Sosyal statü aracı olarak cilt beyazlatma

Günümüzde insanlar neden ciltlerini beyazlatmak için sağlıklarını tehlikeye atmaya devam ediyor?

Fotoğraf: Byrdie

Cilt beyazlatma işleminin milattan önce 200'lü yıllara dayandığı rivayet ediliyor.

Antik Mısır, Yunan ve Roma toplumlarında bilhassa kadınların bal ve zeytinyağı gibi doğal ürünlerle cilt tonlarını açmaya ve bu yolla güzel görünmeye çalıştığı biliniyor.

İlerleyen yüzyıllarda ise aynı sebeple cilt beyazlatmak için büyük riskler alınıyor ve kurşun gibi zararlı maddeler cilde sürülüyor.
 


19'uncu yüzyılın Avrupa'sında beyaz kadınların arsenik içeren tehlikeli kimyasallarla ciltlerini daha da beyaz ve soluk hale getirmesinin ardında yatan sebep ise zenginlik ve statü vurgusuydu.

Cildin, güneş etkisiyle hiç kararmadan bembeyaz kalabilmesi, dışarıda yapılması gereken işlerin hepsinden uzak durabilecek ve bu işleri başkalarına yaptırabilecek kadar zengin ve statü sahibi olmak anlamına geliyordu. 

Kolonyal döneme gelindiğinde ise sömürgeci zihniyetin yarattığı beyaz üstünlüğünün bir sonucu olarak koyu ve siyah ten rengi, güzel bulunmamaktan öte bazı ırkların köleleştirilmesinde bir gerekçe olarak kullanıldı. 

Fakat tüm siyah köleler eşit kategoride değerlendirilmedi. Daha açık bir ten, beyaz ırka daha yakın olmak ile eşdeğer tutuldu; böylece açık tenli siyahlar, belli imtiyazlara hak kazandı. 

Afrika'dan zorla getirilen siyah köleler arasında açık tenli köleler güneşe maruz kalmayı gerektirmeyecek işlerde yani ev içi hizmette çalıştırıldı.

Bu köleler daha iyi işlerde çalışabildikleri gibi, statüleri de yükselmiş oldu. Açık tenli siyahi köleler daha iyi evlilikler yaptılar; beyaz efendilerine biraz daha yaklaşırken, siyah ırkdaşlarından ayrıştılar. 

Yalnız Afrika'da değil, Asya'da ve Güney Amerika'da da koyu tenler, sömürgeciye daha yakın olabilmek ve statü elde etmek için 16'ncı yüzyıldan bu yana beyazlatma işlemlerine tabi tutuldu. 
 

Paris'in Château d'Eau metro istasyonunda _siyah ve karma ciltler için_ tasarlanmış ürünlerin reklamı, 24 Nisan 2018 Sonia Zannad_TCF.jpg
Paris'in Château d'Eau metro istasyonunda siyah ve karma ciltler için tasarlanmış ürünlerin reklamı / Fotoğraf: Zannad-TCF

 

Peki, günümüzde insanlar neden ciltlerini beyazlatmak için sağlıklarını tehlikeye atmaya devam ediyor?

Sömürgecilik sonrasında koyu tenli insanların durumu pek değişmeden devam etti denilebilir.

Açık tenli olmak hala çeşitli imtiyazlara sahip olmayı beraberinde getiriyor.

Bugün hem Batı'da hem de Amerika'da açık tenli siyahların, daha eğitimli olduğu ve daha iyi işlerde çalıştıkları gözlemleniyor.  

Dolayısıyla, güzellik sembolü olan daha açık bir ten aynı zamanda daha üst statüye ulaşmanın da kapısını aralıyor. 

İşin acı tarafı, Afrika ve Asya ülkelerinde de açık bir ten benzer şekilde güzelliğin sembolü olarak tanımlanıyor.

Evlilik çağındaki açık tenli kızların talipleri daha fazla. İş görüşmelerinde şansları çok daha yüksek.  
 

Cilt aydınlatma ürünü Reuters.jpg
Hindistan'da bir cilt beyazlatma ürünü / Fotoğraf: Reuters

 

Cilt beyazlatmanın teşvikinin kazanç boyutu ise çok büyük.

2024 yılında, cilt beyazlatma kremlerinden sağlanacak kârın dünya genelinde 31.2 milyar dolar olması bekleniyor. 

Her ne kadar bazı ülkeler cilt beyazlatan kremlerin kullanımını yasaklasa da kullanmak isteyenler bu ürünlere ulaşmanın farklı yollarını buluyor.

Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre, Nijeryalı kadınların yüzde 77'si cilt beyazlatıcı kremleri düzenli olarak kullanıyor. 

Nitekim cilt beyazlatma tek seferlik bir işlem değil. Cilt kendisini sürekli yenilediği için, cilde rengini veren maddenin yani melaninin üretimini durdurmuyor.

Bu durumda cilt beyazlatma ürünleri rutin olarak kullanılıyor. Kremlerin ihtiva ettiği cıva ve benzeri ağır kimyasallar, cildi güneş ışınlarından koruyan melanin üretimini durdurmaya çalışıyor.

Melanin üretimi engellendiğinde ise cilt korumasız hale geliyor. 

Bu kimyasallar öylesine zararlı ki; tahriş, şişkinlik, his kaybı, akne, kızarıklık gibi kısa süreli etkilerinin yanı sıra kullanan kişinin iç organlarında da kalıcı hasarlar bırakıyor.

Kanser başta olmak üzere hayati tehlike arz eden nice hastalığa kapı aralıyor. 
 

T.jpg
Fotoğraf: Twitter

 

Melanin üretiminin durması tıbben bir hastalık olarak tanımlanıyor. Hem siyah hem de beyaz ırkta rastlanan albino hastalığı cildin melanin üretememesi sonucu ortaya çıkıyor.

Saça, göze ve deriye rengini veren bu pigmentin eksikliği sonucunda albino hastaları güneş ışığına karşı çok hassas hale geliyor.

Cilt kanserine yakalanma riskleri yüksek olan albinolar sıklıkla görme problemleri de yaşıyor.

Melanin fazlalığının ise fiziksel hiçbir soruna yol açmadığı bilinmekte. Bilakis koyu ten güneş ışınlarından daha az etkileniyor ve daha az kırışıklık gösteriyor. 

Gerek neden olduğu sağlık sorunları, gerekse ırklar arası eşitsizliği beslemesi cilt beyazlatma sorunun daha ciddi boyutlarda ele alınmasını elzem kılıyor.

Ancak söylemler ve uygulamalar arasındaki tutarsızlık baki kaldıkça ve küresel beyaz üstünlüğüne karşı bilim, akıl ve insani duyarlılık birleşmedikçe cilt beyazlatmanın ve benzeri uygulamaların azalması pek mümkün görülmüyor. 

 

 

Kaynaklar:

https://theconversation.com/bleaching-creams-are-by-products-of-colonialism-a-view-from-french-history-83692 
Lorenzi r. "Mummy Shows Ancient Egyptians Bleached Their Skin" Seeker, June 10,2016
https://www.washingtonpost.com/politics/2019/06/15/dangerous-skin-bleaching-has-become-public-health-crisis-corporate-marketing-lies-behind-it/ 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU