayla zarar verdiğinde hükümetin tepkisine bakın. BK Başbakanı Keir Starmer "Utanç verici bir vandalizm eylemi" dedi.
Birkaç gün sonra İçişleri Bakanı Yvette Cooper ise Avam Kamarası'nda sözkonusu örgütün (Palestine Action/Filistin Eylem Grubu) 2000 tarihli Terörizm Yasası kapsamında yasaklanan örgütler listesine ekleneceğini duyurdu. Gelecekte bu gruba beş kuruş bile bağış yapma cesaretini gösteren kişi, suç işlemiş olacak.
20 küsur yıl önce daha nazik, daha kibar bir çağda yaşıyorduk. Toplum, Fairford Beşlisi diye bilinen grup hakkındaki yargılarında bu kadar sert değildi. Protestocular avukat tuttu ve onlar da dava özetlerinde, eylemlerinin ahlaki ve yasal olarak haklı olduğunu çünkü daha büyük bir kötülüğü, yani Irak'taki savaşı ve olası sonuçlarını önlemeyi amaçladığını öne süren özgün bir savunma yapmaya karar verdi. Kısacası daha büyük suçları önlemek için suç işlemeye istekliydiler.
Bu dikkat çekici savunmayı ortaya atan avukatlar arasında insan hakları barosunun yükselen yıldızı Kraliyet Avukatı Keir Starmer da vardı. Davayı Josh Richards adına önce Haziran 2004'te Temyiz Mahkemesi'nde, ardından da Mart 2006'da Lordlar Kamarası'nda savundu. Mahkeme başkanı Lord Bingham, davadaki "bilgeliği" övmek için elinden geleni yaptı.
Temyiz tamamen başarılı olmadı ancak Lord Hoffmann kararında, BK'de bu tür protesto eylemlerine geleneksel olarak nasıl baktığımıza dair insani bir görüşü dile getirdi.
Lord Hoffmann (89. paragrafta) "Bu ülkede vicdani gerekçelerle yapılan sivil itaatsizliğin uzun ve onurlu bir geçmişi vardır" diye yazdı.
Bir yasanın veya hükümet eyleminin adaletsiz olduğuna inandıklarını ifade etmek için yasaları çiğneyen insanlar bazen tarih tarafından haklı çıkarılır. İlk akla gelen örneklerden biri süfrajetler. Bu tür protesto ve gösterilere alan tanımak medeni bir toplumun işaretidir.
Hoffmann, kendi "medeni toplumunda" bu tür sivil itaatsizlik eylemlerinde hakim olması gerektiğini düşündüğü "teamülleri" özetledi. Yasaları çiğneyenler orantılı davranmalı ve aşırı zarar vermekten kaçınmalıydı. Kanun uygulayıcılar ise "itidalli davranmalı [ve] ... protestocuların vicdani gerekçelerini dikkate almalıydı".
Kraliyet Avukatı Starmer'ın o zaman bu sözleri zevkle okuduğunu tahmin ediyorum: Bilgili arkadaşları mahkemelerde vicdani gerekçelerle hareket eden müvekkillerini savunurken, bu sözleri yıllarca alıntıladı.
Ancak şimdi hükümetinin emriyle, bu tür insanlar terörist olarak tanımlanacak. Vicdani gerekçelerini anlamaya çalışmayı unutun. İçeri atın ve yasaklayın. Peki ne oldu?
Bazı hipotezleri test edelim.
İlk olası açıklama Starmer'ın 2004'te, kendi alanıyla ilgili her davayı kabul etme zorunluluğuna uygun şekilde hareket etmiş olması. Lüks mahkemelerde savunduğu tüm o şeylere aslında inanmıyordu: Sadece elindeki davayı en iyi şekilde savunuyordu. Ancak Doughty Caddesi'ndeki avukat bürolarından eski bir iş arkadaşı bana Starmer'ın protesto hakkına "tamamen" inandığını söyledi.
Bazıları onun tam bir ikiyüzlü olduğunu iddia ediyor. O zaman savunduğu şeyle şimdi savunduğu şey arasında büyük bir uçurum olması umurunda bile değil. Ya da belki de sadece fikrini değiştirmiştir? Belki de Fairford davasına (Irak) biraz sempati beslerken, Brize Norton protestolarına (Filistin) daha az sempati duyuyordur?
Belki de 20 yıl önce ifade ettiği görüşleri hala savunuyordur ama kendisine, bunları dile getirmenin siyasi açıdan akıllıca olmayacağı tavsiyesi verilmiştir. Reform anketlerde fırtına gibi esiyor ve sert adımlar talep ediyor. Şu an yufka yürekli bir liberal olarak öne çıkmanın sırası değil. O halde bir zamanlar savunduğu türden insanları yasadışı ilan ederek sertliğini gösterebilir. Eli değmişken Glastonbury'ye de bir başka "teröristi" (bu durumda İrlandaca rap yapan Kneecap grubunu) programdan çıkarmasını söyleyebilir.
Ya da belki de inandığı hiçbir şey yoktur? Ne de olsa kendi destekçilerinin bile önemli bir kısmı böyle düşünmeye başladı.
Halk 20 yıl önce protestoculara karşı daha bağışlayıcı bir bakış açısına sahipti. Jüriler başlangıçta Fairford sanıklarından 4'üne yönelik yasal suçlamalar konusunda bir karara varamadı. Daha sonra Olditch ve Pritchard iki duruşmanın ardından tüm suçlamalardan aklandı. Josh Richards da bir B-52 bombardıman uçağını yakmak istediğini itiraf ettikten sonra iki kez yargılandı. İki seferde de serbest kaldı. Sadece Margaret Jones ve Paul Milling (ikinci denemede) suçlu bulundu ve nispeten yumuşak muamele gördü. Milling'e şartlı tahliye ve 250 sterlin (yaklaşık 14 bin TL) para cezası verildi. Dr. Jones'a ise 5 ay sokağa çıkma yasağı verildi.
Belki de bu Starmer'ın aklından geçenleri açıklıyor. Jürilerin Gazze gibi bir meselede vicdani protestocuların yanında yer alacağını herkesten iyi biliyor. Dolayısıyla protesto gruplarını en baştan yasadışı ilan etmek daha temiz bir yöntem. Hukukun üstünlüğüne inanan biri için bu, hukukun üstünlüğünün etrafından dolaşmanın akıllıca bir yolu.
Yurttaşlık hakları avukatı Barones Helena Kennedy bana "Evet, yargılanmalılar. Evet, suç teşkil eden bir zarar verdiler" dedi.
Ama onları terörist diye yaftalamak bana olağanüstü geliyor. Bu klasik Trump yolundan gitmek ve ben bundan hiç hoşlanmıyorum. ABD hükümetinin hukukun üstünlüğüne hiçbir saygı göstermediği bir durum sözkonusu. Şimdi de bu zehir, bizim hukuk sistemimizin temel dokusuna işliyor.
Ben yazıyı kaleme aldığım sırada, Brize Norton'daki terörle mücadele polisi tarafından 4 protestocu daha gözaltına alındı (4 Temmuz itibarıyla 4 tutuklandı ve haklarında dava açıldı -çn.). İnsan, terörizm kavramının kendisinin Starmer hükümeti tarafından biraz hafifletilip hafifletilmediğini düşünmeden edemiyor.
Ve insan, 20 yıl önce savunduğu her şeyi baş aşağı çeviren Starmer'ın zihninde gerçekleşen felsefi taklaları da merak etmeden yapamıyor.
Independent Türkçe için çeviren: Büşra Ağaç
© The Independent