Muhalefetin kaçırdığı fırsatlar ve önündeki yeni imkânlar

Dr. Onur Alp Yılmaz Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Twitter

Temel olarak bir siyasetçiden iki beklenti vardır: seçimi kazanması ve ülkeyi yönetebilmesi.

Türkiye'nin geldiği koşullar, mevcut iktidarın ikinci beklentiyi karşılayamadığı bizlere açıkça gösteriyor.

Ancak bu beklentinin karşılanamaması, Erdoğan'ın seçim kazanma kapasitesini yitirdiği anlamına gelmiyor, muhalefetin seçim kazanma ihtimalinin doğduğu anlamına geliyor.

Başka bir ifadeyle, her ne kadar iktidar yönetme kabiliyetini yitirmiş olsa da muhalefetin seçmenlere daha iyi yöneteceğini gösterememesi durumunda seçimi kazanma potansiyeline hâlâ sahip. 

Unutmamak gerekir ki iktidar blokuyla arasına mesafe koyan seçmen yıllar içinde şu aşamalardan geçti: 

  1. Erdoğan'dan iyisi olmaz
  2. Erdoğan kaybederse bundan iyisi olmaz
  3. Kim kazanırsa kazansın bundan kötüsü olamaz. 

Muhalefet, iktidarın eski ve mevcudun araftaki seçmenini, geldiği üçüncü ve son aşamadan "muhalefet kazanırsa bundan iyisi olur" diyeceği bir aşamaya getirmeyi henüz başarabilmiş değil.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Eğer ki muhalefet bu algıyı yaratabilecek bir kamuoyu oluşturup ilgili seçmeni dördüncü aşamaya geçiremezse, bu seçmenlerin tekrar ikinci aşamaya dönüşü de pekala mümkün. 

Çünkü iktidar, dış politikada İngilizce tabiriyle "spin-doctor" dediğimiz bir stratejiyi, yani eşekten düşen Nasrettin Hoca'nın "Ben zaten inecektim" demesinde olduğu gibi mağlubiyetlerinden zafer çıkarma stratejisini uygulamaya koydu.

Bunun son örneğini de Sisi'yle tokalaşmada gördük. Bu andan sonra Erdoğan'ın "stratejik dehası"na ve "yeni" dış politikanın potansiyel kazançlarına vurgu yapılarak seçmen, üçüncü aşamadan ikinci aşamaya döndürülmeye çalışılacak.

Diğer yandan da kamu gücünün getirdiği konfora dayanarak bireylerin iktisadi yaşamlarında "yalancı bir bahar" yaratılarak bu aşamaya dönüş potansiyeli desteklenecek. 


İşte bu aşamada muhalefet, iktidarın elindeki medya hegemonyası ve kamu gücüne rağmen psikolojik üstünlüğü ele aldığı günlerde olduğu gibi söylem birlikteliğini yeniden kurmak zorunda.

İktidarın medya hegemonyası ancak bu birliktelikle aşılabilir. Bunun asgari önkoşulu ise soyutluğundan sıyrılmış ve somutlaşarak ortaklaşmış bir programı hayata geçirmekte saklı. 

Aylardır girilen rehavet havasının ardından artık iktidar kaybettiği için muhalefetin kazandığı edilgen bir geçiş süreci mümkün değil.

Yeni dönemde muhalefet kazandığı için iktidarın kaybettiği etken bir geçiş süreci ancak mümkün.

Bu noktadan sonra ise riskli aday, soyut ve teorik proje ile kavramsal demokratikleşme iddialarıyla muhalefetin ulaşabileceği menzil kendisi açısından pek de tatmin edici olmayabilir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU