Pişmanlık duymanın keyfi

Rav Mendy Chitrik Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Jonathan Zinde

Bugün milyonlarca Yahudi Roş Aşana'yı, yani 'Yahudi Yeni Yılı'nı, ayrıca hem kendi içlerine dönüp baktıkları hem de eğlendikleri, her biri kendine has bayramların bulunduğu yeni bir ayın başlangıcını idrak edecekler.

Yüce Bayramların ilki olan Roş Aşana'da Tanrı'yı bir kere daha kral olarak seçer ve bizlere tatlı ve olumlu bir yıl bahşetmesi için kendisine dua ederiz.

Bu bayramın anahtar geleneği, geçmiş senemize bakıp gelecek olan senede neleri daha iyi yapmamız konusunda bize ilham vermesi için, şofar, koç boynuzu çalınmasıdır.
 

Roş Aşana.jpg
Roş Aşana'da genellikle koç boynuzundan yapılan antik bir müzik aleti olan şofar üflenir Fotoğraf: Europian Photopress Agency

 

On gün sonra, 25 saat oruç tutup kendimizi geliştirmeye odaklandığımız, ağırbaşlı bir pişmanlık ve hüküm günü olan Yom Kipur'u idrak ederiz.

Bu ciddi ve içe dönük bayramlardan sonra, Tanrı'nın sonsuz merhametiyle dualarımızı kesinlikle dinlediğine ve bize iyi bir yıl bahşedeceğine dair duyduğumuz güveni Sukot Bayramı ile kutlarız.

Bir hafta süren bu bayram, Tevrat devrinde Tanrı tarafından mucizevi bir şekilde Mısır'dan kurtarılan Yahudi halkının çölde dolaştıkları yıllarda yaşadıkları kulübelerin anısına, açık havada kurulan suka denilen kulübelerde vakit geçirilerek kutlanır.

Bu ay içinde, son olarak bir "dans bayramı" olan Simhat Tora yer alır; bu bayramda, Yahudilikteki en kutsal nesne olan Tora rulolarını alır, sinagog içinde dans eder, Tanrı'ya bize bu zengin geleneğimizi verdiği için teşekkür ederiz. 

İlk bakışta, tüm bunlar kafa karıştırıcıdır.

Korku Günleri olarak da bilinen Roş Aşana ve Yom Kipur'a genelde Yüce Bayramlar denir, çünkü manevi anlamda yılın zirve noktalarıdır ve Tanrı'nın en belirgin biçimde bize bağlanmış olduğu zamanlardır.

Yüce Bayramlar sırasında, Tanrı her birimizi değerlendirir, iyi ve kötü hareketlerimizi tartar, gelecek yılın bizim için neler sakladığına bakar, dualarımızı dinler ve kararını verir.

Tanrı bize her zamankinden daha yakındır; bunu kutlamayalım mı?


Ama yine de, bu bayramların ana teması, geçmişteki yanlışlarımız üzerinde kafa yorarken akla üzüntü ve vicdan azabını getiren pişmanlıktır.

Bizim geçmiş hatalarımıza gömülüp kasvet ve keder içinde bulunmamız için Yahudilik neden Tanrı'ya en yakın olduğumuz zamanı seçmiştir?

Bu soruya cevap verebilmek için, temel bir kavram hatasını aydınlığa kavuşturmamız gerekmektedir: 

İbranice bir kelime olan teşuva -ki Yüce Bayramlarda yaptığımızı tarif eder- genelde "pişmanlık" olarak tercüme edilir.  

Gerçekte ise, bu kelimenin bambaşka bir anlamı vardır.

Teşuva'nın gerçek anlamı "dönüş"tür. Olası hatalarımız ile ilgili düzeltmeleri yapıp Tanrı ile olan saf ilişkimize dönüş.

Yılın en kutsal günlerini işte bu şekilde geçiririz.
 

Unsplash.jpg
Fotoğraf: David Holifield/Unsplash

 

Şimdi sorumuzun cevabı netleşti:

Yüce Bayramlar, gerçekte, üzüntülü ve kendimizi alçaltıcı pişmanlık günleri olarak değil, "geri dönüp", Tanrı ile olan ilişkimizi yeniden ateşlediğimiz önemli ve ciddi bir fırsat zamanı olarak algılanmalıdır.

Tanrı'nın bize en yakın ve en ulaşılabilir olduğu bu özel zamanda, gerçek değerlerimizle bağdaşmayan hareketlerimizden dolayı üzüntü duyduğumuz ve kendimizi yeniden O'na adayacağımız konusunda O'nun güvenini tazeleriz.

Hareketlerimizi iyileştirme ve O'na dönme konusunda söz vererek ruhlarımızı Tanrı'ya yakınlaştırırız. 

İşte o zaman bu bayramların kendimizi değerlendirmek için neden bu kadar kritik olduklarını ve bu günlerde neden içten olmamız gerektiğini anlayabiliriz.

Tanrı'ya ve O'nun kutsal yollarına düzgün bir biçimde dönebilmek için önceliklerimiz ve dikkatimiz manevi değerlerle kesişmelidir.

Roş Aşana ve Yom Kipur'da dikkatimizi Tanrı'ya ve O'nun bizden beklentilerine yöneltiriz.

Geçmişteki hatalarımızdan duyduğumuz samimi pişmanlık hisleriyle bu günler, ağırbaşlı olmalarına rağmen, üzüntülü günler değildirler.

Roş Aşana ve Yom Kipur kendimizi geliştirebileceğimiz ve yeni bir başlangıç yapabileceğimiz neşe günleridir.

Bizim için gerçekten önemli olana dönebilmek için ikinci şansların bulunduğunun yıllık hatırlatmalarıdırlar.

Hepimiz, Tanrı ile olan ilişkimizin yakın ve el üstünde tutulduğu, kutsanmış tatlı bir yeni yıl için yazılalım, imzalanalım ve mühürlenelim.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU